Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Yayın Koleksiyonu
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.12416/249
Browse
Browsing Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Yayın Koleksiyonu by Access Right "info:eu-repo/semantics/openAccess"
Now showing 1 - 20 of 52
- Results Per Page
- Sort Options
Article 100. Sayı Münasebetiyle Liberal Düşünce Dergisi Hakkında Bir Değerlendirme(2020) Demirel, Tanel; 4812Elinizdeki bu sayı Liberal Düşünce Dergisi’nin 100. sayısı. Türkiye gibi anti-liberal düşünce ve siyaset geleneklerinin güçlü olduğu bir toplumda “liberal” olduğunu net bir biçimde vurgulayan bir misyon dergisinin 100. sayıya ulaşması bir başarı öyküsü. Dergi liberal kelimesinin alerji yarattığı bir dönemde, özellikle gençler için cesaretlendirici önemli bir platform oldu. 2001 yılında yardımcı doçentliğe atanmam için rapor yazmakla görevlendirilen bir siyaset profesörünün, Liberal Düşünce Dergisi’nde yayınlanmış biri Frederick Hayek diğeri Mancur Olson hakkındaki iki yazıma işaret ederek, bölüm başkanını “bir ‘devlet düşmanı’nı bölüme alıyor olabilirsiniz, yeniden düşünün” diye uyardığını belirtmem gerekiyor. Böyle bir atmosferde derginin bugünlere gelmesinde emeği geçen herkes kutlanmayı hak ediyor.Article 1915 Events, New Issues and Reconciliation Within the Framework of Persistence of Conflict and the Concept of Intractable Conflict(2017) Çoban Öztürk, Ebru; 105587There are some concrete problems, with roots in the past, that have remained unsolved between Turkish and Armenian societies. These problems have become deeper through the years and have negatively affected the relationship between the two societies, and by now have been transformed into a chronic conflict. Nevertheless, this type of conflict does not involve physical violence today, yet it has been transformed into intractable conflict with its all defining features. This study attempts to investigate the relationship between the two societies around the concept of intractable conflict and the socio-psychological foundations of it. The socio-psychological foundation of the Turkish-Armenian conflict has generated a completely new bundle of problems. For both societies to follow a positive line of relationship, a due attention should be paid not only to the concrete problems, but also to the socio-psychological repertoire of intractable conflicts and find solutions accordingly. This article will apply Daniel Bar-Tal’s method of analysis when using the concept of intractable conflict that analyzes the said socio-psychological repertoire.Book Part 20. yüzyıl Başı Türk Düşünce Hayatında Liberalizm(2001) Kansu, Aykut; 5315Article 2018 LDT Liberal Düşünce Kongresi Açılış Konuşması(2019) Demirel, Tanel; 4812Değerli Özgürlük Dostları, Bildiğiniz gibi LDT'nin faaliyetleri birbiriyle yakından bağlantılı üç ana hat üzerinden ilerliyor.Article 25. Yılında Liberal Düşünce Topluluğu: Eleştirel Bir Değerlendirme(2018) Demirel, Tanel; 4812Bu makale Türkiye’de liberal düşünce ve liberal düşüncenin önde gelen savunucusu olarak LDT’nin halihazırda olduğundan daha etkili olabilmesi için bir dizi fikri tartışmaya açmayı amaçlıyor. Tek bir liberalizmden ya da liberal gelenekten söz etmenin yanıltıcı olduğu vurgulanıyor. Belli zaman ve mekanın ürünü olan, dolayısıyla o zaman ve mekanın dertleri, bakış açıları ve kısıtları ile şekillenmiş farklı liberal gelenekler var. Bu farklı liberal gelenekler, birkaç çok temel ilke dışında her zaman her yerde geçerli “evrensel” reçeteler sunmuyorlar. İkincisi Türkiye’ye dair analiz ve okumalarımızın