Kentsel Tasarım ve Dönüşüm Bilim Dalı Tezleri
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.12416/3468
Browse
Browsing Kentsel Tasarım ve Dönüşüm Bilim Dalı Tezleri by Issue Date
Now showing 1 - 8 of 8
- Results Per Page
- Sort Options
Item Citation Count: Öznur Aytekin (2019). Ankara İmrahor vadisi'nin kentsel dönüşüm projeleri ile tahribi örnek; yeni güneypark kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı / Destruction of Ankara İmrahor Valley by urban transformation projects example; New Southpark urban transformation and development project area. Yayımlanmış yüksek lisans tezi. Ankara: Çankaya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü.Ankara İmrahor vadisi'nin kentsel dönüşüm projeleri ile tahribi örnek; yeni güneypark kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı(2019) Aytekin, Öznur; Çankaya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Kentsel Tasarım ve Dönüşüm Bilim DalıÜlkemizde metropoliten şehirler, hızlı, bazen plana dayalı ama genellikle plansız ve istilacı beton yığınlarıyla büyüyerek, kent çeperlerinde doğal önem taşıyan vadilerini, tarım topraklarını ve su havzalarını toprak rantı baskılarıyla yok etmektedirler. Başkent Ankara da bu tür hatalı ve rant içeren dönüşüm kararlarıyla doğal çevresini giderek kaybetmektedir. Vadiler, tabanında bulunan akarsular ve doğal yapısı ile kent içinde özel ekolojiye ve mikroklimatik olarak coğrafi formlar arasında ayrıcalıklara sahiptir. İç Anadolu Bölgesin'de de Ankara İmrahor Vadisi bu özellikleri taşımaktadır. Kentin içinde kırsal kalmış bir konumu, kent içinde rüzgar koridoru ve su havzası oluşturması en önemli özelliğidir. Ankara kenti için hazırlanan ilk bütüncül plan olan 'Prof. Hermann Jansen' planında (1932) ve diğer tüm ana Nazım Planlarda (master) başlıca vadilerin ve akarsuların korunması hükmü bulunmaktadır. Ancak, Cumhuriyet'in başından itibaren vadilerini, bağlarını, derelerini ve çaylarının büyük bir kısmını kaybeden Ankara'nın akarsuları çevre duyarsızlığı içinde çarpık ve plansız kentleşme nedeni ile önce kirletilmiş, daha sonra üstleri kapatılarak birer kanalizasyon toplama ağına dönüştürülmüştür. Yapılan tüm planlara rağmen Ankara'da nüfusun hızlı artışı, şehrin dışa doğru genişlemesine, çeperlerdeki yeşil dokunun korunamamasına ve tahrip edilmesine neden olmuştur. İmrahor Vadisi, Ankara'nın Nazım İmar Planlarında, korunacak bölge olarak belirtilmesine rağmen 2000'li yıllar sonrasında, Kentsel Dönüşüm Kanunu kapsamına alınmıştır. Dönüşüm plan ve projeleri kapsamında vadinin yamacına ve tabanına yapılmış Yeni Güneypark Kentsel Dönüşüm Alanı uygulamaları vadinin tüm doğal karakterini bozmuştur. Planlama uygulamaları devam ettiği takdirde İmrahor Vadisi'nin giderek tümünün aşırı yoğun yapılaşma tehdidi altında bulunduğu açıktır. Tez çalışmasında; Eymir-Moğan Gölleri Havzasındaki doğal çevre koruma çalışmaları, sonuçları ve İmrahor Vadisi içinde '' Yeni Güneypark Kentsel Dönüşüm Alanı'' planlama ve sonuçları ele alınmıştır.Item Citation Count: Tatlı, Aygül (2020). Türkiye'nin kentleşme sürecini etkileyen yasalar kapsamında imar afları; imar barışı yasal düzenlemesinin Ankara ilinde uygulanması / Building amnesty laws within the context of Turkey's urbanization process; Implementation of the legal regulation on building development