Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü Tezleri
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.12416/1933
Browse
Browsing Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü Tezleri by Author "Çankaya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü"
Now showing 1 - 10 of 10
- Results Per Page
- Sort Options
Item Citation Count: Ali Faraj, Hiba Faraj (2019). Comparative analysis of vector quantization methods used in speech processing / Konuşma işlemede kullanılan vektör nicemleme metotlarının karşılaştırmalı analizi. Yayımlanmış yüksek lisans tezi. Ankara: Çankaya Üniversitesi, Fen bilimleri enstitüsü.Comparative analysis of vector quantization methods used in speech processing(2019) Ali Faraj, Hiba Faraj; Çankaya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği BölümüVektör nicemleme teknikleri konuşma sinyalini sıkıştırmada hayati bir öneme sahiptir. Çok çeşitli vektör nicemleme metotları mevcuttur. Herbir teknik kendine has avantaj ve dezavantajlar içermektedir ve tüm yönleriyle mükemmel sonuçlar veren bir vektör nicemleme metodu henüz yoktur. Bu tez çalışması, mevcut vektör nicemleme tekniklerinin performansını yeni metotlar uygulayarak iyileştirmeyi amaçlamaktadır. Bu tezde mevcut metotlardan hareketle melez vektör nicemleme teknikleri uygulanmıştır. Tasarlanan vektör nicemleyicilerin performansı, spectral distorsiyon, hesapsal karmaşa ve hafıza gereksinimleri bakımından değerlendirilmiştir. Bu tez çalışması kapsamında Çok aşamalı vektör nicemleme (MSVQ) metodu, Split vektör nicemleme (SVQ) metodu, Artık sinyal vektör nicemleme (RVQ) metodu, ve sesli/sessiz artık sinyal vektör nicemleme metodu (VUV_RMSVQ) analiz edilmiştir. VUV_RMSVQ metodu en iyi test sonuçlarını verdiğinden, bu metotla optimum kod tablosu tasarlamada yeni metotlar bulabilmek için araştırma derinleştirilmiştir. Daha sonra, tüm tasarlanan vektör nicemleme metotlarının performansları var olan metotlarla karşılaştırılmıştır. Tüm çalışma standart TIMIT veritabanı kullanılarak ve bu veritabanında temiz ve gürültülü ses verileri kullanılarak yürütülmüştür. Herbir vektör nicemleme metodu için bir Doğrusal öngörülü kodlama (LPC) tabanlı kod tablosu üretim algoritması tasarlanmıştır. Vektör nicemleme LPC analiz ve sentez arasında gerçekleştirilen bir işlemdir. Vektör nicemleme için gerekli konuşma parametreleri çizgi spectrum frekanslarıdır (LSF) ve bunlar LPC katsayılarından elde edilirler. Tez çalışmasının başlangıcında, MSVQ ve SVQ metotları ile kod tabloları tasarladık ve bunları spectral distorsiyon bakımından karşılaştırdık. MSVQ metodu ile tasarlanan kod tablolarının daha iyi sonuçlar verdiğini gördük. Daha sonra, kod tablosu tasarlamak için RMSVQ ve RSVQ metotlarını kullandık. Sonuçlardan görüldü ki en iyi sonuç RMSVQ metodu tarafından verildi. Sonuç olarak, RSMVQ metodu ile devam ettik ve spectral distorsiyon için en iyi performansı başarabilmek için sesli/sessiz karar metodunu RSMVQ metodu ile birleştirdik. Test sonuçlarına göre, en iyi performansın VUV_RMSVQ metodu ile başarıldığı görüldü.Item Citation Count: Nasret Coran, Ali Najdet (2021). Design of robust speaker idintification with built-in noise immunity / Gürültü ayırıma özellikli hoparlör tasarımı. Yayımlanmış doktora tezi. Ankara: Çankaya Üniversitesi, Fen Bilimleri Entitüsü.Design of robust speaker idintification with built-in noise immunity(2021) Nasret Coran, Ali Najdet; Çankaya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği BölümüBu tez çalışmasında, Konuşma Tanıma Sistemindeki ses izlerine göre tanımlanmasını amaçlanmış, ses izler denetimli veya denetimsiz model içerisinde işlenmiştir. Konuşma sinyali zaman değişken niteliği olarak kabul edilip frekansları zaman içerisinde değişmeye devam etmektedir. Yani sıfır geçiş sayısı ve Fourier dönüşümü gibi geleneksel konuşma tanımla sistemleri konuşmanın belirsiz