Hukuk Bölümü Yayın Koleksiyonu
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.12416/266
Browse
Browsing Hukuk Bölümü Yayın Koleksiyonu by Journal "Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi"
Now showing 1 - 6 of 6
- Results Per Page
- Sort Options
Article Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesinin 121. Maddesinin Doğu Akdeniz’de Etkisi : Meis, Karaada ve Fener Adası’nın Statüsüne İlişkin Bir Değerlendirme(2019) Bayıllıoğlu, Uğur; 19327Meis, Karaada ve Fener Adası, Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’de geniş bir deniz yetki alanı iddiası için dayanak teşkil etmektedir. Yunanistan, bu adaları bir “grup” olarak nitelemek suretiyle deniz yetki sınırlandırmasında, tam etki göstermeleri gerektiğini iddia etmektedir. Türkiye ise sınırlandırma hukuku kurallarına dayanarak bu iddiayı kabul etmemektedir. Bu bağlamda, Meis, Kara ada ve Fener Adası’nın münhasır ekonomik bölge ve kıta sahanlığı sınırlandırması açısından etki göstermemesi ve sadece karasuları ile yetinmesi gerekir. Söz konusu adaların etkisizliğini sağlamak üzere Türkiye’nin dayanabileceği bir başka kural, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin 121/3. maddesidir. Gerçekten de eğer bu adalar bahsi geçen madde anlamında kaya statüsünde iseler zaten münhasır ekonomik bölge ve kıta sahanlığı üretemeyecekleri için bu alanların sınırlandırılmasında da etkisiz olacaklardır. Bu da Doğu Akdeniz’e ilişkin Türk tezlerine katkı sağlayan bir dayanak teşkil edecektir. Bu çalışmada, söz konusu adaların statüsü, Güney Çin Denizi Tahkiminde tespit edilen ölçütler bağlamında değerlendirilmiştir.Article Fikri Haklar Açısından Araştırma Geliştirme Sözleşmeleri(2022) Badur, Emel; Doğan, Gülmelahat; 52568Ar-Ge sözleşmelerinin, bilimsel ve teknolojik gelişme sağlayan çalışmalar ile insan ve toplumun bilgi dağarcığının arttırılması ve bunun sonucu bilimsel ve teknolojik gelişme sağlanması amacını taşıyan ve tam iki tarafa borç yükleyen, isimsiz sözleşmeler olarak tanımlanması mümkündür. Ar-Ge sözleşmelerin konusunu, yapılacak araştırma sonucunda mevcut bir ürünün geliştirilmesi ya da yeni bir ürünün elde edilmesi oluşturmaktadır. Ar-Ge Sözleşmelerinin amacı ve konusu göz önünde bulundurulduğunda, bu sözleşmelerin ifası sırasında veya sonucunda fikri haklar açısından incelenmeye açık bazı unsurların ortaya çıkması muhtemel görülmektedir. Çalışmada ağırlıklı olarak kamu, üniversite ve sanayi işbirliği çerçevesinde yürütülen Ar-Ge projelerde fikri hakların durumu irdelenmiştir.Article Hukuki Açıdan Rekabet Etiği(2001) Efem, Gül; 2334461990’lı yıllar batıda özellikle ABD’de etik sorunların gündeme geldiği, meslek etiği gibi konuların tartışılmaya başlandığı yıllar olmuştur. Giderek kar maksimizasyonu, sosyal sorumluluk, verimlilik, ahlak kuralları ve etik kurallar, hukuk kuralları ile etik kurallar arasındaki ilişkiler tartışılır olmuştur.Etik kurallara ilişkin tartışmalar Türkiye gündeminde son yıllarda yer almaya başlamıştır. Konu başlığımız nedeniyle, çalışmada öncelikle etik kavramı üzerinde durulacak, etik- ahlak – hukuk kuralları ilişkisi; pazar ekonomileri içinde teşebbüslerin davranışları, rakipler ve tüketiciler açısından incelenecektir.Sonuç bölümünde rekabet kültürünün gereği etik kuralların uygulamadaki yeri ve önemi vurgulanmaya çalışılmıştırArticle Kira Sözleşmesinde Kiracının Kiralananı Geri Verme Borcu(2017) Bayram, Aziz Erman; 224220Kira sözleşmesinde kiracının en önemli borçlarından biri kiralananı geri verme borcudur. Kiracı, kira sözleşmesinin bitiminde, kira sözleşmesi dolayısıyla teslim almış olduğu kiralananı geri vermekle yükümlüdür. Kiracı, kiralananı geri verme borcunu, tarafl ar arasında anlaşıldığı biçimde; tarafl ar arasında anlaşma yoksa kiralananı kiraya verene fiilî olarak teslim ederek gerçekleştirmelidir. Geri verme borcunun yerine getirileceği zamanı