Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/20.500.12416/25
Browse
Browsing Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü by Access Right "info:eu-repo/semantics/openAccess"
Now showing 1 - 20 of 29
- Results Per Page
- Sort Options
Article 100. Sayı Münasebetiyle Liberal Düşünce Dergisi Hakkında Bir Değerlendirme(2020) Demirel, Tanel; 4812; Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkilerElinizdeki bu sayı Liberal Düşünce Dergisi’nin 100. sayısı. Türkiye gibi anti-liberal düşünce ve siyaset geleneklerinin güçlü olduğu bir toplumda “liberal” olduğunu net bir biçimde vurgulayan bir misyon dergisinin 100. sayıya ulaşması bir başarı öyküsü. Dergi liberal kelimesinin alerji yarattığı bir dönemde, özellikle gençler için cesaretlendirici önemli bir platform oldu. 2001 yılında yardımcı doçentliğe atanmam için rapor yazmakla görevlendirilen bir siyaset profesörünün, Liberal Düşünce Dergisi’nde yayınlanmış biri Frederick Hayek diğeri Mancur Olson hakkındaki iki yazıma işaret ederek, bölüm başkanını “bir ‘devlet düşmanı’nı bölüme alıyor olabilirsiniz, yeniden düşünün” diye uyardığını belirtmem gerekiyor. Böyle bir atmosferde derginin bugünlere gelmesinde emeği geçen herkes kutlanmayı hak ediyor.Article 1915 Events, New Issues and Reconciliation Within the Framework of Persistence of Conflict and the Concept of Intractable Conflict(2017) Çoban Öztürk, Ebru; 105587There are some concrete problems, with roots in the past, that have remained unsolved between Turkish and Armenian societies. These problems have become deeper through the years and have negatively affected the relationship between the two societies, and by now have been transformed into a chronic conflict. Nevertheless, this type of conflict does not involve physical violence today, yet it has been transformed into intractable conflict with its all defining features. This study attempts to investigate the relationship between the two societies around the concept of intractable conflict and the socio-psychological foundations of it. The socio-psychological foundation of the Turkish-Armenian conflict has generated a completely new bundle of problems. For both societies to follow a positive line of relationship, a due attention should be paid not only to the concrete problems, but also to the socio-psychological repertoire of intractable conflicts and find solutions accordingly. This article will apply Daniel Bar-Tal’s method of analysis when using the concept of intractable conflict that analyzes the said socio-psychological repertoire.Book Part 20. yüzyıl Başı Türk Düşünce Hayatında Liberalizm(2001) Kansu, Aykut; 5315; Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkilerArticle 2018 LDT Liberal Düşünce Kongresi Açılış Konuşması(2019) Demirel, Tanel; 4812; Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkilerDeğerli Özgürlük Dostları, Bildiğiniz gibi LDT'nin faaliyetleri birbiriyle yakından bağlantılı üç ana hat üzerinden ilerliyor.Article 50. Yıldönümünde Ankara Anlaşması Perspektifinden Türkiye-Avrupa Birliği İlişkilerine Kısa bir Bakış(2014) Akşemsettinoğlu, Gökhan; 104466; Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkilerThe European Union is perhaps the most important organization, where the idea “to be incorporated with the West,” one of the most important basis of the Turkish political life and Turkish foreign policy, has become tangible. The relations between Turkey and the European Union became official with the Ankara Agreement signed in the year 1963 and which