Enstitüler - Tezler
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/20.500.12416/6
Browse
Browsing Enstitüler - Tezler by Access Right "info:eu-repo/semantics/openAccess"
Now showing 1 - 20 of 1281
- Results Per Page
- Sort Options
Master Thesis 12 Eylül 1980 Askeri Darbe Döneminde Cumhuriyet, Hürriyet ve Tercüman gazetelerindeki sansür / oto-sansür uygulamaları(Çankaya Üniversitesi, 2018) Özdemir, HüreyyeAraştırmada, 12 Eylül 1980 - 6 Kasım 1983 arası istisna rejimi döneminde, iktidar ve medya arasındaki ilişki incelenirken, sansür uygulamalarıyla basındaki eğilimler ele alınarak, basın çalışanlarının 12 Eylül darbesini farklı yöntemlerle nasıl meşrulaştırdığı üzerinde durulmaktadır. Araştırma için dönemin üç gazetesi seçilmiştir. Bu gazetelerde çalışan ve özellikle o döneme tanıklık eden yazarlarla yapılan söyleşilerin karşılaştırmalı analizi ve seçilen iki "Örnek olayın" medyada konumlanmaları ile sansür ve oto-sansür durumu saptanmaktadır. Basın, askeri rejimin ideolojisine yakın tutum içinde darbe öncesi, demokratik yönetimin teminatı olan parlamento ve bağımsız bir hukuk düzeni içinde bürokrasinin işletilmesinden sorumlu politikacıları olumsuz göstererek, 12 Eylül darbesi gerekçelendirilmiştir. 12 Eylül yöneticileri, sıkıyönetim düzeni içinde, güçlerinin meşrulaştırmasını sağlayarak, Türkiye'deki "hukuk" sistemini tamamen ortadan kaldırmış, yerine kendi "istisna yasasını" kurmuşlardır. Komutanların, toplumsal yaşamda demokratik tartışmayı kısıtlayarak istisna hali içinde geliştirdikleri sansür uygulamalarının günümüze dek sürdüğünü gözlemlemek mümkündür.Master Thesis 19. yüzyılda bir siyasal düşünür: Ali Suavi(2019) Halaman, Mustafa KemalBu çalışmanın maksadı, 19.YY'da Osmanlı Devletinin içinde bulunduğu politik, sosyal ve ekonomik durumu izah etmek ve mezkûr yüzyıl içerisinde bir siyasal düşünür olan Ali Suavi üzerinden değerlendirmelerde bulunabilmektir. Bilhassa Tanzimat Fermanı, Islahat Fermanı ve nihai erimde I. Meşrutiyet dönemi dâhilinde Ali Suavi'nin yazınları ve Çırağan Baskını konu edinilecektir. Bu doğrultuda çalışma üç kısımdan mürekkeptir. İlk kısımda, II. Mahmut – Batılılaşma, Kavalalı Mehmet Ali Ayaklanması ve Tanzimat Fermanı ile dönemin aydınlanmasına yönelik çalışmalarda bulunulmuştur. Keza 1853 – 1871 arası dönem içerisinde vuku bulan Kırım Harbî, Paris Muahedesi, Londra Konferansı ve Islahat Fermanı bu kısımda konu edinilmiştir. İkinci kısımda, Ali Suavi ve Yeni Osmanlılar üst başlığı altında Suavi'nin kısa bir monografisi söz konusudur. Ayrıca David Urquhart, Le Play ve Butler Johnstone'un Suavi'nin fikirleri üzerindeki etkileri incelenmiştir. Mustafa Fazıl Paşa ve Yeni Osmanlılar ile döneme ait yeni düşünceler ileri süren bir cemiyet üzerinde durulmuştur. Ali Suavi'nin Yeni Osmanlılar ile arasındaki münasebetlere değinilmiştir. Üçüncü bölümde 1876 Kânûn-ı Esâsî – I. Meşrutiyet ve Çırağan Baskını üzerine çalışma yoğunlaşmıştır. I. Meşrutiyet evvelinde Osmanlı Devleti politik, sosyal ve ekonomik durumu irdelenmiştir. Sultan Abdülaziz'in hal edilmesi, V. Murat ve akabinde Sultan Abdülhamid Han ve I. Meşrutiyet ilanı söz konusudur. Bu dönem içerisinde Abdülhamid Han'ın Mâbeyn-i Hümâyun ve Galatasaray Mekteb-i Sultani Müdürlüğü görevlerini ifa eden Ali Suavi, bir müddet sonra iş bu görevlerinden azledilmiştir. Bu merhaleden sonra Suavi, Abdülhamid Han'ı hal etmek ve V. Murat'ı bir kez daha saltanat edebilmek için birkaç yüz muhacir ile Çırağan Baskınını düzenlemiştir. Bu mezkûr baskın ile çalışma noktalanmıştır.Master Thesis 19.yy sonu ve 20. yy başında Osmanlı'da teknolojik ütopyalar ve yapılı çevre tahayyülleri(2022) Ateş Başıbüyük, FatmaBu tezin amacı 19. yüzyılın sonunda ve 20. yüzyılın başında Osmanlı Devleti'nde ortaya çıkan ütopik anlatılar ve süreli