doğasına dayanamaz. Bu tez çalışması, iki hedefe ulaşmayı amaçlamıştır. Birincisi gürültüye dayanıklı konuşma tanıma sistemlerini ele almak için yapılmıştır. Önerilen sistem konuşmacıyı modüle etmek için temel frekans özelliği katsayısıyla artırılan değiştirilmiş MEL frekans spektrum (cepstrum) katsayıları metodunun içerilmesinden oluşur. İki yüz elli konuşma izinden oluşan veri seti önerilen sisteme uygulanır böylece veri seti elemanlarının etiketli döngüleri kullanan özellik çıkarma şemaları altında işlendiği için özellikler matrisi oluşturulur. Bu çalışma Rastgele Orman, Besleme İleri Sinir Ağı, Model Dondurma Besleme İleri Sinir Ağı, Parçacık Yığını Optimizasyon tabanlı besleme ileri sinir ağır gibi makine öğrenme algoritmalarının uygulanmasını içerir. Her bir algoritma özellikler matrisiyle öğrenmek üzere yapılır ve daha sonra her biri kısmi verilerle test edilir. ( özellikler matrisindeki verilerin yüzde ellisi). Konuşma algılama modelini artan doğrulukla uygulamak üzere bu algoritmalar invazif olarak ele alınmıştır. Doğruluğa ulaşmak için algoritma tarafından alınan Ortalama kare hatası, Kök Ortalama hatası ve zamanın yanında Performans izleme faktörleri(ölçütler) her bir algoritma için tekrar türetilmiştir. Sonuçlar Besleme İleri Sinir Ağı tabanlı Parçacık Yığını Optimizasyonu algoritmasının diğerlerinin arasında daha iyi olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bu modelle birlikte girdilerin yüzde doksan altısı göreceli daha kısa sürede doğru şekilde tanınmıştır. Sonuçlar Çok muhtemelen Parçacık yığını optimizasyonu yöntemi kullanarak konuşmacıların tanınmasında doğrulukta artış olduğunu gösterir, aynısı doğruluğu yüzde doksan altı seviyesine artırmıştır. Tezin ikinci aşamasında istenen sesi diğer seslerden ( Kokteyl parti etkisi olarak ifade edilir) odaklayabilen ve izole edebilen model önermektir. Problem motivasyon ise aynı anda bir çok kişinin konuşması ve ilave olarak TV, araçlar vb gibi farklı kaynaklardan sesler olması durumunda tüm bu akustiklere bağlı olarak bozulma ve kakafoni(ahenksizlik) ortaya çıkmasıdır. Spesifik bir sesi algılayabilmek için arka plandaki diğer tüm sesleri susturmak gerekir. Önerilen model kaynak ayrıştırması için Tam Evrişimli Ağ (FCN) ve İki Yönlü Kısa Süreli Hafıza(BLTSM) metotlarını birleştirerek her bir kişiyi ayrı ayrı tanıyabilecek derin öğrenme kullanır. FCN görüntü piksellerini piksel sınıflarına dönüştürmek için evrişimli sinir ağı kullanır. CNN'nin aksine FCN tahminlerin girdi görüntü için bire bir karşılık içermesini sağladığından emin olmak için dönüştürüşmüş evrişim (konvolüsyon) katmanı aracılığıyla girdi görüntü boyutu elde etmek için ara katman özellik haritasının genişlik ve yüksekliğini dönüştürür. BLSTM girdi/çıktı dizilerinden geçmiş ve gelecekten içeriksel bilgileri kullanan tekrarlayan NN'dir. Burada saklı katmanlar BLSTM katmanlarıdır ve LSTM çıkış katmanınıdır. FCN-BLSTM ağır tekli modele göre (FCN veya BLSTM) ses verilerinin spektro-zamansal özelliklerini daha iyi şekilde uygulayabilir. Bu yaklaşımda ilk olarak girdi dizisinde gelen spesifik kaynak büyüklük spektrogramının ilk öngörüsünü elde etmek üzere FCN uygulanır. Daha sonra FCN çıkış dizisini iyileştirmek için ilk öngörü BLSTM'ye geçer. Sonuçlar elde edilen ses sinyalinden elde edilen doğruluğun gösterdiği gibi istenen konuşmacı ses sinyalini diğer seslerden başarılı şekilde izole edebildiğini göstermektedir.Item Citation Count: Ülkü, İrem (2017). Hybrid hyperspectral image compression method by using online dictionary learning based on sparse coding / Seyrek kodlama ve çevrimiçi sözlük öğrenme kullanılarak hibrit hiperspektral görüntü sıkıştırması. Yayımlanmış doktora tezi. Ankara: Çankaya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü.Hybrid hyperspectral image compression method by using online dictionary learning based on sparse