karşılaştırmalı tarih ve sosyal bilimler birikiminden beslenirken aynı zamanda hakiki bir yerellik kaygısı taşıması gerektiği de iddia ediliyor. Ve nihayet, topluluk çevresinin siyasi aktörlerle mesafeyi koruma, kendi bünyesindeki çoğulculuğu koruma ve geliştirme, yerleşik LDT ve liberal algısının dönüştürülmesi ve ayrıca LDT âdâbı da diyebileceğimiz bir kurumsal kültürün pekişmesi için daha fazla gayret göstermesi gerektiği de savunuluyor.Article 50. Yıldönümünde Ankara Anlaşması Perspektifinden Türkiye-Avrupa Birliği İlişkilerine Kısa bir Bakış(2014) Akşemsettinoğlu, Gökhan; 104466The European Union is perhaps the most important organization, where the idea “to be incorporated with the West,” one of the most important basis of the Turkish political life and Turkish foreign policy, has become tangible. The relations between Turkey and the European Union became official with the Ankara Agreement signed in the year 1963 and which entered into effect on 1 December 1964 and has been in the workings up to date. This article was prepared to remind us of the main highlights of the Ankara Agreement on the occasion of its fiftieth anniversary on entering into effect, and to also give a brief summary of the relations, close to half a century, between Turkey and the European Union. This article reviews the Turkey-EU relations chronologically, the ups and downs of the relations, the problems encountered and explains the paths taken for the solution of the problems with historical examples. This article emphasizes the structure of this agreement which progresses when the geo-strategic importance of Turkey increases and which takes its shape according to conjunctural changes.Article A Chronıcle Of Evolvıngturkısh-Serbıan Relatıons A Century After The Balkan Wars(2013) Ekinci, Didem; 17316Bosna-Hersek'teki savaşa kadar samimi olan Türkiye-Yugoslavyailişkileri, üç etmen tarafından biçimlendirilmiştir: Yugoslavya'nınTürkiye'nin Avrupa'ya giden ticaret yolunun üzerinde yer alması,Yugoslavya halklarıyla paylaşılan uzun tarih ve o zamana kadar var olandostça ilişkiler. Diplomatik ilişkilerde savaşla birlikte bozulmagözlemlenmiş, bu nedenle ekonomik ilişkiler de savaşın ve sonrakiKosova krizinin kurbanı olmuştur. Ancak, diplomatik ilişkilerin yapısı veaktör davranışları, göze görünenden farklı bir nitelik sergilemiş, bu dailişkileri karmaşık bir gerçekliğe sokmuştur: iki tarafça kullanılan, bazendüşmanlık eşiğinde seyreden politik söyleme, büyükelçi geri çekme veretlerine rağmen, ilişkiler devam etmiştir. Yeniden gerçekleşebilecekuzlaşı arayışları ortak siyasi iradenin inşasının ve muhafaza edilmesininönemine işaret etmektedir.Article A Feminist Reading of Turkish Foreign Policy and the S-400 Crisis(2021) Akça Ataç, C.; 17826Hypermasculine hegemonic masculinities have become the norm to dominate the foreign policies all around the world. As the populist foreign-policy visions, the byproducts of androcentric norm-creation, undermine the established rules for peace, diplomacy and co-existence in the international system, other experiences have faded away from the narratives that have defined and contributed to foreign policies. The accelerating urgency of the national security agendas of the hypermasculine states seek to cancel feminist definitions, practices and theories for the sake of physical force and state control. Nevertheless, more than any other period in history, it is these conflicting times that necessitate Cynthia Enloe’s ‘curious feminist’ questions the most. Turkish foreign policy of the last decade has become a quintessential