Psikoloji Bölümü
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/20.500.12416/416
Browse
Browsing Psikoloji Bölümü by Language "tur"
Now showing 1 - 20 of 47
- Results Per Page
- Sort Options
Item Citation Count: Güven, Ayşenur...at all (2021). "A Critical Review of the Joker Movie in the Context of Mahler's Separation-İndividuatin theory and PTSD", ETÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Vol. 13, pp. 122-148.A Critical Review of the Joker Movie in the Context of Mahler's Separation-İndividuatin theory and PTSD(2021) Güven, Ayşenur; Işık, Selin; Oya, Sera; Yaşar, Nuray; Topcu Bulut, Merve; Çankaya Üniversitesi, Fen - Edebiyat Fakültesi, Psikoloji BölümüBu çalışmada Mahler’in ayrılma-bireyleşme kuramı çerçevesinde Joker filmindeki Arthur Fleck karakterinin gelişim evreleri hakkında çıkarımlar yapılması, ilk 36 aylık deneyimlerinin Arthur’un duygu, düşünce ve kişilik gelişimindeki etkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Mahler’in kuramına göre bireyin ilk altı ayı normal otistik ve normal ortakyaşamsal olmak üzere, birbirinin devamı ve tamamlayıcısı niteliğindeki iki kritik evreden oluşmaktadır. Devamında ise farklılaşma, alıştırma, yeniden yakınlaşma ve bireyliğin pekişmesi ve coşkusal nesne sürekliliğinin başlangıcı olmak üzere dört farklı altevreden oluşan ayrılma-bireyleşme süreci gelmektedir. Kişilik oluşumu sürecinde bu altevreler büyük önem taşımaktadır. Arthur’un narsistik ve madde kötüye kullanım tanısı almış olan annesi ile ilişkisi, baba kavramının eksikliği, çevresiyle olan etkileşimi ve toplum içinde görünür olma arzusu üzerinde durulmuştur. Çocukluk çağında istismar ve ihmale uğrayan, yetişkinlik çağında ise sistematik olarak psikolojik şiddete maruz kalmaya devam eden Arthur'un örseleyici yaşam öyküsü kimlik oluşumunu, sosyal uyumunu, kişilik gelişimini olumsuz etkilemiş ve örselenme sonrası gerginlik bozukluğu (ÖSGB) belirtilerinin oluşmasına yol açmıştır. Bahsedilen bilgiler ışığında Arthur Fleck karakteri, DSM-5 örselenme sonrası gerginlik bozukluğu tanı kriterlerinden faydalanılarak Mahler’in ayrılma-bireyleşme kuramı çerçevesinde incelenmiştir.Item Citation Count: Özgürdal, Bige Hazal; Doğan, Büşra Cansu; Arıcan, Özge; Taşın, Ezgi Nur; Kızılkaya, Beyza; Topçu, Merve, "Alice karakterinin yaşantılarının Mahler’in kuramına göre ben gelişimindeki rolü", AYNA Klinik Psikoloji Dergisi, Vol.5, No.1, pp.50-65, (2018).Alice karakterinin yaşantılarının Mahler’in kuramına göre ben gelişimindeki rolü(2018) Özgürdal, Bige Hazal; Doğan, Büşra Cansu; Arıcan, Özge; Taşın, Ezgi Nur; Kızılkaya, Beyza; Topcu, Merve; 256656; Çankaya Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Psikoloji BölümüBu çalışmada Alice Harikalar Ülkesinde ve Aynanın İçinden (devam romanı) romanlarındaki Alice karakterininMahler’in ayrışma- bireyleşme kuramı ışığında duygu, düşünce ve davranışlarının ben gelişimindeki rolününincelenmesi amaçlanmıştır. Mahler’e göre yaşamın ilk altı ayı normal otistik evre Ve normal ortakyaşamsal evre olmak üzere iki evreden oluşur. Altıncı aydan sonraki evre ayrışma- bireyleşme evresi olarak değerlendirilmiştir.Ayrışma- bireyleşme evresi; farklılaşma, alıştırma, yeniden yakınlaşma ve bireyliğin pekişmesi ve coşkusal nesne sürekliliğinin başlangıcı olarak dört alt evreden oluşmaktadır. Her iki roman da Alice karakterinin rüyaları üzerinekurulmuştur. Bu sebeple, romanlardaki imgeler üzerinden yorumlama yapılmıştır. Bu çalışmada Mahler’in kuramının yanında birçok literatür bulgusundan destek alınarak, özellikle Alice karakterinin bireyleşmesi ve bengelişimine odaklanılmıştır. Alice karakterinin maceralar boyunca yaşadıkları doğrultusunda bireyleşmesinintamamlandığı düşünülmüştür.Item Citation Count: Kaynak, Hande; Denizci Nazlıgül, Merve, "Alzheimer Hastalığına Bilişsel Süreçler ve Klinik Çerçeveden Bakış: Şahsiyet Dizisinin Kritik İncelemesi", AYNA Klinik Psikoloji Dergisi, Vol. 6, No. 2, pp. 204-222, (2019).Alzheimer Hastalığına