entered into effect on 1 December 1964 and has been in the workings up to date. This article was prepared to remind us of the main highlights of the Ankara Agreement on the occasion of its fiftieth anniversary on entering into effect, and to also give a brief summary of the relations, close to half a century, between Turkey and the European Union. This article reviews the Turkey-EU relations chronologically, the ups and downs of the relations, the problems encountered and explains the paths taken for the solution of the problems with historical examples. This article emphasizes the structure of this agreement which progresses when the geo-strategic importance of Turkey increases and which takes its shape according to conjunctural changes.Article A Chronıcle Of Evolvıngturkısh-Serbıan Relatıons A Century After The Balkan Wars(2013) Ekinci, Didem; 17316Bosna-Hersek'teki savaşa kadar samimi olan Türkiye-Yugoslavyailişkileri, üç etmen tarafından biçimlendirilmiştir: Yugoslavya'nınTürkiye'nin Avrupa'ya giden ticaret yolunun üzerinde yer alması,Yugoslavya halklarıyla paylaşılan uzun tarih ve o zamana kadar var olandostça ilişkiler. Diplomatik ilişkilerde savaşla birlikte bozulmagözlemlenmiş, bu nedenle ekonomik ilişkiler de savaşın ve sonrakiKosova krizinin kurbanı olmuştur. Ancak, diplomatik ilişkilerin yapısı veaktör davranışları, göze görünenden farklı bir nitelik sergilemiş, bu dailişkileri karmaşık bir gerçekliğe sokmuştur: iki tarafça kullanılan, bazendüşmanlık eşiğinde seyreden politik söyleme, büyükelçi geri çekme veretlerine rağmen, ilişkiler devam etmiştir. Yeniden gerçekleşebilecekuzlaşı arayışları ortak siyasi iradenin inşasının ve muhafaza edilmesininönemine işaret etmektedir.Article AB’nin Bağımsız Bir Güvenlik Ve Savunma Politikası Geliştirme Düşüncesi Ve Stratejik Pusula(2023) Akşemsettinoğlu, Gökhan; 104466; Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkilerSoğuk Savaş döneminde Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve NATO odaklı bir güvenlik ve savunma politikası benimsemek zorunda kalan Avrupa Birliği (AB), üzerinde uzun zamandır tartıştığı bağımsız bir güvenlik ve savunma politikası geliştirme düşüncesini hayata geçirme fırsatı bulamamıştır. Ancak, Soğuk Savaş sonrası dönemde uluslararası sistemin yapısının değişmesi, tehditlerin farklılaşması ve AB’nin özellikle son on yıl içinde yaşadığı iç ve dış krizler, üye devletlerin bağımsız bir güvenlik ve savunma politikası geliştirme konusundaki girişimlerini önemli ölçüde artırmıştır. Bu çalışmanın amacı, AB’nin bağımsız bir güvenlik ve savunma politikası geliştirme düşüncesini, zaman içinde duyurduğu stratejiler çerçevesinde hangi düzeyde hayata geçirebildiğini araştırmaktır. Çalışma, AB’nin bağımsız bir güvenlik ve savunma politikasını ABD ve NATO’ya rağmen değil, ABD ve NATO ile işbirliği içinde gerçekleştirebileceğini ortaya koymaktadır. Çalışma, bu varsayımı desteklemek için de kısa süre önce duyurulan Stratejik Pusula ile açıklanan yeni yaklaşıma vurgu yapmaktadır. Nitel araştırma metodu içinde yer alan nitel veri toplama yöntemlerinden doküman/metin analizini kullanan bu çalışma sonuç olarak, Stratejik Pusula ile duyurulan yeni anlayışın AB’nin bağımsız bir güvenlik ve savunma politikası geliştirme düşüncesini, ABD ve NATO ile işbirliği içinde ileri taşıyabileceğini ortaya koymaktadırArticle “Aydınlık Bir Adam: Korkut Boratav” Üzerine Bir Değinme(2011) Demirel, Tanel; 4812; Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkilerKorkut Boratav gerek Türkiye iktisat tarihi ve gerekse siyasal ekonomi alanında dikkate alınması gereken çalışmalara imza atmış iktisatçılarımızdan biri. Neoklasik iktisat anlayışına karşı mesafeli tutumu, iktisadın başta tarih olmak üzere diğer sosyal bilimlerle bağlantılarını vurgulaması, sınıf çatışmaları ve bölüşüm meselelerini merkeze alan yaklaşımı Boratav’ı farklı bir yere koymamızı gerektiriyor.Article Bosna-Hersek’te Devlet İnşası Anlaşmazlığında Enerji Güvenliğini Kavramak: Arafta Bir Bosna-Hersek mi?