Türk Dili Anabilim Dalı
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/20.500.12416/4344
Browse
Browsing Türk Dili Anabilim Dalı by Department "Çankaya Üniversitesi, Ortak Dersler Bölümü, Türk Dili anabilim Dalı"
Now showing 1 - 3 of 3
- Results Per Page
- Sort Options
Article Handan romanında batılılaşmış kadın karşısında batılılaş(ama)mış erkekler(2019) Atabağsoy, Naim; 47393Türk edebiyatında roman türünde eser veren yazarların Batılılaşma meselesine yoğun olarak ilgi gösterdiği görülür. Bu aynı zamanda, özellikle 19. yüzyılın ikinci yarısı ve 20. yüzyılın başlarında toplumsal olarak Batılılaşmaya yönelik mevcut eğilimin bir tezahürüdür. Toplumdaki bu yenileşme sürecinde kadının konumu da elbette sorgulanmış ve bu konu edebiyatta, çoğunlukla romanlar aracılığıyla karşımıza çıkmıştır. Bu anlamda çalışma, kadın hareketlerindeki görünürlüğüyle de bilinen Halide Edip Adıvar’ın mektuplaşmalar biçiminde kaleme alınmış 1912 tarihli romanı Handan’ı odağına almaktadır. Romanın merkezindeki karakter olan Handan’ın kendisini birbirinden farklı şekillerde arzulayan ve Batılılaşmış görünen erkek karakterlerle sorunlu ilişkisi, modernleşme sürecinde kadının toplumdaki konumunu da sorgulamaya iter. Romanda Nâzım, Hüsnü Paşa ve Refik Cemal karakterleri, bu süreci Batı’yı yüzeysel biçimde taklit ederek tecrübe eden erkek karakterlerdir. Bu erkek karakterler, toplumdaki yeni tip erkeği farklı şekillerde temsil ederken buna paralel gelişen yeni kadın tipini çelişkili biçimde özümseyememektedirler. Handan, toplumsal meselelerde fikirleri olan iyi eğitimli bir kadındır. O, geleneksel çizgideki hemcinslerine kıyasla erkeklerle daha rahat iletişim kurar, erkeklerin de bulunduğu meclislerde serbestçe görüşlerini açıklar, üstelik onlarla tartışmalara girmekten geri durmaz. Handan bu yönleriyle Nâzım’da, Hüsnü Paşa’da ve Refik Cemal’de belirgin bir çekince uyandırır. Çalışma Handan’ın bu üç erkekle ilişkisine, erkeklerin bu yeni toplumsal süreçte kadınlar karşısındaki çelişkili tutumuna ve Handan’ın gelenek karşısındaki konumlanışına eğilmektedir.Article Literary Genres vis-à-vis: Novel-Masnavi and the Position of the Narrator(2018) Çulhaoğlu Pirencek, GülşenThis article aims to focus on the problem of whether masnavi, one of the most significant narrative forms in Ottoman poetry, and novel, as a narrative form that became popular in Ottoman literature through the Westernization period, are interrelated. In masnavi, the lack of rhyme relations between beyits and a limit for the number of beyits provide poets with the opportunity to extend the subject they write on, and in this way, masnavi became one of the favourite narrative forms in Ottoman poetry. In spite of the fact that there are many masnavi types such as religious, sufistic, humorous, moral, didactive, epic etc., romantic masnavis - since they include elements like characters, episode, time and space - are more comparable with the novel genre which includes the same elements. In this regard, this study will focus on romantic masnavis, on the basis of Şeyhî’s Hüsrev ü Şîrîn, the main theme of which is a love affair. Despite being invented and progressed in different societies, contexts and having different structural features, this study will include the ideas on the comparable relations between these two genres. The genres, masnavi and novel, converge on in terms of plot, basic and additional texts, and, in this sense, differing narrators. In this context, a comparison in terms of the “narrator” provides the masnavi genre to be rendered within new viewpoints.Book Türk Romanında Gayrimüslime Bakış (1900-1960)(Libra Yayınevi, 2018) Atabağsoy, Naim; 47393Türk romanında 1900–1960 yılları arasında yayımlanan eserlerden seçilen örnekler yoluyla gayrimüslim karakterlerin ele alınışına odaklanan bu çalışma, aynı süreçte gayrimüslimler bağlamında öne çıkan siyasi, toplumsal ve ekonomik gelişmeleri de irdelemekte, böylelikle edebî ürünlerin tarihsel bağlam içerisinde anlamlandırılmasını amaçlamaktadır. Osmanlı İmparatorluğu’nun birçok alanda avantajlı konumda gösterilen gayrimüslim tebaası, Cumhuriyet’in ilan edilmesiyle birlikte azınlık statüsüne yerleştirilirken bu statünün hukuki zeminini oluşturan Lozan Antlaşması bu noktada dikkat çekici hâle gelir. Bu bakımdan bu çalışma, Antlaşma’nın imzalandığı 1923 yılını teorik olarak merkezine almaktadır. Çalışma, 1923 yılını hazırlayan süreçte ve Cumhuriyet dönemindeki iktidar değişimleriyle geçirilen 1960’a kadarki evrelerde öne çıkan gelişmeleri ve gayrimüslimler bakımından kırılma noktası niteliği taşıyan toplumsal olayları göz önüne alarak roman türündeki eserlerin, içerdiği gayrimüslim karakterler ve gayrimüslim kimliğine ilişkin söylemler üzerinden bu dönüşüm süreçlerinde nasıl reaksiyonlar gösterdiğini ortaya koyma gayreti taşımaktadır.