example of hypermasculine hegemonic masculinity, especially within the context of the S-400 crisis with the US, NATO and Russia; its feminist critics are distressingly rare. This paper aims to offer an alternative reading of Turkey’s S-400 saga from a feminist perspective to contribute a Turkish case to feminist International Relations. First a definition of feminist International Relations will be provided. Then, the hypermasculine character of the Turkish hegemonic masculinity and its reflection on the current Turkish foreign policy will be analyzed. Lastly, the S-400 crisis of Turkey’s decision to buy Russian defense missiles as a NATO member will be examined.Article Ab’nin normatif kapasite sorunu, Akdeniz için birlik ve Türkiye(2012) Ataç, Cemile Akça; 17826Genel kanının aksine, 2008 yılında 43 ülkenin katılımı ile Barselona Süreci’nin yeni ayağı olarak başlatılan Akdeniz için Birlik (AiB) henüz Avrupa Birliği (AB) ve Akdeniz’deki muhatapları için tam anlamıyla başarısızlıkla nihayetlenmiş değil. Akdeniz ülkelerinin bile gündeminden düşen, finansal açıdan Barselona Süreci’nin 2006-2013 bütçesindeki payı ile yetinmek zorunda olan ve toplantıları katılım azlığı nedeniyle üst üste ertelenen AiB’nin mevcut haliyle üyeleri için parlak bir gelecek vaat etmediği kesin. Ancak, AB’nin Akdeniz Politikası tartışmalarının yarattığı ilgisizlik, bıkkınlık ve güvensizlik duygularından arındırılmış içeriğe odaklı bir bakış açısı, AiB’den ümit kesilmemesi, bu girişimin bölgeye uyum ve istikrar adına somut başarılar getirebileceği üzerine daha özenli düşünmemizi sağlayacaktır. “Arap Baharı” sonucunda gerçekleşmesi öngörülen politik ve ekonomik dönüşümün de AiB’in önemini arttırması beklenmelidir. Bu çalışma, somut projeler aracılığı ile yaratılan faydanın ölçülebilmesi ilkesi üzerine kurulan AiB’nin, onbeş yıllık Barselona Süreci’ne gereksinim duyduğu taze kanı sağlama olasılığının AiB ülkeleri, dolayısıyla Türkiye tarafından göz ardı edilmemesi gerektiğini savunmaktadır. Bu bağlamda, AB’nin normatif aktörlük kapasitesine referansla AiB’nin içeriği, nitelikleri ve potansiyeline odaklanarak Türkiye’nin sürece, sürecin Türkiye’ye katkılarını değerlendirmeyi amaçlamaktadır.Article Avrupa bütünleşme projesinin ve genişleme sürecinin değişen dinamikleri(2022) Akşemsettinoğlu, Gökhan; 104466Genişleme ve Derinleşme yapısı üzerine kurulu olan Avrupa bütünleşme projesi, yeni katılan üyelerin getirdiği kurumsal yükler ve Birliğin karar alma mekanizmasında ortaya çıkan sorunlar sebebiyle zaman içinde farklı dinamikleri geliştirmek zorunda kalan ve uluslararası sistemin değişen özelliklerine göre hızlı bir şekilde evrimleşen bir süreç haline gelmiştir. Bu anlamda Avrupa Birliği’nde bir süredir üzerinde tartışılmakta olan “farklılaştırılmış bütünleşme” düşüncesi, içinde barındırdığı “kurumsal revizyonlar” ve “çokkültürlülük” gibi yeni unsurlarla üye ülkelerin gündemini daha fazla meşgul etmeye başlamıştır. Buna göre, Avrupa Birliği yetkilileri söz konusu yeni unsurlar çerçevesinde yeni düzenlemeler yapmaya ve yeni politikalar üretmeye başlamışlardır. Farklı kültürlerin önem kazanmaya başladığı yeni uluslararası sistemde, faydacı bir bütünleşme yapısı öngören bu yeni unsurlar, bundan sonraki yeni genişleme dönemleri ve genel anlamda bütünleşme süreci için olumlu şartları hazırlayacak gelişmelerdir.Article “Aydınlık Bir Adam: Korkut Boratav” Üzerine Bir Değinme(2011) Demirel, Tanel; 4812Korkut Boratav gerek Türkiye iktisat tarihi ve gerekse siyasal ekonomi alanında dikkate alınması gereken çalışmalara imza atmış iktisatçılarımızdan biri. Neoklasik iktisat anlayışına karşı mesafeli tutumu, iktisadın başta tarih olmak üzere diğer sosyal bilimlerle bağlantılarını vurgulaması, sınıf çatışmaları ve bölüşüm meselelerini merkeze alan yaklaşımı Boratav’ı farklı bir yere koymamızı gerektiriyor.Article Bosna-Hersek’te Devlet İnşası Anlaşmazlığında Enerji Güvenliğini Kavramak: Arafta Bir Bosna-Hersek mi?