İç Mimarlık Bölümü Tezleri
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.12416/4884
Browse
Browsing İç Mimarlık Bölümü Tezleri by Issue Date
Now showing 1 - 5 of 5
- Results Per Page
- Sort Options
Item Citation Count: Alameen Alameen, Omar Ali (2020). A methodology for sustainable housing policy in libya case: City of Tripoli / Sürdürülebilir konut politikası üzerine bir metodoloji çalışması örnek: Trablus şehri. Yayımlanmış doktora tezi. Ankara: Çankaya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü.A methodology for sustainable housing policy in libya case: City of Tripoli(2020) Alameen Alameen, Omar Ali; Çankaya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İç Mimarlık BölümüBu tez sürdürülebilir konut politikası ile ilgilidir. Konut en temel insani ihtiyaç olarak, insanların en önemli günlük gereksinimidir. Birleşmiş Milletlerin Evrensel İnsan Hakları Beyannamesinde belirtildiği gibi "Her birey ve aile sağlıkları ve refahları için gerekli yaşam standartlarına sahip olmalıdır ve bu standartlar gıda, giyim, konut, sağlık ve gerekli sosyal hizmetleri kapsar" (UNHR, 2009). Yaşam ve barınma hakkı insanların en temel ihtiyaçları arasındadır ve konut edinme toplumun yaşam standartının bir göstergesidir. Henilane'e (2015) göre bir konut rahat, ekonomik, bakımı yapılabilir, mimari yönden anlamlı ve çevreyle uyumlu olmalıdır. Bu temel hakkın devamlılığı ancak "Sürdürülebilir Konut Politikası" üretmekle sağlanabilir. Edwards'a (2000) göre herkesin uygun bir konuta ulaşma şansı olduğu takdirde ve bu sosyal kaynaşma, refah ve kişisel özgürlüğü sağlarsa, bir konut sürdürülebilir olarak kabul edilir. Sürdürülebilir konut "Bugünün insanlarının ihtiyaçlarını karşılayan ve gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılamaları konusunda taviz vermeyen konut" olarak tanımlanır. Bu tezin amacı Libya'daki sürdürülebilir konut politikasının gerçekleştirilmesi ile ilgili çalışmaların sonuçlarından-özellikle Trablus ve Libya'nın geneli için konut sürdürülebilirliğinin ilkelerinin uygulanması amacı ile-yarar sağlamaktır. İlave olarak bu tez paydaşlar "profesyoneller ve kullanıcılar" için sürdürülebilirlik kavramları ve bunların konut sorununa ciddi çözümler üretmek konusundaki önemleri hakkında iyi bir zemin hazırlamayı amaçlamaktadır. Ayrıca önceki Libya hükümetlerinin başarılı konut politikaları hakkında konut kullanıcılarının memnuniyetini değerlendirmektir. Anketlerde sağlanan bilgiler ile konunun üç önemli boyutu "çevresel, sosyal ve ekonomik yönleri" araştırılarak ve konutların bir Libya ailesinin nazarında şimdiki ve gelecekteki uygunluğu sorularak edinilmiştir. Gelecekteki konut projelerinin uygulanmasında dikkate alınması gereken karakteristik unsurlar da dahil edilmiştir. Aynı zamanda bu tez bir örnek olay incelemesini de konu alarak kullanıcı memnuniyetini ölçmeyi de içermektedir. Bu çalışma Trablus'da gerçekleştirilen dört konut projesini içermektedir.Item Citation Count: Barani, Abdelhamed (2020). Developing a framework for coping with uncontrolled urban sprawl of war: A case study for environmentally resilient Benghazi city / Savaş kaynaklı kontrolsüz kentsel yayılma ile baş etmek için bir çerçeve geliştirmek: Çevresel bakımdan dayanıklı Bingazi şehri için vaka çalışması. Yayımlanmış doktora tezi. Ankara. Çankaya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü.Developing a framework for coping with uncontrolled urban sprawl of war: A case study