Sosyal Bilimler Enstitüsü
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/20.500.12416/31
Browse
Browsing Sosyal Bilimler Enstitüsü by Access Right "info:eu-repo/semantics/embargoedAccess"
Now showing 1 - 20 of 84
- Results Per Page
- Sort Options
Master Thesis 1990'lı yılların Türkiye siyasetine genel bir bakış: Yeni Demokrasi Hareketi örnek olayı(Çankaya Üniversitesi, 2016) Göbel, ArdaBu çalışmada amacımız, 1990'lı yıllar Türkiye siyasetinin karakteristik özelliklerini akılda tutarak, Yeni Demokrasi Hareketi'ni (YDH) anlamaya çalışmaktır. İki bölümden oluşan çalışmanın birinci bölümünde; 1990'lı yıllar Türkiye siyasetinin genel özellikleri ortaya konmaya çalışılacaktır. İkinci bölümde ise ilk bölümde çizdiğimiz çerçeve üzerinden YDH'nin değerlendirilmesi yapılacaktır. Yeni Demokrasi Hareketi, 1993 Nisan'ında işadamı Cem Boyner'in ev sahipliğinde düzenlenen ve bir nevi "beyin fırtınası" olarak isimlendirebileceğimiz toplantılar neticesinde kendisini Türkiye kamuoyuna tanıtmıştır. 1993 yılının sonlarına doğru popülerliğini arttıran YDH, bir sivil toplum hareketi olmaktan çıkıp "gayrı resmi bir siyasal parti" işlevine bürünmüştür. 1994 yılının ortalarına doğru kamuoyundan gelen olumlu geri dönüşler, YDH'nin resmen bir siyasal partiye dönüşme çabalarını hızlandırmıştır. 1994 yılının son haftasında resmen bir siyasal partiye dönüşen YDH, Genel Başkan Cem Boyner'in liderliğinde teşkilatlanma çalışmalarını hızlandırmıştır. YDH, kuruluşundan tam bir yıl sonra gerçekleştirilen 1995 Milletvekili Erken Genel Seçimlerine katılmış ancak % 0,48 oy alarak büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştır. Bir sivil toplum hareketi iken büyük bir sempatiyle bakılan ve kamuoyunun teveccühüne mazhar olan YDH, hareketin bir siyasal partiye dönüşmesinin ardından, eski popülerliğini ve kamuoyu desteğini yitirmiştir. Seçimlerde alınan kötü neticenin ardından yeniden YDH Genel Başkanı seçilen Cem Boyner, 1996 Nisan'ında YDH Genel Başkanlığını ve siyaseti bıraktığını açıklamıştır. Boyner'in partiden ayrılmasının ardından Hüseyin Ergün'ün genel başkanlık görevini yürüttüğü YDH, tam anlamıyla bir "tabela partisi"ne dönüşmüş ve 1997 Kasım'ında Barış Partisi'ne katılma kararı alarak siyasal hayattaki varlığına son vermiştir.Master Thesis 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunda düzenlenen idari para cezalarının Kabahatler Kanunu ışığında incelenmesi (Türk Ceza Kanunu karşılaştırması ile)(2015) Kaya, AsımRekabet Kurulu teşebbüs, teşebbüs birliği, teşebbüs ve teşebbüs birliği yönetici veya çalışanlarına RKHK'nun 16. ve 17. maddelerinde yer alan idari para cezalarını vermeye yetkilidir. RKHK'da düzenlenen idari para cezaları esasa ilişkin, usule ilişkin ve nispi idari para cezaları olmak üzere üçe ayrılmaktadır. Esas ilişkin idari para cezaları, rekabeti sınırlayıcı anlaşma, uyumlu eylem ve karalar, hakim durumun kötüye kullanılması ve rekabet ihlali doğuran birleşme ve devralmalar halinde verilebilmektedir. Usule ilişkin idari para cezaları ise, başvurularda yanlış ya da yanıltıcı bilgi veya belge verilmesi, izne tabi birleşme ve devralmaların kurul izni olmadan gerçekleştirilmesi, bilgi isteme veya yerinde inceleme hallerinde eksik, yanlış veya yanıltıcı bilgi verilmesi, yerinde incelemenin engellenmesi veya zorlaştırılması hallerinde verilmektedir. Nispi idari para cezaları yükümlülüklere ya da verilen taahhütlere uyulmaması, yerinde incelemenin engellenmesi ya da zorlaştırılması veistenen bilgi veya belgenin belirlenen süre içinde verilmemesi hallerinde her gün için verilebilmektedir. İdari para cezalarının uygulanmasında Ceza Yönetmeliği ve Pişmanlık Yönetmeliği adında iki yönetmelik uygulanmaktadır. RKHK'nun genel hükümler bakımından Kabahatler Kanununa tabidir. Zaman ve yer bakımından uygulanma kuralları bu bakımdan önemli olmaktadır. Ayrıca, kabahatler hukuku bakımından geçerli olan, kanunilik ilkesi, şahsilik ilkesi, non bis in idem ilkesi, gerekçeli olma ilkesi ve yargı yolunun açık olması ilkesi RKHK kapsamında verilen idari para cezaları için de geçerlidir. Kabahatler iki türlü işlenebilmektedir, bunlardan ilki icrai diğeri ise ihmali şekilde kabahatin