(2019) Ekinci, F. Didem; 17316This paper addresses energy security promotion, one of the most significant aspects of state building in BiH, in the framework of the concept of state building in connection with the state building actor in the country, the EU. Following the description of state building, energy security and Dayton Peace Agreement; it identifies three fundamental problems in the energy security building in BiH. First, it exposes how the “state within state” condition leads to fragmented and disharmonious energy policy choices and outcomes in the state building in BiH. Second, and emanating from the factor above, it dwells on the creation of additional problems emanating from the establishment of independent cooperation in the oil and natural gas sectors by the two entities (Federation and Bosnian Serb Republic/Republika Srpska) with their respective old, established external partners, in the state building process. Third, it exemplifies via the Chinese case that the state building, manifesting long duration and stagnation, will result in the possibility of the involvement of foreseeen or unforeseen actors in the process. In the final analysis, it acknowledges the necessity on the part of the EU to offer unilateral concessions in the energy security aspect of the state building in BiH and offers certain future prospects.Article Çatışma Çözümleri ve Uzlaşma Süreçlerinde Kimlik: Suriye’de Mezhepsel Kimlikler ve Çatışma Sonrası Suriye(2022) Çoban Öztürk, Ebru; 105587Suriye çatışma çalışmaları literatüründe yer bulan önemli örneklerden birisidir. Suriye’deki olayların çok sayıda sebebi mevcut olsa da mezhepsel kimlikler, bu kimliklerle bağlantılı gelişen materyal kazanımlar ve bunun etrafında şekillenen bir çatışma döngüsü göze çarpmaktadır. Suriye’deki şiddet sona erdiğinde ya da farklı bir biçime dönüştüğünde çatışma öncesi ve sırasında olduğu gibi çatışma sonrası süreçlerde de kimlik vurgusu ve mezhepsel kimlikler, siyasi ve toplumsal hayatta yer bulmaya devam edecektir. Bu nedenle çatışma sonrası çözüm ve uzlaşma gibi süreçlerinin gerçekleştirilmesi ve bu süreçlerde kimliklerin ve kimlik dönüşümlerinin dikkate alınması gerekmektedir. Ülkede kimliklerin araçsallaştırılarak çatışma unsuru haline getirilmesinin önüne geçilmesi önem arz etmektedir. Bu süreçler ülkede hakiki anlamda barışın gelmesi ve şiddetin tekrarlanmaması için gereklidir. Çatışma çözümleri ve uzlaşma literatüründe somut çözümlerle beraber kimlik dönüşümlerinin gerçekleştirilmesi en çok bahsedilen konulardan birisidir. Bu süreçler uygun şekillerde gerçekleştirilmezlerse şiddetin belli dönemlerde tekrar eden döngüsel bir niteliğe bürünmesi sık rastlanan bir durumdur. Çalışmada Suriye’deki mezhepsel kimlikler, çatışma sonrası beklenen çözüm ve uzlaşma süreçlerinde kimliğin yeri ve kimlik dönüşümleri ile olası toplumsal uzlaşma yaklaşımlarından bahsedilecektir.Article Completing The Tribunal: ICTR’s Contributions And Deficiencies(2014) Çoban Öztürk, Ebru; 105587The International Criminal Tribunal for Rwanda (ICTR) is an ad