Çankaya GCRIS Standart veritabanının içerik oluşturulması ve kurulumu Research Ecosystems (https://www.researchecosystems.com) tarafından devam etmektedir. Bu süreçte gördüğünüz verilerde eksikler olabilir.
 

Bayram, Aziz Erman

Loading...
Profile Picture
Name Variants
Job Title
Arş. Gör.
Email Address
Main Affiliation
Hukuk
Status
Former Staff
Website
ORCID ID
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID

Sustainable Development Goals Report Points

SDG data could not be loaded because of an error. Please refresh the page or try again later.
Scholarly Output

11

Articles

18

Citation Count

0

Supervised Theses

1

Scholarly Output Search Results

Now showing 1 - 10 of 11
  • Article
    Eşlerin Evlilik Birliğini Temsil Yetkisinin Kaldırılması Veya Sınırlanması
    (2022) Bayram, Aziz Erman; Bayram, Aziz Erman; 224220; Hukuk
    Eşlerin evlilik birliğini temsil yetkisi, kanun koyucu tarafından, ailenin sürekli ihtiyaçlarının kesintiye uğramaksızın karşılanmasını sağlamak üzere öngörülmüştür. Eşlerden her biri, evlilik birliğini temsil yetkisini kullanarak tek başına hukukî işlemler yapabilir ve diğer eşi müteselsil sorumluluk altına sokabilir. Kanundan doğan evlilik birliğini temsil yetkisi, sınırsız değildir. Eşler, evlilik birliğini temsil yetkilerini, kanundaki sınırlamalara uygun olarak kullanmakla yükümlüdür. Ayrıca, eşlerin, evlilik birliğini temsil yetkisini kullanmada yetersiz kalmamaları da gerekir. Aksi hâlde, eşlerden her biri, diğer eşin temsil yetkisinin kaldırılmasını veya sınırlanmasını, mahkemeden isteyebilir. Eşlerden birinin evlilik birliğini temsil yetkisinin kaldırılması veya sınırlanması, ciddi bir önlemdir. Temsil yetkisinin kaldırılmasından önce, her eş, evlilik birliğini temsilen tek başına ve bağımsız olarak hukukî işlemler yapabilirken; temsil yetkisinin kaldırılmasından sonra, sadece temsil yetkisi devam eden eş, evlilik birliğini temsilen hukukî işlemler yapabilir. Diğer yandan, eşin evlilik birliğini temsil yetkisinin kaldırılmasından önce, onun birliği temsilen yaptığı hukukî işlemin karşı tarafı, yapılan işlemden her iki eşi de sorumlu tutabilirken; temsil yetkisinin kaldırılmasından sonra, yapılan işlemden, kural olarak, sadece hukukî işlemi yapan eş sorumlu tutulabilir. Bu nedenle, hâkim tarafından, evlilik birliğini temsil yetkisinin kaldırılmasına veya sınırlanmasına ancak, önlemin amaca uygun olması hâlinde karar verilebilir. Karar, mahkeme tarafından ilân edilebilir ve yapılan ilân, üçüncü kişilerin iyiniyetini ortadan kaldırır.
  • Article
    Birlikte Kira
    (2019) Bayram, Aziz Erman; Bayram, Aziz Erman; 224220; Hukuk
    Kira sözleşmesinin en az bir tarafında birden fazla kişinin bulunması, birliktekirayı meydana getirir. Birlikte kira, sözleşmenin kurulması, kurulan sözleşmenindeğiştirilmesi ya da kira ilişkisinde yaşanan değişiklikler yoluyla oluşabilir.Kira sözleşmesinin kiraya veren tarafında birden fazla kişinin bulunmasınıntipik örnekleri, kiralanana elbirliğiyle veya belli paylarla malik olmaktır. Kirasözleşmesinin kiracı tarafında birden fazla kişinin bulunmasının tipik örnekleriise, kiracılar arasında elbirliği veya evlilik birliği ilişkisinin bulunması