Sessiz Kalırken Duyulmak: Tasarım Stüdyolarının Akustiği

Abstract

Mimarlık eğitiminde tasarım stüdyoları, teorik ve pratik bilginin bir arada kullanıldığı, sorun çözümü odaklı eğitimin verildiği alanlar olması sebebiyle eğitimin temel yapı taşıdır. Gelecekte mekan tasarlayacak olan insanların eğitim aldıkları mekanlar bir örnek teşkil etmelidir. Öğrencilerin kendi aralarındaki fikir alış verişi ve eğiticilerin kendilerine aktarmış olduğu bilgi birikimi doğrultusunda stüdyolar içerisinde öğretilenin düzün aktarılması ve anlaşılabilir olması için konuşmanın anlaşılabilir olması gerekmektedir. Stüdyolar içerisinde bireysel çalışma, grup çalışması ve kritikler aynı anda gerçekleşmekte bu sebeple hem konuşulanın anlaşıldığı hem de konuşma mahremiyetinin sağlandığı akustik koşulların oluşturulması gerekmektedir. Bu çalışmada çoklu kullanıma yönelik alanların akustiği ele alındığında gerekli koşulların sağlanmasının tavan yüksekliğinde oluşan değişimler sayesinde gerçekleştirilebileceği hipoteziyle yola çıkılmıştır. Çankaya Üniversitesi Mimarlık Fakültesinde bulunan iki stüdyo seçilmiş ve konuşmanın anlaşıla bilirliği ve maskelenmesi üzerine ölçümler yapılmıştır. Seçilen iki stüdyonun özellikle seçilme sebebi aynı plana sahip olması lakin tavan yüksekliğinde farklılıklar göstermeleridir.Çalışmanın bulguları, objektif standartları karşılayan mekanlarda kullanıcıların tek bir faktöre bağlı kalmadıklarını, daha ziyade kendi tercihleri, beklentileri ve algılarına göre mekanları kullandıklarını göstermektedir.Gelecekte yapılacak çalışmalarda, öznel değerlerin stüdyo kullanımı üzerindeki etkisi nesnel ölçütlerle birlikte incelenebilir.Design studios in architectural education are fundamental components due to their focus on problem-solving through the integration of theoretical and practical knowledge. These spaces serve as examples for future designers, emphasizing the importance of the environment in which students learn to design. Effective communication is essential for conveying and understanding the knowledge shared among students and instructors within these studios, where individual work, group collaboration, and critiques occur simultaneously. Therefore, it's crucial to create acoustic conditions that facilitate both comprehensible speech and privacy within these spaces. This study explores the hypothesis that achieving necessary acoustic conditions for multipurpose areas can be accomplished through variations in ceiling height. Two studios at Çankaya University Faculty of Architecture were selected for objective and subjective measurements related to speech intelligibility and masking. The specific reason for selecting these studios was their identical floor plans but differing ceiling heights. The findings of the study demonstrate that in spaces that meet the objective standards, users do not rely on a single factor but rather utilize spaces based on their own preferences, expectations, and perceptions. In future studies, the impact of subjective values on studio usage can be explored alongside objective metrics.