peace in Ankara province. Yayımlanmış yüksek lisans tezi. Ankara. Çankaya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü.Türkiye'nin kentleşme sürecini etkileyen yasalar kapsamında imar afları; imar barışı yasal düzenlemesinin Ankara ilinde uygulanması(2020) Tatlı, Aygül; Çankaya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Kentsel Tasarım ve Dönüşüm Bilim DalıTÜRKİYE'NİN KENTLEŞME SÜRECİNİ ETKİLEYEN YASALAR KAPSAMINDA İMAR AFLARI; İMAR BARIŞI YASAL DÜZENLEMESİNİN ANKARA İLİNDE UYGULANMASI TATLI, Aygül Yüksek Lisans, Kentsel Tasarım ve Dönüşüm Yüksek Lisans Programı Danışman: Prof. Dr. Ali TÜREL Yardımcı Danışman: Doç. Dr. Zerrin Ezgi KAHRAMAN Mayıs 2020, 157 sayfa Planlama, geleceğe yönelik hedeflere ulaşmada kullanılan yol ve yöntemleri belirler. Planlama ilke ve esaslarını temel olarak; planlama sürecinde bütünlüğün korunması, planlar arası kademeli birlikteliğin sağlanması, kamu yararının ve eşitlik ilkesinin esas alınması, mevzuata uygunluk, mesleki etik ve koruma kullanma dengesinin sağlanması ilkeleri oluşturmaktadır. Günümüzde verilen kararlar, geleceğimize de yön vermektedir. Bu nedenle planlama geçmişi, bugünü ve geleceği şekillendirir. Toplum olmak, birlikte aynı geleceğe sahip olmak için, herkesi kapsayan kararların verilmesi gerekir. Adil ve eşit bir toplumsal yaklaşımın planlama ile sağlanması, planlamanın piyasayı düzenleme işlevini uygulamaya koyar. Böylece toplumsal düzen içinde çatışma ve karışıklıkların oluşması engellenir. Ülke tarihimizde görülmektedir ki, 19 yüzyılın ikinci yarısından itibaren gerek toplumun mekansal yaşam koşullarını iyileştirmek, gerek belli standartlar oluşturabilmek amacıyla planlama, düzenleme işlevi ile taşınmaz piyasasını yönlendirmektedir. Piyasada ikilem oluşturan, planlamanın düzenleme işlevini tahrip eden af içeriği taşıyan imar kanunları ülkemizde, ilk olarak 1948 yılında Ankara ili özelinde yürürlüğe girmiş, hemen sonrasında ülke geneline uygulanmıştır. Bugün imar yasaları kapsamında son uygulama "İmar Barışı" olarak bilinen yasadır. Bu çalışma ile Türkiye'nin kentleşme sürecini etkileyen yasal düzenlemeler kapsamında imar affı kanunları ve imar barışı olarak bilinen kanunun irdelenmesi amaçlanarak, planlamanın düzenleme işlevinin piyasaya etkileri, planlama politikalarının ve uygulamalarının tarihsel süreçteki gelişimi ve bu süreçleri askıya alan af kanunları değerlendirilmiştir. Türkiye'de 1948-2018 yılları arasında planlamanın düzenleme işlevini tahrip ederek yürülüğe giren, 23 ayrı imar affı içerikli kanun değerlendirilmiştir. 2018 yılında yürülüğe giren Türkiye'nin 24 üncü af kanunu olan İmar Barışı Türkiye ve Ankara ili özelinde ayrı bir bölüm olarak değerlendirilmiş ve önceki af kanunları ile karşılaştırılmıştır. Bu kanunlar için, arsa, yapı ve politikalar başlıkları altında değerlendirilmede bulunularak, çalışmanın sonuçları da aynı başlıklarda sunulmuştur. Çalışmada planlamanın piyasayı düzenleme işlevinin kuramsal bir çerçevede açıklanabilmesi için yerli ve yabancı yazın taraması yapılmıştır. İmar affı kanunları resmi gazeteler, araştırma raporları, ilgili kanunlar ve resmi kurumların internet sitelerinden faydalanılarak kronolojiye göre sıralanmıştır. İmar barışı yasal düzenlemesinin uygulanması, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nden elde edilen Türkiye