Hukuk Fakültesi
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/20.500.12416/265
Browse
Browsing Hukuk Fakültesi by Title
Now showing 1 - 20 of 195
- Results Per Page
- Sort Options
Book Part 2004 Tarihli 5216 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile 1984 Tarihli Eski 3030 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu nun Karşılaştırılması Üzerine Bir İnceleme(Ankara Barosu, 2012) Ayaydın, Dilhun; 103379; HukukBook Part 2017'de hukuk ve insan hakları(Seta Yayın, 2018) Duran Uzun, Cem; Akgün, Mert Hüseyin; Sümer, Fatma; 190062017 Türkiye’nin birçok alanda önemli gelişmeler yaşadığı ve bu gelişmelerin hukuk, yargı ve insan hakları alanlarında kendisini gösterdiği bir yıl oldu. “2017’de Hukuk ve İnsan Hakları” başlıklı bu bölümde ilk olarak yasama faaliyetleri incelenecek daha sonra yargı ve insan hakları alanlarında geride bıraktığımız senede yaşanan önemli gelişmelere değinilecektir. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) 2017 yılında yasama faaliyetleri açısından yoğun bir dönem geçirdi. Meclisin bu yılki en önemli gündemini Anayasa değişikliği oluşturdu. Türkiye 1961 Anayasası’nın kabulünden bu yana hükümet sistemi ve 1982 Anayasası’nın yürürlüğe girmesinden kısa süre sonra da sivil anayasa arayışları içine girmişti. Bu arayışların sonucu olarak çeşitli girişimlerde bulunulsa da tatmin edici bir sonuç alınamamıştı. 2016’nın son aylarında ise AK Parti ve MHP temel olarak hükümet sistemi değişikliğini amaçlayan 22 maddelik Anayasa değişikliği teklifini hazırladı ve bu teklif 10 Aralık 2016 tarihinde TBMM’ye sunuldu. Mecliste 21 Ocak’ta Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile kabul edilen teklif 1982 Anayasası’nın yaklaşık yetmiş maddesini değiştirmekte ve parlamenter sistemden Cumhurbaşkanlığı sistemine geçişi sağlamaktadır. TBMM Genel Kurulunda kabul edilen Anayasa değişikliği hakkında 16 Nisan’da halk oylaması yapılmıştır. Anayasa değişikliği referandum sonucunda yüzde 51,41 evet oyu ile kabul edilmiştir. Değişiklik yürütmenin yanı sıra yargıya dair de önemli hükümler içermektedir. Anayasa değişikliğinin özellikle hükümet sistemine ilişkin olan hükümleri birlikte yapılacak ilk Meclis ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından yürürlüğe girecektir. Cumhurbaşkanının siyasi parti üyesi olabilmesi, askeri yargının kaldırılması ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) yeniden yapılandırılması gibi düzenlemeler ise referandumun ardından uygulamaya konmuştur. Yoğun bir yasama dönemini geride bırakan TBMM’nin Aralık 2015–Aralık 2016 tarihleri arasında kabul ettiği yasa sayısı 113 iken geçtiğimiz yılda toplam 285 kanun kabul edilmiştir. Anayasa değişikliği dışında bu yıl çıkarılan kanunların büyük kısmını iki veya çok taraflı uluslararası anlaşmaların uygun bulunmasına ilişkin yasalar oluşturmaktadır. Yasama faaliyetlerinin daha çok uluslararası anlaş- 262 2017’DE TÜRKİYE setav.org malara dair olması iç hukuka ilişkin düzenlemelerin çoğunlukla kanun hükmünde kararnamelerle (KHK) yapılmasından kaynaklanmaktadır. 2017 yılında Meclis tarafından olağanüstü halin (OHAL) süresinin uzatılması, İçtüzük değişikliği ve sınır ötesi askeri harekatlarda hükümetin yetkilendirilmesi konuları başta olmak üzere 37 Meclis kararı alınmıştır. Uzun yıllardır gündemde olan TBMM İçtüzük değişikliği de bu yıl gerçekleşmiştir. 