Bilişsel Süreçler ve Klinik Çerçeveden Bakış: Şahsiyet Dizisinin Kritik İncelemesi(2019) Kaynak, Hande; Denizci Nazlıgül, Merve; 10109; Çankaya Üniversitesi, Fen - Edebiyat Fakültesi, Psikoloji BölümüŞahsiyet (Saylak, 2018), İstanbul Beyoğlu’nda yaşayan Agâh Beyoğlu’nun değişen yaşamını anlatan 12 bölümlük bir kısa dizidir. Alzheimer hastalığı tanısı aldıktan sonra Agâh Beyoğlu seri cinayetler işlemeye başlar. Bu makalenin ilk bölümünde, dizinin ana karakterleri ve hikâye örüntüsü genel hatlarıyla özetlenmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde ise dizinin ana karakteri ekseninde Alzheimer hastalığında gözlemlenen bilişsel süreçlerdeki bozulmalar aktarılmaktadır. Bu kapsamda bellek süreçleri ve kişilikte ortaya çıkan değişimler, bilişsel psikoloji ve nöroloji disiplinlerinin bulguları ışığında tartışılmaktadır. Makalenin üçüncü bölümünde, ana karakterin yaşamı ve hastalığıyla olan ilişkisi klinik çerçeveden ele alınmıştır. Bu bağlamda, Agâh Bey’in kişilerarası ilişkileri varoluşçu psikoloji çerçevesinden incelenmiştir. Ayrıca, Agâh Bey’in Alzheimer hastalığı tanısını aldıktan sonra geliştirebileceği düşünülen savunma mekanizmaları ele alınmıştır. Özetle, bu çalışmada kişinin Alzheimer hastalığı tanısı almasıyla bilişsel süreçlerindeki bozulmaları nasıl deneyimleyebileceği sunulmuştur. Ayrıca, Alzheimer hastalığı tanısı aldıktan sonra, Agâh Bey’in yaşayabileceği olası varoluşsal kaygılar ve kişilerarası çatışmalar tartışılmıştır.Item Citation Count: Dönmez, Ali, "Askeri akademi savaş beden eğitimi programının teknolojik imkan ve kaabiliyetler açısından analizi", Spormetre Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, Vol. 8, No. 4, pp. 163-167, (2010).Askeri akademi savaş beden eğitimi programının teknolojik imkan ve kaabiliyetler açısından analizi(2010) Dönmez, Ali; 173556; Çankaya Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Psikoloji BölümüGelişen ve değişen teknolojiler her alanda olduğu gibi Beden Eğitimi ve Spor alanında da etkisini göstermektedir. Günümüzde atletik performansı artırmak için kullanılan malzemeden, tesise kadar her alanda yenilikleri takip etmek bir ihtiyaç olmuştur. Bu çalışmanın amacı Askeri Akademi Savaş Beden Eğitimi programının teknolojik imkân ve kabiliyetler açısından etkinliğinin analizi yapmak ve mevcut programı iyileştirmeye yönelik önerileri ortaya çıkarmaktır. Öncelikle mevcut uygulanmakta olan programla ve kullanılan tesislerle ilgili araştırma yapılarak bilgi toplanmıştır. Mevcut durum ortaya konulduktan sonra BES Grup Başkanlığı'nda görevli personel ile yapılan anket ve görüşmelerle, onların programın etkinliği ve tesislerin yeterliliği ile ilgili düşünceleri saptanmıştır. Yapılan araştırmalar sonucunda mevcut programın BES hedeflerine ulaşmada yeterli olduğu ortaya çıkmıştır. Başarı yüzdesinin % 96,5'e ulaşması da bunu göstermektedir. Yapılan görüşmelerde öğretim görevlilerinin % 22.7'si programın yetersiz olduğunu belirtmiş ve bunun da sebebi ders saatlerinin az ve öğrencilerin motivasyonunun düşük olmasına bağlanmıştır. Ayrıca yapılan görüşme ve incelemeler sonucunda Askeri Akademi spor tesislerinin spor branşları çeşitliliği yönünden yeterli olduğu, ancak kullanım kapasitesi ve teknolojik yönden yetersiz olduğu ortaya çıkmıştır.Item Citation Count: Çoklar, I.; Dönmez, A. (2015). "Bağışlama İstekliliği Ölçeği'nin Uyarlama, Geçerlik ve Güvenilirlik Çalışması", Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Vol.6, No.2, pp.60-73.Bağışlama İstekliliği Ölçeği'nin Uyarlama, Geçerlik ve Güvenilirlik Çalışması(2015-07-02) Çoklar, Işıl; Dönmez, Ali; 173556; Çankaya Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Psikoloji BölümüTanımı konusunda bir görüş birliği bulunmamakla birlikte, genel olarak değerlendirildiğinde, bağışlama kişilerarası zarar/kötülük karşısında, öfke duymaktan ve intikam almaktan vazgeçme kararını içeren olumlu ve sağlıklı bir tepkidir. Görgül çalışmalar bağışlamanın durumsal