hoc tribunal of great significance in terms of international law. The court has completed nearly its twentieth year, while it has been decided to terminate its mission at the end of 2014 after completing its proceedings, since it is an ad hoc tribunal. Concordantly, the judicial power and the ongoing cases will be assigned to national courts and to the Residual Mechanism for Criminal Tribunals, which has been newly established. The Tribunal has left behind many contributions and addressed by some criticisms while coming to an end. The Tribunal, which has numerous contributions to international law, criminal proceedings, regional peace, perception of justice, rule of law, and universal values, deals also with criticisms on issues such as functioning, powers of prosecution, and its limited coverage in terms of region and time span. The contributions of this Tribunal, which is coming to the end of its mission, to international law and reconciliation shall be presented in this study. Then, an overall evaluation of criticisms addressed to the Tribunal and the legal system related with the atrocities in Rwanda.Article Fransız Devrimi’nde Kadın:Eksik Yurttaş(2007) Çakmak, Diren; Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkilerFransız Devrimi‟nde eşitsiz bir rol dağılımı olduğunu söylemek mümkündür. Bununla beraber Fransız Devrimi‟nin kadınların tarihinde yeni bir sayfa açmış olduğu bir gerçektir. Çalışmanın amacı, kadının tüm zaman ve mekanlarda var olma mücadelesinin bir örneği olan Devrim içindeki konumunu tam da Devrim içinden göstermektir. Bu bağlamda çalışmada, devrimde kadının rolüne, kadın haklarının formülasyonlarının nasıl yapıldığına yer verilmekte ve ayrıca devrimde öne çıkan kadın portrelerinden bahsedilmektedir.Article İslâm’da Modernleşme, 1839-1939 Üzerine Notlar(2013) Demirel, Tanel; 4812; Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkilerYıldız Teknik Üniversitesi öğretim üyelerinden Bedri Gencer, tartışmalar yaratabilecek bir esere imza atmış. 2008 yılında yayımlanan 2012 yılında da ikinci baskısı yapılan İslâm’da Modernleşme1 kapsamlı ve çok iddialı bir çalışma. Kitap her şeyden önce İslâm dünyasında modernleşme algısı ve modernliğin meydan okumasına karşı çeşitli coğrafyalarda geliştirilmeye çalışılan düşünsel tepkiler ve bunlar arasındaki farklılıklar üzerinde duruyor. Osmanlı, Mısır ve İran tecrübelerinden neşet eden fikirleri değerlendirmeye bunları karşılaştırmaya çalışıyor. Eser, Batı dünyasında filizlenen modernist düşüncenin kaynakları konusunda da ilginç tezler ileri sürüyor, Batı modernliğinin fikri altyapısı ile temel varsayımlarını sorguluyor. Geleneksel ile modern fikir ve olguları, bunların dönüşüm tarzları(nı) ve modern dünyadaki tezâhür biçimlerini karşılaştırıyor ve gelenekselin üstünlüğünü imâ ediyor.Article Jean-Luc Nancy Düşüncesinde Demokrasi Kavramı Üzerine Genel Bir Değerlendirme(2017) Türk, H. Bahadır; 18664; Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkilerÇalışmaları siyaset felsefesinden sanata geniş bir alanı kapsayan Fransız filozof Jean-Luc Nancy çağımızın en önemli düşünürlerinden biridir. Düşünürün topluluk kavramına olan ilgisi kaçınılmaz bir biçimde demokrasi kavramının hakiki anlamına dair bir dizi temayı, tartışmayı ve soruyu doğurur. Bu nedenle demokrasi meselesinin, düşünürün siyasal teorisinde merkezi bir konum işgal ettiği iddia edilebilir. Bilindiği üzere, demokrasi kavramı bugün sadece siyaset bilimi alanında değil, siyaset felsefesi alanında da hala tartışılan bir kavram olmayı