(2019) Ekinci, F. Didem; 17316This paper addresses energy security promotion, one of the most significant aspects of state building in BiH, in the framework of the concept of state building in connection with the state building actor in the country, the EU. Following the description of state building, energy security and Dayton Peace Agreement; it identifies three fundamental problems in the energy security building in BiH. First, it exposes how the “state within state” condition leads to fragmented and disharmonious energy policy choices and outcomes in the state building in BiH. Second, and emanating from the factor above, it dwells on the creation of additional problems emanating from the establishment of independent cooperation in the oil and natural gas sectors by the two entities (Federation and Bosnian Serb Republic/Republika Srpska) with their respective old, established external partners, in the state building process. Third, it exemplifies via the Chinese case that the state building, manifesting long duration and stagnation, will result in the possibility of the involvement of foreseeen or unforeseen actors in the process. In the final analysis, it acknowledges the necessity on the part of the EU to offer unilateral concessions in the energy security aspect of the state building in BiH and offers certain future prospects.Article Çatışan Küresel Güçler ve Karadeniz Güvenliği: Abhazya Üzerine Bir Değerlendirme(2014) Ekinci, Fatma Didem; 17316Karadeniz, bir alt bölge olarak kıyıdaş devletler ve küresel güçler arasındaki işbirliği ve çatışma dinamiklerinin mahalli olagelmiştir. Soğuk Savaş döneminde pek çoğu komünist olan kıyıdaş devletler, Karadeniz güvenlik mimarisini neredeyse sıfırdan yazan 1991 sonrası sorunları tecrübe etmek durumunda kalmıştır. Bu çerçevede Abhazya da ön plana çıkmıştır; ancak Abhazya’yı daha güç bir duruma sokan, devlet kurma çabasında kanlı bir savaş yaşamak zorunda kalmış olmasıdır. Gürcistan’da yerel bir etnik çatışma gibi başlayan bu çatışma, zamanla ABD ve Rusya’nın güvenlik söyleminde ayrı bir sorun olarak yerini almıştır. Abhazya’nın tartışmalı statüsü, iki süper gücün dış politika gündemlerini meşgul etmeye devam etmiş; Ağustos 2008 savaşından sonra ise birbirinin tamamen karşıtı yaklaşımları ortaya koymuştur. Bu çalışmada, ihtilaflı bir ortam yaratmış olmasına karşın, Abhazya’nın Rusya tarafından tanınmasının, geri dönüşün olmadığı bir süreç başlatmış olduğu tartışılmaktadır. Bu durum en azından kısa ve orta vadede ABD ve Rusya’nın Abhazya’ya dair anlaşmazlıklarının devam edeceğine işaret etmektedir.Article Çatışma Çözümleri ve Uzlaşma Süreçlerinde Kimlik: Suriye’de Mezhepsel Kimlikler ve Çatışma Sonrası Suriye(2022) Çoban Öztürk, Ebru; 105587Suriye çatışma çalışmaları literatüründe yer bulan önemli örneklerden birisidir. Suriye’deki olayların çok sayıda sebebi mevcut olsa da mezhepsel kimlikler, bu kimliklerle bağlantılı gelişen materyal kazanımlar ve bunun etrafında şekillenen bir çatışma döngüsü göze çarpmaktadır. Suriye’deki şiddet sona erdiğinde ya da farklı bir biçime dönüştüğünde çatışma öncesi ve sırasında olduğu gibi çatışma sonrası süreçlerde de kimlik vurgusu ve mezhepsel kimlikler, siyasi ve toplumsal hayatta yer