ve Ankara ili geneline ait başvuru verileri kullanılarak değerlendirilmiştir. Ülkemizin kentleşme deneyiminin başlangıcının 19.yüzyılın ikinci yarısına dayanması, geniş ve kapsamlı bir imar mevzuatına, uygulama deneyimine ve çok sayıda akademik araştırmaya sahip olmasına olanak tanımıştır. Bu deneyimlerin en iyi örneklerinin uygulandığı Ankara'nın, plan kazanımlarına diğer illere nazaran daha erken başlamış olması, başarılı sayılabilecek kentsel dönüşüm, sosyal konut, gecekondu önleme bölgeleri uygulamalarına sahip olması, imar barışı başvuru sayısı sıralamasında bu ilin alt sıralarda olması gerektiği beklentisini doğurmuştur. Ancak kaçak yapılaşma geleneğinin burada da devam ettiği görülmektedir. Çeşitli dönemlerde ve çeşitli gerekçelerle imar affı kanunlarının yürürlüğe konulması piyasada ikilem oluşmasına neden olmuştur. Son af kanunundaki başvuru sayısının 7,3 milyona erişmiş olması ülkenin yapı stokunun büyük bir bölümünün denetimsiz olarak, işgal ve/veya ruhsatsız yapılaşma yoluyla oluştuğunu ortaya koymaktadır. Ancak İmar Barışı kapsamında kayıt altına alınan yapıların tamamının Türkiye'deki tüm ruhsatsız yapıları kapsadığı söylenememektedir. Halen kayıtsız ve kaçak olan yapılar mevcuttur. Yapı kayıt belgesi alan yapıların uygulamada kanuni statülerinin belirlenmesi, verilen yapı kayıt belgelerinin yapının niteliğine göre bilimsel analizler yapılarak süreli hale dönüştürülmesi ve bu sürelerin imar planlarına işlenmesi gereklidir. Böylece kayıtlı yapının olası bir afete maruz kaldığındaki risk analizi de yapılmış olacaktır. Anahtar Kelimeler; Planlamanın düzenleme işlevi, imar affı kanunları, imar barışı kanunu, gecekondu, kaçak yapıItem Citation Count: Karaman, Özge (2021). Kentsel dönüşümle değişen gündelik hayatın ritimanalizi: Sütlüce- Örnektepe kentsel dönüşüm alanı örneği / Rhythm analysis of everyday life changing wiht urban transformation: Sütlüce- Örnektepe urban transformati on area example. Yayımlanmış yüksek lisans tezi. Ankara: Çankaya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü.Kentsel dönüşümle değişen gündelik hayatın ritimanalizi: Sütlüce- Örnektepe kentsel dönüşüm alanı örneği(2021) Karaman, Özge; Çankaya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Kentsel Tasarım ve Dönüşüm Bilim Dalı BölümüKentlerin, kullanıcıların gündelik hayatları karşısında, günlük beklentilerini ve ihtiyaçlarını karşılamak için sürekli olarak bir dönüşüm içinde olması gerekmektedir. Yani kentsel mekânlar, kullanıcıların ihtiyaçlarına göre şekillenirken, aynı zamanda kullanıcıları etkileyerek sürekli bir dönüşümün temelini oluşturmaktadır. Bu yüzden de gündelik hayatın içinde ritimler; zamansal, mekânsal ve toplumsal olarak birçok katmanlılık oluşturmaktadır. Toplumsal yaşamın ve gündelik yaşamın içinde var olan, geçici ve kalıcı ritimler, mekânın kullanılırlığını içermektedir. Bu doğrulta da kentsel dönüşümün etkisiyle değişen mekânsal yaşam koşullarının, kentlilere alışkın oldukları ritimler yerine yeni ritimler dayatması ya da oluşturması çok boyutlu sorun ve olanaklar meydana getirmektedir. Bu yüzden de çalışma boyunca kentsel dönüşüm öncesinde ve sonrasında, kentlilerin var olan gündelik ritimlerinin nasıl değiştiği ve kentlilerin bu değişime nasıl uyum sağladıkları gibi sorulara cevap aranmaktadır. Bu çalışmada kentsel dönüşüm