işlenmesidir. Sorumluluk nedenleri ise kast nedeniyle sorumluluk, taksir nedeniyle sorumluluk ve hata nedeniyle sorumluluk olmak üzere üçe ayrılmaktadır. Kabahatler kanunda açıkça hüküm bulunmayan hallerde kasten ve taksirle işlenebilir. TCK'nın hata hallerine ilişkin hükümleri ise ancak kasten işlenebilen kabahatler için uygulanmaktadır. Kabahatler bakımından sorumluluğu kaldıran iki neden bulunmaktadır. Bunlar, yaş küçüklüğü ve akıl hastalığıdır. Fiili işlediği sırada onbeş yaşını doldurmamış çocuk hakkında idari para cezası uygulanamamaktadır. Akıl hastalığı nedeniyle işlediği fiilin anlam ve sonuçlarını algılamayan veya veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişi hakkında işlediği kabahat bakımından sorumluluk yoktur. Kurul, RKHK'nun üçüncü fıkraya göre idarî para cezasına karar verirken, Kabahatler Kanununun 17. maddesinin ikinci fıkrası bağlamında, ihlalin tekerrürü, süresi, teşebbüs veya teşebbüs birliklerinin piyasadaki gücü, ihlalin gerçekleşmesindeki belirleyici etkisi, verilen taahhütlere uyup uymaması, incelemeye yardımcı olup olmaması, gerçekleşen veya gerçekleşmesi muhtemel zararın ağırlığı gibi hususları dikkate almaktadır.Zamanaşımı hükümleri bakımından RKHK'nun Kabahatler Kanununa tabidir. Kabahatler Kanununda ise iki tür zamanaşımı vardır. Birincisi soruşturma zamanaşımı ikincisi ise yerine getirme zamanaşımıdır. Kurul'un idari para cezasına karar verebilmesi için bazı süreçlerin işletilmesi gerekmektedir. Bunlar, ilk inceleme, gereği halinde ön araştırma aşaması, soruşturma aşamaları, sözlü savunma toplantısı ve son olarak nihai karardır. Nihai kararın uygulanması ise tebliğ, kesinleşme ve tahsil aşamalarından oluşmaktadır. Kendisine idari para cezası yaptırım uygulanan teşebbüs, teşebbüs birliği, yönetici veya çalışan bu kararın hukuka aykırı olduğunu düşünüyor ise idare mahkemesinde dava açarak bu kararın iptalini isteyebilir. İdare mahkemesinin almış olduğu karar ise olağan ve olağan üstü yasa yollarına tabidir. Olağan yasa yolları, itiraz, temyiz, karar düzeltme, olağan üstü yasa yolları ise kanun yararına bozma ve yargılamanın yenilenmesidir.Master Thesis 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda bilişim suçları(2014) Uçar, HüdaverdiGünümüzde teknoloji çok ilerlemiştir, bu ilerleme teknolojinin dalları diyebileceğimiz bilgisayar ve iletişimde de kendini göstermiş, tarihi süreç içerisinde çok daha ileri ve geniş kapsamlı sonuçlar ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Özellikle internetin yaygın olarak kullanılmaya başlanması eğitimden sağlığa, ticaretten sanayiye, kamu sektöründen özel sektöre varıncaya kadar, iş ve sosyal hayatımızda, aynı şekilde özel hayatımızdaki ilişkilerimizde yeni bir çığır açmıştır. Bu teknolojik gelişmelerin insanlar tarafından kullanılmaya başlanmasıyla toplumlara büyük yararlar sağlandığı gibi, beraberinde birtakım problemleri de getirdiği bilinmektedir. Bu problemlerin en büyüğü suç işlenmesinin kolaylaşması olmuştur. Çünkü İnsanlar suç işlerken teknolojik alanlardan yararlanma eğilimine girmeye başlamışlardır. Böylelikle teknolojinin bir nimeti olan bilişim sistemleri insanların hizmetine sunulunca kötü kullanımlarla beraber yeni suç tipleri olan 'bilişim suçları' ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu suçların yanında mevcut bazı suç tipleri de bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle işlenmeye başlanmıştır. Çalışmamızda Türk hukukunda ilk kez 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ile düzenlenen bilişim suçları incelenmiştir. Yüksek lisans tezi olarak hazırladığım bu çalışmada tez danışmanlığımı yapan, yardım ve desteklerini esirgemeyen, değerli görüş ve önerileri ile katkıda bulunup beni yönlendiren, saygıdeğer hocam Prof. Dr. Doğan SOYASLAN'a şükranlarımı sunarım.Master Thesis 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar(2014) Karslı, Kahraman SerhatCinsel dokunulmazlığa karşı suçlar, ilk çağ uygarlıklarında bile mevcut olan, insanların ahlaki değerlerine, şerefine, özgürlüğüne ve vücut bütünlüğüne karşı gerçekleştirilen ve şahsın yanında aynı zamanda toplumsal ahlak değerlerine zarar veren, suça maruz kalan kişi üzerinde maddi ve manevi mağduriyete yol açan bir suç çeşididir.