2017 yılında istinaf mahkemelerinin daha etkin bir seviyeye gelmesi ve alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin yaygınlaştırılmasıyla yargı reformu süreci devam ettirilmiştir. Diğer yandan yargı başta Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) olmak üzere terör örgütleriyle yoğun şekilde mücadele edilen bu dönemde etkin bir rol üstlenmiştir. Nitekim halihazırda 15 Temmuz darbe girişimine dair açılan 300’ü aşkın dava bulunmaktadır. Ana davalardan darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a suikast girişiminde bulunulmasına ilişkin dava sanıklara verilen ağır cezalar ile neticelenmiştir. Diğer darbe davalarının da önümüzdeki yıl büyük oranda karara bağlanması beklenmektedir. Darbe girişimine yönelik bu davaların dışında FETÖ’nün paralel devlet yapılanmasına yönelik ülke genelinde binlerce soruşturma ve kovuşturma da devam etmektedir. Bu yıl insan hakları alanında özgürlük-güvenlik dengesinin çok fazla anlam kazandığı bir dönem olmuştur. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ ile etkin mücadele amacıyla ilan edilen OHAL dolayısıyla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 15. maddesi çerçevesinde temel hak ve özgürlükler alanında olağan döneme göre daha ileri tedbirler alınmıştır. Bununla beraber tehdidin ağırlığıyla orantılı olarak başlangıçta alınan ağır önlemlerin zamanla yumuşatıldığı görülmüştür. Örneğin OHAL’in yürürlüğe girmesinden sekiz gün sonra ilan edilen bir KHK ile azami gözaltı süresi otuz güne çıkarılmış ve gözaltına alınan şüphelinin avukatıyla görüşme hakkının beş gün süreyle kısıtlanabileceği öngörülmüştür. Tehdidin ilk günlere nazaran azalması üzerine 23 Ocak 2017’de yeni bir KHK ile gözaltı süresi yedi güne düşürülmüş ve şüphelinin müdafii ile görüşme hakkına ilişkin sınır kaldırılmıştır. OHAL uygulamasının doğası itibarıyla karşılaşılan tehdidi bertaraf etmek amacıyla temel hak ve hürriyetlerle ilgili birtakım tedbirler alınsa da terörle mücadelenin hukuki meşruiyetini korumak ve mağduriyetleri giderebilmek için 23 Ocak 2017’de kabul edilen 685 sayılı KHK ile kamuoyunda kısaca OHAL Komisyonu olarak bilinen “Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu” kurulmuştur. Komisyon ile OHAL KHK’ları kapsamında haklarında işlem tesis edilen kişilerin başvuru yapabilecekleri bir idari itiraz yolu oluşturulmuştur. Ayrıca Komisyonun kararlarına karşı yargı yoluna da gidilebileceği için Anayasa gereği yargısal denetime kapalı olan KHK’lar ile yapılan işlemler idare mahkemelerinin denetimine açılmıştır. Öte yandan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) OHAL Komisyonunu Köksal/Türkiye kararında tüketilmesi gereken bir iç hukuk yolu olarak tanımıştır. setav.org 263 2017’De HUKUK ve İNSAN HAKLARI OHAL Komisyonunun kurulması ve Komisyonun AİHM tarafından iç hukuk yolu olarak tanınmasıyla birlikte 31 Ekim itibarıyla Türkiye aleyhindeki derdest başvuru sayısı 24 bin 600’den 8 bin 300’e düşmüştür. Adalet Bakanlığı bu sayının önümüzdeki dönemde düşmeye devam edeceğini öngörmektedir. Türkiye 2017 yılında mülteci politikası ile gösterdiği eşi görülmemiş insani duyarlılığını sürdürmüş ve dünyada en çok mülteci barındıran ülke haline gelmiştir. Bununla birlikte Suriyelilerin eğitim ve çalışma koşullarını iyileştirecek düzenlemeler de hayata geçirilmiştir.Article 2279 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ve 7226 Sayılı Kanun Hükümleri Çerçevesinde Koronavirüs Pandemisinin İcra ve İflas Hukukuna Etkileri(2020) Kurt Konca, Nesibe; 46713Küresel düzeyde salgın bir hastalık olan Covid-19’un ülkemizde yayılmasını önlemek üzere çeşitli idarî ve kanunî tedbirler alınmıştır. İcra ve iflâs hukukunda alınan tedbirlerin ilki, fevkalâde hallerde tatili düzenleyen İcra ve İflâs Kanunu’nun 330’uncu maddesi çerçevesinde, 22.3.2020 tarih ve 31076 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 2279 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile icra takiplerinin durdurulması