ya dakiracıların evli olmamakla birlikte aynı konutta birlikte yaşamasıdır. Birliktekirada iç ilişkide geçerli olan hukuk kuralları, kiracıların ya da kiraya verenlerinoluşturduğu topluluk bakımından geçerli olan kurallardır. Birlikte kirasözleşmesinde dış ilişkide geçerli olan hukuk kuralları, her iki tarafında da tekbir kişi bulunan kira sözleşmesinden kural olarak farklılık göstermez. Birliktekirada, kiraya verenlerin ve kiracıların her biri, kira sözleşmesinin tarafı vedolayısıyla sözleşmenin alacaklısı ve borçlusudur. Birlikte kiraya verenlerin yada kiracıların müteselsilen borçlu veya alacaklı olduğu, sözleşmede açıkça kararlaştırılmamışsaya da kanundan doğan bir müteselsil borçluluk ya da alacaklılıkbulunmuyorsa, kiraya verenler ya da kiracılar kısmen borçlu veya alacaklıdır.Birlikte kira sözleşmesinin birkaç kiracı ya da kiraya veren tarafından yahutbirkaç kiracı ya da kiraya verene karşı feshedilmesi mümkün değildir; birliktekira sözleşmesinin bir bütün olarak feshedilmesi gerekir.
  • Doctoral Thesis
    Alacaklının temerrüdü ve hukuki sonuçları
    (2021) Bayram, Aziz Erman; Hukuk
    Alacaklının temerrüdü, Türk Borçlar Kanunu'nun 106 ilâ 110. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Alacaklının temerrüdünde; alacaklının, taraflar arasındaki sözleşmeye veya hukukî işlemin niteliğine göre yapması gereken bir iş birliği eylemini yapmaktan ve bu kapsamda kendisine gereği gibi önerilen ifa edilebilir nitelikteki bir edimi kabul etmekten haklı olmayan bir nedenle kaçınarak hâlihazırda ifası mümkün olan bir edimin ifasının gecikmesine neden olması söz konusudur. Alacaklının temerrüdü hukukî niteliği itibariyle bir ifa engelidir. Ayrıca; alacaklının, temerrüde düşmesi için kusurlu olması zorunlu değildir. Alacaklının temerrüdünün işlevi, borçlunun borcun ifası için kendi üzerine düşen tüm davranışları gerçekleştirmesine rağmen ifa eylemlerine devam edilmesinin veya ifanın tamamlanmasının, alacaklının iş birliğine bağlı olması durumunda; borçlunun, alacaklının iş birliği olmaksızın borcuyla olan bağını sona erdirebilmesinde görülür. Alacaklı tarafından, borcun gereği gibi ifa edebilmesi için yapılması gereken iş birliği eylemleri, kural olarak sözleşmesel yükümler değil; dava edilemez ödevlerdir. Dolayısıyla alacaklının ödevli olduğu iş birliği eylemini yapmaktan kaçınması, borcun ihlâli değil; sadece bir ödevin ihlâli sonucunu doğurur. Alacaklının ödevli olduğu bir iş birliği eylemini yerine getirmekten kaçınması üzerine; borçlu, alacaklıyı dava yoluyla söz konusu eylemi gerçekleştirmeye zorlayamaz veya alacaklıdan tazminat talep edemez. Buna karşılık alacaklının temerrüdü nedeniyle borcuyla bağlı kalmaya devam eden borçlunun durumu, alacaklının aleyhine olacak şekilde iyileşir. Alacaklının temerrüde düşmesi üzerine borçlunun sorumluluğu önceki döneme göre hafifler ve artık hasar, temerrüde düşen alacaklıya geçer. Alacaklının temerrüdü, borçlunun temerrüdünü ve ödemezlik def'ini dışlar. Alacaklının temerrüde düşmesinden itibaren para borçlarına faiz işlemez. Alacaklının temerrüde düşmesi üzerine borçlu; maddî edimlerde, edim konusunu kural olarak tevdî ederek ve istisnaen satarak; maddî olmayan edimlerde ise sözleşmeden dönerek borcundan kurtulabilir.