yayınlarda yer alan makale ve görseller üzerinden teknoloji isteği ve gelecek tahayyüllerinin mimari olarak incelenmesidir. Ütopya anlatılarıyla başlayan mükemmel bir toplum oluşturma ihtiyacı, Sanayi İnkılabı ve Reform hareketleriyle yerini teknolojik icatların merkeze alındığı gelecek tasarılarına bırakmıştır. Osmanlı'da ise bu gelecek tasarıları rüya ile başlayan anlatılarda yer bulmuş, bu anlatılarla paralellik gösteren süreli yayınlarda bulunun yazılar ve görseller yoluyla daha geniş kitlelere kendini gösterebilmiştir. Bu süreçte üretim ve gelişim süreçlerine çoktan geçmiş Avrupalı devletleri anlamaya çalışan Osmanlı Devleti, kendi içindeki ve dışındaki çatışmaları, bu yeniliklere yetişmeyi prensip edinerek atlatmaya çalışmıştır. Bu edebi metinlerin geneli Fenni Edebiyat çerçevesi içine girmiş ve gelecek tasarılarının mimarlık söylemlerinde oldukça önemli bir yer üstlenmiştir. Teze başlarken ilk olarak ütopya kavramına ve ilk ütopyalara bakılmıştır. Devam eden kısımda fenni mimarlık kavramı incelenmiş ve mimarlıkla ilişkisi sorgulanmıştır. Fenni mimarlık eserleri içine dahil edilen edebi metinlerdeki rüyalar ve gelecek tahayyüllerine Rüyada Terakki ve Medeniyet-i İslamiyeyi Rüyet, Çamlar Altında Musahabe ve Rüşeni'nin Rüyası adında üç eser seçilerek, eserlerin yazılma amaçları ve mimari ile kurulan ilişkiye bakılmıştır. İlerleyen kısımlarda Şehbal, Resimli Gazete, Kalem ve Cem dergilerinin görsel ve yazınsal metinleri ele alınmıştır. Bu kaynaklar edebi metin seçkileriyle ortak bir söylem oluşturmak amaçlanarak başlıklara ayrılmış ve tezin önemli bir kısmını oluşturmuştur. Bu yazınların birbiri ile olan bağlantıları ve elde edilen söylemin mimarlık alanına katkısı değerlendirilmiştir.Article 1980 sonrası Türkiye'de kadın hareketi ve özel olanın politikleşmesi(2019) Çeşnigil, Begüm ŞeymaBu tez çalışması Türkiye'de kadın hareketinin 1980'lerle birlikte yükselişe geçtiği ve Türkiye'de özellikle 1980 sonrası feminist hareketin kat ettiği yolla önemli adımlar atılmış olduğu fikrinden hareket etmektedir. Birinci bölümde, araştırmanın kapsamı ve çerçevesi doğrultusunda dönemin alt yapısının temel dinamikleri hakkında karakteristik özellikte bilgiler yer almış, bu dinamiklerin bağımsız bir kadın hareketinin ortaya çıkması ve gelişimi için elverişli bir ortam hazırlayıp hazırlamadığına bakılmıştır. Siyasal, kültürel ve toplumsal değişimler göz önünde bulundurularak, 1980 sonrası Türkiye'de basında yaşanan değişimler paralelinde feminist yayıncılığın gelişimi ve kadın hareketine katkısı ele alınmıştır. İkinci bölümde, Türkiye'de 1980 sonrası kadın hareketi, politik ortamın sağladığı olanaklar ve dönemin kadın hareketinin sahip olduğu farklı bilinci ve devinimi en iyi şekilde ifade eden "Özel Olan Politiktir" sloganı göz önüne alınarak incelenmiş, söz konusu döneme ait olan kadın hareketinin Türkiye'de kadın hareketinin tarihsel süreci içindeki önemli konumu ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Üçüncü bölümde ise 1980'lerde başlayan bir sürecin 1990'lara yansıması ve yarattığı etkiler ele alınmıştır. 1980'lerdeki mücadelelerini sürdüren kadınlar kalıcılaşma yoluna giderek kurumsallaşma açısından önemli adımlar atmışlardır. 1980'lerdeki mücadeleler ve oluşturulan feminist politika önerileri, 1990'larda politik düzleme taşınmış ve pek çok alanda gerçekleştirilen yasal düzenlemeler doğrultusunda önemli kazanımlar sağlanmıştır. 