coding(2017) Ülkü, İrem; Çankaya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği BölümüBu tezde, seyrek kodlama tabanlı çevrimiçi sözlük öğrenme yaklaşımını literatürde ilk kez hiperspektral görüntülerin sıkıştırılması için adapte eden hibrit bir yöntem önerilmiştir. Seyrek kodlama tabanlı çevrimiçi sözlük öğrenme kullanılarak hiperspektral görüntülerin sıkıştırılması için hibrit bir yöntem olarak isimlendirilmiştir. Bu yöntemde, çeşitli seyrek temsil algoritmaları seyrek kodlama problemini çözmek amacıyla kullanılmıştır. Farklı seyrek temsil algoritmaları ile diğer sıkıştırma algoritmaları oran-bozulma performansları açısından karşılaştırılmışlardır. Bilgi koruma performansları da anomali sezimi uygulaması ile ayrıca ölçülmüştür. Deneysel sonuçlar kanıtlıyor ki bit hızı arttıkça yakınlık bazlı eniyileme ve kör sıkıştırmalı örnekleme algoritmalarına ait sıkıştıma performansları diğer algoritmalardan üstün olmaktadır.Item Citation Count: Nooruldeen, Anas (2020). Order-preserving models for discrete event systems: Theory and applications / Ayrık olaylı sistemler için sırasal devamlılığı koruma modelleri: Kuram ve uygulamalar. Yayımlanmış doktora tezi. Ankara: Çankaya Üniversitesi, Fen bilimleri Enstitüsü.Order-preserving models for discrete event systems: Theory and applications(2020) Nooruldeen, Anas; Çankaya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği BölümüEsnek Üretim Sistemleri (FMS), farklı ürün türlerinin aynı imalat sistemleri üzerinde işlenmesi ile karakterizedir. Bir FMS çakışması yoluyla farklı ürün türlerine ait yolların ve farklı ürün türlerinin, makine veya taşıma bantları gibi aynı üretim bileşenlerini paylaşmaları mümkündür. Yani, FMS ile ilgili kontrol birimlerini tasarlarken ürünleri doğru bir şekilde işlemek için FMS aracılığıyla taşınan ürünleri takip etmek gereklidir. Farklı ürünlerin sıralı düzeninin FMS'nin dinamik modelleri tarafından yakalanması özellikle önem arz etmektedir. Bu bağlamda ayrık olaylı sistemlerin (DES) modelleme formalizmi FMS'nin sıralı davranışını yakalamaya olanak sağladığı için uygundur. Dolayısıyla bu tezde, DES çerçevesinde FMS'nin denetleyici kontrolüne yönelik yeni bir modelleme tekniği geliştirilmiştir. Tez bilhassa farklı ürün türlerinin üretim bileşenlerini paylaşabileceği ve bu üretim bileşenlerinin ise çoklu ürünleri barındırabileceği FMS'nin genel bir durumunu ele almaktadır. İlk olarak söz konusu üretim bileşeni için uygun bir modelin, bu ürünün türünü ve üretim bileşenlerine giren ve çıkan ürünlerin sırasını takip etmesi gerektiğine dikkat çekilmiştir. Sonrasında sırasal devamlılığı koruma dilleri, FMS için yeni bir model olarak sunulmuştur. Bu sırasal devamlılığı koruma dillerinin birçok önemli özelliği, usulen ispat edilmiş ve FMS modellemesi için faydaları tartışılmıştır. Bununla birlikte, sonlu durum otamatı kullanılarak gerekli sırasal devamlılığı koruma modellerini algoritmik olarak oluşturmaya ilişkin genel bir yöntem önerilmiştir. Geliştirilen bu yöntemin uygulanabilirliği birkaç uygulama örneği ile gösterilmiştir.Item Citation Count: Al-Mishmish, Hameed Radhi Mohammed (2019). Performance improvement of underlay cooperative cognitive networks bandwidth efficiency under interference limitation / Parazit altındaki işbirliğine dayalı bilişsel ağların bant genişliği verimliliğinin performans geliştirilmesi.Yayımlanmış yüksek lisans tezi. Ankara: Çankaya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü.Performance improvement of underlay cooperative cognitive networks bandwidth efficiency under interference limitation(2019) Al-Mishmish, Hameed Radhi Mohammed; Çankaya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği BölümüDiversity techniques are known to provide an efficient way of combating fading in wireless communication environments. Time, frequency, and spatial diversity are the three main forms of these