  • Article
    Kasa Kiralama Sözleşmesi
    (2022) Bayram, Aziz Erman; Bayram, Aziz Erman; 224220; Hukuk
    Kasa kiralama sözleşmesi, hukukî niteliği itibariyle, kira ve vekâlet sözleşmesine ait unsurların bir araya getirildiği karma nitelikli bir sözleşmedir. Kasa kiralama sözleşmesinde bankanın, kasanın kullanılmasını müşteriye bırakma, müşterinin kasaya erişmesinde iş birliğinde bulunma, kasanın güvenliğini sağlama ve sır saklama yükümleri bulunmaktadır. Kasa kiralama sözleşmesinde banka, borçlarını sadâkat ve özenle yerine getirmek zorundadır. Bankanın özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, kasa kiraya verme işini üstlenen basiretli bir bankanın göstermesi gereken davranış esas alınır. Sorumluluğun koşullarının gerçekleşmesi üzerine, banka, müşterinin maddî ve manevî zararını gidermekle yükümlüdür. Kasa kiralama sözleşmesinde müşteri, sözleşme bedelini ve kararlaştırılmışsa depozitoyu ödemekle yükümlüdür. Müşteri, sözleşme bedelini ödemezse, banka, müşteriye karşı borçlunun temerrüdünün hükümlerini işletebilir, müşteriye yazılı olarak bir süre verip bu sürede de ifa etmeme durumunda, sözleşmeyi feshedeceğini bildirebilir. Müşteri, ayrıca, kasayı sözleşmeye uygun olarak özenle kullanmakla yükümlüdür; aksi hâlde, banka, müşteriye önceden ihtarda bulunmaksızın sözleşmeyi hemen feshedebilir ve müşteriden, meydana gelen zararının giderilmesini isteyebilir.
  • Article
    Kira Sözleşmesinde Kiracının Kiralananı Geri Verme Borcu
    (2017) Bayram, Aziz Erman; 224220; Hukuk
    Kira sözleşmesinde kiracının en önemli borçlarından biri kiralananı geri verme borcudur. Kiracı, kira sözleşmesinin bitiminde, kira sözleşmesi dolayısıyla teslim almış olduğu kiralananı geri vermekle yükümlüdür. Kiracı, kiralananı geri verme borcunu, tarafl ar arasında anlaşıldığı biçimde; tarafl ar arasında anlaşma yoksa kiralananı kiraya verene fiilî olarak teslim ederek gerçekleştirmelidir. Geri verme borcunun yerine getirileceği zamanı tarafl ar aralarında serbestçe belirleyebilir. Tarafl ar arasında geri verme zamanına ilişkin bir anlaşmanın bulunmaması durumunda, geri verme borcu, kira sözleşmesinin sona ermesiyle muaccel olur. Kiralananı geri verme borcunun zamanında yerine getirilmemesi, kira sözleşmesine aykırılık oluşturur ve kusuruyla kiralananı geç geri veren kiracı, kiraya verenin zararını gidermekle yükümlü olur. Kira sözleşmesinin bitiminde kiraya verenin kiralananı geri alması gerekir. Kiraya verenin teklif edilen kiralananı haklı bir neden olmaksızın reddetmesi, alacaklının temerrüdü hükümlerinin uygulanmasını gündeme getirir. Kiraya veren, kiralananın geri verilmesinde kiralananın durumunu gözden geçirmeli ve varsa kiracının sorumlu olduğu ayıpları ona hemen yazılı olarak bildirmelidir. Kiracı kiralananı ne durumda teslim almışsa, o durumda geri vermekle yükümlüdür. Kiralananın alındığı hâliyle geri verilmemesinden zarar gören kiraya veren, kiracının kusurlu olması koşuluyla ondan tazminat talep edebilir. Kira sözleşmesinin tarafl arının, kiralananın geri verilmesinden önce, kiracının sözleşmenin bitiminde kiralananın olağan kullanımı dışında kalan kullanımdan kaynaklanan zararları gidermesi dışında başkaca bir tazminat ödeyeceğine ilişkin yaptığı anlaşmalar kesin hükümsüzdür