etkenlerden, kişilik özelliklerinden ve zarar veren kişiyle ilişki düzeyinden etkilendiğini ortaya koymaktadır. Bu nedenle, bağışlayıcılığı bir tür kişilik özelliği olarak ele alan ölçeklerin yanı sıra farklı durumlarda bağışlama eğiliminin ne düzeyde ortaya çıkacağını değerlendiren öyküsel ölçme araçları da geliştirilmiştir. Amaç: Bu çalışmanın amacı, oniki öyküden oluşan Bağışlama İstekliliği Ölçeği’nin (BİÖ) Türkçe’ye uyarlanıp, psikometrik özelliklerinin incelenmesidir. Yöntem: Araştırmanın örneklemini, Ege Üniversitesi’nde farklı bölümlerde öğrenim görmekte olan 18-26 yaş arasındaki 151 üniversite öğrencisi (81 kadın, 70 erkek) oluşturmaktadır. Ölçeğin psikometrik özellikleri iç tutarlık katsayısının ve yarı test güvenirlik katsayısının hesaplanması, açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizi ve dış kriter (benzer ölçekler) geçerliği yöntemleriyle incelenmiştir. Sonuçlar: Açımlayıcı faktör analizi sonuçları, BİÖ’nin özgün formunda olduğu gibi tek faktörlü bir yapı olduğunu ortaya koymuş, doğrulayıcı faktör analizi sonuçlarının model-veri uyum değerlerinin de iyi olduğu görülmüştür. BİÖ için Cronbach alfa iç tutarlık katsayısı .83 olarak bulunmuştur. Dış kriter geçerliği sınandığında, BİÖ ile BKÖ arasında .21 düzeyinde anlamlı (p<.01) ancak düşük düzeyde bir korelasyon olduğu saptanmıştır. Tartışma: Bulgular BİÖ’nin Türkiye’de bağışlama istekliliği düzeyini değerlendirmek için yeterli düzeyde geçerlik ve güvenirliğe sahip olduğunu göstermiştirItem Citation Count: Denizci Nazlıgül, Merve; Bozo, Özlem. (2017). "Biyopsikososyal Model Çerçevesinde Fibromiyalji ve Depresyon", Türk Psikoloji Yazıları, Vol.20, No.58, pp.58-72.Biyopsikososyal Model Çerçevesinde Fibromiyalji ve Depresyon(2017-12) Denizci Nazlıgül, Merve; Bozo, Özlem; Çankaya Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Psikoloji BölümüFibromiyalji sendromu yaygın kas iskelet ağrısı, yaygın anatomik bölge hassasiyeti ve yorgunluk gibi bir dizi semptomla karakterize olan psikosomatik bir hastalık olarak kabul edilmektedir. Günümüzde sağlık alanına hâkim olan biyopsikososyal yaklaşım biyolojik, psikolojik ve sosyal etmenleri bir arada değerlendirerek FMS’ye bütüncül bir bakış açısı sağlamaktadır. Depresyon, FMS hastalarının aldığı eş tanılar arasında en yaygın olanıdır. Araştırmalar FMS ile depresyonun bir arada görülmesini ortak patofizyolojik etmenler ve tetikleyici etmenler ile açıklamaktadır. Yapılan çalışmalar, bilişsel davranışçı terapiler ve edimsel davranışçı tedavilerin bu hastaların ağrıyı algılamalarında ve ağrıyı yönetmelerinde etkili olduğunu göstermektedir.Item Citation Count: Altıntaş, T.T.; Yıldız Bıçakçı, M. (2018). "Çocukların Problem Çözme Becerilerinin Farklı Değişkenlere Göre İncelenmesi", The Journal of Academic Social Science Studies.Çocukların Problem Çözme Becerilerinin Farklı Değişkenlere Göre İncelenmesi(2018) Altıntaş, Taygur Tansen; Yıldız Bıçakçı, Müdriye; Çankaya Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Psikoloji BölümüBu araştırmada, alt ve üst sosyo-ekonomik düzeye sahip çocukların problem çözme becerilerinin incelenmesi amaçlanmış, alt ve üst sosyo ekonomik düzeyde (SED) bulunan çocukların cinsiyetinin, kardeş sayısının, anne baba öğrenim düzeyinin ve anne baba yaşının problem çözme becerileri üzerindeki etkisinin belirlenmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Ankara ili Çankaya ve Mamak ilçelerinde bulunan, beşinci sınıfa devam eden ve çalışmaya gönüllü olarak katılmayı kabul eden 285 çocuk oluşturmuştur. Bu araştırmanın amacına uygun veriler elde edilebilmesi için nicel araştırma yöntemlerinden genel tarama modeli kullanılmıştır. Veri toplama aracı olarak, araştırmacı tarafından geliştirilen “Genel Bilgi Formu”, çocukların problem çözme becerilerini ölçmek için Heppner ve Peterson (1982) tarafından geliştirilen ve Kardaş, Anagün ve Yalçınoğlu (2014) tarafından geçerlik ve güvenirlik çalışması yapılan “Problem Çözme Envanteri” kullanılmıştır. Verilerin