Browsing by Author "Şener, İrge"
Now showing 1 - 20 of 30
- Results Per Page
- Sort Options
Article Algılanan Çalışma Koşullarının İşten Ayrılma Niyeti ile Tükenmişliğe Etkisi: Gıda Perakendeciliği Çalışanlarına Yönelik Bir Araştırma(2022) Kılıç, Tamer; Şener, İrge; 21583; 08.02. Çankaya Meslek Yüksekokulu; 03.04. İşletme; 03. İktisadi ve İdari Birimler Fakültesi; 08. Meslek Yüksekokulları; 01. Çankaya Üniversitesiİş yaşamı ile ilgili yapılan çok sayıdaki araştırmada çalışma koşullarının çalışanlar üzerindeki etkileri incelenmiştir. Çalışma koşulları uzun süreli ve yoğun çalışma nedeniyle günümüzde de önemini korumaktadır. Bu çalışmada, Ankara’da gıda perakendeciliği alanında faaliyet gösteren bir işletmenin 196 çalışanını kapsayan örneklem için çalışma koşullarının çalışanların işten ayrılma niyetleri üzerindeki etkisi ile bu değişkenler arasındaki ilişkide çalışanların tükenmişlik seviyelerinin aracılık etkisi incelenmiştir. Uygulanan anket çalışmasından elde edilen bulgulara göre; çalışma koşullarının ‘yoğun fiziksel çaba gerektiren koşullar’ boyutunun çalışanların hem işten ayrılma niyetlerini hem de tükenmişliklerini etkilediği; ‘ergonomik olmayan koşullar’ ile ‘monotonlaşma’ boyutlarının ise çalışanların işten ayrılma niyeti üzerinde pozitif etkisinin olduğu belirlenmiştir. Çalışanların çalışma koşulları algıları ile işten ayrılma niyetleri arasındaki ilişkide tükenmişlik seviyelerinin aracılık etkisi tespit edilmemiştir.Doctoral Thesis Analysing Tax Amnesties Within the Framework of Institutionsl Logic(2024) Avşaroğlu, Güliz Lerzan; Şener, İrge; 03.04. İşletme; 03. İktisadi ve İdari Birimler Fakültesi; 01. Çankaya ÜniversitesiOsmanlı İmparatorluğunun mirası devletçi yapı, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş aşamasında yerini bulmuş, Osmanlıdan gelen kanunları uygularken günün şartlarına uygun olarak değiştirilmiş veya yenilenmiştir. Vergi kanunları, ekonomik koşullar ve siyasi yapıya göre yenilenirken yıllar içerisinde mükelleflerin karşılaştıkları zorlukların aşılması amaçlanmıştır. Bu çerçevede çalışmanın amacı, kurumsal mantık ışığında vergi aflarını yürürlüğe sokan Devletin bu kararları kurumsal rasyonalizm veya popülizm nedeni ile mi verdiğinin, dolayısıyla devletin kurumsal mantık değişiminin hangi nedenden dolayı olduğunun tespit edilmesidir. Bu amaç doğrultusunda, Türkiye Cumhuriyetinin 100 yıllık süre içerisinde, 40 vergi affının kanunlaşması sırasında iktidar partisi milletvekilleri tarafından söylenen ifadelerin yer aldığı meclis tutanakları, hükümetlerin vergi aflarına ilişkin popülist söylemlerinin belirlenmesi için içerik analizine tabi tutulmuş; aynı zamanda dönemlere ait olan kurumsal mantık kavramları kurumsal rasyonalizm açısından irdelenirken ilgili dönem mantıklarının ne olması gerektiği, iktidar partilerinin ekonomik anlamda nasıl hareket ettiği, dönemin adını alan ekonomik uygulamaların gerçekteki kavramla örtüşüp örtüşmediği eş zamanlı olarak değerlendirilmiştir. Bu kapsamda Cumhuriyetin ilk yıllarında vergi aflarının çıkarılmasına ilişkin mantığın devletçi mantık ile örtüştüğü ve kurumsal rasyonalizm görüldüğü; liberal ve piyasa mantığının hâkim olduğu dönemlerde vergi aflarının ilgili dönemin mantığını taşıyan popülist politikalar doğrultusunda çıkartıldığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu dönemleri takip eden dördüncü dönem mükellef odaklı piyasa mantığı olarak tanımlanmış, bu dönemde bir taraftan kurumsal rasyonelitenin etkisi diğer taraftan popülist söylemlerin mevcut olduğu tespit edilmiş, bu nedenle 'rasyonel popülizm' olarak tanımlanan hibrit bir kurumsal mantığın mevcut olduğu önerilmiştir. 