kavramı ile Lefebvre (2017)'nin ortaya koyduğu ''Ritimanaliz'' kavramını birleştirerek, kentsel dönüşüm projelerinin gündelik hayata ne gibi etkiler bıraktığını anlamlandırmayı amaçlamaktadır. Kentsel dönüşüm ile değişen gündelik hayatın ritimanalizinin temel amacı; ise kentsel dönüşüm sonucunda kentlerde yaşayanların gündelik hayatında değişen ritimsel değerlerin neler olduğunu, bu değişimlerin sonucunda ne gibi etkiler ortaya çıktığını tespit etmektir. Bu çerçevede kentsel dönüşüm ile değişen ritimsel hareketliliklere bakarak, kullanıcılarının gündelik hayatlarında değişen değerler açıklanmaktadır. Çalışma, katılımcılar ile yapılan derinlemesine görüşmeler sonucunda deneyimledikleri alanların, haritalandırılması yapılmış ve somut analiz verilerine (derinlemesine görüşmede katılımcıların verdiklere cevaplara) dayalı olarak incelenmiştir. Seçilen 11 katılımcının gündelik yaşantılarında meydana gelen değişiklikler, kiracı- ev sahipliği ya da kadın- erkek kriterlerine göre değişiklik göstermektedir. Bunun sonucunda ise genel olarak kullanıcıların deneyimledikleri mekânları ve sosyal ilişkilerin azaldığı tespit edilmiştir. Sonuç olarak ise toplu olarak yapılan eylemlerin yerine daha çok bireysel olarak yapılacak eylemlere yer verilmektedir. Bu yüzden kentsel dönüşüm öncesinde, kullanıcılar için var olan mekânsal ve zamansal değerleri ölçmek, kentsel dönüşüm sonrasına yönelik yeni mekânların tasarlanmasına ve bu mekânlara sosyal ilişkilerin aktarılmasına önemli katkılar sunacaktır. Bu sayede, değişen ritimsel değerler üzerinden kentsel dönüşüm projelerine farklı bir bakış açısı kazandırılmış olunacaktır. Bu çalışma, öte yandan kentsel dönüşüm alanlarında kullanıcıların gündelik hayatları içerisindeki, zamansal ve mekânsal deneyimlerine dair tespit edilen bulgular üzerinden, kentsel dönüşüm projelerinde karar verme sürecine dair önemli politika girdilerine katkı sağlayacaktır.Item Citation Count: Kutlu, Habip Tolga (2022). Eski Ankara ve Ulus tarihi kent merkezinde, koruma – ıslah ve dönüşüm planları üzerine bir araştırma / A research on conservation-rehabilitation and transformation plans in the old Ankara and the Ulus historical city center. Yayımlanmış yüksek lisans tezi. Ankara: Çankaya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü.Eski Ankara ve Ulus tarihi kent merkezinde, koruma – ıslah ve dönüşüm planları üzerine bir araştırma(2022) Kutlu, Habip Tolga; Çankaya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Kentsel Tasarım ve Dönüşüm Bilim DalıKoruma planlaması tarihi kent merkezleri için büyük bir öneme sahiptir. Ulus tarihi kent merkezi de hem tarihi hem de planlama geçmişi ile tarihi kent merkezleri arasında çok özel bir yere sahiptir. Ulus tarihi kent merkezi için 1990 yılında yapılan koruma-ıslah planı bölgenin ihtiyaçlarına yönelik bir anlayışla yapılmıştır. Ancak yapılan bu ilk koruma planı kısmen uygulanma olanağı bulmuş ve 2005 yılında iptal edilmiştir. İptal edilen plandan sonra yeni bir koruma planı yapılan Ulus için bu dönemden sonra korumadan daha çok yenileme anlayışının hakim olduğu görülmektedir. Yapılan ikinci koruma planı ise çeşitli kurumların itirazları sonucunda 2007 yılında iptal edilmiştir. İptal edilen ikinci plandan sonra 2013 yılında Ankara Büyükşehir Belediyesi UTTA&İlçan ortaklığı ile yeni bir plan