Çalışmamızın amacı 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun ikinci kitabının "Kişilere Karşı Suçlar" kısmının altıncı bölümünde "Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar" başlığı altında 102. maddede cinsel saldırı, 103. maddede çocukların cinsel istismarı, 104. maddede reşit olmayanla cinsel ilişki ve 105. maddede cinsel taciz madde başlıklarıyla düzenlenen suçların oluşumundan sona ermesine ve neticelerine ilişkin açıklamak, söz konusu maddeler üzerinde tartışarak, eksiklikleri ve çelişkileri tespit etmektir.Master Thesis 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na göre basit yargılama usulü(2015) Aksakal, Ramazanasit yargılama usulü, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 316 ilâ 322'nci maddelerinde düzenlenmiştir. Basit yargılama usulü, yazılı yargılama usulünün ağır ve uzun işleyen yargılama prosedüründeki sakıncaları gidermek amacı ile bazı dava ve işler için kabul edilmiş; basitlik ve çabukluk esasına dayanan özel bir yargılama usulüdür. Hem çekişmeli hem de çekişmesiz yargıda uygulanır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yürürlüğe girmesi ile birlikte uygulama alanı genişlemiş ve önemi daha çok artmıştır; çünkü seri ve sözlü yargılama usulleri kaldırılarak, bu iki yargılama usulü yerine basit yargılama usulünün uygulanacağı kabul edilmiştir.Master Thesis Acentenin denkleştirme talep hakkı(2013) Saygılı, SerkanBu çalışmanın amacı, ilk kez 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile yasal düzenlemeye kavuşturulan acentenin denkleştirme talep hakkını ayrıntılı olarak incelemektir.Acente, müvekkil tarafından üretilen mal ve hizmetlerin işletme merkezi dışında da pazarlanması için faaliyet gösteren ve tacire bağımlı bir hukuki konuma sahip olmaksızın tacire yardımcı olan kimseye denmektedir. Acentelik sözleşmesi süresi boyunca acente, müvekkile ait ürün ve hizmetleri pazarlamakta ve bu sayede müşteri çevresi oluşturmaktadır. Acentenin, acentelik sözleşmesinin sona ermesinden sonra oluşturmuş olduğu bu müşteri çevresinden yararlanamayacak olması; bunun karşısında müvekkilin bu müşteri çevresinden tek taraflı yararlanacak olması acentenin denkleştirme talep hakkının hukuki sebebini oluşturmaktadır. Acentenin bu talebinin hukuki niteliği, koşulları, hesaplama yöntemleri ve diğer özellikler tez konumuzu oluşturmaktadır. Çalışmamızda varılan sonuç olarak acentenin denkleştirme talep edebilmesinin başlıca koşulları; acentelik sözleşmesinin denkleştirme talep edebilecek şekilde sona ermesi, müvekkilin acente tarafından kazandırılan müşteri çevresinden sözleşmenin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde etmesi, acentenin ücret kaybına uğraması ve denkleştirme talebinin hakkaniyete uygun olmasıdır.Master Thesis Afet riski altındaki yapının yeniden değerlendirilmesi(Çankaya Üniversitesi, 2018) Konkan, SelçukÜlkemizde kentsel dönüşümün can alıcı parçasını afet riski altındaki yapıların yeniden değerlendirmesi oluşturmaktadır. Tez konum ise afet riski altındaki bir yapının yeniden değerlendirilmesidir. Çalışmamın birinci bölümünde kentleşme ve kentsel dönüşümün tarihi ile kentsel dönüşümün anayasal haklar konusunda değerlendirmesi yer almaktadır. Bu bölümde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları, Avrupa Kentsel Şartı, Anayasa Mahkemesi kararlarından faydalanılmıştır. İkinci bölümde, riski yapının tespiti, tahliyesi ve yıkımı incelenmiştir. Bu bölüm idare hukukunun konusu olduğundan Danıştay kararlarından faydalanılmıştır Üçüncü ve dördüncü bölümde, afet riski altındaki yapının dönüşüm uygulaması süreci incelenmiştir. Bu bölümde maliklerin karar verme süreci ve özel hukukun konusu olan kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesi incelenmiştir. Anahtar kelime: kentsel dönüşüm, kentsel yenileme, riskli yapı, kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesi incelenmiştir.Master Thesis AİHS ışığında adil yargılanma hakkı ve Türk idari yargısı(2014) Çiçek, MustafaUluslararası birçok belgede özellikle de AİHS'de yer alan ve temel insan haklarından olan adil yargılanma hakkı, idare, özel ve ceza hukukunun