Hukuk Fakültesi
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/20.500.12416/265
Browse
Browsing Hukuk Fakültesi by Author "19327"
Now showing 1 - 13 of 13
- Results Per Page
- Sort Options
Article Bazı Yunan mahkeme kararları ışığında Kıbrıs sorununa ilişkin düşünceler(Çankaya Üniversitesi, 2012) Bayıllıoğlu, Uğur; 19327; HukukKıbrıs Sorunu Türk dış politikasının en önemli sorunlarından biridir. 1974 Kıbrıs Barış harekatı ise Kıbrıs Sorununun önemli bir dönüm noktasını teşkil etmektedir. Kıbrıs’ta, Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios’a karşı gerçekleştirilen 15 Temmuz 1974 tarihli, Yunan–Rum darbesi ise Kıbrıs Barış Harekâtı için Garanti Andlaşması bağlamında, hukuki bir neden teşkil etmiştir. Atina Temyiz Mahkemesi, bazı kararlarında, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni kuran çok taraflı andlaşmalara atıf yaparak, Yunan hükümetinin darbeyi icra ederek, ilgili andlaşmaları ihlal ettiğini ve buna mukabil gerçekleştirilen Türk tedbir hareketinin hukuka uygun oldu¤unu teyit etmiştir. Bu çalışmada söz konusu kararlar aktarılacak ve Yunanistan’ın Ada’daki mevcut durumdan sorumluluğuna değinilecektir.Article Daimi Hakemlik Mahkemesi’nin Osmanlı İmparatorluğu ile Rusya arasındaki tazminat faizi uyuşmazlığına ilişkin kararı hakkında bir değerlendirme(Çankaya Üniversitesi, 2011) Bayıllıoğlu, Uğur; 19327; HukukRusya’ya karşı yapılan 1877–78 Savaşı, Osmanlı imparatorluğu tarihindeki en fecî yenilgilerden biri ile sonuçlanmıştır. Bu savaş, çok geniş arazinin kaybedilmesine ve Osmanlı imparatorluğu’nun gururunun kırılmasına neden olmuştur. Savaş sonrası andlaşmalarında, Osmanlı Hükümeti çok yüksek miktarda tazminat ödemeye zorlanmıştır. Bu tazminat, Rusya’nın savaş harcamaları ve Türkiye’de bulunan Rus tebaa ve müesseselerinin zararlarını tazmin için talep edilmiştir. Rusya’nın savaş harcamaları toprak veya para olarak ödenmiş ve bu tazminat türü için bir sorun yaşanmamıştır. Bununla beraber, Türkiye’deki Rus tebaa ve müesseselerinin uğradığı zararlar öngörülen vadede ödenmemiştir. Bunun üzerine Rusya, gecikmeler nedeniyle temerrüt faizi talep etmiştir. Osmanlı Hükümeti bu talebi reddetmiş ve sorunun Uluslararası Uyuşmazlıkların Barışçıl Çözümüne ilişkin Sözleşme ile kurulan Dâimi Hakemlik Mahkemesi’ne arz edilmesini teklif etmiştir. Rusya bu teklifi kabul etmiş ve taraşar uygulanacak usul ve Mahkeme’ye sorulacak soruları belirleyen bir tahkimname imzalamışlardır. Dava sırasında taraşar, iddialarının haklılığını ortaya koymak için, uluslararası hukuk bağlamında bazı hukuki argümanlar gündeme getirmişlerdir. Mahkeme, bu argümanlar hakkında, uluslararası hukukun gelişimine katkıda bulunan yorumlar yapmıştır. Sonuç olarak, Mahkeme, Osmanlı Hükümeti’nin argümanlarından birini kabul ederek, davayı Osmanlı imparatorluğu lehine karara bağlamıştır. Böylece Osmanlı imparatorluğu, temerrüt faizi ödemekten kurtulmuştur. Bu çalışmada, taraşarın argümanları ve Mahkeme’nin yorumları ve kararı, uluslararası hukuk bağlamında incelenecektir.Article Filistin Devleti’nin Deniz Alanı İddialarına İlişkin Hukuki Bir Değerlendirme(2021) Bayıllıoğlu, Uğur; 19327; HukukFilistin Devleti, 2015 ve 2019 tarihli Deklarasyonlar vasıtasıyla deniz alanları konusunda hak iddialarını açıklamış-tır. Sınırlandırma hukukunun kural ve ilkeleri, hakça ilkeler ve kesme etkisi bağlamında söz konusu iddiaları des-teklemektedir. Filistin’in uluslararası hukuka göre devlet olma kriterlerini karşıladığı açıktır ve dolayısıyla İsrail’in bu konudaki itirazları da hukuken geçersizdir. Ayrıca, Filistin sorununun