yaptırmıştır. Ancak yapılan bu plan da ilerleyen süreçte açılan davalar neticesinde iptal edilmiştir. Yapılan bu koruma planlarının uluslararası koruma ilkelerine, kendi içlerindeki tutarlıklara, barındırdıkları koruma önerilerine ve Türkiye'de bulunan koruma kanunlarına göre göre değerlendirmesi yapıldıktan sonra UTKM için bir an önce koruma-ıslah anlayışını ve uluslararası koruma ilkelerini içeren bir plan yapılması gerekliliği olduğu çalışma sonucunda ortaya konmuştur.Item Citation Count: Gürel, Şule Elif (2022). Büyükşehirlerin gelişme alanlarında akıllı planlama: Viyana-Aspern ve Gaziantep bizim şehir örnekleri / Smart planning in development areas of metropolitan cities: Cases of Vienna-Aspern and Gaziantep bizim şehir. Yayımlanmış yüksek lisans tezi. Ankara: Çankaya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü.Büyükşehirlerin gelişme alanlarında akıllı planlama: Viyana-Aspern ve Gaziantep bizim şehir örnekleri(2022) Gürel, Şule Elif; Çankaya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Kentsel Tasarım ve Dönüşüm Bilim DalıAkıllı şehirler şehir yaşamının sunduğu olumsuzlukları azaltırken kentsel yaşam kalitesini iyileştirmeyi amaçlayan ve bunu teknolojinin desteğiyle gerçekleştiren yaşam alanlarıdır. Her bireyin barınma, eğitim, sağlık ve hizmet sektörlerinden maksimum düzeyde yararlanması için akıllı, çevreci ve sürdürülebilir çözümler sunmaktadır. Akıllı şehirler tasarlanırken günlük yaşamı kolaylaştıran, bireyler arasında etkileşimi kuvvetlendiren ve bu sırada sosyalleşmeyi arttıran mekânlar yaratılmalıdır. Bu tez kapsamında, kentsel yaşam kalitesinin iyileştirilmesi amacıyla geliştirilen planlama ve tasarım yaklaşımları kronolojik olarak ele alınmış ve akıllı şehir yaklaşımının özellikle teknolojik tabanlı gelişmelerin bir sonucu olarak oluştuğu ve diğer girişim ve yaklaşımların özelliklerini barındırdığı varsayımı üzerinde durulmuştur. Bu tez çalışmasında Dünyada ve Türkiye'de öne çıkan akıllı şehir uygulamalarının ve tasarım ilkelerinin yaşam kalitesinin iyileştirilmesi ve sürdürülebilir yaşam alanları tasarlanması sürecine akıllı şehir yaklaşımı perspektifinden bir çalışma kazandırılması ve Gaziantep Bizim Şehir Projesi ve Viyana Aspern City örneklerinde durum değerlendirmesi ile GZFT analizi yapılarak akıllı şehir stratejileri için çeşitli önerilerde bulunulmuştur.Item Citation Count: Seven, Kerime (2022). Parsel bazlı kentsel dönüşümün kentsel çevreye ve kimlik algısına etkileri: Bahçelievler örneği / The effect of parcel based urban transformation on urban environment and perception of identity: The case of Bahcelievler. Yayımlanmış yüksek lisans tez,. Ankara: Çankaya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitütüsü.Parsel bazlı kentsel dönüşümün kentsel çevreye ve kimlik algısına etkileri: Bahçelievler örneği(2022) Seven, Kerime; Çankaya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Kentsel Tasarım ve Dönüşüm Bilim DalıParsel bazlı değişimler Türkiye kentleşme tarihi içerisinde çeşitli dönemlerde farklı biçimlerde yaşanmıştır. Bunlar 1960'lı yıllarda "Kat Mülkiyeti" kanunu ile yaşanan ilk apartmanlaşma süreci ile başlamış, özellikle 80'ler ve 90'larda değişen imar planları ile devam etmiştir. Son olarak, 2012 yılında yürürlüğe giren 6306 sayılı "Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun" ile