1980'lerin feminist mücadeleleri sonraki dönemlerin yaşanan tartışmaları ve gelişmeleri için temel olmuştur. Çalışmanın temel amacı, 1980 sonrası Türkiye'de "Özel Olan Politiktir" sloganı ile hareket eden kadın hareketinin bir değerlendirmesini yaparak yarattığı etkileri ortaya koymaktır. Anahtar Kelimeler: Türkiye'de kadın hareketi, feminizm, "özel olan politiktir", özel olanın politikleşmesiMaster Thesis 1982 Anayasası'na göre yasama bağışıklıkları(2016) Karakelle, MakbuleParlamentolar devletin emredici gücünü kurallar koymak suretiyle ellerinde bulundururlar. Devletlerin en önemli kurumları olan parlamentoların görevlerini etkin biçimde yapabilmeleri parlamento üyelerinin yasama faaliyetlerini baskı altında olmaksızın, özgürce yerine getirebilmelerine bağlıdır. Bunu sağlayabilmek amacıyla hemen hemen tüm demokratik ülkelerde milletvekillerinin hukuki ve cezai sorumluluk konusunda sahip oldukları birtakım ayrıcalıkları vardır. Bu ayrıcalıklar milletvekilinin kişisel ayrıcalığı için değil, yasama görevini güvenle yapabilmesi içindir. Yani amaçlanan kamu yararıdır. Türk hukuk sisteminde de cezai yargılama ve tedbirlerinden muafiyet şeklinde karşımıza çıkan bu ayrıcalıklar "yasama bağışıklıkları" olarak ifade edilir. Yasama bağışıklıkları "yasama sorumsuzluğu ve "yasama dokunulmazlığı" olarak iki türlüdür. Yasama sorumsuzluğu milletvekilinin meclis çalışmaları esnasında yaptığı düşünce açıklamaları ve oylarından parlamento dışında hiçbir kurum tarafından sorumlu tutulamamasını ifade eder. Yasama dokunulmazlığı ise Meclis çalışmaları dışındaki eylemlerinden dolayı görevi boyunca yargılanmalarını ve aldıkları cezaların infazını engeller. Yasama bağışıklıklarının düzenlendiği 1982 Anayasası'nın 83. maddesinde hem yasama sorumsuzluğu hem de yasama dokunulmazlığı yer almıştır. Bu çalışmada yasama bağışıklıkları 1982 Anayasası bağlamında yasama sorumsuzluğu ve yasama dokunulmazlığı olarak ayrı başlıklar altında ayrıntılı olarak incelenmiştir.Master Thesis 1982 anayasasına göre toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı(Çankaya Üniversitesi, 2017) Keser, HayriyeToplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı çoğulcu demokrasilerin vazgeçilmez unsurlarından biri olması nedeni ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından önemle vurgu yapılmakta olup bu kapsamda, ifade özgürlüğü ile alakalı ilkelerin ışığında, zaman içerisinde daha geniş bir yoruma tabi tutmaktadır. Türk İç hukuk düzenlemelerinde, toplantı ve gösteri yürüyüşü konusunda genel olarak AİHM'nin ortaya koymuş olduğu standartlara uyum konusunda özen gösterilmiştir. Benzer şekilde, Anayasa Mahkemesinin vermis olduğu kararlarda da aynı hassasiyetiye dikkat çekmektedir. Ancak esas sorun konuya ilişkin hükümlerin ve ilkelerin uygulama alanine geçirilmesinde ortaya çıkmaktadır. Türkiye hakkında açılan davalarda çıkan ihlal kararları ile Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuruların başlıca sebebini, bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi nedeni ile toplantı ve yürüyüşünün yasadışı sayılması, barışçıl şekilde yapılan gösterilere kolluğun kuvvet kullanarak müdahale etmesi veya kolluk tarafından kullanılan kuvvetin orantısız şekilde gerçekleşmesi oluşturmaktadır. Bu itibarla, 1982 Anayasasında, bahse konu hakkın tanımlanması, sınırlandırılmasına ilişkin düzenlemeler, ilgili yasa ve yönetmeliklerle, söz konusu ihlal kararlarının çıkmasının engellenmesi amaçlanmıştır.Master Thesis 2001 sonrası ABD enerji politikası: Bush, Obama ve Trump yönetimlerinin mukayeseli analizi(2019) Koca, Eşref CihadBu çalışmada, ABD dış politikasında oldukça önemli bir kırılma noktası teşkil eden 11 Eylül 2001 saldırılarının akabinde izlenen enerji güvenliği politikalarının, farklı ekollere mensup olsalar da üç başkan döneminde ABD dış siyasetinde oldukça belirleyici bir rol ve etkiye sahip olduğu ve 2001 sonrasında benimsenen türlü enerji güvenliği yaklaşımlarının halen devam ettirildiği ileri sürülmektedir. Bu çerçevede 2001 sonrasında Bush, Obama ve Trump yönetimleri süresince uygulanan ABD enerji politikalarına yer verilmekte; akabinde söz konusu dönemlerdeki