2002 yılından sonraki dönemde rasyonel popülizm etkisiyle hem toplumun her kesiminin taleplerinin büyük ölçüde karşılandığı hem de ekonomi politikalarının gerekliliği olan prosedürlere uyulduğunu yansıtan ifadelerin olduğu tespit edilmiştir.Article Bireysel Öncüllerinin İş-aile Çatışmasına Etkisi: Covid-19 Pandemisi Nedeniyle Evden Çalışanlar Üzerine Bir Araştırma(2020) Şener, İrge; Abunasser, Nihad; 21583; 03.04. İşletme; 03. İktisadi ve İdari Birimler Fakültesi; 01. Çankaya Üniversitesiİş-aile çatışmasının, çalışanlar, aileleri ve örgütler üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle, mevcut araştırmaların çoğunluğu, iş-aile çatışmasının sonuçlarına odaklanmıştır; bu nedenle, iş-aile çatışmasına neden olan etkenler ile ilgili araştırmalar sınırlı kalmıştır. Bu sınırlılığa istinaden, bu çalışmada iş-aile çatışmasının önemli bireysel öncülleri olarak belirlenen, beş faktör kişilik özellikleri ve duygusal zekanın iş-aile çatışması üzerindeki etkilerine odaklanılmıştır. Araştırmanın örneklemi, kamu kurumlarında çalışan ve Covid-19 pandemi koşulları nedeniyle iş yaşamlarında ilk defa evden çalışma deneyimi yaşayan 220 çalışanı kapsamaktadır. Araştırmanın bulguları, sorumluluk kişilik özelliği yüksek olan çalışanların daha az iş-aile çatışması yaşadıklarını gösterirken; duygusal dengesizlik kişilik özelliği yüksek olan çalışanların daha fazla iş-aile çatışması yaşadıklarını ortaya çıkarmıştır. Bununla birlikte, duygusal zekanın iş-aile çatışması üzerindeki etkisinin anlamlı olmadığı belirlenmiştir. Araştırma ile ilgili sınırlılıklar, katkılar ve öneriler ilaveten tartışılmıştır.Article Board Composition and Organizational Performance: Environmental Characteristics Matter(2011) Şener, İrge; Varoğlu, A. Kadir; Aren, Selim; 21583; 03.04. İşletme; 03. İktisadi ve İdari Birimler Fakültesi; 01. Çankaya ÜniversitesiConcern for board of directors considerably increased with the recent developments in the corporate governance field. Despite that extensive research was conducted, the understanding of the board and its effects is still limited. This is mainly because that the majority of the corporate governance research focused mostly on the direct relation of board characteristics with organizational outcomes, and neglected the effect of intervening variables, leading to inconclusive research findings. Deriving on this limitation, in this study, the effect of board composition on organizational performance was investigated for different environmental conditions, which are measured in terms of munificence and dynamism of the industry in which the organizations operate and product complexity of the organizations. In addition, the moderating effects of these dimensions of organizational task environments on the relationship between board composition and organizational performance were also addressed. Building on resource dependence theory, it is suggested that under different environmental conditions, different compositions of boards will positively influence organizational performance. Based on the data from 80 companies which shares are publicly traded in İstanbul Stock Exchange, the findings indicate that the effect of board composition on organizational performance vary among different environmental conditions.Book Part Corporate Governance, Board of Directors and Company Performance in Turkey(2019) Şener, İrge; 21583; 03.04. İşletme; 03. İktisadi ve İdari Birimler Fakültesi; 01. Çankaya ÜniversitesiArticle Cumhuriyet Dönemi Alışveriş Kültüründe Alışveriş Merkezlerinin Hakimiyeti: Birinci Yüzyılın Meşruiyet Kaynakları, İkinci Yüzyılın Başında Olası Değişimler(2023) Şener, İrge; Karapolatgil, Ahmet Anıl; 03.04. İşletme; 03. İktisadi ve İdari Birimler Fakültesi; 01. Çankaya ÜniversitesiTarih boyunca Anadolu coğrafyası alışveriş kültürünün gelişmesinde belirleyici rol oynamıştır. Farklı medeniyetler alışveriş faaliyetleri için özel alanlar inşa etmişler ve Anadolu'nun bir sonraki hakimine zengin bir alışveriş kültürünü miras bırakmışlardır. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk 100 yılında bu miras farklı öğeler ile devam ettirilmiş fakat ilk temsilcisi 1988'de açılan AVM’ler kısa sürede yaygınlaşmış ve Anadolu'da alışveriş kültürünün lider öğesi olmuşlardır. Bu çalışmada AVM’lerin lider konumlarının ardındaki nedenlerin incelenmesi hedeflenmiş ve ikincil veriler temelinde eşbiçimlilik kavramı çerçevesinde değerlendirmeler yapılmıştır. Bu bağlamda, AVM’lerin Anadolu'nun alışveriş kültürünün başarılı tarihi temsilcilerinin özellikleri ile global kabul görmüş standartları bir araya getirerek meşruiyetlerini korudukları ve eşbiçimlilik özelliklerini geliştirdikleri tespit edilmiştir. Ayrıca, glokal özelliğe sahip AVM’lerin yeni taleplere daha kolay uyum göstereceği ve Anadolu alışveriş kültürünün gelecekteki lider unsuru olacağı çıkarımı yapılmıştır.Article Cumhuriyet Tarihimizde Sağlık Sisteminin Gelişimi ve Organizasyonel Dönüşüm(2023) Çağlar, Yakup; Karaboğa, Gülay; Şener, İrge; 03.04. İşletme; 03. İktisadi ve İdari Birimler Fakültesi; 01. Çankaya ÜniversitesiSosyo-ekonomik ve kültürel bileşenleri kapsaması nedeniyle çok boyutlu bir kavram olan sağlık, tanımlanmasında olduğu üzere sağlık ile ilgili hizmetlerde de farklılık göstermektedir ve özellikle ekonomik ve teknolojik faktörlerin değişimi ile sağlık hizmetlerinde sürekli bir dönüşüm gerçekleşmektedir. Bu çalışma ile özellikle milenyum sonrasında önemli değişim geçiren Türk sağlık hizmetlerinin Cumhuriyet tarihimizin yüz yıllık sürecinde geçirdiği dönüşümler, literatür taraması ve ikincil veriler temelinde analiz edilmiş ve üç dönem belirlenmiştir. 1923-2003 yılları arasını kapsayan ilk dönemde, öncelikle günümüzdeki kurumsallaşma ve örgütlenmenin temelleri oluşturulmuş, 80 yıl içinde önemli politikalar geliştirilmiştir. 2003 ile 2013 yılları arasını kapsayan on yıllık ikinci dönemde, sağlık hizmetlerinin verimliliğinin artırılmasına odaklanılmıştır. Son dönem ise 2013 yılından günümüze kadar olan on yılı kapsamaktadır. Bu dönemde, sağlık alanında dijital uygulamalar başlamış ve özellikle sağlık hizmetlerinin örgütlenmesinde değişimler yaşanmıştır. Bu doğrultuda, kamu-özel ortaklığı ile sağlık hizmetleri için yeni bir organizasyonel yapı olan şehir hastaneleri faaliyete geçmiştir. Bu yeni yapı ile sağlık hizmetlerinde artan maliyetlerin kamu ve özel sektör tarafından ortak karşılanması, sağlanan hizmetlerde verimlilik artışının meydana gelmesi sağlanmıştır.Article Değişen Kurumsal Mantık Çerçevesinde Vergi Afları ile İlgili Popülist Söylemlerin 100 Yıllık Süreçte İncelenmesi: 1923-2023(2023) Avsaroglu, Guliz Lerzan; Şener, İrge; 03.04. İşletme; 03. İktisadi ve İdari Birimler Fakültesi; 01. Çankaya ÜniversitesiTarihsel süreç içerisinde değerlendirildiğinde vergi kanunları ekonomik ve siyasi duruma göre yenilenirken zaman içerisinde devletin veya mükelleflerin karşılaştıkları zorlukların aşılması amaçlanmıştır. Cumhuriyet tarihi boyunca farklı alanlarda faaliyet gösteren mükelleflerin vergi cezalarının vergi afları müessesesi ile ödemesinin kolaylaştırıldığı veya azaltıldığı görülmektedir. Bu çalışmanın amacı, vergi aflarının kapsamlarının kurumsal rasyonalizm veya popülizm nedeni ile mi ortaya çıktığının tespit edilmesidir. Bu amaç doğrultusunda, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 1923-2023 yılları arasında sahip olduğu kurumsal mantık dönemlerinde, çıkartılan 40 vergi affının kanunlaşması sırasında kayda alınan meclis tutanakları, hükümetlerin vergi aflarına ilişkin popülist söylemlerinin belirlenmesi için içerik analizine tabi tutularak incelenmiş; vergi aflarının ait olduğu dönemin mantığını taşıyan popülist politikalar doğrultusunda çıkartıldığı sonucuna