özellikle eskimekte olan yapı stoğuna sahip kentsel mahallelerde parsel bazlı kentsel dönüşüm giderek yaygınlaşmıştır. Yaşanan bu son dönüşüm biçimi, kendine has bir yer kimliğine ve özgün kentsel, çevresel, mimari ve sosyo-kültürel özelliklere sahip bu yerleşim alanlarını, dönüşüm sonucu ortaya çıkan tek tipleşmiş yapı stoğu dolayısıyla, özgün özelliklerini kaybetme tehlikesi altına sokmaktadır. Bu çalışma parsel bazlı dönüşüm uygulamalarının kentsel çevreye ve yer kimliği algısına önemli etkileri olduğunu öne sürmektedir. Bu doğrultuda, tez çalışması Ankara ili Bahçelievler semtinde gerçekleşen parsel bazlı kentsel dönüşüm uygulamalarının kentsel çevreye ve yer kimliği algısına etkilerini incelemektedir. Çalışmada, gözlem, saha incelemesi, literatür taraması ve parsel bazlı dönüşüm uygulamalarından önce de semtte yaşamakta olan semt sakinleri ile yapılan derinlemesine mülakat görüşmeleri yolu ile parsel bazlı kentsel dönüşümün kentsel çevrede ne gibi değişimlere neden olduğu, mülakat katılımcılarının yaşadıkları semte dair yer kimliği algılarındaki değişim ve bu algıdaki değişimlere neden olan etkenler incelenmektedir. Bahçelievler semti cumhuriyetin ilanından itibaren planlı bir şekilde ve kooperatif eliyle kurulmuş olup Türkiye'deki ilk bahçe - kent uygulamasıdır. Kendine özgü bahçeli ev tasarımındaki semtte yıllar içerisinde çıkan kanunlar, konut ihtiyacı ve mülk sahiplerinin değişen istek ve ihtiyaçları ile birlikte bahçeli konutlar apartman tipi yapılaşmaya dönüşmüştür. Dönüşümün parçacıl bir şekilde yap-satçı olarak adlandırılan küçük ölçekli müteahhitler tarafından, farklı yıllarda gerçekleşmesi, semtteki yapı stoğunun farklı özelliklerde dört farklı yapı tipolojisine sahip olmasına neden olmuştur. Günümüzde Bahçelievler semtinde gözlemlenen bu dört farklı yapı tipi: (1) mimari miras niteliği taşıyan, bugüne kadar değişmeden korunabilmiş az sayıdaki bahçeli konutlar, (2) bahçeye ayrılan kısımları eskiye oranla azalmış olmasına rağmen kısmen korunabilmiş apartmanlar, (3) yan ve arka bahçeler garaja ayrılmış ön bahçe bazılarında kısmen korunabilmiş apartmanlar, (4) yan ve arka bahçeler inşaat alanına dâhil edilmiş ve ön bahçesi açık otopark olarak kullanılan apartmanlar, olarak sınıflandırılmıştır. Parsel bazlı dönüşüm uygulamaları ile yaşanan fiziksel dönüşüme paralel olarak kullanıcıların yer kimliği algısı da değişim ve dönüşüm yaşamaktadır. Yer kimliği bir yerin diğer yerlerden ayrılarak değerlenmesine ve o yerin kişiler için özel ve önemli olmasını sağlayan unsurlar ile tanımlanmaktadır. Parsel bazlı dönüşüm uygulamaları sonucunda Bahçelievler semtinin değişen fiziksel özellikleri ve nitelikleri, sembol olarak görülen işaret ögeleri ve yapıları yer kimliği algısının değişmesine, dönüşmesine neden olmaktadır. Dönüşen yapılar semtteki kullanıcıların belleklerinde yer alan anılarda, yaşanmışlıklarda, aitlik ve bağlılık hissiyatlarında, duygu ve hislerinde, komşuluk ilişkilerinde değişimler meydana getirmiştir. Bahçelievler' deki yer kimliği algısı bu sebeple özgün değerlerini kaybetme tehlikesi altındadır. Bahçelievler yer kimliği tamamen yok olmasa da kişilerin belleklerinde yer kimliğini oluşturan özgün unsurlar dönüşmekte ve değişmektedir. Yıllar içerisinde semtin isminin ve kimliğinin oluşmasını sağlayan bahçeli evlerden birkaç