ve yeni takip taleplerinin alınmamasıdır. Ardından, 7226 sayılı Kanun ile İcra ve İflâs Kanunu ve takip hukukuna ilişkin diğer kanunlarda belirlenen süreler ile takipler durdurulmuştur. Bu çalışmada, alınan tedbirlerin yorumlanmasına ilişkin önerilerde bulunulmakta; tedbirlerin icra ve iflâs hukukuna etkileri ele alınmaktadır. Bu çerçevede, öncelikle duran takipler ve ertelenen icra takip işlemleri ele alınacak, durmanın konkordato süreçlerine etkileri tespit edilerek, cebrî icra ve yargı uygulamaları olması gereken hukuk açısından değerlendirilmektedir. Ayrıca, salgın sonrası için icra ve iflâs hukuku açısından yeni normal kavramına ilişkin önerilerde de bulunulmaktadır.Book 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu (818 Sayılı Borçlar Kanunu ile Karşılaştırmalı)(Ankara Barosu Yayınları, 2012) Badur, Emel; 52568; HukukArticle 6771 Sayılı kanunla anayasada yargıyla ilgili yapılan düzenlemeler(2018) Uzun, Cem Duran; 19006; HukukArticle 6771 Sayılı Kanunla Anayasada Yargıyla İlgili Yapılan Düzenlemeler(2018) Uzun, Cem Duran; 19006; Hukuk6771 sayılı Kanunla Anayasada kapsamlı değişiklikler yapıldı ve hükümet sistemi parlamenter sistemden Türkiye’ye özgü bir başkanlık sistemine dönüştürüldü. Bunun yanında yargı ile ilgili de önemli değişiklikler yapıldı. Yargının tarafsızlığı bağımsızlığının yanına eklendi, askeri yargı kaldırıldı ve Hakimler ve Savcılar Kurulu yeniden yapılandırıldı. Yapılan bu değişikliklerin bazıları yerinde olmakla beraber özellikle Hakimler ve Savcılar Kurulunun oluşumuna ilişkin bazı hükümlerinin yeni hükümet sisteminin gerekleri doğrultusunda yeniden ele alınması gerekecektir. Yargının tarafsızlığı, yargının bağımsızlığı ve hakimlik teminatları gibi temel bir ilke olarak Anayasaya eklenmiştir. Yargının bağımsızlığı ile yakın ilişkili olan tarafsızlık kavramının Anayasada açıkça yer almasa da çok sayıda kanunda yer bulduğunu görmekteyiz. Ayrıca insan hakları sözleşmelerinde ve AİHM kararlarında tarafsız mahkeme kavramı adil yargılanma hakkının önemli bir unsuru olarak kabul edilmektedir. Bu açıdan tarafsızlığın anayasaya eklenmesi yerinde olmuştur. Askeri yargının kaldırılması uzun süredir konuşulmaktaydı ve yeni anayasa çalışmalarında bu konuda genel bir görüş birliği oluşmuştu. Bu sebeple hem askeri yüksek yargının hem de ilk derece askeri mahkemelerin kaldırılması konusunda herhangi bir tartışma olmamıştır. Hakimler ve Savcılar Kurulunun oluşumunda adliyelerde yapılan seçimlerin kaldırılması adliyeleri siyasallaştırması ve kamplaşmaya sebep olması sebebiyle yerinde olmuştur. Ancak Kurulun oluşumunda yargı organlarına hiç yer verilmemesi ve tamamen TBMM ve Cumhurbaşkanının yetkili olması eleştirilere sebep olmuştur.Article A View on the Future of Judicial Review of Cons’t Amendments in Turkey(2019) Acar, Ali; 140373; HukukIn this article, I discuss and analyse the Turkish case concerning judicial review of constitutional amendments in light of a recent decision by the Constitutional Court of Turkey (CCT). In the said decision, the CCT rejected carrying out judicial review over a controversial constitutional amendment, which lifted MPs’ parliamentary immunity. This decision urges to consider its implications for the possible future cases. I refer to comparative constitutional law with the hope to shed more light on the Turkish example and grasp it comprehensively. In this respect, I illustrate the most crucial arguments developed by the Supreme Court of India (SCI), the Bundesverfassungsgericht (BVG), and the Conseil Constitutionnel (FCC) in their case law. Based on the comparative account, I draw some lessons for the CCT and invite it to get