ulaşılmıştır. Bununla birlikte, devletçi mantık, liberal mantık ve serbest piyasa mantığı dönemlerinin her birinde üç farklı popülizm türü belirlenmiştir. Bu dönemlere ek olarak, mükellef odaklı piyasa mantığı olarak tanımlanan 2002 yılından sonraki dönemde çoğunlukla milli irade popülizmini yansıtan ifadelerin olduğu tespit edilmiştir.Article Does workplace envy always have detrimental consequences in organizations? A study of public and private sector employees(2020) Şener, İrge; Karabay, Melisa; Elçi, Meral; Erman, Halil; 21583; 03.04. İşletme; 03. İktisadi ve İdari Birimler Fakültesi; 01. Çankaya ÜniversitesiPurpose Based on the situational approach for envy, the purpose of this paper is to examine the effect of two-dimensional workplace envy (being envied and envying others) on the task and contextual performance of employees working in either private or public sector organizations. Design/methodology/approach This study was conducted on survey data collected from 988 private sector employees and 530 employees from the public sector employed in Istanbul. Following a quantitative empirical design, structural equation modeling was used to test the hypotheses. Findings The study results revealed that envying-others dimension has a significant negative effect on both task performance and contextual performance. In addition, the findings indicate more envious feelings of private sector employees than public sector employees. For public sector employees, male participants were found to envy others more than females. Research limitations/implications In addition to the contributions, this study has its limitations. First, although the study was carried out with a comprehensive sample, it is limited to the views of 1,518 employees in Istanbul and is a cross-sectional study. Also, employee performance is evaluated through self-reporting, which forms another limitation; it could have been more reliable for the supervisors to assess their subordinates' performance. Practical implications Apart from scholars, our findings have implications for practitioners. Feelings such as envy that comes with a sense of competition can create an environment that stimulates people, motivates them to work, can make them productive and can also cause an ultimately destructive situation. This makes it critical to manage envy in the workplace. Though there may be facilitators behind it, one crucial factor that fuels envy in the workplace is the lack of fair human resources policies and systems. Still, human resources management is undeveloped in most public organizations. With effective human resources management, there may be some roadmaps for managers to dissolve conflicts arising from envy. First, it is imperative to have systems that will separate the employee from the others, which everyone will accept, strengthening the feelings of justice among employees. Envy often occurs following a social comparison. Management can implement an incentive system that supports employee collaboration and avoid nepotism. Especially in private organizations where the competition is more among employees, managers should give more attention to understand their subordinates' feelings. The managers' attention to expressing their feelings toward their subordinates could establish an equal distance within the workplace. In this sense, language selection is critical, and managers should be mindful of linguistic triggers. Managers should not avoid giving both positive and negative feedback to their employees. Unwarranted and unsystematic reward and/or punishment systems, made with the good intentions of increasing competition, can trigger envy. Finally, managers should implement an open-door policy and open communication that will encourage all team members