istatistiksel değerlendirmesinde, alt ve üst sosyoekonomik düzeydeki çocukların problem çözme becerilerine bazı değişkenlerin etkisini belirlemek için Çift Yönlü Varyans Analizi kullanılmıştır. Bu çalışmanın sonucunda, sosyo ekonomik düzeyin çocukların problem çözme becerilerine yönelik puanları üzerinde etkili olduğu belirlenmiştir. Buna göre alt sosyoekonomik düzeye sahip çocukların üst sosyoekonomik düzeye sahip çocuklardan daha yüksek problem çözme becerilerine sahip olduğunu ortaya çıkmıştır. Okuduğu okulun, cinsiyetin, kardeş sayısının, anne öğrenim düzeyi, baba öğrenim düzeyi ve anne yaş değişkenlerinin farklılık yaratmadığı belirlenmiştir.Item Citation Count: Altunöz, Umut;...et.al. (2015). "Demans Hastalarında Cohen-Mansfield Ajitasyon Envanteri ile Değerlendirilen Ajitasyon Boyutlarının Araştırılması", Türk Psikiyatri Dergisi, Vol.26, No.2, pp.116-122.Demans Hastalarında Cohen-Mansfield Ajitasyon Envanteri ile Değerlendirilen Ajitasyon Boyutlarının Araştırılması(2015) Altunöz, Umut; Özel Kızıl, Erguvan Tuğba; Kırıcı, Sevinç; Baştuğ, Gülbahar; Biçer Kanat, Bilgen; Sakarya, Ayşegül; 48292; Çankaya Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Psikoloji BölümüItem Citation Count: Kızıl Özel, E. Tuğba;...et.al. (2012). "Demans hastalarında Cohen-Mansfield Ajitasyon Envanteri’nin Türkçe uyarlamasının psikometrik özellikleri", Türk Geriatri Dergisi, Vol.15, No.1, pp.24-29.Demans hastalarında Cohen-Mansfield Ajitasyon Envanteri’nin Türkçe uyarlamasının psikometrik özellikleri(2012) Kızıl Özel, E. Tuğba; Baştuğ, Gülbahar; Erdoğan, Şeyda; Sakarya, Direnç; Durmaz, Nazlı; 48292; Çankaya Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Psikoloji BölümüCohen-Mansfield Ajitasyon Envanteri (CMAE) demans hastalarında ajitasyon şiddetinin değerlendirilmesinde yaygın olarak kullanılan bir araçtır. Demansa eşlik eden davranışsal belirtilerin şiddetinin ve tedaviye yanıtın araştırıldığı çalışmalarda kullanılmaktadır. Bu çalışmada, demans hastalarında (n=52) CMAE’nin Türkçe uyarlamasının psikometrik özelliklerinin araştırılması amaçlanmı ştır. Gereç ve Yöntem: CMAE Geriatrik Psikiyatri polikliniğine yakını ile beraber başvuran demans hastalarının bakım veren yakınlarına yüz yüze görüşme ile uygulanmıştır. Ölçeğin geçerliği için CMAE toplam puanı ile Nöropsikiyatri Envanteri (NPE) toplam puanı ve alt ölçek puanları arasındaki korelasyon değerlendirilmiştir. Ölçeğin iç tutarlılığı için Cronbach alfa değeri hesaplanmıştır. Bulgular: CMAE puanının NPE puanı ile anlamlı düzeyde pozitif korelasyon gösterdiği ve ölçeğ in iç tutarlılığının yüksek (0.89) olduğu saptanmıştır. Sonuç: CMAE’nin Türkçe uyarlaması demans hastalarında ajitasyon davranışlarının sıklığını ve şiddetini belirlemede kullanılabilecek geçerli ve güvenilir bir araçtır. İleride yapılacak çalışmalarda yatan demans hastalarında ölçeğin değerlendiriciler-arası güvenirliğinin değerlendirilmesi önerilmektedir.Item Citation Count: Yazıhan, Nakşidil. "Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu. Ruh Sağlığı Çalışanları, Alan Uzmanları, Öğrenciler ve Aileler İçin Kuramdan Uygulamaya/Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunda görülen uyku bozuklukları", Ankara: Nobel Akademik Kitabevi, 2019.Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunda görülen uyku bozuklukları(2019) Yazıhan, Nakşidil; 276238; Çankaya Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Psikoloji BölümüItem Citation Count: Tuna, Ezgi. "Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu: Ruh Sağlığı Çalışanları, Alan Uzmanları, Öğrenciler ve Aileler için Kuramdan Uygulamaya/Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğunda Duygu Tanıma ve Empati", Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık, pp. 345-357, 2020.Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğunda Duygu Tanıma ve Empati(2020) Tuna, Ezgi; 163887; Çankaya Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Psikoloji BölümüItem Citation Count: İnan, A.B. "Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu: Ruh Sağlığı Çalışanları, Alan Uzmanları, Öğrenciler ve Aileler İçin Kuramdan Uygulama /Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğunda Örtük Bellek", Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık, pp. 75-84, (2019).Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğunda Örtük Bellek(Nobel Akademik Yayıncılık, 2019) İnan, Aslı Bahar; 101713; Çankaya Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Psikoloji BölümüItem Citation Count: Göncü Köse, A. & Öztaylan, B. (2018). Dindarlık tipleri, örgütsel vatandaşlık davranışları ve üretim karşıtı iş davranışları arasındaki ilişkiler, Sosyal ve Beşeri Bilimlere Dair Araştırma Örnekleri (Ed. Prof. Dr. Ali Acaravcı). Nobel Akademik Yayıncılık: Ankara, Türkiye.Dindarlık tipleri, örgütsel vatandaşlık davranışları ve üretim karşıtı iş davranışları arasındaki ilişkiler(Nobel Akademik Yayıncılık, 2018) Göncü Köse, Aslı; Öztaylan, B.; 166202; Çankaya Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Psikoloji BölümüItem Citation Count: Kaynak, Hande; Aydın, Ö. (2021). "Duygunun Tanıma Belleğini Artırımı Üzerine Bir Derleme: Duygusal Uyaranların Neden Olduğu Tepki Yanlılığı ve Bağlam", Nesne Dergisi, Vol.9, No.22, pp.925-937.Duygunun Tanıma Belleğini Artırımı Üzerine Bir Derleme: Duygusal Uyaranların Neden Olduğu Tepki Yanlılığı ve Bağlam(2021) Kaynak, Hande; Aydın, Öykü; 101097; Çankaya Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Psikoloji BölümüMevcut çalışmanın amacı, duygunun tanıma belleği üzerindeki etkisine yönelik yapılmış alanyazındaki araştırmaların derlenmesiyle konunun ana hatlarının sunulması ve duygu-bellek etkileşimi konusuyla ilişkili dikkat çeken noktaları öne çıkararak, araştırma alanıyla ilgili gelecekteki çalışmalar için bazı hususları ele almaktır. Alanyazındaki çok sayıda çalışma, duygu içerikli uyaranların nötr eşdeğerlerine göre daha iyi hatırlandığını ortaya koymaktadır. Bu yaygın bulgudan yola çıkarak, mevcut çalışmada, konuyla ilgili alanyazındaki çalışmalar, duyguyu tanımlayan ve açıklamaya çalışan çeşitli yaklaşımlar, duygunun farklı yaklaşımlar çerçevesinde tanımlanan boyutlarının tanıma belleği üzerindeki etkisine yönelik sonuçlar, duygunun bellek performansında neden olabileceği tepki yanlılıklarına dair bulgular da dâhil edilerek derlenmiştir. Diğer yandan, bellek performansını etkileyen faktörün yalnızca duygu içerikli uyaranların boyutlarından kaynaklı olmadığını, duygusal uyaranların oluşturduğu bağlam içerisinde bellek performansının olumlu yönde etkilendiğini kanıtlayan ampirik araştırmalar aktarılmıştır. Ek olarak, duygusal belleğin laboratuvar ortamında nasıl çalışıldığı ele alınmıştır. Bu kapsamda duygu-bellek etkileşimini kontrollü laboratuvar ortamında çalışmak amacıyla geliştirilen veri tabanlarından ve özellikle Türkiye’de yürütülecek araştırmalar için geliştirilen ve kullanıma açılan veri tabanı norm çalışmalarından bahsedilmiştir. Özetlemek gerekirse, mevcut derleme kapsamında geçmiş çalışmalar incelendiğinde, duygu ve tanıma belleği etkileşimini araştırırken daha tutarlı sonuçlar elde edebilmek için, duygunun neden olduğu tepki yanlılığı, duygusal bağlam ve duygusal uyaran türü gibi faktörlerin gelecek çalışmalarda dikkate alınması gerektiği sonucuna varılmıştır.Item Citation Count: Altuntaş Taygur, Tansen; Bıçakçı Yıldız, M. (2017). "Erken Çocukluk Döneminde Prososyal Davranışlar", The Journal of Academic Social Science Studies, Vol.4, No.57.Erken Çocukluk Döneminde Prososyal Davranışlar(2017-01) Altuntaş Taygur, Tansen; Bıçakçı Yıldız, Müdriye; 344723; Çankaya Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Psikoloji BölümüTüm toplumlarda bireylere, karşısındaki kişiye yönelik olumlu yaklaşımlarda bulunulması öğretilir ve bu durum desteklenir. Olumlu davranışlar ile kişi topluma sağlıklı bir şekilde adapte olur ve sosyalleşir. Yardım etme, paylaşma, teselli etme, işbirliği