  • Article
    Güncel Gelişmeler Işığında Elektronik Sözleşmelerin Kurulması
    (2015) Bayram, Aziz Erman; 224220; Hukuk
    Elektronik sözleşmeler, günümüzde oldukça yaygın hâle gelmiştir. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte, elektronik sözleşmele- rin kuruluşuna ilişkin irade beyanlarının elektronik ortamda iletilme yöntemleri de çeşitlenmiştir. Son dönemde mevzuatımızda elektro- nik sözleşmeleri yakından ilgilendiren önemli değişiklikler meydana gelmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ve 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun yürürlüğe girmiştir. Bu ça- lışmada, elektronik sözleşmelerin kurulması konusu, teknolojideki gelişmeler ve mevzuatta gerçekleşen değişiklikler ışığında, Avrupa Birliği düzenlemeleri de dikkate alınarak incelenmiştir.
  • Article
    İstenmeyen Ticari Elektronik İletilerin Avrupa Birliği ve Türk Hukukunda Düzenlenişi
    (2016) Bayram, Aziz Erman; Bayram, Aziz Erman; 224220; Hukuk
    Bu çalışmada istenmeyen ticarî elektronik iletilerin Avrupa Birliği ve Türk hukukundaki düzenlenişi ele alınmıştır. Konu incelenirken öncelikle spam ve istenmeyen ticarî elektronik ileti kavramlarına değinilmiş, bu iki kavram arasındaki fark ortaya konulmaya çalışılmıştır. Sonrasında ticari elektronik iletilerin gönderilmesi konusunda kabul edilen iki sisteme, izin ve ret sistemlerine değinilmiş, bu sistemlerin olumlu ve olumsuz yönlerinden söz edilmiştir. Ardından, konunun Türk hukuk düzenlemelerine de kaynaklık teşkil eden Avrupa Birliği direktiflerindeki durumuna yer verilmiştir. Daha sonra ticarî elektronik iletilerin gönderilmesi konusundaki Türk hukuk düzenlemeleri ele alınmıştır. Bu bağlamda 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun ve Ticari İletişim ve Ticari Elektronik İletilere İlişkin Yönetmelikin konuya ilişkin hükümleri incelenmiştir. Konuyla ilgili hükümler incelenirken, özellikle Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ile Avrupa Birliği direktiflerinin benzer ve farklı yönleri karşı- laştırılarak ele alınmıştır. İstenmeyen ticarî elektronik iletilerin gönderilmesi konusunda bazı değişiklik önerilerine özellikle sonuç kısmında yer verilmiştir.
  • Other
    Güncel gelişmeler ışığında elektronik sözleşmelerin kurulması
    (2015) Bayram, Aziz Erman; Bayram, Aziz Erman; 224220; Hukuk
    Özet: Elektronik sözleşmeler, günümüzde oldukça yaygın hâle gelmiştir. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte, elektronik sözleşmele- rin kuruluşuna ilişkin irade beyanlarının elektronik ortamda iletilme yöntemleri de çeşitlenmiştir. Son dönemde mevzuatımızda elektro- nik sözleşmeleri yakından ilgilendiren önemli değişiklikler meydana gelmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ve 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun yürürlüğe girmiştir. Bu ça- lışmada, elektronik sözleşmelerin kurulması konusu, teknolojideki gelişmeler ve mevzuatta gerçekleşen değişiklikler ışığında, Avrupa Birliği düzenlemeleri de dikkate alınarak incelenmiştir.
  • Article