enerji politikaları mukayeseli olarak açıklanmaktadır. Son olarak, Bush, Obama ve Trump yönetimlerinin enerji politikaları, Neorealizm ve Neoliberalizm çerçevesinde değerlendirilmekte ve nihai tahlilde, ABD'nin gelecekteki olası enerji güvenliği yaklaşımlarına ilişkin olarak öngörülere kısaca değinilmektedir.Master Thesis 2007 anayasa değişikliği sonrasında Türkiye’de hükümet sistemi arayışları(2014) Şahin, İremWhen the Turkish political life is examined it will be seen from time to time regime crisis has brought to the point of clogging the system. This is the best proof that since the establishment of the Republic of Turkey, four constitution was made and there were many changes about these constitutions. From this perspective, we can prove the existence of crises and fluctuations in the regime. Because frequently changing constitution considered as a part of the system changes. A system of government change has occured with any constitutional change as it has mentioned. “The Assembly Government System” in 1921 Constitution, "Parliamentary system of government with a parliamentary system of government, a mixed model" in 1924 Constitution, "Parliamentary government sites" in 1961 Constitution, and finally "Parliamentary system of government adopted Although presidential system debate" in the 1982 Constitution can be given as an example for this change. Because these changes is not the product of a long research and study, the political system become destabilize. In one respect, changes can not penetrate to the community. This is one of the reasons of the political life and society’s disconnected structure. Therefore, when creating a new system involving a change in society, will provide both political and legal stability. In this study, the changes made in 2007, in the 1982 Constitution, and after this change the discussion of the governmental system will be given.Master Thesis 2016 Amerikan başkanlık seçimlerinin Türk dış politikasında söylem ve tutumlara yansıması(2019) Erkan, Didem1 Ağustos 2016 ve 8 Kasım 2016 tarihleri arasında Amerikan Birleşik Devletleri (ABD) Başkanlık Seçimlerini de kapsayan dönemde eleştirel söylem analizi üzerinden yapılan bu araştırmada Türkiye'de dış politikanın iç politikaya yansımaları medya aracılığı ile incelenmiştir. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından inişli çıkışlı politik olaylar tecrübe eden Türkiye, ABD Başkanlık seçimlerine kadar iç politikada her saat değişen gündem başlıklarıyla karşı karşıya kalmıştır. FETÖ'nün küresel bir tehdit olduğu ve Türkiye'ye iade edilmesi, Türkiye'nin Fırat Kalkanı operasyonuyla Suriye'de etkili hale gelmesi, mülteciler ve İnsani Yardım Zirvesi'ne ev sahipliği yapması konusunda ABD ile başlatılan karşılıklı temaslar, 8 Kasım 2016 tarihindeki ABD Başkanlık Seçimine kadar sürdürülmüştür. Bu çalışmada Türkiye ile ABD arasında bu süreçte yürütülen diyaloglar, talepler ve tavizler açısından ele alınmıştır. Bu talep ve tavizlerin müzakere edildiği diyalogların anlaşılması için Hürriyet Gazetesi ve Sabah Gazetesindeki haberler, "Eleştirel Söylem Analizi" yöntemiyle incelenmiştir. Gazetelerin incelenmesinde haberin yalınlığı, tutarlılığı ve politik sorunlara odaklanması konusundaki dönüşümleri ve yeniden yapılandırılarak uygulanması araştırılmıştır. Yürütülen "diyaloglar" konusunda Hürriyet ve Sabah Gazetelerinin kamuoyu oluştururken farklı söylemler kullandıkları hususu bu araştırmanın sonuçlarındandır.Master Thesis 2016 Amerikan başkanlık seçimlerinin Türk dış politikasında söylem ve tutumlara yansıması(2019) Erkan, Didem1 Ağustos 2016 ve 8 Kasım 2016 tarihleri arasında Amerikan Birleşik Devletleri (ABD) Başkanlık Seçimlerini de kapsayan dönemde eleştirel söylem analizi üzerinden yapılan bu araştırmada Türkiye'de dış politikanın iç politikaya yansımaları medya aracılığı ile incelenmiştir. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından inişli çıkışlı politik olaylar tecrübe eden Türkiye, ABD Başkanlık seçimlerine kadar iç politikada her saat değişen gündem başlıklarıyla karşı karşıya kalmıştır. FETÖ'nün küresel bir tehdit olduğu ve Türkiye'ye iade edilmesi, Türkiye'nin Fırat Kalkanı operasyonuyla Suriye'de etkili hale gelmesi, mülteciler ve İnsani Yardım Zirvesi'ne ev sahipliği yapması konusunda ABD ile başlatılan karşılıklı temaslar, 8 Kasım 2016 tarihindeki ABD Başkanlık Seçimine kadar sürdürülmüştür. Bu çalışmada Türkiye ile ABD arasında bu süreçte yürütülen diyaloglar, talepler ve tavizler açısından ele alınmıştır. Bu talep ve tavizlerin müzakere edildiği diyalogların anlaşılması için Hürriyet Gazetesi ve Sabah Gazetesindeki haberler, "Eleştirel Söylem Analizi" yöntemiyle incelenmiştir. Gazetelerin incelenmesinde haberin yalınlığı, tutarlılığı ve politik sorunlara odaklanması konusundaki dönüşümleri ve yeniden yapılandırılarak uygulanması araştırılmıştır. Yürütülen "diyaloglar" konusunda Hürriyet ve Sabah Gazetelerinin kamuoyu oluştururken farklı söylemler kullandıkları hususu bu araştırmanın sonuçlarındandır. Anahtar Kelimeler: 2016 Amerikan Başkanlık Seçimleri, Hürriyet ve Sabah Gazetesi, Eleştirel Söylem Analizi, Türkiye'de İç ve Dış Politika, Türk Dış Politikasında Söylem ve TutumlarMaster Thesis 2023 hedefleri kapsamında ekonomi bakanlığının ekonomiye müdahalesi(2016) Sönmez, Taner20'nci yüzyıl ekonomi bilimi açısından sıra dışı gelişmelere sahne olmuştur. Bu yüzyılda yaşanan büyük ekonomik krizlere çeşitli çözümler üretilmiş, bu süreçte devletler ekonomilere değişik yollarla müdahalelerde bulunmuş, bu müdahalelerinin çeşitli sonuçları olmuştur. Özellikle, 1990'lı yıllarda dünya ekonomilerinde gözlemlenen değişimler, etkisini Türkiye'de de göstermiş, devletin ekonomideki rolü ve ekonomiye müdahale biçiminin yeniden sorgulanmasına neden olmuştur. 2008 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde özellikle konut sektöründe yaşanan çöküşün öncelikle Amerikan ekonomisinde ardından da dünya ekonomilerinde oluşturduğu derin kriz müdahale konusunu, müdahalenin nasıl olması gerektiği noktasına taşımıştır. Müdahale kavramı ilk bakışta olumsuz özellikleri içerisinde barındıran bir algı oluştursa da aslında kelime anlamından da anlaşılacağı üzere dahil olma durumunu ifade etmektedir. Bu nedenle müdahale kavramının, öncelikle amaçsal bir yorumla incelenerek değerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Günümüz ekonomik sistemlerinde etkisini değişik düzeylerde gösteren ekonomiye müdahale kavramı ile devletlerin ekonomik sistem içerisinde girişimleri ile yer alması dışında, gerçekleştirdikleri koruma, yönlendirme, destekleme, oyun kurallarını belirleme gibi tüm faaliyetler de girmektedir. Türkiye Cumhuriyeti'nin 100'üncü kuruluş yıldönümü olan 2023 yılında, ekonomik ve sosyal açıdan gelişmişlik düzeyini arttıran, küresel dünya ticaretinde aldığı payı genişleten bir Türkiye hedeflenmektedir. Bu hedefler, 2023 Türkiye İhracat Stratejisi ve Eylem Planı ile somut hale getirilmiştir. Bu kapsamda Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın yeniden yapılandırılması ile kurulan Ekonomi Bakanlığı'nca, ekonomiye değişik biçimlerde müdahalede bulunulmaktadır. Bu müdahalelerin; maliye politikaları kullanılarak gerçekleştirilen müdahaleler ve regülasyonlar yoluyla gerçekleştirilen müdahaleler şeklinde iki ana başlık altında incelenmesi mümkündür.Master Thesis 28 Şubat müdahalesi ve Amerika Birleşik Devletleri(2022) Büyükbezirci, BurakTürkiye'de yaşanan askeri darbelerin oluşumunda dış güçlerin ne ölçüde rol oynadığı çokça tartışılan bir konudur. Türkiye'nin