çözümüne ilişkin Antlaşmalar’da Filistin Devleti’nin deniz alanları üzerindeki haklarını haleldar eden veya bunu engelleyen düzenlemeler bulunmamaktadır. Şüphesiz Filistin Devleti’nin deniz alanlarının sınırlandırılması, Filistin sorunu bağlamlıdır ve ancak bu soruna genel ve kalıcı bir çözüm bulunduktan sonra çözüme bağlanabilir. Bu açıdan durum, Kıbrıs sorununa benzemektedir. Filistin Devleti’nin iddialarının, Doğu Akdeniz’deki mevcut deniz yetki alanları sınırlandırma hukuku bağlamlı sorun-lara birtakım etkileri olabilir. Mesela eğer Filistin Devleti’nin deniz alanlarının Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) münhasır ekonomik bölgesine kadar uzandığı kabul edilirse, GKRY’nin, Mısır ve İsrail’le yaptığı Antlaşmalarla ortaya çıkan kavşağın (tripoint) değişmesi söz konusu olabilecektir. Fakat bir Türkiye-Filistin sınırlandırma antlaş-ması, Türkiye-Libya Antlaşması’nın aksine, Türkiye’nin lehine olmayacaktır.Book İnsani Müdahele Çıkmazından Çıkış Arayışı: Koruma Sorumluluğu(Turhan Kitabevi, 2016) Bayıllıoğlu, Uğur; 19327; HukukArticle Prevlaka Yarımadası Uyuşmazlığı ve Deniz Alanları Sınırlandırmasına Yansımaları(2022) Bayıllıoğlu, Uğur; Bayıllıoğlu, Uğur; 19327; HukukPrevlaka Yarımadası üzerindeki egemenlik uyuşmazlığı, Eski Yugoslavya’nın iki cumhuriyeti olan Hırvatistan ile Karadağ arasında halen sürmekte olan bir uyuşmazlıktır. Taraflar arasında imzalanan 10 Aralık 2002 tarihli Antlaşma ile Yarımada’nın geçici olarak statüsü düzenlenmiş ve Kotor Körfezi dışında, geçici karasuları sınırlandırması yapılmıştır. Söz konusu Antlaşma, münhasır ekonomik bölge ve kıta sahanlığı sınırlandırması yapmamıştır. Hırvatistan son dönemde hidrokarbon faaliyetleri ve münhasır ekonomik bölge ilanını içeren tek taraflı eylem ve işlemler icra etmektedir. Karadağ ise bu konularda itirazını bildirmekte tarafların daha önce mutabık kaldıkları Uluslararası Adalet Divanı seçeneği üzerinde ısrar etmektedir. Eğer uyuşmazlık uluslararası yargıya arz edilirse, uti possidetis juris ilkesinin karada ne şekilde uygulanacağı ve denizde, hangi deniz alanında uygulanabileceği soruları tartışma konusu olacaktır. Sınırlandırma hukuku açısından ise kesme etkisiyle, adaların sınırlandırmaya etkisinin ön plana çıkacağı; ilaveten seyrüsefer çıkarları ve sahil uzunlukları meselelerinin tartışılacağı açıktır. Uyuşmazlığın çözümünde, Karadağ’ın Avrupa Birliği üyeliği perspektifi de Avrupa Birliği’nin tutumuna bağlı olarak önemli rol oynayabilecektir.Book Türkiye – Libya Antlaşması Ekseninde Doğu Akdeniz Deniz Yetki Alanları Sınırlandırma Uyuşmazlığı(Turhan Kitabevi, 2021) Bayıllıoğlu, Uğur; 19327; HukukEge'ye ilişkin deniz hukuku kaynaklı Türk-Yunan uyuşmazlıkları, belki de dünyadaki en karmaşık sınırlandırma uyuşmazlığını bünyesinde barındırmaktadır. Söz konusu uyuşmazlık çözülemeden, Kıbrıs uyuşmazlığı merkezli bir şekilde çok daha karmaşık olan Doğu Akdeniz'deki sınırlandırma uyuşmazlığı gün yüzüne çıkmıştır. Bu, mevcut Türk-Yunan uyuşmazlıklarını ve özellikle Kıbrıs uyuşmazlığını boyutlandırmıştır. Taraflar arasında birçok nota ve açıklamaya konu olan bu uyuşmazlık, özellikle 27 Kasım 2019 tarihli Türkiye-Libya Antlaşması'ndan sonra yoğun bir şekilde kamuoyunun gündemine gelmiş ve Türk dış politikasının ve Türkiye-Yunanistan-Avrupa Birliği ilişkilerinin temel odağı halini almıştır. Çalışmada, siyasi veya ideolojik bir görüşü savunmak, öne çıkarmak, eleştirmek veya telin etmek gibi bir amacı ve niyeti yoktur. Yazarın ve çalışmasının gündelik siyasete yönelik hiçbir iddia ve amacı bulunmamaktadır. Çalışma, sadece ve sadece