    Peçeleme ve Muvazaa Kurumları ile Bu Kurumların Karşılaştırılması
    (2017) Bayram, Aziz Erman; Bayram, Aziz Erman; 224220; Hukuk
    Peçeleme ve muvazaa, vergi hukukuyla özel hukukun kesiştiği alanda yer alır. Nitekim peçeleme, kanuna karşı hilenin vergi hukukuna özgü bir görünüm biçimidir. Muvazaa ise irade ile beyan arasında bilerek ve istenerek meydana getirilen uygunsuzluk hâllerinden biridir ve özel hukukun yanında vergi hukuku bakımından da önemli hukukî sonuçlar doğurur. Peçeleme ve muvazaa çoğunlukla birbiriyle karıştırılmaktadır. Bu çalışmanın esas amacı peçeleme ile muvazaanın birbirinden ayırt edilmesidir. Bu bağlamda, çalışmada peçelemenin ve muvazaanın tanımları yapılmış, unsurları ve hukukî sonuçları ayrıntılı olarak açıklanmaya çalışılmıştır. Peçelemeye ilişkin yapılan açıklamalarda ekonomik yaklaşım ilkesinden ve bu ilkenin vergiyi doğuran olaya uygulanacak olan hukuk kuralının yorumlanması yönünü oluşturan ekonomik yorum yönteminden hareket edilmiştir. Muvazaaya ilişkin yapılan açıklamalarda ise özel hukuk düzenlemelerinden yola çıkılmış ve muvazaanın en yaygın türlerinden olan ve vergi hukukunu doğrudan ilgilendiren taşınmaz satışlarında bedelde muvazaa konusu üzerinde özel olarak durulmuştur. Çalışmada, peçelemenin ve muvazaanın birbirinden farklı hukukî kurumlar olduğu sonucuna varılmış ve son kısımda bu iki kurumun farkları açıklanmıştır. Bu kapsamda, peçeleme ile muvazaa arasındaki en önemli farkın, peçelemede tarafların meydana getirilen işlemin ya da işlemlerin hükümlerini doğurmasının istemesi; buna karşılık muvazaada tarafların sırf üçüncü kişileri aldatmak amacıyla meydana getirdiği görünürdeki işlemin hüküm doğurmasını istememesi olduğu sonucuna varılmıştır.
  • Article
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun Tedbir Nafakasına Dair 25.10.2018 Tarihli Ve 2017/2-1891 Esas, 2018/1577 Karar Sayılı Kararının Değerlendirilmesi
    (2019) Bayram, Aziz Erman; Bayram, Aziz Erman; 224220; Hukuk
    Tedbir nafakasını konu alan bir Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararının incelendiği bu çalışmanın temel amacı, tedbir nafakasıkavramına ışık tutmak ve eşlerden her ikisinin de gelirinin bulunmadığı durumlarda, bir eş lehine tedbir nafakasına hükmedilip hükmedilemeyeceği sorununa çözüm bulmaktır. Bunun yanında, çalışmada,asgarî geçim düzeyinde yaşayan bir eş aleyhine tedbir nafakasınahükmedilip hükmedilemeyeceği sorunu da ele alınmıştır. Çalışmada, öncelikle, olayı inceleyen yargı yerleri olan yerel mahkemenin,Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nunhukukî soruna yönelik olarak öngördükleri çözümlere yer verilmiştir.Ardından, tedbir nafakası kavramı, tedbir nafakasının koşulları, tedbir nafakasının miktarının belirlenmesi ve tedbir nafakasının süresi,değiştirilmesi ve sona ermesi konuları işlenmiştir. Son olarak, yapılanaçıklamalar ışığında, sözü edilen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararıdeğerlendirilmiştir. Yapılan incelemede, hiçbir geliri olmayan eş aleyhine tedbir nafakasına hükmedilemeyeceği sonucuna varılmıştır. Bunedenle, üst derece mahkemelerinin hukukî sorunun çözümüne dairyaklaşımlarının yerinde olmadığı ve eksik olduğu sonuçlarına ulaşılmıştır.