bulmaya devam edecektir. Bu nedenle çatışma sonrası çözüm ve uzlaşma gibi süreçlerinin gerçekleştirilmesi ve bu süreçlerde kimliklerin ve kimlik dönüşümlerinin dikkate alınması gerekmektedir. Ülkede kimliklerin araçsallaştırılarak çatışma unsuru haline getirilmesinin önüne geçilmesi önem arz etmektedir. Bu süreçler ülkede hakiki anlamda barışın gelmesi ve şiddetin tekrarlanmaması için gereklidir. Çatışma çözümleri ve uzlaşma literatüründe somut çözümlerle beraber kimlik dönüşümlerinin gerçekleştirilmesi en çok bahsedilen konulardan birisidir. Bu süreçler uygun şekillerde gerçekleştirilmezlerse şiddetin belli dönemlerde tekrar eden döngüsel bir niteliğe bürünmesi sık rastlanan bir durumdur. Çalışmada Suriye’deki mezhepsel kimlikler, çatışma sonrası beklenen çözüm ve uzlaşma süreçlerinde kimliğin yeri ve kimlik dönüşümleri ile olası toplumsal uzlaşma yaklaşımlarından bahsedilecektir.Article Completing The Tribunal: ICTR’s Contributions And Deficiencies(2014) Çoban Öztürk, Ebru; 105587The International Criminal Tribunal for Rwanda (ICTR) is an ad hoc tribunal of great significance in terms of international law. The court has completed nearly its twentieth year, while it has been decided to terminate its mission at the end of 2014 after completing its proceedings, since it is an ad hoc tribunal. Concordantly, the judicial power and the ongoing cases will be assigned to national courts and to the Residual Mechanism for Criminal Tribunals, which has been newly established. The Tribunal has left behind many contributions and addressed by some criticisms while coming to an end. The Tribunal, which has numerous contributions to international law, criminal proceedings, regional peace, perception of justice, rule of law, and universal values, deals also with criticisms on issues such as functioning, powers of prosecution, and its limited coverage in terms of region and time span. The contributions of this Tribunal, which is coming to the end of its mission, to international law and reconciliation shall be presented in this study. Then, an overall evaluation of criticisms addressed to the Tribunal and the legal system related with the atrocities in Rwanda.Article Devlet Aklı Sorununa Siyasetnameler Üzerinden Bir Bakış(2018) Türk, H. Bahadır; 18664This study aims to discuss the problem of the reason of state through siyasatnamas. The study consists of two sections. The first section focuses on the nature and historical development of the concept of the reason of state. The second section examines the problem of the reason of state in siyasatnamas through an interpretive-textual method. The major argument of the study is that traces of the term reason of state can be found in siyasatnamas.Article Diaspora Ve Dış Politika: Türkiye-Ermenistan İlişkilerinde Diasporanın Rolü(2013) Çoban Öztürk, Ebru; 105587Dış politika yapım süreçlerini ve ikili ilişkileri şekillendiren, iç siyasiyapı, liderler, bürokrasi, danışmanlar, tarih ve kültür, medya, kamuoyu,düşünce kuruluşları, bölgesel ve uluslararası bağlam gibi çok sayıda etkenbulunmaktadır. Sayılan etkenlere ek olarak Ermenistan ve Türkiye ilişkilerisöz konusu olduğunda ise Ermeni diasporanın dış ve iç politika üzerindekietkisini de dikkate almak gerekmektedir. Diasporanın siyaseti hem yaşadığıülkenin hem anavatanının siyasi ve ekonomik yapısı ile şekillenmektedir.Ermeni diaspora Ermeni ulusal kimliğinin bir parçası sayıldığı kadar ulusalkimliğin kurulmasında da merkez bir rol edinmektedir. Bununla beraberdiaspora, Ermenistan’ın resmi dış politika önceliklerinden daha farklı veuzlaşmaz bir