içinde olma gibi sosyal davranışlar bireyler arası kurulan bağların sağlıklı bir şekilde oluşmasını ve devam etmesini sağlar. Toplum içinde bireyleri birbirine bağlayan bu öğeler prososyal davranışın kaynağını teşkil eden önemli unsurlardır. Prososyal davranış ile dışarıdan bir ödül beklemeksizin başkasına yarar sağlamaya çalışılır. Kişisel ve sosyal anlamda iyileştirici özelliğe sahip olan prososyal davranışlar bireyin sosyal ilişkiler kurmasını ve bu ilişkileri sağlıklı bir şekilde sürdürmesini sağlar. Prososyal davranışlar paylaşma, rahatlatıcı olma, yardım etme, affetme, bağış yapma, işbirliği yapma, koruma, empati kurma gibi geniş bir yelpazeden oluşmaktadır. Erken çocukluk dönemi eğitimcileri çocuğun sosyal gelişimine büyük önem vermektedirler. Çocuklar başkalarını gözlemleyerek, model alarak nasıl davranacaklarını öğrenirler. Bu davranışların sergilenmesi sonucunda yetişkinin vereceği tepkiler ile prososyal davranışlar öğrenilmiş olur. Prososyal davranışların kazanılmasında yetişkin tarafından doğru model olma, çocuğa doğru ve zamanında geri bildirim verme, prososyal davranışı övme, ılımlı ve kabullenici olma, davranışları pekiştirme, rol oynama olanaklarından yararlanma, birisinin duygularının diğerlerinin duygularını etkileyeceğini tartışma, grup çalışmaları gibi işbirliği içeren etkinlikler içinde olma, çocukların işbirliği ve yardım severlik gibi davranışlarda bulunabileceği ve prososyal davranışları gösteren bireyleri gözlemleyeceği özel ortamlar önerme ve yaratma önemlidir. Olumsuz ebeveyn davranışlarının, düşük ebeveyn duyarlılığının, çocuğa yönelik uygulama ve dönütün yetersiz olmasının, düşük sosyal desteğin, davranış performansı için pekiştirme eksikliğinin prososyal davranışların gelişimini olumsuz yönde etkilediği ve çocuğun mizacının da bu davranışları gösterip göstermemesinde önemli etken olduğuna dair araştırmalar bulunmaktadır. Çocukların erken çocukluk döneminde edinemedikleri sosyal beceri eksikliğinin ileriki yaşamları boyunca büyük risk oluşturduğuna dair çeşitli araştırmalar bulunmaktadır. Bu araştırma ile alan yazındaki temel bilgiler ışığında, sırası ile prososyal davranışın tanımı, prososyal davranışın öğeleri, prososyal davranışın oluşmasında etkili olan faktörler, prososyal davranışların gelişim süreci, alt boyutları ile erken çocukluk dönemine yönelik prososyal davranış örnekleri verilip, bunları desteklemeye ilişkin öneriler sunulmuştur.Item Citation Count: UĞURLU, O., (2011). Genel ve zihinsel sağlığın yordayıcıları olarak iyimserlik ve karamsarlık. Çankaya University Journal of Humanities and Social Sciences, 8/1 (Mayıs 2011), ss.81–90Genel ve zihinsel sağlığın yordayıcıları olarak iyimserlik ve karamsarlık(Çankaya Üniversitesi, 2011-05) Uğurlu, Ozanser; 166201; Çankaya Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Psikoloji BölümüBu çalışmanın amacı Scheier ve Carver’ın Yaşam Yönelimi Ölçeği’nin iki farklı boyutu olarak sunulan iyimserlik ve karamsarlığın genel sağlık ve zihinsel sağlık ile ilişkisini incelemektir. Bu amaçla 100 kadın (yaş ort. = 20.42; SS = 2.42) ve 154 erkek (yaş ort. = 21.52; SS = 2.16) olmak üzere toplam 254 üniversite öğrencisinden Yaşam Yönelimi Ölçeği ile birlikte Ware ve Sherbourne tarafından geliştirilmiş Yaşam Kalitesi Ölçeği’nin (KF-36) ‘Genel Sağlık’ ve ‘Zihinsel Sağlık’ alt faktörlerini doldurmaları istenmiştir. Korelasyon analizlerine göre, iyimserlik ve karamsarlık arasındaki korelasyonun -.39 değerindedir. Genel sağ- lık ile iyimserlik arasındaki korelasyon .31 iken, zihinsel sağlık ile iyimserlik arasındaki korelasyon .42 olarak bulunmuştur. Buna karşın, karamsarlık hem zihinsel sağlık (r = -.45) hem de genel sağlık (r = -.29) ile negatif korelasyon göstermektedir. Son olarak, regresyon analizi sonuçlarına bakıldığında, iyimserlik genel ve zihinsel sağlığı pozitif yönde anlamlı olarak yordarken, karamsarlık her iki bağımlı değişkeni negatif yönde anlamlı olarak yordamaktadır.Item Citation Count: Ergül Topçu, Aysun; Dönmez, Ali, "Bir Grup Süreci Olarak Akran Zorbalığı: Katılımcı Rollerinin Cinsiyet ve Sosyal Statü Açısından İncelenmesi", Türk Psikoloji Dergisi, Vol. 30, No. 75, pp. 1-17, (2015).Bir Grup Süreci Olarak Akran Zorbalığı: Katılımcı Rollerinin Cinsiyet ve Sosyal Statü Açısından İncelenmesi(2015) Ergül Topçu, Aysun; Dönmez, Ali; 173556; Çankaya Üniversitesi, Fen - Edebiyat Fakültesi, Psikoloji BölümüAraştırmanın temel amacı akran zorbalığının bir grup süreci olduğu görüşünden hareketle geliştirilen katılımcı rolü yaklaşımının Türkiye örneklemi üzerinde sınanmasıdır. Bu bağlamda ergenlerin zorbalık sürecine katılma biçimleri ve bu süreçte kendi rollerinin ne ölçüde farkında oldukları incelenmiş ve ayrıca bu rollerin cinsiyet ve sosyal statü açısından farklılaşıp farklılaşmadığına bakılmıştır. Araştırmaya, Ankara’da 11 farklı ilköğretim okulunda 6, 7 ve 8. sınıflarda okuyan 384’ü kız ve 390’ı erkek toplam 774 öğrenci katılmıştır. Sonuçlar, ergenlerin %11.5’i zorba, %10.9’u yardımcı-destekleyici, %21.1’i savunucu, %20.9’u izleyici ve %9.7’si kurban olmak üzere toplam % 74’ünün katılımcı rollerinden birine girdiğini göstermiştir. Kendi bildirimleri ve akranlarının bildirimleri arasındaki ilişkiler incelendiğinde, ergenlerin, zorbalık durumunda kendi rollerinin farkında oldukları, ancak zorba ve yardımcı-destekleyici olarak davranma eğilimlerini gerçekte olduğundan daha düşük, savunucu ve izleyici olarak davranma eğilimlerini ise daha yüksek değerlendirdikleri görülmüştür. Bunun yanı sıra, erkeklerin zorbalık sürecine kızlardan daha etkin katıldığı; erkeklerin daha fazla zorba, yardımcı-destekleyici ve kurban, kızların ise savunucu ve izleyici rollerinden birine girdiği görülmüştür. Sosyal statü açısından bulgular, kurban grubundaki ergenlerin akranları arasında en az kabul edilen ve en fazla reddedilen (zorba ve yardımcı-destekleyicilerden farklılaşmamakla birlikte) grubu oluşturduğunu ortaya koymuştur. Ek olarak kurbanlar, sosyal statü grupları içerisinde (popüler, reddedilmiş, ihmal edilmiş, tartışmalı ve ortalama) en fazla reddedilmiş statüde yer almışlardır.Item Citation Count: Bıçakcı, Ozan (2022). "Hafızanın Rekonsolidasyon Süreci ve Serbest Çağrışım Tekniği Arasındaki İlişki Üzerine Nöropsikanalitik Bir İnceleme", AYNA Klinik Psikoloji Dergisi, Vol.9, No.2, pp.300-316.Hafızanın Rekonsolidasyon Süreci ve Serbest Çağrışım Tekniği Arasındaki İlişki Üzerine Nöropsikanalitik Bir İnceleme(2022) Bıçakçı, Ozan; Çankaya Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Psikoloji BölümüKlasik koşullanma işleminin sonucunda, en başta nötr olan ve kişinin kendisinde herhangi bir tepki yaratmayan bir uyaranın koşulsuz bir uyaranla eşlenmesiyle, bu uyarana koşullu bir tepki verilmesi sağlanır. Bu sürecin geri çevrilmesi için ise söndürme işleminin uygulanması gerekmektedir. Fakat söndürme işleminin sonucunda ortaya birtakım problemler çıkabilmektedir. Bu problemler koşullu tepkinin yenilenmesi (renewal), eski durumuna dönmesi (reinstatement) ve kendiliğinden geri gelmesi (spontaneous recovery) olarak özetlenebilir. Hafızanın rekonsolidasyonu yaklaşımının ise bu problemlere bir çözüm sunduğu görülmüştür. Şöyle ki hafızanın bir kereye mahsus olarak depolandıktan sonra hayatına sabit ve kararlı bir yapıda devam etmesinden ziyade, her yeniden aktive oluşu (reactivation) ile yeniden kararsız hale geldiği ve sonrasında protein sentezleri ile birlikte tekrardan kararlı bir yapıya büründüğü öne sürülmektedir. Bu kararsız hale gelinen aşamada yapılan müdahalelerin ise orijinal hafızada değişikliğe sebep olabileceği ve böylece de klasik söndürme işleminin yol açtığı problemlere bir çözüm sunabileceği gösterilmektedir. Bu derlemede, psikanalizin temel yöntemlerinden olan serbest çağrışım tekniğinin, yukarıda bahsedilen hafızanın yeniden aktive oluşu ve kararsız hale gelişi durumlarını sağlayıp sağlayamayacağı ve bu sayede orijinal hafızada değişikliklere sebep olup olamayacağı