into a judicial dialogue with other supreme/constitutional courts with regard to the issue.Article AB’nin ‘Dijital Tek Pazar Hedefi’ Çerçevesinde Coğrafi Engellemeler (Geoblocking) ile Mücadelesi(*) -2017/1128 Sayılı Sınır Ötesi Taşınabilirlik Tüzüğü ve 2018/302 Sayılı Haksız Coğrafi Engellemeler Tüzüğü’ne Genel Bakış(2020) Güven, Şirin; HukukAB Komisyonu, dijital çağın sunduğu ekonomik ve sosyal faydalardan daha fazla yararlanmak amacıyla AB TekPazarı’nı çevrimiçi ortama genişletmeye karar vermiş ve Avrupa İçin Dijital Tek Pazar Stratejisi’ni yayınlamıştır.Strateji’de öngörülen tedbirlerden bir tanesi, çevrimiçi hizmetlere erişimi engelleyen haksız coğrafi engellemeleriortadan kaldırmaktır. Bu amaçla Komisyon, sırasıyla, kapsamı daha dar olan Çevrimiçi İçerik Hizmetlerinin SınırÖtesi Taşınabilirliği Hakkında AB Tüzüğü ve sonrasında coğrafi engellemeleri daha genel bir çerçevede yasaklayan Haksız Coğrafi Engellemeler Hakkında Tüzüğü yayımlamıştır. Bununla birlikte, bu tür engellemelere en sıkbaşvurulan görsel-işitsel hizmetlerin kapsam dışında bırakılması nedeniyle Haksız Coğrafi Engellemeler HakkındaTüzük’ün, konuya yeni bir yaklaşım ya da çözüm getirmediği, bu nedenle Dijital Tek Pazar’ın oluşumuna önemli birkatkıda bulunmadığı söylenebilir.Article Adî Konkordatoda Rehinli Malın Satış Yasağı Ve İstisnaları(2021) Konca, Nesibe Kurt; Selçuk, Seyhan; 467137101 sayılı Kanun ile İcra ve İflâs Kanunu’nun konkordatoya ilişkin maddelerinde önemli değişiklikler yapılmıştır. Bu değişikliklerden birisi konkordato mühleti içerisinde rehnin paraya çevrilmesi yasağını düzenleyen İİK m. 295/I hükmüdür. İlgili düzenlemeye göre, rehin alacaklısı konkordato mühleti içerisinde borçluya karşı rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatabilir ancak, rehinli mal muhafaza altına alınamaz ve satışı yapılamaz. Bununla birlikte 7327 sayılı Kanun ile İİK m. 295’e ikinci fıkra eklenmek suretiyle rehnin paraya çevrilmesi yasağına birtakım istisnalar getirilmiştir. Bu çalışmada, öncelikle konkordato mühleti içerisinde rehnin paraya çevrilmesi yasağı ve söz konusu yasağın geçerli olacağı zaman aralığı üzerinde durulmuştur. Daha sonra ise, yasağın kapsamına giren rehinli alacaklılardan ne anlaşılması gerektiği belirtilmiştir. Son olarak, mühlet içerisinde rehnin paraya çevrilmesi yasağının istisnaları, satışa izin verilmesi ve satışın ne şekilde yapılacağı ile satıştan elde edilen gelirin nasıl ödeneceği konuları ele alınmıştır.Article Adli yargıda makul süre felsefesi ve matematiği(2015) Yücel, Mustafa T.: Genelde, yönetim sisteminde performansın bir kısmı olarak adli mahkemelerin faaliyetleri değerlendirme konusu olmaktadır. Bu çalışmamızda yargılama ve sonrası geçen süre itibariyle bir değerlendirmeye tanık olunacaktır. Bu konu özünde adli işlerin organizasyonu için optimum sürenin saptanması sorusunu gündeme getirmektedir. Bu saptama kuşkusuz, adalete güven duygusunun yerleşmesi için atılacak ilk adımdır. Bu çalışmada yapılan ceza/hukuk davalarının her evresine özgü ortalama süreler(gün) olarak sergilenmiştir. Geneldeki görüntü ötesinde bireysel davalara bakıldığında beş yıl ve fazla süren davaların sayısal değeri küçümsenmeyecek orandadır. Bu süre aşımını etkileyen ve yapay iş yaratan değişkenler arasında adli kırtasiyecilik yer almaktadır. Adalet kırtasiyeciliği, kuşkusuz, adaletin kendisi değildir.Article Agency Agreements In American Law;Comparısıon With Turkish Civil Law(2003) Efem, Gül; 233446; HukukAgency is a relationship between two persons whereby one of them (the agent) is authorized to act for and on behalf of the other (the principal). Within the scope of authority the principal