to be transparent to each other. Originality/value The study was based on a rationale that envy has detrimental workplace outcomes that lead to low task and contextual performance. Although there exists a recent interest for examining the relation between workplace envy and employee performance, based on being envied and envying others dimensions, these studies are limited. This study focuses on these dimensions and performance relations, and it also provides a comparative outlook for public and private sector employees in Turkey in terms of workplace envy.Master Thesis Duygu Analizinde Makine Öğrenimi Yaklaşımı: Yapay Zeka Sohbet Robotlarına İlişkin Kamu Algısından Elde Edilen İçgörüler(2025) Şahin, Zeki; Şener, İrge; 03.04. İşletme; 03. İktisadi ve İdari Birimler Fakültesi; 01. Çankaya ÜniversitesiSon yıllarda, yapay zeka ve doğal dil işleme teknolojilerindeki gelişmeler, kullanıcılarla etkileşim kuran sohbet botlarının yaygın olarak benimsenmesini sağlamıştır. ChatGPT ve Gemini AI gibi büyük dil modelleri, geniş bir kullanıcı kitlesi tarafından günlük etkileşimlerde kullanılmaktadır. Ancak, bu modellerin kamuoyundaki algısını ve kullanıcı duyarlılığını anlamak için kapsamlı bir duygu analizi gerekmektedir. Bu çalışma, Twitter'da ChatGPT ve Gemini AI hakkında yapılan paylaşımları analiz ederek, bu yapay zeka modellerinin kullanıcılar tarafından nasıl algılandığını belirlemeyi amaçlamaktadır. Çalışmada, kural tabanlı duygu analizi (SpaCy ve TextBlob) ve derin öğrenme tabanlı duygu analizi (BERTweet) omak üzere iki farklı duygu analizi yöntemi karşılaştırılmıştır. Yapılan analizler sonucunda, BERTweet'in duygu sınıflandırmasında daha başarılı olduğu gözlemlenmiş ve analiz sürecinde referans modeli olarak kabul edilmiştir. Daha sonra, Random Forest, Support Vector Machine (SVM), Logistic Regression ve LightGBM gibi çeşitli makine öğrenimi modelleri kullanılarak duygu tahminleri yapılmıştır. Bu modeller, DistilBERT, RoBERTa ve GloVe gibi üç farklı gömme yöntemiyle eğitilmiştir. Sonuçlar, Logistic Regression ve RoBERTa bileşeninin en yüksek doğruluk oranını sağladığını (%81,8) ortaya koymuştur. Çalışmanın temel bulguları şunlardır: 1. ChatGPT ve Gemini AI'nin duygu dağılımı farklılık göstermektedir. ChatGPT hakkında daha fazla negatif içerik bulunurken, Gemini AI'nin daha fazla olumlu içerikle ilişkilendirildiği gözlemlenmiştir. 2. En yaygın negatif geri bildirimler, ChatGPT için bilgi doğruluğu ve kullanım kısıtlamaları, Gemini AI için ise Google ekosistemine entegrasyon ve güvenilirlik konuları olmuştur. 3. Kelime bulutu ve frekans analizleri, her iki modelle ilgili duygu temalarını belirlemede önemli içgörüler sağlamıştır. Elde edilen sonuçlar, yapay zeka tabanlı sohbet botlarının geliştirilmesi, kullanıcı memnuniyetinin artırılması ve gelecek nesil yapay zeka sistemlerinin tasarımına yönelik değerli bilgiler sunmaktadır. Gelecek çalışmalar, zaman serisi analizi, çok modlu duygu analizi ve coğrafi bazlı kullanıcı eğilimleri gibi daha derinlemesine araştırmaları içerebileceği değerlendirilmektedir.Conference Object The Effect of Knowledge Economy on Organizational Environments: Do the Governance Mechanisms Differ According To Institutional and Technical Environments(int Business information Management Assoc-ibima, 2009) Sener, Irge; Şener, İrge; 21583; İşletme; 03.04. İşletme; 03. İktisadi ve İdari Birimler Fakültesi; 01. Çankaya ÜniversitesiTechnological developments result in important changes for organizations and their environment. The most remarkable change in the organizational field is the widespread usage of Internet, a new information and communication technology (ICT). The changes depending on Internet, affect organizational structures, since they are designed compatible to the communication needs