for environmentally resilient Benghazi city(2020) Barani, Abdelhamed; Çankaya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İç Mimarlık BölümüBingazi'nin çeşitli bölgelerine sınırlı bir biçimde yayılan yeşil alanlarve tarlalar ile çevresel bileşenleri, şehir için en önemli kaynaklardan biridir. Bu ekosistemler, 2011 yılındaki Libya ayaklanmasından sonra patlak veren savaştan etkilenmiştir. Bu etki, çatışmalardan ve yıkıma uğrayan alanlardan şehrin çevresine kaçan nüfusun yer değiştirmesi sonucu olarak kentsel yayılma problem ile ortaya çıkmıştır. Mevcut literatür, çarpık kentleşme sorununu çeşitli boyutlarda ele almıştır, ancak savaşların ve sivil çatışmaların bir sonucu olarak kentsel yayılma sorununun şiddetlenişine ve bu durumun çevrede yarattığı sonuçlara değinmemiştir. Bu araştırma, şehrin, kontrolsüz kentsel olarak yayılması sonucunda büyük ölçüde etkilenmiş olan çevresel kaynaklarını tehdit eden risklere odaklanmıştır. Araştırmanın temel amacı, Bingazi kentini inceleyerek savaş sonucunda ortaya çıkan kontrolsüz kentsel yayılma ile başa çıkmak için çevresel bakımdan dayanıklı bir çerçeve geliştirmektir. Bu araştırma, kentsel yayılma sorununun nedenlerini ve şehirdeki iç savaşın bu problem ile ilişkisini araştırmaktadır. Araştırma aynı zamanda, şehrin çevresel boyuttaki yıkıma odaklanarak, savaştan ve kentsel yayılmadan kaynaklanan hasarı değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Araştırmanın amaçlarından biri de çevresel kırılganlıkları araştırmaktır. Çalışma, şehir vizyonunu ve hedeflerini tanımlamayı ve kentsel yayılmaya ve kentin çevresel yapısına duyarlı ve dayanıklı eylem planları önermeyi amaçlamaktadır. Şehrin çevresel kırılganlıkları ile başa çıkma kapasitesini artıran eylemler. Bu çevresel dayanıklılık strateji planı, eylem planının ve proje önceliklerinin hazırlanmasında toplumun ve karar vericilerin etkili katılımı sayesindesavaşınkent üzerindeki çevresel etkilerinin üstesinden gelmek ve çevresel kırılganlıkları azaltmak için bir başlangıç olacaktır. Çalışma, karma bir araştırma yaklaşımına sahiptir. Nicel ve nitel teknikler, tamamlayıcı bir yaklaşımla kullanılmıştır. Nicel veriler, şehir ve çevresine ilişkin ikincil verilerden toplanmış ve sekiz bölgede uzaktan algılama uydu görüntüleme, Pearson Ki kare ve Kentsel Genişleme Yoğunluk İndeksi yöntemlerinin sonuçları kullanılarak analiz edilmiştir. Nitel veriler, tartışma grupları ve görüşmeler yoluyla birincil verilerden elde edilmiş ve SWOT analiz yöntemi kullanılarak değerlendirilmiştir. Araştırmada, kentüzerinde savaşın etkilerini anlamak, kentsel yayılma sorununu tanımlamak ve bunun nedenlerini ve etkilerini bilmek için nicel veriler kullanmıştır. Ayrıca, bu verilerin analiziyle kontrolsüz kentsel yayılmadan kaynaklanan çevresel kırılganlıklar çerçevesinde, çevresel boyuttaki yıkımı ortaya çıkarmak hedeflenmiştir. Nitel veriler üzerinde uygulananSWOT analizi, çevresel dayanıklılığa duyarlı şehir vizyonunu formüle etmek ve bu vizyonun sunduğu hedefler doğrultusunda başlangıç düzeyinde çevresel dayanıklılık eylem planını hazırlamak için kullanılmıştır. Çalışma, şehrin mevcut durumunu anlamak için birincil ve ikincil verilerin analiz sonuçlarını sentezleyerek; ikinci nesil planların kapsamlı bir değerlendirmesine ulaşmış, bu kapsamda planın uygulanmayan aşamalarını, plan sınırı dahilindeki boş alanları, plandaki merkezsizleşme olasılıklarını, gecekondu bölgelerindeki yenileme olanaklarını