kendisine bölgesel ve küresel olarak rakip gördüğü ve askeri darbelerde rol oynayabileceğini düşündüğü ülkeler hep var olmuştur. Bu çalışma, 28 Şubat 1997 tarihli post-modern darbe sürecinde Amerika Birleşik Devletleri'nin rolüne odaklanmaktadır. Çalışmanın temel bulgusu, ABD'nin ordunun doğrudan müdahalesine karşı olduğunu belirtirken diğer yandan da hükümete karşı ordu merkezli anti-demokratik yıpratma politikalarına yeterli tepki göstermediğidir.Master Thesis 3D hand reconstruction with binocular view(2011) Mogol, Ali CanIn the field of Human Computer Interaction (HCI) one of the important goals is designing better interfaces for improving interactions between human beings and computers. There are lots of approaches to address this problem. One of these approaches is interfacing using human hand gestures. The capturing and modeling of the gestures and articulations of the human hand is a challenging problem. There exist hardware and software solutions proposed to solve this problem. In this thesis, an inexpensive fast and effective method to stereo capture and create 3D hand model is proposed. The setup used for this thesis is; five different color markers and commodity hardware consists of two web cameras and a low cost laptop computer. In this thesis, starting with the stereo calibration of the cameras, capturing and tracking the color markers attached to the finger tips, leading 2D points of the finger tips, converting the 2D points to 3D points and calculating the finger articulations according to these 3D points and modeling the 3D hand have been accomplished, so the user can see his/her own hand’s articulation on the screen as a 3D hand model.Master Thesis 3D reconstruction of a scene using stereo images(2008) Taşel, Faris SerdarTwo-dimensional photographs do not have depth-information. One solution to determine the location of an object in three-dimensional environment is to use more than one photograph as exposed by the nature. Extracting the depth information using stereo images is purposed in this thesis. The thesis analyzes the steps and encountered problems in three-dimensional reconstruction process, explains the solutions exposed with the aid of epipolar geometry using some of the feature-based matching techniques. Stereo images which are taken from two calibrated cameras viewing the same scene are used to obtain estimated three-dimensional data. Pinhole camera model, epipolar geometry and its recovery are discussed; common stereo triangulation methods are explained in the chapters of the thesis. Besides, feature extraction and matching topics which are used for the reconstruction process are examined. Some of the methods used in the thesis are presented by algorithmic solutions and mathematical notations. Significant advantages and disadvantages of the methods are briefly discussed and encountered problems are tried to be challenged by fundamental approaches.Master Thesis 3D visualization using data received from the processes of object recognition and object reconstruction(2008) Güvenç, Seher PelinThis thesis presents the demonstration of what two images or two video sequences can tell us about the situation and model of a third video sequence or image. The method bears ideas from projective geometry as it’s basis. The main purpose of the thesis is to be able to form a base line for tracking an object in a 3D environment not only by using two stereo cameras but also by using other cameras that may be located in various points of the environment. The method visualizes the object and gives the information to a third camera. This way it can be possible to track a moving object, along with it’s visualized model, in an environment without losing sight of it and without having to move the other two stereo cameras which we received data from.Master Thesis 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nda doğrudan temin alım usulü(Çankaya Üniversitesi, 2018) Sözen, Seda GüneşKamu idarelerinin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yapmış oldukları ihaleler, 1983 yılında çıkarılan 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu kapsamında gerçekleştirilmekteydi. Değişen ve gelişen ihtiyaçlara cevap vermeyen, bütün kamu kurumlarını kapsamayan bu kanun, ihale düzenlemeleri açısından yerini uluslararası ihale uygulamaları ile Avrupa Birliği alım usullerine paralel, yeni ve kapsamlı olarak hazırlanan 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'na bırakmıştır. Bu sayede Türk kamu alımları sistemi uluslararası uygulamalara uyum sağlamış, alımlar daha saydam ve hesap verilebilir bir hal almış en önemlisi alımları denetleyen bir kurum olan Kamu İhale Kurumu kurulmuştur. 4734 sayılı kanunun ilk çıktığı dönemde dört türlü ihale usulü düzenlenmiştir. Bu ihale usulleri Açık İhale Usulü, Belli İstekliler Arasında İhale Usulü, Pazarlık Usulü ve Doğrudan Temin Alım Usulüdür. Ancak Kamu İhale Kanunu da değişikliğe uğramış, 2003 yılı değişikliği ile doğrudan temin ihale usulü olmaktan çıkarılıp bir alım usulü şekline dönüşmüştür. Çalışmamızın konusunu doğrudan temin alım usulü teşkil etmektedir. İlk bölümde 4734 Sayılı Kamu İhale Kanun kapsamında yer alan ihalelere ilişkin tanımlar, ihale ve alım süreçlerinin tarihi gelişimi, Kamu İhale Kurumu ve genel olarak Kamu İhale Kanunu düzenlemeleri ile Devlet İhale Kanununda yer alan düzenlemeler ele alınacaktır. İkinci bölümde ise Doğrudan Temin Alım Usulü bütün yönleriyle ele alınacak ve sonuç bölümünde ise doğrudan temin alım usulü sürecinde yaşanan sorunlara ışık tutulmaya çalışılacaktırMaster Thesis 500MHz-2GHz broadband power amplifier design by non-linear modeling methods(2009) Ünal, GökalpThis thesis presents the design methods of 500MHz-2GHz broadband RF power amplifier. First of all, RF power transistor technologies are searched and the most suitable one is chosen according to its operation of frequency band, maximum output power, efficiency and cost features. The amplifier is designed as it has two stages, and in both stages LDMOS transistor technology is used as RF power transistors. Large signal models for the LDMOS devices are used in simulation, and according to the measurement results, the circuitry in simulation is tried to model at nonlinear conditions. A broadband RF-Choke structure with a new technique is developed to obtain high DC isolation and low RF loss over the desired bandwidth. Input and output matching networks and shunt feedback topology are introduced to fulfill the bandwidth requirements. Typical values of 20dB power gain, 37dBm output power, have been achieved at the most part of the frequency band of 500MHz-2GHz.Master Thesis 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar(2010) Gül, KürşadCinsel dokunulmazlığa karşı suçlar, insanlık tarihi kadar eski, insanların ahlâki değerlerine, onuruna, özgürlüğüne, vücut bütünlüğüne karşı ağır bir saldırı meydana getiren aynı zamanda toplumsal değerlere zarar veren, cinsel bir suça maruz kalan kişi üzerinde genelde bedensel acıya neden olan ve çoğunlukla ruhsal yıkım yaratan bir suç çeşididir. Cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar, tüm dünyada olduğu gibi günümüz Türkiye‟sinde de oldukça sık rastlanan bir suç olarak karŞımıza çıkmaktadır. Toplumun geliŞmesine paralel olarak, insanların özgürlük ve ahlâk anlayışıı da değiŞim göstermiş ve bunun sonucunda, ülkemizde özellikle Ceza Hukuku açısından cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar konusunda yeniden bir düzenleme yapılması ihtiyacı doğmuştur. Toplumdaki bu değşŞim ve gelişim göz önünde bulundurularak, kadın örgütlerinin de bu konu hakkındaki yoğun çalışmalarının sonucunda 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ile cinsel dokunulmazlığa karşı suçların tanımı ve kapsamı büyük ölçüde değiştirilerek yeniden düzenlenmiştir.Çalışmamızın amacı 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu‟nun ikinci kitabının “Kişilere Karşı Suçlar” kısmının altıncı bölümünde “Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar” genel başlığı altında 102. maddede cinsel saldırı, 103. maddede çocukların cinsel istismarı, 104. maddede reşit olmayanla cinsel ilişki ve 105. maddede cinsel taciz madde başlıklarıyla düzenlenen kavramların ne olduğunu açıklamak, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar açısından Yeni Türk Ceza Kanunu‟nun eksikliklerini ve getirdiği yenilikleri Ceza ve kısmen Ceza Muhakemesi Hukuku bilgileri kapsamında incelemektir.Master Thesis 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda işkence ve eziyet suçu(2009) Balak, Ahmet Canİşkence, bir kamu görevlisi tarafından gerçekleştirilip, insan onuruna ağır bir saldırı teşkil eden, fiziksel ya da psikolojik olarak yoğun acı veya ızdırap doğuran, mağdurun maddi ve manevi bütünlüğüne zarar veren her türlü harekettir. İşkence ve benzeri kötü muamele, genelde ceza yargılaması sırasında uygulandığından, sanığın veya şüphelinin susma hakkı, kendini ve yakınlarını suçlayıcı beyanlarda bulunmaya zorlanamama hakkı, dolaylı olarak adil yargılanma hakkı ihlal edilmektedir. İşkence ve eziyet insan haklarının ağır bir şekilde ihlalidir. Dolayısıyla birçok ulusal üstü belge işkenceyi yasaklamakta ve devletlerin bu yasaklamaya uyup uymadığını kontrol amacıyla çeşitli denetim mekanizmaları geliştirmektedir. Günümüz Türkiye’sinde de her geçen gün ortaya atılan çeşitli iddialar ve Avrupa’nın siyaseten Türkiye’yi işkence konusunda sürekli bunaltması konunun ne denli önemli olduğunu göstermektedir. Eziyet ise, bir kimsenin çeşitli davranışlarla ıstırap duymasına neden olmaktır. Eziyet bir suç tipi olarak 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu ile Ceza Hukukumuza girmiştir ve temel hakların korunması bakımından önemli bir işleve sahip olacaktır. Çalışmamızın amacı temel hak ve özgürlüklerin ağır bir şekilde ihlali olan işkence, eziyet ve aşağılayıcı muamele kavramlarının ne olduğunu açıklamak, tarihi gelişimlerini anlatmak, uluslararası belgelerdeki yerlerini ortaya koymak ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda işkence suçunun düzenlendiği 94. ve eziyet suçunun düzenlendiği 95. maddeleri Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku bilgileri ışığında incelemektir.Master Thesis 5237 sayılı Türk ceza kanununda bilişim sistemini engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçu(Çankaya Üniversitesi, 2018) Alp, Barış EmreBilişim sistemleri ekonomi, sağlık, eğitim, bilimsel araştırmalar, savunma, idare gibi hayatımızın birçok alanında etkin bir rol oynamaktadır. Günümüzde hemen hemen tüm devlet kurumları, bankalar ve ticari işletmeler bütün iş ve işlemlerini bilişim sistemlerini kullanmak suretiyle gerçekleştirmektedir. Vazgeçilemez hale gelen bilişim sistemlerinin, geçici süreyle de olsa çalışamaması büyük zararlara neden olabilmektedir. Özellikle çok iyi bir şekilde üretilmiş olan zarar verici yazılımlar ile pek çok kamu kurumunun işleyemez hale getirilebilmesi mümkün olduğu gibi şirketlerin ticaret yapması da engellenebilmektedir. Yasa koyucu bu gibi yıkıcı etkileri olan eylemleri düzenleme altına alarak, bir nebze de olsa ortaya çıkabilecek zararların önüne geçmek istemiştir. Atfedilen bu önem dolayısıyla çalışmamızda, Bilişim Sistemini Engelleme, Bozma, Verileri Yok Etme veya Değiştirme Suçu incelenmiştir.