nöropsikanalitik alanyazın ışığında incelenmektedir.Item Citation Count: Göncü Köse, Aslı; Metin, U. Baran (2019). "Hangi Lider, Kurumda Kalmayı Nasıl Sağlıyor? Çok Boyutlu İş Motivasyonunun Aracı Rolü", Türk Psikoloji Dergisi, Vol. 34, No. Özel Sayı, pp. 46-67.Hangi Lider, Kurumda Kalmayı Nasıl Sağlıyor? Çok Boyutlu İş Motivasyonunun Aracı Rolü(2019-10) Göncü Köse, Aslı; Metin, U. Baran; 166202; Çankaya Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Psikoloji BölümüSupervisors’ leadership styles are among the most important variables that influence employees’ work motivation. However, in Turkey, only a limited number of studies examined the effects of leadership styles on employee motivations and on distal work-related outcomes via their influences on these motivations. The present study aimed to examine the links of paternalistic and transformational leadership with employees’ work motivations by using a valid and reliable work motivation measure and to test the mediating roles of motivations in the relationships between leadership styles and employees’ turnover intentions. In Study 1, data were collected from 456 employees and the Multidimensional Work Motivation Scale (MWMS; Gagné et al., 2014), which was developed within the framework of Self-Determination Theory (Deci & Ryan, 1985), was adapted to Turkish. In Study 2, data were collected from 388 employees and the proposed model was tested using structural equation modeling. Study 1 revealed that the factor structure and the predictive validity results of the adapted MWMS were consistent with those of its versions in other languages. Study 2 showed that both leadership styles were associated with motivation dimensions in the proposed directions; however, motivations partially mediated only the link between transformational leadership and turnover intentions.Item Citation Count: Göncü Köse, Aslı; Metin, Baran U. (2019). "Hangi Lider, Kurumda Kalmayı Nasıl Sağlıyor? Çok Boyutlu İş Motivasyonunun Aracı Rolü", Türk Psikoloji Dergisi, Vol.34, pp.46-70.Hangi Lider, Kurumda Kalmayı Nasıl Sağlıyor? Çok Boyutlu İş Motivasyonunun Aracı Rolü(2019) Göncü Köse, Aslı; Metin, Baran U.; 166202; Çankaya Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Psikoloji BölümüYöneticilerin liderlik tipleri çalışanların iş motivasyonlarını en fazla etkileyen faktörler arasında yer almaktadır ancak, Türkiye’de hem bu etkileri hem de liderlik stillerinin çalışan motivasyonları aracılığı ile işle ilgili diğer sonuçdeğişkenleri üzerindeki etkilerini inceleyen araştırmalar az sayıdadır. Bu çalışmanın amacı, yöneticilerin babacan vedönüşümcü liderlik stilleri ile çalışanların çok boyutlu iş motivasyonları arasındaki ilişkileri geçerliği ve güvenirliğitest edilmiş bir ölçek kullanarak Türkiye örnekleminde incelemek (Çalışma 1); ayrıca, liderlik tipleri ile işten ayrılmaniyetleri arasındaki ilişkilerde çok boyutlu iş motivasyonunun kısmi aracı rolünü test etmektir (Çalışma 2). Bu amaçla,Çalışma 1’de 456 çalışandan veri toplanmış ve Gagné ve arkadaşları (2014) tarafından Öz Belirleme Kuramı (Decive Ryan, 1985) temel alınarak geliştirilen Çok Boyutlu İş Motivasyonu Ölçeği’nin (ÇBİMÖ) Türkçeye adaptasyonçalışması gerçekleştirilmiştir. Çalışma 2’de 388 çalışandan veri toplanmış ve önerilen model yapısal eşitlik modellemesi yöntemiyle test edilmiştir. Çalışma 1’in bulguları, ÇBİMÖ’nün diğer ülkelerde yapılan çalışmaların gösterdiği faktöryapılarına uyumlu bir yapı gösterdiğini ve yordayıcı geçerliği olduğunu ortaya koymuştur. Çalışma 2’nin bulguları,genel olarak iki liderlik stilinin de motivasyon tipleriyle önerilen ilişkileri gösterdiğini ancak, iş motivasyonlarınınyalnızca dönüşümcü liderlik ile işten ayrılma niyetleri arasındaki ilişkide kısmi aracılık ettiğini göstermiştir. Bulgular,kuramsal ve uygulamaya yönelik çıkarımlar ile gelecekteki çalışmalara yönelik önerilerle birlikte tartışılmıştır.
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »