Browsing by Author "Demir, Mehmet Burak"
Now showing 1 - 1 of 1
- Results Per Page
- Sort Options
Master Thesis Citation Count: Demir, Mehmet Burak (2021). Adi ortaklığın tasfiyesi / Liquidation of ordinary partnership. Yayımlanmış yüksek lisans tezi. Ankara: Çankaya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.Adi ortaklığın tasfiyesi(2021) Demir, Mehmet BurakAdi ortaklık sözleşmesi, TBK'nın 620. maddesinin 1. fıkrasına göre, en az iki kişinin emeklerini veya mallarını, ortak bir amaç uğruna birleştirmeyi üstlendikleri bir ortaklıktır. Adi ortaklık sözleşmesinin unsurları; kişi, sözleşme, amaç, katılım payı ve "affectio societatis" dir. TBK m. 639'da adi ortaklığın sona erme hâlleri kaleme alınmıştır. Bu hâller, ortaklık amacının gerçekleşmesi veya gerçekleşmesinin imkânsız hâle gelmesi, sözleşmede ortaklığın mirasçılarla devamı kaydının bulunmaması hâlinde bir ortağın ölmesi, bir ortağın kısıtlanması, bir ortağın tasfiye payının cebri icra yoluyla paraya çevrilmesi veya iflas etmesi, sözleşmede ortaklık için öngörülen sürenin sona ermesi ve son olarak ortakların haklı sebep hâlinde ortaklığın sona erdirilmesini mahkemeden isteme hakkıdır. Bu düzenleme ile kanun koyucu adi ortaklığın sona erme sebeplerini sınırlı olarak saymıştır. Taraflar aralarında anlaşarak herhangi bir sona erme sebebi kararlaştıramazlar. Tasfiye kavramının kökeni malvarlığıdır. Ortada herhangi bir malvarlığı mevcut değilse tasfiye gündeme gelmez. Adi ortaklığın sona ermesinin bazı sonuçları vardır. Ortaklığın tasfiye aşamasına girmesi ile ortakların hak ve yükümlülüklerinde değişiklikler meydana gelmesi, sona ermenin başlıca sonuçlarıdır. Tasfiye aşamasında adi ortaklığın amacı tasfiyeye özgülenir. Adi ortaklığın tasfiyesi TBK m. 644'de düzenlenmiştir. Ancak bu hükümde tasfiye sırasında yapılacak işlemlerden bahsedilmemektedir. Kanun'a EBK'da yer almayan üç yeni hüküm dahil olmuştur. Ancak bu hükümler dahi, tasfiyede meydana gelen sorunları çözmede yetersizdir. Tasfiyeye ilişkin Yargıtay'ın içtihatları kökleşmiştir. Ancak söz konusu üç yeni hükme rağmen Yargıtay'ın içtihatlarında bir değişiklik meydana gelmemiştir. TBK hükümleri adi ortaklığın tasfiyesinin bütün ortaklarca elbirliği ile yapılmasını öngörmektedir. TBK'da tasfiyeye dair uyuşmazlıklarda, yalnızca tasfiye görevlisi atanacağına dair bir hükme yer verilmiştir. Tasfiyenin bizzat mahkeme tarafından yürütülmesi kanun koyucu tarafından öngörülmemektedir. Oysa Yargıtay'a göre, tasfiye mahkeme tarafından gerçekleştirilmelidir. Mahkeme adi ortaklığın feshine karar verip, tasfiyeden el çekmemelidir. Fesih kararıyla birlikte tasfiye hakkında da hüküm kurmalıdır. Yargıtay'a göre, tasfiye üç aşamada gerçekleştirilmelidir. Birinci aşamada, adi ortaklığın sona erdiği tarih esas alınarak ortaklığın malvarlığı tespit edilip, tasfiye görevlisinin belirlediği malvarlığı bilançosu taraflara tebliğ edilir. İkinci aşamada, TMK m. 634 vd. hükümleri kıyasen uygulanarak, malvarlığının satış ve nakde çevrilmesi işlemleri gerçekleştirilir. Bu mallar mevcut değilse, değerleri bilirkişilerce tespit ettirilir. Üçüncü aşamada ise, ortaya çıkan değerden öncelikle ortaklığın borçları ödenmeli, ortaklardan her birinin ortaklığa verdiği avanslar ile ortaklık için yaptığı giderler iade edilir. Kalan meblağdan sermaye payları ortaklara geri ödenmelidir. Bundan bir şey artarsa kazanç veya zarar ortaklar arasında paylaştırılıp; son bilanço düzenlenmelidir. Bilahare, hâkim son bilançoya göre tarafların hak ve yükümlülüklerini belirleyip, tasfiyeyi sonlandırır. Yargıtay'ın görüşünde isabet bulunmamaktadır. Kanun koyucu, tasfiyenin mahkeme tarafından gerçekleştirilmesi gerektiğine dair bir hüküm sevk etmemiştir. TBK m. 644, tasfiye görevlisinin atanması ve tasfiye sırasında meydana gelebilecek uyuşmazlıklarda mahkemenin görevini düzenler. Kanun koyucu, tasfiyenin mahkeme tarafından gerçekleştirilmesini isteseydi, kanunda bu hususa dair açık hükümlere yer vermesi gerekirdi. Anahtar Kelimeler: Malvarlığı, Adi Ortaklık, Sona Erme, Tasfiye