gelişmesi ve hukuk devletinin varlığı açısından çok önemli bir yere sahiptir. Adil yargılanma hakkı yargılamaya ilişkin kuralları belirlemektedir. İdari yargı alanında adil yargılanma hakkına ilişkin süreç, idarenin işlem veya eylem tesis etmesiyle başlayıp, yargı kararının tam ve eksiksiz uygulanmasına kadar devam etmektedir. Bu hakkın korunması AİHS ve AİHM kararlarıyla sağlanmaktadır. Sözleşmede yer alan diğer hakların ilgili devletlerce korunması ve uygulanması, adil yargılanma hakkının tam olarak uygulanması ile mümkün olabilmektedir. Bu tezde, idari yargı ile ilgili adil yargılanma hakkı kapsamında AİHM tarafından verilen kararlar incelenmiş, bu kararlar neticesinde idari yargı sistemindeki aksaklıklar tespit edilerek yapılan değişikliklerden bahsedilmiştir. Tezde ayrıca, hukukumuza 2010 Anayasa değişikliği ile giren Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuru müessesesine de değinilerek adil yargılanma hakkı kapsamında Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu örnek kararlar incelenmiştir. Tez üç bölüme ayrılmıştır. Birinci bölümde uluslararası ve ulusal belgelerde yer alan adil yargılanma hakkının mahiyeti ve unsurları incelenmiştir. İkinci bölümde Türk idari yargı sistemine genel olarak değinilerek, Türk idari yargısının AİHS ile ilişkisi incelenerek AİHM kararlarının bağlayıcılığından bahsedilmiştir. Son bölümde ise, adil yargılanma hakkı açısından Türk idari yargısı anlatılarak, idari yargı sistemindeki aksaklıklar ve bu aksaklıklara ilişkin çözün önerilerinden bahsedilmiştir.Master Thesis An investigation on reasons of startup failure: The role of entrepreneur(2015) Işıktaş, BurcuGirişimcilik bir bütün olarak ekonominin gelişmesi için çok önemlidir. Çok sayıda yeni girişim (startup) olmasına rağmen, pek çoğu kuruluşundan kısa bir süre sonra başarısız olmaktadır. Bu gerçek doğrultusunda, bu araştırma bu girişimlerin başarısızlık nedenlerini tespit etmeyi amaçlamaktadır. Çalışmada özellikle dış faktörlerden ziyade girişimcinin kendisi ile ilgili olan nedenlere odaklanılmaktadır. Arraştırmanın kuramsal çerçevesi olarak Effectuation kuramı seçilmiştir. Girişimcilerin motivasyon ve problem çözme mantıkları anlatı şeklinde mülakatlar ile araştırılmıştır. Araştırma için sekiz girişimci ile mülakat yapılmıştır. Effectuation kuramının önerilerine göre, girişimlerinin ilk zamanlarında Effectuation prensiplerini kullanan girişimcilerin nedensel karar verme süreçlerini kullananlara kıyasla daha başarılı olduğu tespit edilmiştir. Araştırma bulguları ikincil kaynak analizleri ile desteklenmiştir.Master Thesis Anadolu lisesi öğretmenlerinin eğitimdeki değişime uyumu ve öğretmen eğitiminin rolü: İnsan kaynakları yönetimi açısından bir değerlendirme(2016) Genç, Mehmet MustafaDeğişimi kavramak öğretmenler ve eğitim kurumları için gelişimleri açısından önemlidir. Bu sebeple eğitimdeki değişim ve gelişmeler öğretmenlere yansıtılması gerekmektedir. Öğretmenler, eğitim ile ilgili geleceği planlamada değişimleri izlemeleri gerekmekte olup, değişim öğretmenlere aktarılırken günün şartlarına da katkı sağlamalıdır.Bu çalışma, Anadolu Liselerinde çalışan öğretmenlerin eğitimdeki değişime uyumda öğretmen eğitiminin rolü üzerine düşüncelerini belirlemeye yönelik betimsel bir araştırmadır. Araştırmanın evrenini Ankara ili, Çankaya ilçesinde M.E.B 'lığına bağlı bulunan Anadolu liselerinde çalışan öğretmenler oluşturmaktadır. Evrenden hareketle araştırmanın örneklemini ise 310 öğretmen belirlenmiştir. Öğretmen görüşlerinin belirlenmesi için model İlişkisel tarama, ölçme aracı olarak araştırmacı tarafından hazırlanan anket uygulaması yapılmış olup, anket sayısı örneklem sayısı dikkate alınarak 310 olarak belirlenmiştir. Araştırmada öğretmenlerin eğitimdeki değişime uyumda, öğretmen eğitimi temel alınarak, eğitimlere yönelik olumlu veya olumsuz görüşlerinin alınması, değişim uygulamalarının başarı ile uygulanması açısından önemlidir. Bu araştırma ile öğretmenlerin eğitimdeki değişime uyumda, öğretmen eğitiminin rolü üzerine görüşleri alınarak, eğitimdeki değişim programlarının ve hizmet içi çalışmaların değerlendirilmesi imkânı sağlamaktır. Değişim ile ilgili eğitime katılan öğretmenlerin; kalma/barınma yerinin rahat olması, okul yöneticilerinin de aynı eğitime katılmış olması önemlidir. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre, okul yönetiminin değişim ile ilgili eğitimleri olumlu yönde etkilediği gözlemlenmiştir. Yine edinilen bulgulara göre, Üst düzey yöneticilerin değişim eğitimlerine hazırlıklı olması ve yapılacak çalışma duyurularının planlı bir şekilde zamanında yapılması görüşüne katılmaktadırlar. Okul yöneticileri eğitimdeki değişime hazırlıklı ve öğretmen eğitimi sürecine olumlu bakmaktadırlar. Öğretmenlerin eğitimlerdeki değişime uyumda öğretmen eğitimlerindeki eğitici modellerin gösterilmesine daha fazla önem verilmesi sonucuna varılmıştır.Master Thesis Anonim şirketlerde bağımsız denetim(2015) Çorbacıoğlu, EcecanSermaye Şirketlerinin denetlenmesi hususunda 6762 Sayılı TTK' nun oluşturduğu denetim sistemi yerine, 6102 sayılı TTK "bağımsız denetim" kurumunu getirmiştir. Geliştirilen yeni sistemle birlikte, sermaye şirketleri, şirketle hiçbir organik bağı bulunmayan bağımsız denetçi ya da bağımsız denetim kuruluşları tarafından denetlenecektir. 6102 sayılı Kanunun yaslaşma sürecinde, vergi odaklı denetim anlayışının tamamen terk edilmesi hedeflenmiştir. Fakat 6102 sayılı TTK' da 6335 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin ardından, vergi odaklı denetim anlayışına bir ölçüde dönüş yapılmıştır. Bu çalışmanın amacı, 6102 sayılı TTK ile değişen sistem ve beraberinde süregelen değişiklikler neticesinde oluşan bağımsız denetim sistemini incelemektir. Tez kapsamında, ilk bölümde, Türk hukukundaki düzenlemelerde bağımsız denetim, denetimin çeşitleri, ETK zamanında denetimin işleyişi incelenmiştir. İkinci bölümde, 6102 sayılı TTK ile oluşan yeni bağımsız denetim sistemi ve 6102 sayılı TTK 'nın şirketlerin bağımsız denetime tabi olmaları bakımından getirmiş oldukları ölçeklendirme prensiplerine yer verilmiştir. Son bölümde ise, 6102 sayılı TTK'ya göre bağımsız denetimin işleyişi, KAMUDESK tarafından gerçekleştirilecek bağımsız denetim, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından gerçekleştirilecek bağımsız denetim, bağımsız denetimin unsurları ve bağımsız denetim neticesinde yapılacak işlemlere yer verilmiştirMaster Thesis Avrupa Birliği'nde ve Türkiye'de devlet yardımlarının izlenmesi ve denetimi(2014) Işık, Muzaffer ŞilanDevletler, belli işletmelere, sektörlere ve bölgelere devlet yardımı sağlayarak bunların rekabet avantajlarını rakiplerine karşı arttırarak güçlü konuma gelmelerini sağlar. Devlet yardımları, piyasa mekanizması dışında bir kaynak tahsisi içerdiği için piyasalardaki rekabet ortamını bozar ve kaynakların adil olmayan bir şekilde dağılmasına yol açar. Bu nedenlerle, uluslararası kuruluşlar devlet yardımlarını kontrol altına almaya yönelik çalışmalarda bulunmaktadır. Serbest dolaşım ve serbest rekabet ortamına dayalı bir Ortak Pazar kuran AB'de, devlet yardımları konusu rekabet politikasının bir koludur. AB'de devlet yardımları, Ortak Pazarın işlevselliğini bozduğu için yasaklanırken, bazı muafiyetlerle Ortak Pazar ile bağdaşan devlet yardımlarının yolu açılmıştır. Birliğin, Kurucu Antlaşmalardan, Tüzüklerden, ATAD ve Komisyon kararlarından oluşan geniş ve etkili bir devlet yardımları mevzuatı vardır. Devlet yardımlarının izlenmesi ve denetlenmesi Komisyonun yetkisindedir. Türkiye, Avrupa Birliği üyeliğine aday bir ülke olarak, Avrupa Birliği'nin bu alandaki mevzuatına uyum sağlamakla yükümlüdür. Türkiye, aynı zamanda, 1/95sayılı Gümrük Birliği Kararı ile devlet yardımları alanındaki mevzuatını AB mevzuatı ile uyumlaştırmayı taahhüt etmiştir. 6015 sayılı Devlet Desteklerinin İzlenmesi ve Denetlenmesine İlişkin Kanun'un 23.10.2010 tarihinde Resmi Gazete' de yayımlanarak yürürlüğe girmesi ile birlikte Türkiye, bu taahhüdünün önemli bir kısmını gerçekleştirmiştir. Çalışmamızda, devlet yardımı kavramı Avrupa Birliği'nin bakış açısıyla incelenerek, bu konudaki mevzuat ile devlet yardımlarının kontrolüne ilişkin sistem ayrıntıları ile ortaya konulmuştur. Ayrıca, Türkiye'deki mevcut devlet yardımları sistemi incelenmiş ve ardından 6015 sayılı Kanun'un devlet yardımı sistemimize getirdiği yenilikler irdelenmiştir. Çalışmamız sonucunda, 6015 sayılı Kanun'un ülkemizdeki devlet yardımları sisteminin eksikliklerini giderecek düzenlemeler içerdiği ve bu Kanun'un uygulanmasının, yardımdan yararlanan sisteme olumlu katkılar sağlayacağı, rekabet bozucu engeli ortadan kaldıracağı sonucuna varılmıştır.Master Thesis Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ışığında tutuklama(2014) Öztürk, ErdemAvrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından, Türkiye hakkında en çok ihlal kararı verilen konulardan birisi özgürlük ve güvenlik hakkıdır. Nitekim özgürlük hakkına getirdiği sınırlamalar nedeniyle en önemli tedbirlerden birisi olarak karşımıza çıkan tutuklama, Türkiye'de uzun yıllar boyunca peşin bir ceza olarak algılana gelmiş ve ne yazık ki bu durum birçok mağduriyetlere neden olmuştur. İşte bu çalışmamızın amacını da Türkiye'de önemli bir sorun olarak karşımızda duran özgürlük ve güvenlik hakkının ve bu bağlamda tutuklama tedbirinin, uluslar arası düzeyde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile ulusal düzeyde başta Anayasa olmak üzere Ceza Muhakemesi Kanunu çerçevesinde ele alınarak incelenmesi ve karşılaştırılması teşkil etmektedir. Çalışmamızın kapsamı ise başta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi olmak üzere Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ışığında özgürlük ve güvenlik hakkı, özgürlük ve güvenlik hakkı kapsamında tutuklama tedbirinin hukuki niteliği, özellikleri, koşulları ve denetimi ile sınırlı tutulmuştur. Tüm bu anlatımlar sonucunda ise tutuklamanın bir koruma tedbirinden ibaret olduğu, bu nedenle tutuklama tedbirine ceza yargılamasında maddi gerçeğin ortaya çıkarılması amacıyla ancak istisnai durumlarda başvurulması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.Doctoral Thesis Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının Türk Vergi Hukukuna etkisi(2017) Dilemre Öden, BegümVergilendirme ilişkisinin bir tarafında birey diğer tarafında ise devlet bulunmaktadır. Bu ilişkide taraflar arasında eşitlik söz konusu değildir. Bu durum, tarafların çıkarları arasında çatışma ortaya çıkarmaktadır. Çatışmanın varlığı, mükellef haklarının ve insan haklarının önemini ortaya koymaktadır. Bir uluslararası sözleşme olarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, insan hakları konusunda asgari ölçütleri belirlemektedir. Vergi mükelleflerinin de AİHS kapsamında koruma altında bulunan pek çok hakkı bulunmaktadır. Vergi idareleri ve vergi mahkemeleri mükellef hakları kapsamında AİHS normlarını dikkate almak durumundadırlar. Bu doğrultuda AİHM içtihatları da oldukça önemlidir. Çalışma kapsamında Anayasa Mahkemesinin vergiye ilişkin olarak bireysel başvuru kararlarına da değinilmekte ve bu kararlarda ortaya konan ilkelerin AİHS normları ve AİHM içtihatlarına uyumu ele alınmaktadır.Master Thesis Banka teminat mektupları(2014) Günay, CelalBanka, temel ilişkiden kaynaklanan riskin gerçekleşmesi halinde, riskin yöneldiği kişinin uğrayacağı zararın veya yoksun kalacağı karın tazminini taahhüt etmekte, bir riski garanti etmektedir. Teminat mektubu, garanti özelliğinden dolayı temel ilişkiden bağımsızdır. Banka, belirli bir tutarı ödemeyi taahhüt ettiğinden, belirlenen tutarın teminat mektubunda yazması gerekmektedir. İvaz konusu da teminat mektubu kapsamında değerlendirilmiştir. Banka teminat mektupları ile ilgili 1967 ve 1969 tarihlerinde Yargıtay tarafından önemli kararlar verilmiş, verilen kararlar doktrinde de teminat mektubunun niteliğinin değişmesine neden olmuştur. 1967 ve 1969 kararlarından önce, kefalet sözleşmesi olarak değerlendirilen teminat mektupları, Yargıtay kararları ışığında garanti sözleşmesi olarak görülmeye başlanmıştır. Banka teminat mektubu lehtar, muhatap ve bankanın biraraya gelmesi sonucunda ortaya çıkmaktadır. Lehtarın muhataba talimat vermesi sonucunda, talimatı kabul eden banka, muhataba bir teminat mektubu verir. Bu noktadan sonra teminat mektubu, banka ile muhatap arasında kurulmuş olup, lehtar ile banka arasında yer alan temel ilişkiden bağımsız olur. Banka teminat mektupları, ticari ilişkilerde taraflara bir güven ortamı sağlamaktadır. Taraflar, teminat