dependent on the technology. In some cases, however, the communication technologies can be developed in consistence with the organizational structure. This indicates that, when ICTs are taken into consideration, it occurs that there is no clear distinction between technical and institutional organizational environments. The ICTs dependent on Internet is both a legitimacy source for the organizations and an efficiency tool. Accordingly, in this study it is considered that the technical and institutional environments are interpenetrated and different types of governance mechanisms result due to the varying effects of the environmental pressures. Testable propositions are developed for different types of environments.Article Citation - WoS: 5Ethical Climate as a Mediator Between Employees' Organizational Silence Behaviors and Their Trust in Leader: an Empirical Research on Insurance Sector Employees(Ardabil industrial Management inst, 2018) Karabay, Melisa E.; Şener, İrge; Sener, Irge; Tezergil, Seher A.; 21583; İşletme; 03.04. İşletme; 03. İktisadi ve İdari Birimler Fakültesi; 01. Çankaya ÜniversitesiLeaders play a major role in determining effectiveness across all organizational levels compromising (individual, team and units through their ability of ensuring trust among their subordinates and co-workers). In this study, the effect of trust in leader on employees' organizational silence behavior and ethical climate as a mediating role was investigated. In order to measure the impact of the perceptions of employees' trust in their leaders on their silence behavior particularly on defensive, acquiescent, and pro-social silence, a survey was conducted among 811 employees working in various insurance companies in Istanbul, Turkey. To test the hypotheses, hierarchical regression technique was used. According to the findings, trust in leader negatively affected silence intentions of employees. Furthermore, the findings presented a supporting evidence of the full mediating effect of ethical climate for the relation between trust in leader and overall organizational silence, and acquiescent and pro-social silence behavior. However, findings revealed that ethical climate had a partial mediating effect on the relation between trust in leader and defensive silence behavior of employees. (C) AIMI JournalsConference Object Etik Liderliğin Etik İklime, Birey ve Örgüt Performansına Etkileri(2012) Elçi, Meral; Şener, İrge; Aksoy Kürü, Seval; 21583; 03.04. İşletme; 03. İktisadi ve İdari Birimler Fakültesi; 01. Çankaya ÜniversitesiEtik liderler, ahlaki bakımdan örnek oluşturarak, çalışanların davranışlarını etkilerler. Etik liderlik, birçok araştırmacı tarafından oldukça önemli bir kavram olarak değerlendirilmesine rağmen, Türkiye’de etik liderler ile ilgili araştırma sayısı sınırlıdır. Bu araştırmada, etik liderlik davranışının sonuçları üzerine odaklanılarak; etik iklim, çalışanların iş performansları ve örgüt performansı üzerindeki etkileri incelenmiştir. Araştırmanın örneklemini, üç ilde, beş farklı sektörde faaliyet gösteren 50 örgütte çalışan 422 personel ve orta düzey yöneticiler oluşturmaktadır. Araştırmanın bulguları, çalışanların iş performansının, örgüt performansı üzerinde en fazla etkiye sahip bulunduğunu; iş performansı üzerinde ise en fazla etkinin etik liderlikten kaynaklandığını göstermektedir. Araştırma ile ayrıca etik liderliğin etik iklime önemli bir etkisinin olduğu bulgulanmıştır.Article The Ever-Evolving Dark Side Emotions of the Football Supporters: A Study on Adaptation of Schadenfreude Scale(Pamukkale University, 2025) Şener, İrge; Karapolatgil, Ahmet Anıl; 03.04. İşletme; 03. İktisadi ve İdari Birimler Fakültesi; 01. Çankaya ÜniversitesiEnjoying from others’ maleficence, defined as schadenfreude, is