sürdürmektedir. Modern dünyada demokrasi kendini bir tür nihai politik ideale dönüştümeyi başarmıştır. Bununla birlikte kimi siyasal düşünürler bu idealin sınırlarına meydan okumak ve söz konusu idealin doğası üzerinde daha kapsamlı bir biçimde düşünmek eğilimindedir. Buradan hareketle söz konusu çalışmanın amacı; bu türden bir meydan okumanın temsilcilerinden biri olarak Jean-Luc Nancy'nin düşüncesinde demokrasi kavramının temel bazı niteliklerini incelemek ve Nancy'nin gözünden demokrasi kavramının ne anlama geldiği anlamaya çalışmaktır. Bunu yaparken, çalışmanın kalkış noktası Nancy'nin metinleri, \"Demokrasinin Hakikati\" ve \"Sonlu ve Sonsuz Demokrasi\" olacaktırArticle Karanlık Zamanlarda Arendt Okumak: Avrupa Birliği, Göç Sorunu Ve Geri İtmeler(2022) Atac, C.akca; Baştan, Şebnem Açelya; 17826Hannah Arendt, siyasal alanda sıkışmış ve kendini çağının acı veren hakikatlerini anlamaya adamış bireye yıllar ötesinden seslenmeye devam ediyor. Arendt’in tanımladığı karanlık zamanların tarihte sanıldığı kadar ender ve olağanüstü anlar olmadığını bilmek ve kamusal alan karardığında bunu fark etmek, insanlığın bütüncül ve iyi bir hayat yaşamasının ön koşuludur. Arap Ayaklanmalarından beri süregiden ve küresel bir boyut kazanan göç ve sığınmacı krizi, böyle anlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmada özellikle son 10 yılda katlanarak büyüyen Suriye kaynaklı göç krizinin, Arendt’in karanlık zamanlar ve devletsizleşme kavramları üzerinden açıklanması amaçlanmaktadır. Bunu yaparken devletsizleşmenin insan kapasitesi üzerinde yarattığı olumsuz ve yoksun bırakıcı etkinin nasıl Arendt’in karanlık zamanlar tanımının kapsamına girdiği tartışılacaktır. Ayrıca Avrupa Birliği’nin (AB) göç politikası uygulamalarında, başta geri itmeler olmak üzere, kendi değer ve normlarına ters düşen tutumları Arendtçi siyaset felsefesi açısından incelenirken üzerindeki Arendt etkisi bilinen ve göç meselesi hakkında da yazmış olan sosyolog ve filozof Zygmunt Bauman’ın görüşleri de bu çerçevede ele alınacaktır.Article Liberal Düşünce Topluluğu ve Türkiye’de Liberal Düşünce Kazanımlar, Fırsatlar ve Riskler(2012) Demirel, Tanel; 4812; Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkilerLiberal Düşünce Topluluğu’nun (LDT) yirmi yılı aşan faaliyetlerini değerlendirmek kolay değil. Başarıların öne çıkarılması eğilimi yanında, eleştirel olmaya çalışırken yapılanları yeterince değerlendirememe ve topluluğu sürükleyen bir avuç idealist insana haksızlık yapma riski de var. LDT’yi değerlendirmek bir başka açıdan da zor. Topluluk, ideolojik sınırları katı bir biçimde çizilmiş, kolektif kimliği öne çıkaran bir yapılanma değil.1 Türkiye ve dünyada bir dergi çevresinde kümelenen entelektüel oluşumların temel özelliği olan güncel mevzularda kurum olarak görüş açıklamayı da baştan reddetmiş bir oluşum.2 LDT adına yazan ya da konuşan insan sayısı da sınırlı. Liberal değerleri tanıtma ve yayma dışında bir siyasi hedefe sahip değil. Topluluk, siyasi partilerle organik bir bağlantı kurmadığı gibi, belli bir sermaye grubuna ya da az sayıda büyük bağışçıların mali desteğine dayanmıyor.3 LDT çevresinin, “klasik” temel hak ve hürriyetleri öne çıkararak iktisadi hayata devlet müdahalesi ve devlet eliyle gelirin yeniden dağıtımına soğuk bakan, sosyal mühendisliğin sınırlarını vurgulayan klasik liberal yaklaşıma sempatisiyle öne çıktığı söylenebilir.Article Liderlik Kültürü Ve İnsan Doğası Üzerine: Yusuf Has Hacib Ve Nıccolo Machiavelli Üzerinden Adnan Menderesi Okumak(2017) Irmalı, Recep Samet; Sağır, GülçinYusuf