grants the agent. Agency relationship is one of the most common legal relationships. By virtue of agency device, one person can make contracts at numerous places with many different parties at the same time. Thus disputes based upon contract law and tort law may arise out of transactions or work done by others. In the article agency in American Law is given much more detailed because of the differences from theTurkish Law.Conference Object Aile İkamet İzni ve Kadın Eşin Durumu(Türkiye Barolar Birliği Yayınları, 2019) Gümüşlü Tunçağıl, Gülce; 45484Book Alacağın Devri İşleminin Geçerliliği ve Sebeple olan İlişkisi (İlliliği)(2019) Ozanemre Yayla, Hatice Tolunay; 21756Article Anayasa Hukukunda “yalancı” alf ross paradoksu(Çankaya Üniversitesi, 2011) Turhan, MehmetFelsefi veya mantıksal paradokslara verilebilecek en iyi örneklerden biri “Yalancı Paradoksu”dur.“Yalancı Paradoksu”nda, “Bu cümle yanlıştır” ifadesi şaşırtıcıdır; çünkü eğer cümle yanlışsa doğru, doğruysa yanlış olmaktadır. Bu tür cümleler rasyonel çözümlemelere direnen bir ifadelerdir. Alf Ross’a göre kendine atıfta bulunan normlar anlamsızdır; bunun nedeni kendine atıfta bulunan cümlelerin anlamsız olmasıdır. Bazı hukuk kuralları başka hukuk kurallarının nasıl değiştirileceğini düzenler. Ama bu “değiştirmeyle ilgili kurallar” da çoğunlukla daha üstte yer alan ve bu kuralların nasıl değiştirileceğini düzenleyen kurallar tarafından değiştirilebilir. Anayasa değişikliğini düzenleyen kural gibi, değişikliği düzenleyen kural, kendi sistemi içinde en üstte yer alıyorsa, bu kural sadece bu kuralın getirdiği usule uyularak değiştirilebilecektir. Alf Ross paradoksu anayasada anayasa değişikliğini düzenleyen hükmün kendisi, bu hükmün değiştirilmesinde kullanıldığında ortayla çıkmaktadır. Ross’a göre anayasa değişikliğini düzenleyen hükmün kendisinin değiştirilmesi kavramsal ve mantıksal güçlüklerle dolu olduğundan, bu paradoksun çözümü için değiştirilemeyen ve yazılı olmayan temel bir normun varlığının varsayılması gerekmektedir. Bu yazıda Alf Ross’un paradoksu incelenmiş ve bulduğu çözüm eleştirilmiştir. Peter Suber’in doğrudan kabul teorisi bize hiçbir kuralın mutlak olarak değiştirilemez olamayacağını göstermektedir. Gerekli kabul sağlandıktan sonra halk her türlü yasayı değiştirebilir.Article Anayasa Hukukunda Hükümet Sistemi Tartışmaları(2012) Turhan, Mehmet; 5382Hiç kuşkusuz yapılması düşünülen yeni anayasanın felsefî temelinin demokratik, özgürlükçü, çoğulcu ve açık toplum anlayışına uygun olması gerekir. Bu ise 1982 Anayasasının arkasında yatan düşüncenin tam karşıtı bir düşünceyle anayasa hazırlamak demektir. Bunu açıklamak gerekirse şunlar söylenebilir: 1982 Anayasasının tam tersine yeni anayasa ideolojik bakımdan tarafsız olmalıdır. Bu ilke anayasanın felsefî-ideolojik nitelikli herhangi bir projeyi onaylamaması ve hiçbir felsefî-dinî-ahlâkî anlayışa karşı önyargı içermemesini gerektirir. Yeni anayasada devleti herhangi bir etnik-kültürel toplulukla özdeşleştiren veya etnik imaları olan hiçbir ifadeye de yer vermemek doğru olacaktır. Yine yapılacak olan anayasada 1924 anayasasında yer alan özgürlük” tanımına yer verilmelidir. 