diversity techniques. Cooperative diversity could achieve better performance compare to the MIMO system. In cooperative communications, multiple nodes in a wireless network work together to form a virtual antenna array. Using cooperation, it is possible to exploit the spatial diversity of the traditional MIMO techniques, without each node necessarily having multiple antennas. In this work studied with cooperative diversity, cognitive cooperative. The definition of the bandwidth efficiency (BE) of cognitive cooperative network (CCN) is the ratio between a number of the licensed slot(s) or sub-channel(s) used by the unlicensed users to transmit a single data packet from the unlicensed transmitter to unlicensed destination, and from unlicensed relay(s) to unlicensed destination. This paper analyzes and improves the BE in the underlay CCN with a new reactive relay selection under interference and power constraints. In other words, this paper studies how unlicensed cooperative users use the licensed network slot(s) or sub-channel(s) efficiently. To this end, a reactive relay selection method named as Relay Automatic Repeat Request (RARQ) is proposed and utilized with a CCN under interference and power constraints. It is shown that the BE of CCN is higher than that of cooperative transmission (CT) due to the interference and power constraint. Furthermore, the BE of CCN is affected by the distance of the interference links which are between the unlicensed transmitter to the licensed destination and unlicensed relay to the licensed destination. In addition, the BE for multiple relays selection over a CCN under interference and power constraints is also analyzed and studied, and it is shown that the BE of CCN decreases as the number of relays increases.Item Citation Count: Arlı, Ahmet Çağrı (2020). Polar code decoding with soft decision algorithms / Kutupsal kodların yumuşak tabanlı algoritmalar ile çözümlenmesi. Yayımlanmış doktora tezi. Ankara: Çankaya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü.Polar code decoding with soft decision algorithms(2020) Arlı, A. Çağrı; Çankaya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği BölümüShannon'un haberleşmenin matematiksel teorisini anlattığı ünlü makalesi ile birlikte doğan bilgi teorisi kapsamında Shannon tarafından çizilen performans sınırlarına ulaşmak için çok sayıda kanal kodu geliştirilmiştir. Başlangıçta, kanal kodları ikili vektör alt uzayları, yani blok kodları kullanılarak oluşturulur ve bu kodların performansları bilgisayar simülasyonları ile ölçülmştür. İyi simülasyon sonuçlarına sahip kodlar pratik iletişim sistemlerine uyarlanmıştır.Farklı bir kanal kodu sınıfı olarak, evrişim kodları 1955 yılında Elias tarafından keşfedilmiştir. Evrişimli kodlar, kodlama ve kod çözme işlemlerinde blok kodlara göre temel farklılıklar gösterir. 1993'te turbo kodlar, paralel sıralı evrişim kodları olarak tanıtıldı. Turbo kodların şaşırtıcı performansı kanal kodlama toplumunda bir kilometre taşı olmuştur ve araştırmacılar arasında sıralı kodların tasarımına büyük ilgi duymuştur. Tasarlanan kodlar, turbo kodların üstün performansının arkasındaki ana nedenlerden biri olan yinelemeli bir şekilde çözülür.Araştırmacılar arasında 2000 yıllarındaki ortak fikir, yinelenebilir şekilde deşifre edilmiş birleştirilmiş kodların uzun yıllar üstesinden gelinmeyecek kodlar olmasıydı. 