tanesi günümüze kalabilmişse de, semtte yer kimliği algısını etkileyen temel unsurların kısmen hala daha korunabildiği tespit edilmiştir. Semt sakinleri ile yapılan derinlemesine mülakat görüşmeleri sonucunda Bahçelievler'de yer kimliğini oluşturan en önemli unsurun konut bahçeleri ve peyzaj ögeleri olduğu, bunun yanı sıra parklar, sokaklar, komşuluk ilişkileri, kişilerin belleklerindeki semte dair anılar, semte olan aitlik ve bağlılık hisleri ve kişilerin kendilerini semtte rahat ve mutlu hissetmelerinin de önemli unsurlar olduğu tespit edilmiştir. Bahçelievler semtinin yer kimliği algısının tamamen kaybolarak, sıradanlaşmaması için parsel bazlı kentsel dönüşüm uygulamalarında konut parsellerindeki peyzaj ögelerinin ve sokaklardaki peyzaj ögelerinin korunmasının gerekliliği sonucuna ulaşılmıştır. Öte yandan çalışma, kentsel değişim ve dönüşüm süreçlerinde yer kimliği olgusunun da içerildiği, bütüncül yaklaşımların geliştirilmesinin önemini ortaya çıkartmaktadır.Item Citation Count: Aydar, Arda (2022). Demiryolu istasyonlarının kentsel mekâna etkileri: Ankara garları örneği / The role of rallway stations and railway avenues on urban spatial structure: The case of Ankara stations. Yayımlanmış yüksek lisans tezi. Ankara: Çankaya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü.Demiryolu istasyonlarının kentsel mekâna etkileri: Ankara garları örneği(2022) Aydar, Arda; Çankaya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Kentsel Tasarım ve Dönüşüm Bilim Dalı19. yüzyılın en güvenilir ulaşım araçlarından biri olan buharlı trenlerin icadıyla birlikte gelişen demiryolu sistemi, dünya devletleri için yeni ve açık bir "ulaşım-taşımacılık" ağının kurulmasını sağlamıştır. Bu sistemsel gelişimin Anadolu'ya uzanımı Osmanlı İmparatorluğu döneminde 1830'lara rastlamaktadır. Bu dönemde demiryollarının inşası Anadolu ve liman kentlerinde kentsel, yapısal ve mekânsal değişimlere neden olsa da asıl büyük değişimler millî mücadele sonrasında Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş döneminde gerçekleşmiştir. Cumhuriyet, Osmanlı Devleti'nden farklı olarak, demiryolu inşasında milli ve modern politikalar izlenmiş, Anadolu kentlerinin gelişimini ulusal demiryolu ve sanayi politikaları desteklemiştir. Cumhuriyet'in ilanı ardından ülke demiryolu ağları ile örülmüştür. Yapılan demiryolları ile ülke içerisinde özellikle ekonomik entegrasyon ve iç pazar bütünlüğü sağlanması hedeflenmiş, sanayileşme hareketi ile Anadolu kentlerinde mekânsal yapılanmanın en önemli bileşenlerinden biri haline gelmiştir. Kuruluş dönemi sonrasında demiryolu yapımı yavaşlayan bir eğilim gösterse de 2000'li yıllarla birlikte özellikle çağın ulaşım teknolojilerindeki gelişimine uygun olarak yüksek hızlı tren hatları inşa edilmeye başlanmıştır. Yüksek hızlı trenlerin gelişimini önceleyen yakın dönem demiryolu uygulamaları, bu yeni ağlardaki durak noktaları olan garların üretimini ve kentsel mekâna etkisini anlamayı gerektirmektedir. Bu tezin amacı, geç Osmanlı döneminden bu yana yapımına başlanan ve Anadolu kentlerinde yapısal değişimlere neden olan demiryollarının kentsel mekân etkisini okumaktır. Bunun için öncelikle, Cumhuriyet öncesi ve kuruluş döneminde inşa edilen demiryolu hatlarının kentsel mekân oluşturmadaki etkileri garlar ve istasyon caddeleri üzerinden