tarafl ar aralarında serbestçe belirleyebilir. Tarafl ar arasında geri verme zamanına ilişkin bir anlaşmanın bulunmaması durumunda, geri verme borcu, kira sözleşmesinin sona ermesiyle muaccel olur. Kiralananı geri verme borcunun zamanında yerine getirilmemesi, kira sözleşmesine aykırılık oluşturur ve kusuruyla kiralananı geç geri veren kiracı, kiraya verenin zararını gidermekle yükümlü olur. Kira sözleşmesinin bitiminde kiraya verenin kiralananı geri alması gerekir. Kiraya verenin teklif edilen kiralananı haklı bir neden olmaksızın reddetmesi, alacaklının temerrüdü hükümlerinin uygulanmasını gündeme getirir. Kiraya veren, kiralananın geri verilmesinde kiralananın durumunu gözden geçirmeli ve varsa kiracının sorumlu olduğu ayıpları ona hemen yazılı olarak bildirmelidir. Kiracı kiralananı ne durumda teslim almışsa, o durumda geri vermekle yükümlüdür. Kiralananın alındığı hâliyle geri verilmemesinden zarar gören kiraya veren, kiracının kusurlu olması koşuluyla ondan tazminat talep edebilir. Kira sözleşmesinin tarafl arının, kiralananın geri verilmesinden önce, kiracının sözleşmenin bitiminde kiralananın olağan kullanımı dışında kalan kullanımdan kaynaklanan zararları gidermesi dışında başkaca bir tazminat ödeyeceğine ilişkin yaptığı anlaşmalar kesin hükümsüzdürArticle Sırf Hareket Suçu Soyut Tehlike Suçu Mudur?(2021) Keçelioğlu, Elvan; 143426Zarar ve tehlike suçları ile sırf hareket suçları ve neticeli suçlara ilişkin teorik sorulara cevap verilmesi, hem yasa koyucuya yol göstermesi hem de suçun işlendiği yer, zamanaşımı, teşebbüs gibi bazı ceza hukuku kurumlarının uygulaması açısından büyük önemi haizdir. Özellikle zarar ve tehlike suçları ayrımının hangi ölçüt üzerinden yapılacağı ve sırf hareket suçlarının soyut tehlike suçu olup olmadığı sorularına verilen cevaplar, bu sorunlara tatmin edici bir çözüm sunmaktan uzaktır. Bu çalışma kapsamında savunulan düşünce, zarar ve tehlike suçları ayrımının maddi konu değil, hukuki konunun objesi kavramını da içerisine alan bir suçun konusu kavramından hareketle yapılması gerektiğidir. Bu şekilde her sırf hareket suçunun bir soyut tehlike suçu olduğu, ancak her soyut tehlike suçunun zorunlu olarak sırf hareket suçu olmadığı sonucuna varılacaktır.Article Türk Borçlar Kanununa Göre Kefaletin Sona Ermesi(2022) Oğuz, Cemal; 134143Bu çalışmada 2012 yılında yürürlüğe giren Türk Borçlar Kanunu’nun kefalet sözleşmesinin sona ermesine ilişkin öngördüğü yeni hükümler incelenmeye çalışılmıştır. Kefilin uzunca bir süre yükümlülük altında tutulmasının yaratacağı sakıncaları ortadan kaldırmak amacıyla kanun koyucu, belirsiz bir süre için girişilmiş kefaletlerin öngörülen sürenin geçmesiyle ortadan kalkacağını düzenlemiştir. Makalemizin konusunu, kanunda kefalet sözleşmesinin öngörülen bu ve bunun dışındaki diğer sona erme sebepleri oluşturmaktadır. Kefalet fer’i niteliği itibarıyla kural olarak temin ettiği asıl borcun sona ermesiyle birlikte ortadan kalkar. Bunun yanı sıra kefalet sözleşmesi asıl borçtan bağımsız olarak kendisinden doğan sebeplerle de sona erebilir. Asıl borca bağlı sona erme sebepleri, TBK m. 598/I’de düzenlenmişken; bağımsız sona erme sebepleri TBK m. 598/II ilâ TBK m. 598/V arasında düzenlenmiştir. Bu bağımsız sona erme sebepleri arasında kanunda yeni bir hüküm olarak yer alan bir gerçek kişi tarafından verilmiş olan her türlü kefaletin, buna ilişkin sözleşmenin kurulmasından başlayarak on yılın geçmesiyle kendiliğinden ortadan kalkacağına ilişkin düzenleme önem taşır. Kefalet, ayrı bir sözleşme olarak Kanun’un genel hükümlerine göre de sona erebilir. Kefaletin kendisinden kaynaklanan sona erme sebepleri ise TBK m. 598 ilâ TBK m. 602 arasında düzenlemiştir. Gelecekte doğacak bir borca kefalet bakımından da durum, kanunun ilgili hükmü çerçevesinde değerlendirilmekte ve kefile tanınan kefaletten dönme hakkı makalede ayrıca incelenmektedir.