ve muhtemel gelişim alanlarını eşik analizine göre değerlendirmiştir Sentez sonucunda bir eylem planı önerilmiş, kentin çevresel kırılganlıklarını azaltacak ve gelecekteki gelişmeleri çözebilmedeki kapasitesini arttıracak,bu kapsamda önecelikli projeler önermek için çevresel dayanıklılık stratejileri sunacak, "şehrin gelecekte nasıl olması gerektiği"ne cevap veren çevresel dayanıklılık vizyonu formüle edilmiştir. Çalışmanın bulguları, Bingazi'deki kentsel yayılmanın kentleşme ve savaştan kaynaklandığı; çevresel risklerin savaştan ve kentsel yayılmadan kaynaklandığını göstermektedir.Çalışma, artan çevresel bozulmayı ve kentsel yayılma sorununun artışını etkileyen temel konulara dair derin bir kavrayış sunmuş,şehirdeki savaş ile kentsel yayılma arasındaki ilişkiyi ortaya koymuştur. Çalışma, Bingazi vakası özelinde geleneksel planlama yöntemlerinin yetersiz kalabileceği ve planlamada çevresel dayanıklılık stratejilerinin kullanımının, şehrin gelecekteki gelişmelere uyum sağlama becerisini artırmak suretiyle, çevresel kırılganlıklar ile başa çıkmak için faydalı olabileceği sonuçlarına ulaşmıştır. Çalışma; kentin güçlü ve zayıf yanları, fırsatları ve tehditleri çerçevesinde geliştirdiği eylemler ile Bengazi kenti için bir model önerisinde bulunmuştur. Sonuç olarak, dayanıklılık stratejilerine dayalı bir kentsel eylem planının uygulanmasında ve politika geliştirilmesinde çalışmanın ulaştığı bilgilerin , bugün ve gelecekte, Libya'nın diğer şehirlerinde var olan kentsel ve çevresel sorunları azaltmakta kullanılabileceği düşünülmektedir. Sonuçlar Bingazi kentiyle ilgili olması ve geliştirilen dayanıklılık planı bu kentin koşullara göre inşa edilmiş olmasına karşın, benzer koşulların yaşandığı ve yaşanabileceği diğer kentlerdeki plancılar ve politika koyucular için fayda sağlayabilecektir.Item Citation Count: Günaydın Temel, Dilşa (2020). Evaluating appropriations inside and outside the house as a part of socio-spatial integration process of syrian refugees: A case study from Altındağ, Ankara / Suriyeli mültecilerin sosyo-mekansal entegrasyon süreçlerinin bir parçası olarak konut içinde ve dışında yaptıkları uyarlamaların değerlendirilmesi: Ankara Altındağ'dan bir vaka çalışması. Yayımlanmış doktora tezi. Ankara: Çankaya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü.Evaluating appropriations inside and outside the house as a part of socio-spatial integration process of syrian refugees: A case study from Altındağ, Ankara(2020) Günaydın Temel, Dilşa; Çankaya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İç Mimarlık BölümüSuriye'de yaşanan iç savaş nedeni ile Türkiye 2011 yılından bu yana Suriye'den göç almaktadır. Sürecin başlangıcından beri, başta Suriye'nin Türkiye ile sınır komşusu olması sebebiyle, sığınmacılar genellikle ilk aşamada Türkiye'ye gelmeyi/sığınmayı tercih etmişlerdir. Bu sığınmacıların bir kısmı bir müddet sonra farklı Avrupa ülkelerine dağılmış olsalar da büyük bir çoğunluğu Türkiye'de, özellikle Hatay, Şanlıurfa, Adana, Ankara, İstanbul gibi kentlere yerleşmişlerdir. Bu durum, kitlesel olarak gerçekleşen bu göç durumu neticesinde sığınmacıların entegrasyonu ve kentlerin her ölçekte bu kitlesel göç hareketi için hazır hale getirilmesi konularını gündeme getirmiştir. Bu çalışmada, yerleştikleri bölgelerde gerek kentsel mekâna gerekse konut alanlarına uyarlamalar yapan Suriyeli mültecilerin, Ankara'da nüfusça çok oldukları tespit edilen bölgeler 'deki sosyo-mekansal entegrasyon süreçlerinin parçası olarak, kültürel aktarımlar ve gündelik ihtiyaçların mekânsal yansıması neticesinde mahalledeki konutlarının hem içerisine hem de konut yakın çevresinde yaptıkları uyarlamalar incelenmiştir. Suriyelilerin savaş öncesi yaşantılarından şimdi yaşadıkları mekanlara nasıl aktarımlar yaptıklarını tespit edebilmek ve konut içi ve yakın çevresinde yaptıkları uyarlamaları/ kendilemeleri belirleyebilmek için öncelikle Suriye'deki yaşantıları araştırılmıştır. Bu çalışmada mahalledeki mekânsal değişimi saptamak için temel olarak gözlemlerden, Suriyelilerin kendi ülkelerindeki yaşam biçimlerini ve mekânsal yansımalarını anlayabilmek için de kaynak ve görsel taraması tekniklerinden yararlanılmıştır. Bu çalışma, keşfetmeye dayalı bir alan çalışması olarak planlanmıştır. Bu bağlamda, Suriyeli sığınmacılar ile yarı-yapılandırılmış görüşmeler yapılmıştır. Bu görüşmeler yapılırken kendilerinden savaş öncesinde yaşadıkları evlerin basit plan şemalarını çizmeleri de istenmiş ve görsel karşılaştırmalar için bu plan şemaları da kullanılmıştır. Yazın üzerinden elde edilen görseller üzerinden yapılan karşılaştırmalar ve bunların yorumlanması alan çalışmasının temelini oluşturmuştur. Çalışmanın bulguları bölgeye yerleşen ve giderek nüfuslarının artan Suriyeli sığınmacıların zaman geçtikçe bu bölgeyi kendi gündelik yaşamlarını ve yaşam tarzlarını devam ettirebilecek bir yer haline getirdiklerini göstermektedir. Kültürel aktarımların mekan üzerine bir yansıması olarak düşünülen bu durum, mekanlara yapılan eklentiler ile göstermektedir. Bu eklentiler, Suriyeli sığınmacıların yaşadıkları mekanlara uyarlamalar/ kendilemeleri yaptıklarını düşündürtmektedir. Konut içi ve yakın çevresine yapılan bu kendilemeleri sayesinde ise, sığınmacıların yaşadıkları yerlere olan aidiyetlerinin arttığı söylenebilmektedir. Bu sebeple de konut içi ve yakın çevresine yapılan bu uyarlama/ kendilemelerin, aslında sosyo-mekansal bütünleşme süreçlerini hızlandırdığı ve uygulanacak olan stratejilerin önemli bir parçası olabileceği düşünülmektedir. Araştırmanın, günümüz koşullarında devam etmekte olan kitlesel göç süreçlerinde ülkeler, şehirler, yerleşilen alanların ve konutlarının dokusu üzerindeki etkisini ve değişimini izlemek ve oluşan yeni dokunun kente olan etkisini belirleyip, hem kentleri göç sürecine hazır hale getirecek hem de göçmenlerin barınma ve konaklama ihtiyaçlarının karşılanmasında yol gösterecek stratejilerin tespit edilmesinde faydalı olacağı düşünülmektedir.Item Citation Count: Avcı, Ayşe Nihan (2022). Circadian lighting design: Effects of OLED lighting conditions on visual comfort and well-being in an indoor office environment / Sirkadiyen aydınlatma tasarımı: OLED aydınlatma koşullarının iç mekan ofis ortamında görsel konfor ve refah düzeyi üzerindeki etkileri. Yayımlanmış yüksek lisans tezi. Ankara: Çankaya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü.Circadian lighting design: Effects of OLED lighting conditions on visual comfort and well-being in an indoor office environment(2022) Avcı, Ayşe Nihan; Çankaya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İç Mimarlık Bölümüİnsan ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde çeşitli aydınlatma armatürleri geliştirilmiştir. Akkor ve deşarjlı lambalar yaygın olarak kullanılmaya devam ederken, katı hal aydınlatma ailesinin bir üyesi olan organik ışık yayan diyot (OLED) paneller gibi daha yeni teknolojiler daha avantajlı hale gelmiştir. OLED'ler, sirkadiyen sistem dostu olma, düşük güç tüketimi, uzun ömür ve mavi ışık riski taşımama gibi diğer yapay aydınlatma alternatiflerine göre çok sayıda avantajla birlikte tamamen yeni bir yapay aydınlatma olanakları seti sunmaktadır. Aydınlatma, insan değerlendirmelerine dayalı olarak görsel ve görsel olmayan açılardan insan ve çevre arasındaki ilişkiyi etkilemektedir. Vurgu, iç mekanlarda insanın görsel konforuna ve refahına fayda sağlayan konforlu ve sağlıklı aydınlatmanın sağlanmasıdır. OLED aydınlatma ile insan sirkadiyen sistemi, görsel konfor ve ofis iç mekanlarında refah arasındaki ilişki üzerine çalışmalar sınırlıdır. Bu tez, OLED aydınlatma koşullarının kapalı bir ofis ortamında insan sirkadiyen sistemini, görsel konfor seviyesini ve refahını nasıl etkilediğini araştırmaktadır. Deney, Çankaya Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'nden 31 gönüllü ile yapılmıştır. Tam ölçekli ofis ortamı, OLED aydınlatmanın iki farklı renk sıcaklığı (CCT), yani 3000 K ve 4000 K ile tasarlanmıştır. OLED aydınlatma koşullarının insan sirkadiyen sistemi üzerindeki etkilerini gerçek anlamda araştırmak için bilek aktigrafisi kullanılmışır. İki OLED aydınlatma koşulunun görsel konfor üzerindeki etkilerini değerlendirmek için Ofis Aydınlatma Anketi kullanılmış ve iki OLED aydınlatma koşulunun, katılımcıların refahını değerlendirmek için Küller'in Çevresel Değerlendirme Ölçeği kullanılmıştır. Veri toplama süreci, her katılımcı için 3000K ve 4000K OLED aydınlatma koşulları olmak üzere iki farklı gün ile 10:00-15:00 saatleri arasında çalışma saatlerinin büyük bir bölümünü almıştır. Toplanan veriler daha sonra çok değişkenli istatistiksel yöntemler kullanılarak analiz edilmiştir. Sonuçlarla ilgili olarak, insan sirkadiyen sistemi, sıcak beyaz (3000 K) OLED aydınlatmaya maruz kaldığında çalışma günü boyunca etkili olmaya devam etmiştir. Ayrıca sıcak beyaz (3000 K) OLED aydınlatma, sirkadiyen ritmik aktivite ve aydınlık düzeyinde nötr beyaz (4000 K) OLED aydınlatmaya göre daha etkilidir. Görsel konfor koşulları açısından, sıcak beyaz (3000 K) OLED aydınlatma, nötr beyaz (4000 K) OLED aydınlatmaya göre daha konforlu bulunmuştur. Refah açısından, her iki OLED aydınlatma koşulu da ölçeğin pozitif ucuna doğru derecelendirilmiş; ancak katılımcılar, sıcak beyaz (3000 K) OLED aydınlatmaya maruz kaldıklarında, nötr beyaz (4000 K) OLED aydınlatmaya göre daha sakin, tatmin olmuş, meraklı, ilgili ve enerjik hissetmişlerdir. Çalışmanın bulguları, OLED aydınlatmanın sirkadiyen aydınlatma tasarımında etkili olduğunu göstermektedir; burada görsel olmayan yönleri de hesaba katarak insanların görsel konforunu ve refahını iyileştirmek amacıyla iç mekanlardaki aydınlatmayı optimize etmek için önemli bir referans görevi görmektedir. Bulgular ayrıca, insan sirkadiyen sistemi ile iç mekanlardaki farklı aydınlatma türleri arasındaki ilişkiyi araştırmak için iç mimari ve aydınlatma tasarımı üzerine gelecekteki çalışmalarda bilek aktigrafisinin kullanılması gerektiğini düşündürmektedir. Bu, sirkadiyen aydınlatma tasarım yöntemleri hakkında ilginç bulgulara ve tartışmalara yol açabilir.Item Citation Count: Mertyürek, Serkan (2023). Physical expression of social organization and societal structuring in mosque architecture: Evaluation of contemporary mosques in Ankara, Turkey. / Sosyal organizasyon ve toplumsal yapinin cami mimarisinde temsili: Çağdaş camilerin değerlendirilmesi. Ankara, Türkiye. Yayımlanmış yüksek lisans tezi. Ankara: Çankaya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü.Physical expression of social organization and societal structuring in mosque architecture: Evaluation of contemporary mosques in Ankara, Turkey(2023) Mertyürek, Serkan; Çankaya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İç Mimarlık BölümüBu tez Türkiye'nin başkenti Ankara'da üç farklı modern cami incelemektedir. Özellikle, Türkiye'de cami envanterinin önemli bir bölümünü oluşturan "Osmanlı" tipi camilerden farklı, yenilikçi ve özgün cami örneklerini araştırmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu sonrası Cumhuriyet dönemi, cami mimarisinde "modern" ve "geleneksel" örnekler üzerinden süregiden bir tartışma ve rekabete tanıklık etmiştir. Aslında bu problem farklı yönleriyle ele alınmış olsa da, akademide genellikle camilerin "modern" veya "geleneksel" olarak sınıflandırılması üzerinden tartışılmıştır. Oysa, bu sınıflandırma cami mimarisinde geleneğin repertuvarını oluşturan camilerin farklı fiziksel özelliklerini temel almalıdır. Bu çalışmada camiler kütle ve cephe tasarımları, mekansal organizasyon, iç mekan formları, mimari program, malzeme seçimi ve bezeme, süsleme detayları olmak üzere camilerin fiziksel özelliklerine göre altı gruba ayrılmış, 18 farklı faktöre göre değerlendirilmiştir. Tez bir taraftan cami mimarsinde "modern" ve "geleneksel" temsil biçimleri tartışmasına katkı koymak ve bu tartışmada "gelenek", "geleneksel" ve "modern" kavramlarının ayırt edilmesi ve anlaşılması konusundaki bulanıklığı gidermeyi amaçlamaktadır. Diğer taraftan, "modern" camilerin somut analitik bir çerçeve içinde fark edilmesi yanında, tezin çekirdeği "Osmanlı" tipi camilerin önünde uygulanmış "modern" camilerin arkasındaki aktörleri, koşulları ve mekanizmaları bulmayı amaçlamaktadır. Bu tez kümülatifte sosyal organizasyon ve toplumsal yapı olarak sınıflandırabileceğimiz sosyal ilişki ağları, hiyerarşiler ve farklı toplumsal rolleri yansıtan kadim cami mimarisini incelemektedir. Cami ve inanç yapılarının ortaya çıkmasında etkin olan sosyal organizasyon ve toplumsal yapının aktörleri kullanıcı-talep eden tarafında cemaatler ve geliştiren-arz eden tarafında da cami yaptırma dernek ve yönetimleri, mimarlar, diyanet konusunda yetkili kamu görevlileri ve yapıcı ustalar olarak belirlenmiştir. Bu çizgide, "modern" camilerin ortaya çıkmasının gerisindeki sosyal organizasyon ve toplumsal yapıyı anlamak için seçilmiş camilerin inşa edilmesinde karar alma, fon yaratma, tasarım ve planlama ve inşa etme süreçlerinde yer almış aktörlerle görüşülmüştür. Araştırma sonuçları yenilikçi formlardaki cami ve inanç yapılarının ortaya çıkmasına katkı sağlayan en önemli etkenin yapıların mimarları olduğunu ve çalışmada örnek olarak seçilen "modern" camilerin düzenli kullanıcılarına -cemaat mensupları ve imamlar- danışılarak inşa edilemeyeceklerini açık etmiştir. Sonuçlar aynı zamanda yenilikçi, özgün cami ve inanç yapıları inşa etme konusunda kararlı olan mimarların işverenlerini ikna edebilecekleri fikrini taşımaktadır. Çalışmanın örnek camilerinde işverenler başarı öyküsü olan, kariyer sahibi ve eğitimli kimselerdir. Ampirik çalışma toplumun dindar olmayan kesimlerinin de cami ve inanç yapıları inşa edilmesi süreçlerinde sayılıp, yer alabilecekleri ve bazı durumlarda süreçlere katılarak, katma değer sağlayabilecekleriyle ilgili ipuçları vermektedir.