izlenmiştir. Ardından, yakın dönem uygulamalarla ortaya çıkan garların, kentsel mekâna etkileri araştırılmıştır. Bu çalışmada, her döneme dair uygulamaların izlenebildiği Ankara kenti örneğinde yola çıkılarak, istasyonların ve istasyon caddelerinin mekânsal yapılanmasında kent girişi ve kent omurgası yaratmadaki etkileri ortaya konulmuştur. Demiryolu istasyonlarının kent morfolojisini hangi boyutta etkilediğini ve kentsel gelişme ve değişme üzerindeki izleri örnek alan üzerinden inceleyen bu tez çalışmasının, yeni inşa edilecek hatların durak noktası olacak kentlerin deneyimlemeye açık oldukları süreç için bir altlık oluşturması hedeflenmiştir.Item Citation Count: Destina, Demirtaş (2023). Suriyeli mültecilerin yer seçimi ve yerleşim (kalıcılık) karar süreçlerini şekillendiren unsurların incelenmesi: Yenimahalle (Ankara) örneği / Examining the factors shaping the location choice and settlement (permanence) decision processes of Syrian refugees: A case study of Yenimahalle (Ankara). Yayımlanmış yüksek lisans tezi. Ankara:Çankaya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü.Suriyeli mültecilerin yer seçimi ve yerleşim (kalıcılık) karar süreçlerini şekillendiren unsurların incelenmesi: Yenimahalle (Ankara) örneği(2023) Destina, Demirtaş; Çankaya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Kentsel Tasarım ve Dönüşüm Bilim Dalı2011 yılında Suriye'de patlak veren iç savaşın ardından milyonlarca insan ülkesini terk ederek güvenli bölgelere göç etmek zorunda kalmıştır. Suriye'den Lübnan, Ürdün, Irak ve Türkiye gibi komşu ülkelere ve Avrupa ülkelerine doğru yayılan göç dalgası, yirmi birinci yüzyılın en büyük kitlesel göç hareketliliği olarak anılmaktadır. Türkiye, 2011 ve 2015 yılları arasında Suriyelilere karşı uygulamış olduğu "açık kapı politikası" nedeniyle Suriyeli göçünden en fazla etkilenen ülke olmuş ve 2023 yılı itibariyle yaklaşık 3.3 milyon Suriyeliye ev sahipliği yapmasıyla dünya üzerinde en fazla mülteci barındıran ülke konumuna gelmiştir. Böyle bir göç sürecine hazırlıklı olmayan Türkiye, başlangıçta ülkeye giren Suriyelileri sınır kentlerine kurulan çadır kentlere ve barınma merkezlerine yerleştirmiştir. Ancak, Suriyeli sayısının kısa sürede kontrolsüz şekilde artmasıyla çadır kentlerde ve barınma merkezlerinde sunulan hizmetler yetersiz kalmaya başlamıştır. Yaşam koşullarının kötüye gitmesi ve Türkiye'de Suriyelilere yönelik yerleştirme politikasının eksikliği nedeniyle Suriyelilerin %98.5'i kendi imkânlarıyla kentlerde yaşamayı tercih etmiştir. Kentlerin belirli bölgelerinde kümelenme eğilimi gösteren Suriyelilerin, kentlerdeki sosyo-mekânsal değişime olan etkisinin okunması, mültecilerin yer seçimi ve yerleşim (kalıcılık) süreçlerinin ve belirleyici unsurlarının incelenmesini gerekli kılmıştır. Bu kapsamda çalışma, Suriyeli mültecilerin ilk yer seçimi tercihlerini ve sonrasında yerleşim (kalıcılık) süreçlerini araştırmayı, yer seçimi ve yerleşim (kalıcılık) süreçlerini şekillendiren unsurları ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda, nitel bir araştırma yaklaşımıyla yer seçimi ve yerleşim (kalıcılık) süreçlerini şekillendiren unsurların Ankara'nın Yenimahalle ilçesinde Suriyelilerin yoğunlukta olduğu Karşıyaka, Yeşilevler ve Demetevler Mahallelerinde gerçekleştirilen saha çalışmasıyla tespit edilmesi hedeflenmiştir.