a common emotion among football team supporters. Based on the social identity of supporters, schadenfreude develops as part of the rivalry, which the main sources of it are ‘similarity’, ‘repeated competition’, and ‘competitiveness’. This study is aimed to understand and classify supporters’ schadenfreude reasons based on an adapted scale. For this aim, the data gathered from a questionnaire consisting of a sample of 1.163 supporters of 14 Turkish football teams is examined by SPSS in order to reveal participants’ schadenfreude and their reasons for evaluating their rivals. As a result of participants’ rivalry classifications, the most common reasons for considering a team as a rival are determined respectively as ‘image’, ‘neighborhood’, and ‘worldview difference’. Moreover, schadenfreude is mostly felt towards the archrival, and supporters would be happiest with negativities experienced by the rival team’s managers. However, damage to rival team facilities is found as an unhappy situation. The study is the first that demonstrates the relationship between schadenfreude and rivalry and proposes ‘unique incident’ and ‘feasible contingencies’ as new rivalry factors. With these factors, different perspectives on the formation and continuity of rivalry are presented.Master Thesis Health Employees Coping Methods for Dealing With Violence: an Example of a University Hospital(2024) Karaboğa, Gülay; Şener, İrge; 03.04. İşletme; 03. İktisadi ve İdari Birimler Fakültesi; 01. Çankaya ÜniversitesiHer gün binlerce sağlık çalışanı şiddete maruz kalmakta; bu durum hem çalışanlara hem de hastalara zarar vermektedir. Sağlık sektöründeki şiddet, sağlık çalışanlarına yönelik fiziksel, psikolojik, sözel veya cinsel saldırılardır. Bu şiddet olayları, çalışanlar, toplum ve örgütler açısından birçok olumsuzluğa yol açmaktadır. Bu olumsuzlukları önlemek için şiddetle baş etme yöntemlerini etkili bir şekilde kullanmak, bu yöntemleri örgüt kültürü haline getirmek ve toplumda şiddete karşı farkındalık oluşturmak önemlidir. Kurumsal anlamda sağlık sektöründe şiddetle baş etme için ilk adım, şiddeti önlemektir. İkinci adım ise şiddet olayları sırasında ve sonrasında çalışanlara destek sağlamaktır. Bu çalışma, Ankara'daki bir Üniversite hastanesinde çalışan sağlık personelinin şiddete maruz kalma durumlarını ve baş etme yöntemlerini incelemektedir. 282 anket verisi doğrultusunda, kadın sağlık çalışanlarının erkeklere göre daha fazla şiddete maruz kaldığı, hekimlerin diğer meslek gruplarına göre sözlü ve fiziksel şiddete, hemşirelerin ise sözlü ve cinsel şiddete daha fazla uğradığı belirlenmiştir. Ayrıca, şiddet olayları sırasında katılımcıların bireysel baş etme yöntemleri kullandıkları ve kurumsal desteğin yetersiz olduğu ortaya çıkmıştır. Katılımcılar kurumsal bilinç durumuna sahip olsalar bile, şiddet olaylarını bildirdiklerinde sonuç alacaklarını düşünmemektedirler. Şiddet sonrası hekimlerin daha pasif baş etme yöntemlerini seçtiği, hemşireler ve diğer sağlık personelinin (hasta bakıcı, tıbbi sekreter, anestezi teknikeri, radyoloji teknikeri, eczacı, laborant, sağlık memuru) ise sosyal destek arayışında olduğu sonucuna varılmıştır.Book Part Introduction to Organizational Behavior(2019) Şener, İrge; 21583; 03.04. İşletme; 03. İktisadi ve İdari Birimler Fakültesi; 01. Çankaya ÜniversitesiBook İş'te Z Kuşağı(Nobel Akademik Yayıncılık, 2021) Şener, İrge; Kavak, Ahmet Şener; 21583; 03.04. İşletme; 03. İktisadi ve İdari Birimler Fakültesi; 01. Çankaya ÜniversitesiAlfabenin son harfi Z; sonlanma, bitişleri simgelerken kuşaklar için bunun tersi bir durum söz konusu. Kendinden önceki kuşaklardan oldukça belirgin ve farklı özelliklere sahip olan Z kuşağı; ilkleri, yenilikleri, öncü olmayı, geleceğin temellerini atmayı temsil etmektedir. Yaşamın