konum tercih edebilmektedir. Bu nedenlerle Türkiye veErmenistan arasında başlatılabilecek olumlu ikili ilişkilerde diasporanınüçüncü ve etkili bir taraf olarak dikkate alınması gerekmektedirArticle Fransız Devrimi’nde Kadın:Eksik Yurttaş(2007) Çakmak, DirenFransız Devrimi‟nde eşitsiz bir rol dağılımı olduğunu söylemek mümkündür. Bununla beraber Fransız Devrimi‟nin kadınların tarihinde yeni bir sayfa açmış olduğu bir gerçektir. Çalışmanın amacı, kadının tüm zaman ve mekanlarda var olma mücadelesinin bir örneği olan Devrim içindeki konumunu tam da Devrim içinden göstermektir. Bu bağlamda çalışmada, devrimde kadının rolüne, kadın haklarının formülasyonlarının nasıl yapıldığına yer verilmekte ve ayrıca devrimde öne çıkan kadın portrelerinden bahsedilmektedir.Article Gerçeğin Peşindeki Kadınlar: Wonder Woman, Margaret Sanger ve Planned Parenthoodun Geleceği(2015) Akça Ataç, Cemile; 17826Amerika Birleşik Devletlerinin Obamacare olarak da bilinen evrensel sağlık sigortası girişimleri, Cumhuriyetçi eğilimler gösteren sermaye sahiplerinin çalışanlarına sundukları sağlık sigortalarında kendi politik tutum ve dini inançlarını yansıtacak kısıtlamalara gitmesi gibi tepkisel uygulamaların ortaya çıkması ile eşzamanlı bir gelişme göstermiştir. Araştırmalar, neoliberal politikalar çerçevesinde sağlık sigortasının kapsamı ile ilgili kısıtlamaların en çok kadın çalışanları etkilediğine işaret etmektedir. Haziran 2014te Hobby Lobby şirketinin Amerikan Yüksek Mahkemesinde görülen temyiz davasının sonunda çıkan sermaye sahibinin dini inançları doğrultusunda kadın çalışanlarına sunduğu sağlık sigortası paketinden doğum kontrolünü çıkarabilmesi yönündeki karar, bu olgunun en güncel göstergelerinden biri olmuştur. Bu çalışma, ünlü kadın hakları savunucusu Margaret Sangerin kurucuları arasında bulunduğu tarihi Planned Parenthood hareketinin Amerikan Yüksek Mahkemesinin Hobby Lobby kararının emsal oluşturmasını engellemek için başlattığı eylem planını ve bu kararın kadın çalışanlar için nasıl sonuçlar doğurabileceğini incelemektedir. Bunu yaparken Harvard Üniversitesinden Jill Leporeun ünlü çizgi roman kahramanı Wonder Womana Margaret Sangerin ilham kaynağı olduğunu öne süren araştırmasına referansla, Amerikan kadın hareketinin Wonder Womanın ilk defa basıldığı 1940lardan bugüne yasa yapımını ne ölçüde etkilenmiş olduğu tartışmalarına da değinecektir. Ayrıca, yine Leporeun kitabına referansla, kadınların hakikatın peşinde koşma güdüsü ile doğum kontrolü özelinde kadın hakları hareketinin tesadüfi mitolojik, tarihsel ve yasal kesişme noktalarına değinilecektir.Article Güney Kafkasya’da İki-Taraflılığın İzlerini Bağlamsallaştırmak: Ermenistan ve Gürcistan Örneği(2019) Ekinci, Didem; 17316Mevcut çalışma, bir dış politika kavramı ve pratiği olan iki-taraflılığın, Güney Kafkasya’da Ermenistan-Gürcistan ilişkileri örneği üzerinden bağlamsallaştırılmasına odaklanmaktadır. İki aktör arasında; ikili, bölgesel ve küresel bağlantılardan doğan, kendine özgü ve sınırlı bir iki-taraflılık olduğu ve devam edeceği temel savı çerçevesinde; önce iki-taraflılığın doğuşu, evrimi, belirli örnekleri, coğrafyaları betimlenmektedir. İki aktörün ilişkilerinin tarihçesinin özetini müteakip, söz konusu iki-taraflılığın neden ve nasıl vuku bulduğu; ekonomik ve ticari ilişkiler, sevkiyat hatları, ayrılıkçı sorunlar, azınlık unsuru ve Rusya etkisi temelinde araştırılmaktadır. Nihai tahlilde, söz konusu iki-taraflılığın mevcut niteliğine ve gelecekteki akıbetine dair kimi değerlendirmeler ile öngörülerde bulunulmaktadır
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »