Hukuk Bölümü Yayın Koleksiyonu
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.12416/266
Browse
Browsing Hukuk Bölümü Yayın Koleksiyonu by Author "Badur, Emel"
Now showing 1 - 11 of 11
- Results Per Page
- Sort Options
Book 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu (818 Sayılı Borçlar Kanunu ile Karşılaştırmalı)(Ankara Barosu Yayınları, 2012) Badur, Emel; 52568Article Arabuluculuk Anlaşma Belgesinin Borçlar Hukuku Açısından Değerlendirilmesi(2021) Badur, Emel; 52568Arabuluculuk, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun (HUAK) kabulü ve yürürlüğe girmesiyle birlikte 2012 yılında Türk Hukuku’na dahil olmuş, nispeten yeni bir alternatif uyuşmazlık çözüm yoludur. HUAK’ın kabulünden sonra, Türk Hukuku’na üç ayrı dava şartı arabuluculuk eklenmiştir. Bu düzenlemeler Türk Hukuku açısından arabuluculuğun önemini ve yaygınlığını arttırmıştır. Arabuluculuk faaliyeti sonrasında, uyuşmazlığın tarafları arasında anlaşma sağlanacak olursa, bu anlaşmaya ilişkin arabuluculuk anlaşma belgesinin düzenlenmesi mümkündür. Arabuluculuğun tarafları, arabuluculuk anlaşma belgesinin içeriğini belirlemek konusunda serbesttir. Ancak bu belge borçlar hukuku açısından bir sözleşme olarak nitelendirildiğinden, sözleşme serbestisinin sınırlarına uygun olmalıdır. Arabuluculuk anlaşma belgesi, taraflar ve arabulucu tarafından imzalanır. Geçerli bir arabuluculuk anlaşma belgesinden söz edilebilmesi için, arabuluculuk faaliyeti sonrasında ulaşılan bir anlaşma olması ve tarafların iradelerini yansıtması gereklidir. Arabuluculuk anlaşma belgesinin, akde aykırı davranış, ehliyetsizlik, irade sakatlığı veya sahtelik iddialarıyla yargılamaya konu edilebilmesi mümkündür.Article Arabuluculuk Sürecinde Tapu Siciline Tasarrufu Kısıtlayıcı Şerh Konulması(2023) Badur, Emel; Konca, Nesibe Kurt; 52568; 46713Yakın tarihli bir yasama faaliyetiyle Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na (HUAK) 17/B maddesi eklenmiştir. Eklenen madde ana hatlarıyla taşınmazın devrine ve taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak kurulmasına ilişkin uyuşmazlıkların arabuluculuk yoluyla çözümlenmesini konu almaktadır. Arabuluculuk faaliyeti devam ederken, yaşanması muhtemel hak kayıplarının önüne geçilmesi amacıyla, taraflara tapu siciline şerh konulmasını sağlama imkanı da tanınmıştır. Bu şerhin konulabilmesi için taşınmazın aynına ilişkin bir uyuşmazlığın çözülmesi amacına yönelmiş ve devam eden bir arabuluculuk faaliyeti bulunmalı; uyuşmazlığın tarafları şerhe dair yazılı bir anlaşma yapmalı; arabulucu hazırladığı bir tutanakla tarafların şerh sözleşmesini belgelemeli ve tapu siciline şerh talebinde bulunmalıdır. Açıklanan yöntemle konulan şerh, arabuluculuk süreci devam ettiği sürece ve en fazla konulduğu tarihten itibaren üç aylık bir süre için etkiye sahiptir. Arabuluculuk sürecinin son bulması, tarafların şerhin kaldırılması konusunda anlaşması veya sürenin dolması şerhin etkisini sonlandırır. Eklenen maddedeki şerh, Türk Medeni Kanunu dışında yer alan, yeni bir tasarruf yetkisi kısıtlaması şerhinin, HUAK kapsamında düzenlenmesi olarak nitelendirilmelidir.Article Fikri Haklar Açısından Araştırma Geliştirme Sözleşmeleri(2022) Badur, Emel; Doğan, Gülmelahat; 52568Ar-Ge sözleşmelerinin, bilimsel ve teknolojik gelişme sağlayan çalışmalar ile insan ve toplumun bilgi dağarcığının arttırılması ve bunun sonucu bilimsel ve teknolojik gelişme sağlanması amacını taşıyan ve tam iki tarafa borç yükleyen, isimsiz sözleşmeler olarak tanımlanması mümkündür. Ar-Ge sözleşmelerin konusunu, yapılacak araştırma sonucunda mevcut bir ürünün geliştirilmesi ya da yeni bir ürünün elde edilmesi oluşturmaktadır. Ar-Ge Sözleşmelerinin amacı ve konusu göz önünde bulundurulduğunda, bu sözleşmelerin ifası sırasında veya sonucunda fikri haklar açısından incelenmeye açık bazı unsurların ortaya çıkması muhtemel görülmektedir. Çalışmada ağırlıklı olarak kamu, üniversite ve sanayi işbirliği çerçevesinde yürütülen Ar-Ge projelerde fikri hakların durumu irdelenmiştir.Book Part Hastanın Özel Yaşamına Saygı Gösterilmesini Talep Hakkı(Ankara Barosu, 2012) Badur, Emel; 52568Article Kadının Şiddet Nedeniyle Uğradığı Zararların Tazmini ve Nafaka(2018) Badur, Emel; 52568Kadına yönelik şiddet, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’da kadınlara,yalnızca kadın oldukları için uygulanan veya kadınları etkileyen cinsiyete dayalı bir ayrımcılık ile kadının insanhakları ihlaline yol açan her türlü tutum ve davranışı içerecek genişlikte tanımlanmıştır. Zararın doğması kadınayönelik şiddetin zorunlu unsuru olmamakla birlikte; muhtemel sonuçlarından birisidir. Kadına yönelik şiddetin önlenmesiveya başlamış olması durumunda en kısa sürede ve etkin şekilde durdurulması ne kadar önemliyse, kadınınbu nedenle uğradığı zararların tazmin edilmesi de bir o kadar önemlidir.Türk Hukuku’nda kadına yönelik şiddet mağdurunun, uğradığı (başta maddi ve manevi zararlar olmak üzere) zararlarıntazmin edilmesi için birden fazla normatif dayanak vardır. Kadına şiddet uygulayan kişinin nişanlısı veya eşiolması durumunda, nişanın bozulması veya boşanma nedeniyle Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen tazminathükümlerine başvurulabileceği gibi; her zaman için haksız fiil hükümlerine dayanılarak zararın tazmininin talep edilmeside mümkündür.İstanbul Sözleşmesi’nin 30. maddesinde taraf devletlere, mağdurların bu Sözleşme’de belirlenen herhangi bir suçnedeniyle faillerden tazminat talep etme hakkına sahip olmasını temin etmek üzere gerekli yasal veya diğer tedbirlerialmaları yükümlülüğü getirilmiştir. Maddenin ikinci fıkrası gereğince zararın fail, sigorta şirketi veya finansmanı devletçesağlanan sağlık ve sosyal sigorta hükümlerince karşılanmaması halinde, ciddi bedensel yaralanma veya sağlıkbozukluğuna uğrayanlara yeterli Devlet tazminatı sağlanacağı da kayıt altına alınmıştır.Ayrıca 6284 sayılı Kanun’un 5/4. maddesi uyarınca şiddet uygulayanın, aynı zamanda ailenin geçimini sağlayan yada geçimine katkıda bulunan kişi olması halinde ve TMK hükümlerine göre nafakaya hükmedilmemiş olması kaydıylahakimin, şiddet mağdurunun yaşam düzeyini göz önünde bulundurarak talep edilmese dahi tedbir nafakasına hükmetmesi mümkündürArticle Müşterek Konuttan Uzaklaştırma Kararı ve Bu Kararın Uzaklaştırılan Malikin Mülkiyet Hakkına Etkileri Kişilik Hakkı Karşısında Ayni Hakkın Durumuna Dair Bir İnceleme(2016) Badur, Emel; Turan Başara, Gamze; 52568; 19115Article Rekabet Sınırlayıcı Uygulamalara İlişkin İnceleme ve Araştırma Usulü(2008) Badur, Emel; Ertem, Burcu; 52568; 105057Article TERÖRLE MÜCADELE KANUNU'NDA DÜZENLENEN YENİ BİR TASARRUF YETKİSİ KISITLAMASI ŞERHİ(2017) Badur, Emel; Turan Başara, Gamze; 52568; 19115With a recent amendment, Article 20/A was added to the Anti-Terrorism Law (TeMK) and a new situation where the proprietor's property right on an immovable was introduced. This new Article grants criminal judges to put constraints on the power of disposition of the suspects and the accused on their immovable with a view to compensate the losses of the public entities and institutions due to some crimes regulated in the Anti-Terrorism Law and Turkish Penal Code. The decision of constraint needs to be turned into annotation on the land registry. This means that a new annotation of constraint on the power of disposition is regulated through Turkish Anti-Terrorism Law, except Turkish Civil Law.Book Tıbbi Müdahaleye Rızanın Özellik Gösterdiği Haller(Seçkin Yayınevi, 2017) Badur, Emel; 52568Book Türk rekabet hukukunda rekabeti sınırlayıcı anlaşmalar: (uyumlu eylem ve kararlar)(Rekabet Kurumu, 2001) Badur, Emel; 52568