tüm alanlarında bildiklerimizi sorgulamamıza neden olan Z kuşağının, son zamanda iş yaşamında yer almaya başlaması ile çalışma rutinlerinin de değişimine neden olacağı beklenmektedir. Bu kapsamda bu kitapta, yakın gelecekte iş yaşamında daha fazla yer edinecek olan Z kuşağının çalışma değerlerinin anlaşılması ve bu kuşağın değerlerinin daha iyi tanınması amaçlanmıştır. Bir taraftan Z kuşağının kendi değerlendirmeleri diğer taraftan kendilerinden önceki kuşaklardan olan yöneticilerinin görüşlerini kapsayan bu kitap, Z kuşağını istihdam edecek olan tüm işletmelerin yöneticileri ile insan kaynakları uzmanları için ve ayrıca Z kuşağını anlamak ve tanımak isteyenler için de önemli bir kaynakça niteliğindedir.Book Part İşe Tutkunluk(Gazi Kitabevi, 2018) Şener, İrge; 21583; 03.04. İşletme; 03. İktisadi ve İdari Birimler Fakültesi; 01. Çankaya ÜniversitesiArticle İşyerinde Kıskanma ve Kıskanılma: Ölçek Uyarlama ve Ölçüt Bağımlı Geçerliliği(2021) Karabay, Melisa Erdilek; Elçı, Meral; Şener, İrge; Erman, Halil; 21583; 03.04. İşletme; 03. İktisadi ve İdari Birimler Fakültesi; 01. Çankaya Üniversitesiİşyerinde kıskançlık, genellikle olumsuz sonuçlara sebebiyet veren bir duygu olarak değerlendirilmektedir. Buna rağmen, kıskançlık ile ilgili ulusal yazında yapılan çalışmalar oldukça sınırlıdır. Bu ihtiyaçtan hareketle, bu çalışma ile işyerinde kıskançlık ölçeğini Türkçeye uyarlayarak, söz konusu ölçeğin ölçüt bağımlı geçerliliği için çalışanların psikolojik sahiplenme algıları ile ilişkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışma, kamu (N=337) ve özel sektörde (N=547) yer alan katılımcılarla kolayda örneklem yöntemi ile yürütülmüştür. Araştırma bulgularına göre ölçeğin, orijinalinde olduğu gibi kıskanılma ve kıskanma olmak üzere iki boyuttan oluştuğu tespit edilmiştir. Elde edilen sonuçlar, işyerinde kıskançlık ölçeğinin hem kıskanma hem de kıskanılma boyut ortalamalarının kamu çalışanlarında daha yüksek olduğunu ve özel sektör çalışanları bağlamında kıskanma boyutu ile psikolojik sahiplenme arasında zayıf ama istatistiksel olarak negatif yönlü anlamlı bir ilişkinin varlığını ortaya çıkarmıştır.Article Kadın Yöneticilerin Cam Tavan Algıları ve Kadın Yöneticilere Karşı Tutum: Finansal Hizmetler Sektöründe Bir Uygulama(2018) Şener, İrge; Karabay, Melisa Erdilek; Tezergil, Seher Arıkan; 21583; 03.04. İşletme; 03. İktisadi ve İdari Birimler Fakültesi; 01. Çankaya ÜniversitesiKadın çalışanların örgütlerde alt kademelerde çalışmaları ve kariyerlerinde ilerlerken deyönetim kadrolarından uzak kalmalarını yansıtan cam tavan günümüz örgütlerinde halen dikkatçeken bir husustur. Bu çerçevede, bu araştırmada hizmet sektöründe finansal hizmetler alanındafaaliyet gösteren farklı sermaye yapısına sahip iki örgütte çalışanlara ve kadın yöneticilereodaklanılmış ve çalışanların kadın yöneticilere karşı tutumları ile kadın yöneticilerin cinsiyetrollerinden kaynaklanan cam tavan algılarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanınörneklemini finansal hizmetler sektöründe çalışan, toplam 144 çalışan ile 36 kadın yöneticioluşturmaktadır. Çalışmanın bulgularına göre, kadın yöneticilere karşı tutumun çalışanlarıncinsiyetlerine göre farklılık göstermekte olduğu (p=0,003<0,05) ancak çalışanların eğitimseviyesi (p=0,747>0,05) ve çalıştıkları örgütün ulusal veya yabancı sahiplik yapısının iseçalışanların kadın yöneticilere karşı tutumlarında fark yaratmadığı (p= 0,742>0,05) tespitedilmiştir. Bu bulguların yanı sıra, kadın yöneticilerin cam tavanın mevcudiyetine ilişkinalgılarının, kendi deneyimlerine göre daha yüksek seviyede olduğu ortaya çıkmıştır. Bu durum,cam tavan algısını etkileyen bireysel ve örgütsel unsurların yanı sıra cinsiyet rolleri ile ilgilitoplumsal unsurların etkisinin önemini ortaya çıkarmaktadır.
