Çankaya GCRIS Standart veritabanının içerik oluşturulması ve kurulumu Research Ecosystems (https://www.researchecosystems.com) tarafından devam etmektedir. Bu süreçte gördüğünüz verilerde eksikler olabilir.
 

Keçelioğlu, Elvan

Loading...
Profile Picture
Name Variants
Job Title
Doç. Dr.
Email Address
Main Affiliation
Hukuk
Status
Former Staff
Website
ORCID ID
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID

Sustainable Development Goals Report Points

SDG data could not be loaded because of an error. Please refresh the page or try again later.
Scholarly Output

7

Articles

10

Citation Count

0

Supervised Theses

0

Scholarly Output Search Results

Now showing 1 - 7 of 7
  • Book
    Der Einfluss des deutschen Strafgesetzbuches auf das neue türkische Strafgesetzbuch
    (Verlag Dr. Kovac, 2009) Keçelioğlu, Elvan; 143426; Hukuk
    Der Autor versucht den Einfluss des deutschen Strafgesetzbuches bei der Entstehung des neuen türkischen Strafgesetzbuches zu zeigen. Dabei werden die historischen Entwicklungen der Gesetzgebung, die von der politischen Lage des Landes geprägt waren, erklärt. In dieser Zeit entstanden viele unterschiedliche Entwürfe, die jedoch nie in Kraft traten. Um die Kritik am neuen Gesetz zu verstehen, werden die türkisch-europäischen Rechtsbeziehungen untersucht. Bevor aber anhand der türkisch-deutschen Rechtsbeziehungen der Einfluss des deutschen Gesetzes in das türkische Gesetz erläutert wird, werden die Gründe für den deutschen Einfluss aufgezeigt. Daher wird über die Geschichte der Länder berichtet.Im zweiten Teil wird zuerst ein Überblick des neuen türkischen Strafgesetzbuches verschafft. Dabei wird auf Sprache, Stil, Systematik, Gesetzestechnik und die Grundprinzipien eingegangen. Bei den Untersuchungen werden einzelne Normen herangezogen und anhand dieser dargelegt, wie weit der deutsche Einfluss geht. Diese Vergleiche beschränken sich vorrangig auf den Allgemeinen Teil, z.B. die Grundlagen der strafrechtlichen Verantwortlichkeit (Art. 20-41 türk. StGB) und die Sanktionen (Art. 45-60 türk. StGB). In diesem Abschnitt wird auch die Strafbarkeit von juristischen Personen in den betreffenden Normen dargelegt. Um ein Gesamtüberblick zu verschaffen, sind auch die allgemeinen Normen genannt, die entweder gar nicht geändert oder ohne den Einfluss des deutschen Gesetzes geändert worden sind.
  • Article
    Sırf Hareket Suçu Soyut Tehlike Suçu Mudur?
    (2021) Keçelioğlu, Elvan; Keçelioğlu, Elvan; 143426; Hukuk
    Zarar ve tehlike suçları ile sırf hareket suçları ve neticeli suçlara ilişkinteorik sorulara cevap verilmesi, hem yasa koyucuya yol göstermesi hem de suçunişlendiği yer, zamanaşımı, teşebbüs gibi bazı ceza hukuku kurumlarının uygulamasıaçısından büyük önemi haizdir. Özellikle zarar ve tehlike suçları ayrımının hangiölçüt üzerinden yapılacağı ve sırf hareket suçlarının soyut tehlike suçu olup olmadığısorularına verilen cevaplar, bu sorunlara tatmin edici bir çözüm sunmaktan uzaktır.Bu çalışma kapsamında savunulan düşünce, zarar ve tehlike suçları ayrımının maddikonu değil, hukuki konunun objesi kavramını da içerisine alan bir suçun konusukavramından hareketle yapılması gerektiğidir. Bu şekilde her sırf hareket suçunun birsoyut tehlike suçu olduğu, ancak her soyut tehlike suçunun zorunlu olarak sırf hareketsuçu olmadığı sonucuna varılacaktır.