akademik amaçlara yönelik olup, sadece ve sadece sıradan bir vatandaşın ulaşabileceği, kamuya açık bilgi ve belgelerden faydalanılarak hazırlanmış. Çalışma, akademik amaçlı olarak ve akademik ölçü, ölçüt, yöntem ve üslupla kaleme alınmış. Çalışmada, Türkiye safında yer alan yazar, hukuki açıdan Türk tezlerini ve Türkiye'nin çıkarlarını akademik amaçla ve bilimsel yöntemlerle savunmaya çalışmıştır. Yeri geldiğinde önerilerde ve Türkiye lehine uyarılarda bulunmuş.Article Uluslararası Adalet Divanı’nın Kosta Rika-Nikaragua Kararında Adalar Hakkındaki Tespitlerine İlişkin Bazı Gözlemler(2018) Bayıllıoğlu, Uğur; 19327; HukukUluslararası Adalet Divanı, 2 Şubat 2018 tarihli kararı ile Kosta Rika ile Nikaragua arasında Karayip Denizi ve Pasifik Okyanusu’nda karasuları, münhasır ekonomik bölge ve kıta sahanlığı sınırlandırması yapmıştır. Kararda, Karayip Denizi’nde konumlanmış bulunan adaların statüsü ve münhasır ekonomik bölge ve kıta sahanlığı sınırlandırmasına etkileri meselesi gündeme gelmiştir. Divan, söz konusu adaların deniz yetki alanı sınırlandırmasına etkileri açısından, uluslararası yargı içtihadında bulunan farklı yöntem ve değerlendirmelere başvurarak, tespitler yapmıştır. Çalışmada, Divan’ın bu tespitleri, önceki içtihat ile beraber değerlendirilerek, somut davada nasıl sonuca ulaşıldığı gösterilmiştir. Fakat özellikle bazı noktalarda gerekçesizlik ve eksik gerekçe eleştirisi yapılmış ve bunun sakıncalarına değinilmiştir.Article Uluslararası Adalet Divanı’nın Nikaragua–Kolombiya Kararında Düz Esas Hatlar Hakkındaki Tespitlerine İlişkin Bazı Gözlemler(2023) Bayıllıoğlu, Uğur; Bayıllıoğlu, Uğur; 19327; HukukUluslararası Adalet Divan’ı, Nikaragua ile Kolombiya arasındaki davada verdiği kararında, deniz hukukunun tartışmalı konularından biri olan düz esas hatlar hakkında önemli tespitler yapmıştır. Bu tespitler esas itibariyle önceki içtihatla ve doktrinle uyum arz etmektir. Bu bağlamda, BMDHS’nin düz esas hatlar üzerindeki dizaynı, makullük, istisnailik ve dar yorum üzerine bina edilmiştir. Böylece, çok özel bir coğrafyada, sınırlı bir uygulama alanına hasredilmiştir. Divan’ın ada dizisi şartı açısından zikrettiği 75 millik sayısal değerin, her coğrafya açısından geçerli olmadığı açıktır. Yine de Divan’ın vurgusuna mazhar olması önemlidir. Zira ileride devletlerce benimsenme ve normatif değer kazanma potansiyeline sahiptir. Yine esas hatların iç sınırı oluşturmaları nedeniyle deniz alanlarının yan ve dış sınırlarını etkileyecekleri açıktır. Bu etkiyi yapan aşırı iddia ve uygulamalara karşı diğer devletlerin itirazı da devletlerin düz esas hatların istisnailiği konusundaki normatif tutumunu göstermektedir. Keza her zaman itiraza maruz kalmayan ve insanlığın ortak mirası statüsündeki deniz alanlarına tecavüz eden aşırı düz esas hat iddiaları da geçerlilik taşımamaktadır.Article Uluslararası Adalet Divanı’nın Tutuklama Müzekkeresi Davası Hakkındaki Kararına İlişkin Bir Değerlendirme(2006) Bayıllıoğlu, Uğur; 19327; Hukuk11 Nisan 2000 tarihinde, bir Belçika soruşturma yargıcı tarafından, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin görevdeki Dışişleri Bakanı Abdulaye Yerodia Ndombasi hakkında, çok sayıda Tutsi sivilin katledilmesine neden olan ırki nefreti tahrik fiilleri nedeniyle, uluslararası insancıl hukukun ciddi ihlalleri ve insanlığa karşı suç işlediği iddiası ile, gıyapta, bir uluslararası tutuklama müzekkeresi düzenlenmiştir. Demokratik Kongo Cumhuriyeti hükümeti, Yerodia’ya karşı hazırlanan tutuklama müzekkeresinin uluslararası dolaşımının, görevdeki dışişleri bakanının kişi dokunulmazlığı ve bağışıklıkları konusundaki uluslararası örf ve adet hukuku kurallarını ihlal ettiğini açıklamış ve Divan’dan, Belçika’nın tutuklama müzekkeresini hükümsüz kılmasına karar vermesini talep etmiştir. Belçika, dışişleri bakanının her durumda dokunulmazlıklardan yararlanmasının, uluslararası insancıl hukuk ihlalleri halinde bireysel cezai sorumluluğa engel olacağını ileri sürmüş ve bu iddiasını desteklemek için bazı ulusal ve uluslararası yargı organlarının kararlarına dayanmaya çalışmıştır. Uluslararası Adalet Divanı, Abdulaye Yerodia Ndombasi’ye karşı hazırlanan 11 Nisan 2000 tarihli tutuklama müzekkeresinin ve uluslararası dolaşımının, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin dışişleri bakanının uluslararası hukuk tarafından sağlanan dokunulmazlık ve bağışıklığına saygı çerçevesinde, Belçika’nın Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ne karşı bulunan hukuki yükümlülüğünü ihlal ettiğine hükmetmiş ve Belçika’ya, kendi seçeceği bir yolla, 11 Nisan 2000 tarihli tutuklama müzekkeresini hükümsüz kılmasını emretmiştir. Bu çalışmada, Divan’ın kararı, evrensel yargı yetkisi ve uluslararası hukuk tarafından sağlanan dokunulmazlıklar bağlamında incelenecektir. Ayrıca, kişi dokunulmazlığı ve bağışıklıkların, uluslararası insancıl hukukun ihlalleri karşısındaki hukuki durumu incelenecektirArticle Uluslararası Adalet Divanının Romanya ile Ukrayna Arasındaki Deniz Alanı Sınırlandırmasında Serpents Adasının Etkisine İlişkin Tespitleri(2010) Bayıllıoğlu, Uğur; 19327; HukukUluslararas› hukukta adalar›n sahip oldu¤u deniz alanlar› ve deniz alanlar› s›n›rland›rmas›na etkileri meselesi devletler aras›nda bir çok uyuflmazl›¤a neden olmaktad›r. Bu çal›flmada, söz konusu mesele üzerinde, Romanya ile Ukrayna aras›ndaki uyuflmazl›k ba¤lam›nda durulacak ve Uluslararas› Adalet Divan›- n›n tespitleri aktar›lacakt›r. Uluslararas› Adalet Divan›, söz konusu davada verdi¤i karar›nda, Serpents Adas›’na, bölgenin co¤rafi özelliklerinden kaynaklanan gerekçelerle, dolayl› yoldan, münhas›r ekonomik bölge ve k›ta sahanl›¤› vermemifltir.Article Uluslararası adalet divanının Romanya ile Ukrayna arasındaki deniz alanı sınırlandırmasında Serpents adasının etkisine ilişkin tespitleri(Çankaya Ünivesitesi, 2010) Bayıllıoğlu, Uğur; 19327; HukukUluslararası hukukta adaların sahip olduğu deniz alanları ve deniz alanları sınırlandırmasına etkileri meselesi devletler arasında bir çok uyuşmazlığa neden olmaktadır. Bu çalışmada, söz konusu mesele üzerinde, Romanya ile Ukrayna arasındaki uyuşmazlık bağlamında durulacak ve Uluslararası Adalet Divanının tespitleri aktarılacaktır. Uluslararası Adalet Divanı, söz konusu davada verdiği kararında, Serpents Adası’na, bölgenin coğrafi özelliklerinden kaynaklanan gerekçelerle, dolaylı yoldan, münhasır ekonomik bölge ve kıta sahanlığı vermemiştir.Article Uluslararası Ceza Mahkemesi Ve Türkiye(2007) Bayıllıoğlu, Uğur; 19327; HukukUluslararası Ceza Mahkemesi Roma Statüsü, uzun bir müzakere sürecinden sonra, 17 Temmuz 1998 tarihinde kabul edilmiştir. Roma Diplomatik Konferansı sonunda, 120 devlet lehte, 7 devlet aleyhte oy kullanmış, 21 devlet ise çekimser kalmıştır. Türkiye‟de çekimser kalan devletlerden birisidir. Uluslararası Ceza Mahkemesi üzerindeki bazı hukuki ve politik endişeler, Türkiye‟nin Statü karşısındaki konumunu etkilemiştir. Bu çalışmada, Uluslararası Ceza Mahkemesi bağlamında Türkiye‟nin karşılaşabileceği hukuki ve politik sorunlar incelenecektirBook Uluslararası Hukuk Açısından Ege Karasuları Sınırlandırması(Turhan Yayınevi, 2011) Bayıllıoğlu, Uğur; 19327; Hukuk