Has Hacib ve Nıccolo Machiavelli dünya siyasetinde yer almış olan iki önemli düşünürdür. Bu düşünürler siyasetname-hükümdar aynası-manifesto mahiyetindeki “Kutadgu Bilig” ve “Prens” adlı eserlerinde, yöneten-yönetilen ilişkisi üzerinden ideal bir devlet düzeni fikri oluşturmaya çalışmaktadırlar. Buradan hareketle bu çalışmanın ana argümanı her siyasal doktrinin temellerini muhtemel bir insan doğası fikri üzerine inşa ettiğini; Menderes ve Demokrat Parti üzerinden değerlendirmektir. Yusuf Has Hacib ve Nıccolo Machiavelli’nin teorik miraslarından olan liderlik kültürü ve insan doğası tanımlamaları göz önünde bulundurularak Adnan Menderes’in “6-7 Eylül Olayları”, “ekonomi politikaları” ve siyasal angajman içerisindeki istikrarsızlıklardaki duruşu üzerinden ‘’ideal lider” formu ele alınacaktırArticle National Identity and the Role of Diaspora: A Constructivist Approach to TurkishArmenian Relations(2015) Çoban Öztürk, Ebru; 105587Armenia and Turkey are the two countries which couldn’t develop a stable and peaceful foreign policy and bilateral relations by sticking in their pasts. Any commercial, political and diplomatic initiatives would be substantial and sufficient for many countries, but not for these two. Bilateral relations are carried on statically and stay on the plane of 1915 events without any improvement. Both of the countries have different approaches and claims regarding the events of 1915, thus reconciliation seems unlikely. They have both built their national identities on the sad events of their past and carry on their foreign policies accordingly. Diaspora has been involved in this identity building process at the Armenian side. The constructivist theory explains the extent of established identities’ influence on foreign policy actors. The existing national identities already built are in a position obstructing bilateral relations and leading to an exclusionary approach in the foreign policies of Turkey and Armenia. It may be important for both sides to build new identities toward each other to establish a peaceful and long-term communication in addition to concrete initiatives and steps in terms of political, commercial, and diplomatic affairs.Article Ortadoğu Siyasi Tarihinin Etik Boyutu(2008) Gözen, Ramazan; 3610; Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkilerUluslararası İlişkiler disiplininde yer alan Realist okula göre, uluslararası politika özü itibarıyla güç ve hâkimiyet mücadelesidir. Devletlerin amaçlarına ulaşmak üzere izledikleri politikalarda ve yaptıkları uygulamalarda bir mahsur yoktur, çünkü "hedefe giden her yol mubahtır, meşrudur." Diğer bir deyişle, uluslararası politikada etik, ahlak, hukuk, norm ve benzeri değerlerin önemi yoktur. Devletler, gerektiğinde, şartlar ve zaman müsait olduğunda her türlü kirli, ahlak dışı, entrikalı ve adaletsiz yolları kullanabilirler.Article Potansiyeli Tahayyül Etmek: Agamben’in Bartleby'si(2017) Türk, Hasan Bahadır; 18664; Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkilerBu makalenin amacı Giorgio Agamben’in, Herman Melville tarafından yazılmış bir metin olan, Bartleby okumasını tartışmaktır. Bunu yaparken, Aristoteles’in potansiyel kavramına dair tartışması teorik kalkış noktası olacaktır. Bu eksenden hareketle makale Agamben’in Aristoteles’in potansiyel kavramına yaklaşımını nasıl açıkladığına ışık tutmaya çalışacaktır. Makalenin ana argümanı; Agamben’in Bartleby’sinin, Aristoteles’in edimselin potansiyele olan önceliğine vurgu yapan perspektifini ters yüz ettiğidir.