1924 Anayasasının özgürlük tanımı şöyleydi: “Hürriyet, başkasına muzır olmayacak her türlü tasarrufta bulunmaktır. Hukuk-u tâbiiyeden olan hürriyetin herkes için hududu başkalarının hudud-u hürriyetidir.” O hâlde yeni anayasada da özgürlüklerin doğal hukuktan kaynaklandığı belirtilmeli ve devletin bu hakları tanımak zorunda olduğu vurgulanmalıdır. Kişilerin haklarının anayasada yazılı olanlardan ibaret olmadığı özellikle belirtilmelidir.1 Hangi hükümet sistemi tercihi edilirse edilsin, o hükümet siteminin yukarıdaki felsefî görüşe uygun olması gerekir.Article Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolu başlarken beklentiler ve risklerir(Çankaya Üniversitesi, 2012) Uzun, Cem Duran; 19006; HukukAnayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolu 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan referandumla Kabul edildi ve 23 Eylül 2012 tarihinden itibaren başvurular kabul edilmeye başlandı. Bu makalede öncelikle bireysel başvuruya ilişkin beklentilerin neler olduğu incelenecek. Sonrasında ise Anayasadaki ve Kanundaki bireysel başvuru ile ilgili sorunlar ve riskli alanlar tespit edilmeye çalışılacaktır. Son olarak beklentilerin karşılanması için gerekli bazı önerilerde bulunulacaktır.Article Anayasanın ön varsayımlarını değiştirmek: Frederick Schauer’in hukuk sisteminin hukuksal olmayan veya hukuk dışı temellerinin değişimi konusundaki görüşleri(Çankaya Üniversitesi, 2011) Turhan, Mehmet; 5382Frederick Schauer anayasaya kendi temelleriyle ilgili ölçütleri elde etmek için bakmanın temel bir hata olduğunu iddia etmektedir. Schauer’e göre anayasalar “anayasallıklarını” mantıksal ve siyasal olarak kendilerine takaddüm eden koşullara borçludurlar. Bu açıdan baktığımızda anayasaların kısmı veya bütünüyle değiştirilmeleri daha ziyade ampirik olgu sorunu olmaktadır. Belirli bir toplum bazı değişiklikleri anayasa değişiklikleri olarak tanımakta ve ona göre de davranışlarını yapılandırmakta mıdır? Hukuksal yorumlar bir şeyi anayasal olarak kabulünden sonra başlar. Bu nedenle ülkemizde de anayasa değişikliklerine anayasa içi bir sorun olarak bakmamak gerekir. Bu anayasaların bütünüyle veya kısmen değiştirilmelerinin yazılı anayasa dışında gerçekleşebileceği anlamına gelir.Article Anayasanın yorumlanmasında felsefi yaklaşım: Ronald Dworkin’e göre anayasanın ahlaksal okunuşu(Çankaya Üniversitesi, 2012) Turhan, Mehmet; 5382Bu yazıda ilk olarak anayasalarda yer alan kuralların çok önemli olduğu ve bu nedenle iyi yazılmış bir anayasaya sahip olmanın gerekli¤inin inkar edilemeyeceği; ama anayasalarda yer alan kuralların yorumlanışlarının öneminin de yadsınamayacağı belirtilmiştir. Bu makalede Ronald Dworkin’in anayasaların ahlaksal okunuşuyla ilgili görüşleri açıklanmaya çalışılmıştır. Dworkin anayasal metne sadık kalırken, metnin yorumlanması yoluyla toplumdaki değişikliklerin yakalanabileceğini ileri sürmüştür. Bunu yazar “kavram” ve “anlayışı” arasındaki farklılıkla gerçekleştirmektedir. Yazara göre Amerika Birleşik Devletleri Anayasasında yer alan soyut hükümler belirli “anlayışları” değil belirli bir “kavramları” göstermektedir. Bu nedenle bu soyut hükümler kurucuların o hükümlerle ilgili anlayışlarına göre yorumlanmamalıdır. Ahlaksal okuma bizlerin bu soyut hükümleri adalet ve siyasal ahlak konusunda çağrışımda bulunduğu ahlaksal ilkeler anlayışı temelinde yorumlayıp uygulamamızı önermektedir. Ahlaksal okuma siyasal ahlaki anayasa hukukunun kalbine yerleştirmektedir. Bu ise ahlak felsefesiyle anayasa hukukun birleşmesini gerektirmektedir. Dworkin’in felsefi yaklaşımına yöneltilen eleştiriler incelendikten sonra, bu yazıda bu yaklaşımın ülkemiz açısından değerlendirilmesine çalışılmıştır. Yazıda anayasaların ahlaksal okunuşlarının sağlıklı bir biçimde gerçekleşebilmesi için Amerika Birleşik Devletleri Anayasası gibi kısa, ayrıntılara girmeyen ve soyut ahlaksal ilkelerden oluşan bir anayasanın var olması gerektiği sonucuna varılmıştır.Article Anayasaya Aykırı Anayasa Değişiklikleri(1976) Turhan, Mehmet; 5382Article Apartmanlarda Evcil Hayvan Beslenmesi Bina Yönetim Planına Konulan Hükümle Yasaklanabilir mi?(2014) Bilici, Nurettin; Bilici, Nurettin; 8285; Hukuk