mektubunun sağladığı güvence ile daha geniş bir hareket imkanına sahip olmaktadır. Banka da kontrgaranti kavramıyla, taahhüdün yerine getirilmesinden sonra, rücu kapsamını genişletmektedir.Master Thesis Bi̇r koruma tedbi̇ri̇ olarak Ceza Muhakemesi̇ Hukunda tutuklama(2014) Boztoprak, AtillaCeza muhakemesi hukukun amacı; maddi gerçeğin ortaya çıkarılması ve izlenecek yolun ayrıntılı şekilde ortaya konulmasıdır. Bu işlemler sırasında kişi hak ve özgürlüklerine müdahale niteliği doğurabilecek bazı tedbirlere ihtiyaç duyulabilir. Tutuklama söz konusu tedbirlerden en ağır sonuçları olan bir tedbirdir ve özgürlüğün kısıtlanması sonucunu doğurur. İşte bu denli sonuçları olan tutuklamanın keyfiliğin önlenmesi amacıyla Anayasa ve yasa ile düzenlenmesi gerekir. Anayasa'nın 19. maddesi ile kişi hürriyetinin hangi hallerde kısıtlanabileceği ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 5. maddesinde de insan hak ve özgürlüklerine müdahale olan tutuklama ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 100-108. maddeleri arasında tutuklamaya ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. Ceza Muhakemesi Kanun'unda öncelikle tutuklama nedenleri düzenlenmiş, tutuklama kararının nasıl verileceği, azami tutukluluk süreleri düzenlenmiş, tutukluluğun sona ermesi halleri ile salıverilen tutuklunun yükümlülükleri belirlenmiştir.Tutuklanan kişinin sahip olduğu haklar ve yükümlülükler de Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'da ayrıntılı şekilde düzenleme yapılmıştır.Master Thesis Bireysel iş hukukunda dava şartı arabululuculuk(2019) Yanaral, Hande CeylanToplum içinde yaşayan bireyler birbirleri ile iletişim ve etkileşim içindedir. Bu nedenle aralarında uyuşmazlıkların çıkması olağan bir süreçtir. Uyuşmazlıkların çözümü bakımından taraflar empati ile hareket ettiklerinde sorunun çözümü kolaylaşmaktadır. Ancak bu zamana kadar taraflar, uyuşmazlık konusunda haklı olduklarını belgelemek için dava açma yolunu tercih etmişlerdir. Adalet Bakanlığı verilerine göre 2008 yılından bu güne kadar hukuk davaları artan bir ivme göstermiştir. Hukuk Mahkemelerinin 2011-2018 yılları arasındaki dosya sayıları incelendiğinde 2018 yılında hukuk mahkemelerinde açılan dava sayısı 2011 yılına göre %24,9 artış göstermiştir. Bu verileri iş mahkemeleri bakımından ayrıntılı incelemeye aldığımızda 2018 yılı istatistiklerine göre önceki yıldan devralınan dosya sayısı 351 507, yeni açılan dava sayısı 162 339, üst mahkemeden bozularak gelen dosya sayısı 26 310 olup toplam dosya sayısı 540 156'dır. Davaların genel ortalama görülme süresi istatistiki olarak 283 gün olmasına rağmen iş mahkemelerinde bu oran 629 gün olarak rapor edilmiştir. Bu veriler ışığında 2011-2018 yılları arasında açılan davaların nerdeyse karara bağlanan davalar kadar olduğunu söylemek mümkündür. Bu da hâkimlerin iş yüklerinin artmasına ve verilen kararların hukuka uygunluğunun tartışılmasına sebep olmaktadır. İş mahkemelerinde açılan davaların büyük bir kısmını alacak, tazminat ve tespit davaları oluşturmaktadır. Türkiye genelinde 2018 yılında iş mahkemelerinde açılan ve karara bağlanan davalarda 112 805 dava (%59,6) ile birinci sırayı alacak davası, ikinci sırayı ise 41 112 dava (%21,7) ile tespit davası almaktadır. Açılan davaların uzun sürmesi, yargılama masraflarının fazlalığı, mahkemelerin tarafsızlığına olan inancın zayıflaması ile uyuşmazlıkların alternatif çözüm yolları ile sonuçlandırılması arayışına girilmiştir. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun 07/06/2012 tarihinde kabul edilmesi ile uyuşmazlıkların arabuluculuk yolu ile çözümlenmesi hukuk sistematiğimizde yer edinmiştir. Türkiye'de yeni bir kurum olduğundan üzerinde tartışmalar yapılarak geliştirilmeye ihtiyaç duymaktadır. Bu nedenle de inceleme konusu olarak bireysel iş uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuk konusu seçilmiştir. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun yürürlüğe girmesi ile birlikte bireysel iş hukuku uyuşmazlıklarında arabuluculuk, dava şartı haline gelmiştir. Kanunun uygulama alanı sadece bireysel iş hukuku uyuşmazlıklarıdır. Toplu iş uyuşmazlıkları ayrı bir kanuna tabi olduğundan çalışmamızda yer almayacaktır. İş uyuşmazlıklarında açılan davalar işçi ve işveren arasındaki çalışma barışının bozulmasına neden olmaktadır. Açılan davalar sonucunda elde edilen kararların hakkaniyete uymadığı inancı, kararların icrasında yaşanan sıkıntılar devlete olan güveni de zedelediğinden toplumsal kaosa neden olmaktadır. Devlete güvenin olmadığı, toplum huzurunun sağlanamadığı ortamda suç oranları artmakta, bireyler hukuka aykırı çözümlere yönlenmektedir. Bunun önüne geçmek için özellikle iş uyuşmazlıkların çözümünde tarafların inisiyatif alarak sürece dahil olmaları önem arz etmektedir.Master Thesis Brand positioning in service sector: A case study of Starbucks in Ankara(Çankaya Üniversitesi, 2017) Şandır, Mehmet SerkanToplumlar arasındaki etkileşimin her geçen gün arttığı günümüz küreselleşen dünyasında marka yaratmak ve bu markanın dünya üzerinde bilinirliliğini artırmak önemli hale gelmiştir. Kendi kültürünü ve karakterini yansıtarak aynı zamanda dünya çapında dünyanın gerekliliklerini yerine getirerek kendisini konumlayabilen markaların başarı oranı oldukça yüksektir. Bu çalışmanın amacı, marka kavramını ve markanın konumlandırılması konusuna etki eden faktörleri açıklamak, uluslararası pazara giriş stratejilerini ortaya koymak ve bu konuların hizmet sektörüyle olan ilişkisini açıklamaktır. Bu amaçla hizmet sektöründe faaliyet gösteren en başarılı markalardan biri olan Starbucks örnek olarak alınarak bununla ilgili anket çalışması düzenlenmiştir. Ayrıca bu çalışmayla, müşteri sadakati yaratmak isteyen şirketlere örnek oluşturacağı umulmaktadır. Çalışmada, müşterilerin Starbucks ürünlerini diğer kahve şirketi markalarına tercih ettiğini bulunmuştur. Ankette, rastgele olarak seçilen 157 Starbucks müşterisinden 80'i kadın, 77'si erkektir. Starbucks kullanıcılarının çoğunluğu 26-34 yaşları arasında ve lisans derecesine sahipler ve haftada en az iki veya üç kez Ankara'daki Starbucks mağazalarına uğramaktadırlar.Master Thesis Buz ve Ateşin Şarkısı roman serisi'ne Platon ve Machiavelli üzerinden bir bakış(2015) Yılmazoğlu, Osman ErdemBu çalışmanın amacı; George R.R. Martin'in kaleme aldığı Buz ve Ateşin Şarkısı roman serisindeki belirli karakterleri ve temaları siyasal düşünceler tarihinin iki önemli figürü, Platon ve Machiavelli üzerinden okumaktır. Bu bağlamda söz konusu çalışma, Martin'in Buz ve Ateşin Şarkısı metni ile Platon ve Machiavelli tarafından ileri sürülen siyasal argümanlar arasında bazı paralellikler bulunup bulunmadığını tartışmaya çalışacaktır. Çalışma üç bölümden oluşmaktadır.Master Thesis Ceza Hukuku kapsamında tıbbi müdahalelerin hukuka uygunluğu(2014) Gencer, Zafer AdemTez çalışmamızın konusu ceza hukuku kapsamında tıbbi müdahalelerde hukuka uygunluktur. Tez Çalışmamızın ana teması, ceza hukuku bağlamında hukuka uygun bir müdahale için hangi koşullar gereklidir ? Bu soru baz alınarak konu açıklanmaya çalışılmıştır. İlk bölümde tıbbi müdahale kavramı, tarihsel gelişimi, diğer hukuk dallarıyla ilişkileri irdelenmiştir. Tıbbi müdahalenin hukuk sisteminde neden cezalandırılmadığı ile ilgili farklı görüşler ele alınarak, tıbbi müdahalenin tarafları olan hasta ve hekimin kavramları ile tarafların hak ve yükümlülüklerine değinilmiştir. İkinci bölümde hukuka uygun bir tıbbi müdahale için gerekli olan koşullar belirtilmiştir. Bu bağlamda tıbbi müdahalenin kanunen yetkili bir kişi tarafından icrası, hastanın aydınlatılması ve rızası, tıbbi gereklilik ve tıbbi müdahalenin zamanın bilimsel standartlarına uygun olarak yapılması gerektiği tafsilatlı olarak açıklanmıştır. Hekimin özen yükümlülüğüne aykırı davranmasının kasta ve takdire dayanabileceği, hekimin kusurunun tespiti için zamanın tıp standartlarının geçerli olduğu, objektif ve subjektif özenin buna göre belirleneceği açıklanmıştır. Üçüncü bölümde ise klasik anlamda tıbbi müdahalelerin doğrudan tedavi amacı güttüğünü ancak tıbbın ilerlemesi nedeniyle dolaylı iyileştirme amacı güden tıbbi müdahalelerin olduğu belirtilerek bu bağlamda özellik gösteren ötenazi, kürtaj, genetik müdahaleler, hadım, kısırlaştırma, cinsiyet değişikliği, yapay döllenmeler, açlık grevi, organ ve doku nakli ile tıbbi denemeler açıklanmıştır.