2009 yılında Erdal Arıkan tarafından kutup kodları tanıtıldı. Kutupsal kodlar bilgi teorisi kavramları kullanılarak tasarlanmıştır ve performansları matematiksel olarak kanıtlanmıştır. Kutupsal kodlar, önemsiz olmayan bir şekilde tasarlanan tek kanallar olarak kabul edilebilir ve kanal kodlama alanında bir atılım olarak düşünülebilir. Bu doktora tezinde, kutupsal kodların yumuşak karar tabanlı algoritmalarla çözümlenmesi incelenmiştir. Yumuşak karar temelli algoritmalardan biri olan karar yayılım algoritması ayrıntılı olarak literatürde incelenmiştir. Kutup kodları, karar yayılma algoritması kullanılarak çözülebilir. İletişim sistemleri için kod çözme gecikmesi kritik bir konudur. Kod çözme gecikmesi paralel işlemciler kullanılarak azaltılabilir. Bu bağlamda, karar yayılım algoritması paralel işleme operasyonları için uygundur. Literatürde, karar yayılma algoritması ile kodu çözülen kutup kodlarının, ardışık giderim algoritması tarafından kodu çözülen kutup kodlarından daha kötü performans gösterdiği belirtilmektedir. Bu tezde, karar yayılma algoritması tarafından çözülen kutup kodlarının performansını artırmayı hedefledik. Performans iyileştirmesi elde edildiği takdirde, inanç yayılma algoritmasının paralel işleme özelliğine uygunluğu öne çıkacaktır. Karar yayılma algoritmasında güvenilmez olasılıkların yayılması kutupsal kodların performansını kötüleştirir. İletilerin güvenilirliğini arttırmak için yapay olarak üretilen zayıf gürültü sinyallerini kullandık. Simülasyon sonuçlarından, alıcaya gelen sinyale zayıf gürültü eklenmesinin, karar yayılma algoritması tarafından çözülen kutup kodlarının performansını arttırdığı görülmektedir. Önerilen yaklaşım, gürültü destekli karar yayılımına dayalı liste, yani Na-BPL, kutupsal kod çözücü olarak adlandırılabilir. Önerilen yaklaşımla, karar yayılımı kod çözücüleri ile kutupsal kod performansının, en gelişmiş ardışık giderim liste kutup çözücüleri performansına yaklaştığı görülmektedir. Kutupsal kodların sistematik versiyonları da karar yayılma algoritmasına uygulanmıştır. Sistematik kodlama, ardışık giderim kutupsal kod çözücüsüne fazladan ek yükler getirir. Öte yandan, karar yayılma algoritması ile kullanıldığında, kod çözücü kısmında fazladan ek yük görülmez. Bu şekilde, kutupsal karar yayılım kod çözücülerinin performansını daha da geliştiriyoruz. Ayrıca, Na-BPL ile sistematik polar kodlar kullanıldığında, daha iyi kod çözme performansı elde edilir. Bölünmüş kanal kapasitelerinin doğru hesaplanması, kutupsal kod performansını etkileyen kritik bir konudur. Kutupsal kodlarının tasarımı için genetik algoritmayı da dikkate aldık. Tezde, genetik algoritma ile tasarlanan kutupsal kodların, mükemmel bilgi tabanlı erken tespit yöntemi kullanan Na-BPL ile çözüldüğünde, gelişmiş performans elde edildiği ve elde edilen performansın, en son teknolojiye sahip kutupsal kod çözücünün, yani CRC ile desteklenmiş SCL kutupsal kod çözücü performansından sadece 0.1dB uzakta olduğu belirtilmiştir. Na-BPL kod çözücü mükemmel bilgi tabanlı erken tespit yöntemi kullanılmadığında CRC ile desteklenmiş SCL kod çözücüyle yarışamıyor fakat hata düzeltme performansı SCL kod çözücünün performansına kıyasla ileridedir.Item Citation Count: Genç, Fatih (2021). Polar coded communication system design / Polar kodlu haberleşme sistemi tasarımı. Yayımlanmış doktora tezi. Ankara: Çankaya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü.Polar coded communication system design(2021) Genç, Fatih; Çankaya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü2008 yılında performansı matematiksel olarak kanıtlanmış tek kanal kodları olan polar kodlar Arıkan tarafından tanıtılmıştır. Kutup kodlarının tanıtılması, kodlama toplumunda bir kilometre taşıydı. Polar kodların yüksek hızlarda uygulanması, özellikle FPGA gibi yüksek hızlı ve paralel işlem IC'lerinin kullanıldığı 5G gibi iletişim sistemlerinde kritik öneme sahiptir. FPGA teknolojisinde algoritmanın entegre çipte ne kadar yer kapladığı kritik öneme sahiptir. Algoritmanın kapladığı alan, FPGA'nın enerji kullanımı ve işlemin gecikmesi ile doğru orantılıdır. Bu tezde, daha az donanım uygulama alanı kaplayan bir kutupsal kodlama yöntemi öneriyoruz. Yenilikçi polar kodlama şeması ile kullanılan uygulama alanı dikkate alındığında FPGA uygulamaları için gözle görülür bir avantaj sağlandığı görülmektedir. Bu