  • Book
    Taksirli Suçun Dogmatiği
    (Turhan Kitabevi, 2015) Keçelioğlu, Elvan; 143426; Hukuk
  • Article
    Risk toplumu'nda ceza hukuku'nun değişen yüzü
    (2015) Keçelioğlu, Elvan; 143426; Hukuk
    Risk kavramı, 20. yüzyılın sonlarına kadar bilim adamlarının ve sigortacıların kullandığı bir kavram olarak karşımıza çıkmaktaydı. 1988 yılında Alman sosyolog Ulrich Beck’in yazmış olduğu “Risk Toplumu (Risikogesellschaft)” kitabı risk kavramını temel sosyolojik bir kavram olarak yeniden canlandırdı ve sosyoloji, siyaset ve hukuk gibi alanlarda yeni tartışmalar ortaya çıkardı. Bu çalışmada konu ceza hukuku açısından ele alınmıştır.
  • Article
    Ceza Muhakemesi Hukukunda Gözlem Altına Alma
    (2015) Keçelioğlu, Elvan; Keçelioğlu, Elvan; 143426; Hukuk
    Gözlem altına alma kurumu, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 74. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre suçu işlediği konusunda kuvvetli şüphe bulunan şüpheli veya sanığın akıl hastası olup olmadığının ve eğer akıl hastası ise ne zamandan beri akıl hastası olduğunun ortaya çıkarılması gerekmekte- dir. Ceza hukuku sistemi içerisinde yapılacak olan bu inceleme için, öncelikle uzman bir hekimin bu konuda önerisi olmalı ve bu öneri üzerine hâkim veya mahkeme, şüpheli veya sanığın resmi bir sağlık kuruluşunda kusur ehliyetinin incelenmesine karar vermelidir. Bu inceleme süre ile sınırlanmıştır. Gözlem süresi ancak üç hafta olabilecek, resmi sağlık kuruluşunun talebi üzerine bu süre üç aya kadar uzatılabilecektir. Temel hakları kısıtlama özelliği dolayısıyla kurum, bir koruma tedbiri olarak nitelenebilir.
  • Article
    Ceza hukukunda içtihadın sınırı, yorum ve kıyas
    (2012) Keçelioğlu, Elvan; Keçelioğlu, Elvan; 143426; Hukuk
    Hukuk devletinin temel prensiplerinden olan kuvvetler ayrılığının gerçekleştirilmesi kanunlara bağlıdır. Bu tür sistemlerde yasama, kanunu bir enstrüman olarak kullanarak diğer güçleri sınırlayıcı bir işlev gerçekleştirmektedir. Yasama, kanunla yürütmeyi kurmaktadır. Ayrıca içtihat alnını da hâkimin kanuna bağlılığı ilkesini anayasada düzenleyerek garanti altına alınmaktadır (TC. Anayasası m. 138). Hâkimler kanunları içeriksel olarak değiştiremez, sadece kanunun emrini yerine getirirler.Ceza hukukunun önemli sorunlarından birisi de yorumdur. Ceza hukukunda kıyasın yasak olması yorum konusunu da yakından ilgilendirmektedir. Bu bağlamda kıyasın meşru yorumun sınırlarını belirlenmek gibi bir misyonu vardır.Yorum ile kıyas arasındaki sorun ceza hukukunda dilin biçimi ile yakından ilgilidir. Kodifikasyona dayalı bir hukuk sisteminde kanunlar kadar dilde önemini artırmaktadır. Kanunların soyutlaştığı oranda yorumu zorlaşmakta bunun yerini argümantasyon sanatı almaktadır. Hukuki argümantasyonun yoğunlaştığı noktada ise hukuki güvenlik tehlikeye girmektedir. Kanun koyucu bu tehlikeleri ortadan kaldırmalı, belirlilik ilkesine uygun argümantasyonu ve kıyası azaltıcı, yorumu ise kolaylaştırıcı bir şekilde kanunları yazmalıdır.