tezde ayrıca pilot tabanlı kanal tahmini ve eşitleme yöntemleri ile polar kodların performansını da analiz ediyoruz. Kutupsal kodların donmuş bitlerini kullanarak, iletişim kanallarının darbe ve frekans yanıtları tahmin edilebilir. Tahmin ve eşitleyici yöntemlerden en küçük kareler ve minimum ortalama kareler (MMSE) yöntemleri kullanılmaktadır. Dondurulmuş bitlerin kullanılması, alıcıdaki hem işlem hızının hem de veri hızının aynı anda arttırılmasında bir avantaj sağlar. Bunun nedeni, kanal tahmini ve eşitleme için iletişim protokolünde farklı paket yapılarına ve işlemlere gerek olmamasıdır. Anahtar Kelimeler: Kutup kodları, hata düzeltme, kanal kestirimi, kanal eşleştirme, FPGA, kod optimizasyonu, ardışık giderim algoritmasıItem Citation Count: Elmabruk, Kholoud (2020). The effect of beam parameters on vortex beams propagating in atmospheric turbulence / Hüzme parametrelerinin atmosferik türbülansta yayılan vorteks hüzmeleri üzerindeki etkisi. Yayımlanmış doktora tezi. Ankara: Çankaya Üniversitesi, Fen bilimleri Enstitüsü.The effect of beam parameters on vortex beams propagating in atmospheric turbulence(2020) Elmabruk, Kholoud; Çankaya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği BölümüHüzme parametrelerinin türbülanslı atmosferde yayılan girdap hüzmelerinin yoğunluk profili üzerindeki etkisi ve bu hüzmelerin sintilasyon özellikleri analiz edilir. Bu analizi gerçekleştirmek için rastgele bir faz tarama modeli kullanılmıştır. Sintilasyon özellikleri topolojik yük, ışın sırası, çalışma dalga boyu, alıcı diyafram tarafı uzunluğu ve kaynak boyutu parametrelerindeki değişikliklere göre değerlendirilir. Sonuçlar, yüksek topolojik yüke sahip düz tepeli bir Gauss vorteks ışınının kullanılmasının sintilasyonda bir azalmaya neden olduğunu göstermektedir. Alıcı açıklığı yan uzunluğunun arttırılması, sintilasyon seviyesini azaltır. Kaynak boyutu arttıkça sintilasyon azalır. Sunulan sonuçlar ayrıca yüksek topolojik yüklere sahip düz tepeli bir Gauss vorteks ışınının temel Gauss ışına göre daha az sintilasyona sahip olduğunu göstermektedir. Ayrıca, daha yüksek topolojik yükleri olan ışınlar ve daha yüksek dalga boylarında çalışan ışınlar, yayıldıkça ışın profillerini korurlar. Işın sırası, ışın profilini etkilemez. Hüzme kaynak boyutu arttıkça, ışın profili dramatik değişiklikler yaşar. Bu tezin bulguları, yeni nesil optik iletişim bağlantılarının ve ağlarının performansının iyileştirilmesinde faydalı olacaktır.Item Citation Count: Hashım Al- Dahhan, Mohammed Rabeea (2020). Trajectory planning and obstacle avoidnace for omnidirectinonal robots / Her yönde hareket edebilen robotlar için yol planlama ve engelden kaçınma. Yayımlanmış doktora tezi. Ankara: Çankaya Üniversitesi, Fen bilimleri Enstitüsü.Trajectory planning and obstacle avoidnace for omnidirectinonal robots(2020) Hashım Al- Dahhan, Mohammed Rabeea; Çankaya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği BölümüPath planning algorithms for mobile robots are concerned with finding a feasible path between a start and goal location in a given environment without hitting obstacles. In the existing literature, important performance metrics for path planning algorithms are the path length, computation time and path safety, which is quantified by the minimum distance of a path from obstacles. The subject of this thesis is the development of path planning algorithms that consist of straight-line segments. Such paths are suitable for omni-directional robots and can as well be used as initial solution paths for applying smoothing. As the main contribution of the thesis, we develop three new planning methodologies that address all of the stated performance metrics. The original idea of the first approach is the pre-processing of the environment map by increasing the obstacle region. That is, when applying sampling-based path planning algorithms such as PRM* (probabilistic roadmap), RRT* (rapidly exploring random tree) or FMT (fast marching tree), node samples in irrelevant regions of the environment are avoided. This measure speeds up the path computation and increases path safety. The second approach proposes the computation of a modified environment map that confines solution paths to the vicinity of the Voronoi boundary of the given environment. Using this modified environment map, we adapt the sampling strategy of the popular path planning algorithms PRM, PRM* and FMT. As a result, we are able to generate solution paths with a reduced computation time and increased path safety. Different from the first two approaches, the third approach uses information about the topology of the environment from the generalized Voronoi diagram of the environment. Specifically, initial solution paths that follow Voronoi edges are iteratively refined by introduce shortcuts and by adding new waypoints to remove corners in the path. The thesis performs comprehensive computational experiments to illustrate the advantages of the proposed approaches. In particular, the third approach proves to be most promising since it addresses the properties of environments for mobile robots.Item Citation Count: Keskin, aysan (2020). Transmittance, scintillation and BER analysis in underwater optical wireless communication systems / Sualtı ortamında kablosuz optik haberleşme sistemlerinde geçirgenlik, parıldama ve bit hata oranı incelenmesi. Yayımlanmış yüksek lisans tezi. Ankara: Çankaya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü.Transmittance, scintillation and BER analysis in underwater optical wireless communication systems(2020) Keskin, Aysan; Çankaya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği BölümüSon yıllarda, yüksek hızlı veri iletiminin gereksinimleri nedeniyle sualtı kablosuz optik haberleşme sistemleri daha popüler olmuştur. Bu tezde, farklı ışık huzmelerinin ve performans kıstas ölçütlerinin sistem üzerine etkilerini inceleyerek, sualtı türbülansında kablosuz optik haberleşme performansının geliştirilmesi ele alındı. Geçirgenlik, ışın yayılması, parıldama, bit hata oranı gibi sualtı kablosuz optik haberleşme sistem performans ölçütleri üzerine okyanus türbülansının etkisi incelendi. Sistem performansını karşılaştırmak için kısmi eş fazlı düz tepeli, kosinüs Gauss, kısmi eş fazlı kosinüs Gauss, kosinüs hiperbolik Gauss ve kısmi eş fazlı kosinüs hiperbolik Gauss ışık huzmeleri kaynak olarak kullanıldı. Okyanus türbülansının sualtı kablosuz optik haberleşme sistemine etkisini incelemek için suyun güç spektrumu homojen ve izotropik olarak kabul edildi. Ortalama geçirgenliği analiz etmek için genişletilmiş Huygens Fresnel prensibi kullanıldı. Kısmi eş fazlı düz tepeli, kosinüs Gauss, kosinüs hiperbolik Gauss ve bunların kısmi eş fazlı formundaki ışık huzmeleri için eksen üzeri ve eksen dışı geçirgenlik incelendi. Carter tanımı yardımıyla kısmi eş fazlı düz tepeli ışık huzmesi için ışın yayılması gözlendi. Parıldama hesaplamaları için yine genişletilmiş Huygens Fresnel prensibinden yararlanıldı. Bunların dışında, okyanus türbülansının sualtı kablosuz optik haberleşme sistemlerinin önemli kriterlerden olan bit hata oranı üzerine etkisi gözlendi. Hesaplamalar MATLAB programı kullanılarak elde edildi. Bütün sistem performans ölçütlerine karşılık ortalama kare sıcaklık dağılım oranı, sıcaklık ve tuzluluk katkılarının kırılma indisi spektrumuna oranı, birim sıvı kütlesi için kinetik enerjinin dağılma hızı gibi önemli okyanus türbülansı parametreleri bu tez çalışmasında incelendi. Dahası eş fazlılık derecesi ve eksen dışı parametresi bu tezde gözlemlendi. Bu tez ile sualtı türbülanslı ortam için uygun huzmelerin seçilmesi hedeflenmiş ve çeşitli uyarımlar altında UWOC linklerinin performansları farklı yönlerden incelenmiştir.