Özel Hukuk Bölümü Tezleri
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.12416/71
Browse
Browsing Özel Hukuk Bölümü Tezleri by Issue Date
Now showing 1 - 20 of 152
- Results Per Page
- Sort Options
Master Thesis Sivil hava araçlarının verdiği zararlardan doğan sorumluluk (taşıyanın ve işletenin sorumluluğu)(2008) Kutlu, AhmetHava Özel Hukuku, hava araçları ile yapılan taşımacılık dolayısı ile kişiler arasında doğan hukuki ilişkileri düzenleyen hükümlerin incelendiği hukuk dalıdır. Hava özel hukuku kuralları, uluslararası hukuk kuralları ve iç hukuk kurallarından oluşmaktadır. Uluslararası hukuk kuralları olarak; Akdi alanda 1929 tarihli Varşova Konvansiyonu ile başlayan, Varşova/La Haye sistemi hükümlerini; Akit dışı alanda ise 1952 tarihli Roma Konvansiyonu hükümlerini söyleyebiliriz. İç hukuk kurallarının başında da 14.10.1983 tarihinde kabul edilen 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu hükümleri gelmektedir. Hava hukukunun en önemli meseleleri olarak, hava taşıma sözleşmesinden doğan, taşıyanın sorumluluğu (özleşmesel sorumluluk) ile hava aracı işleteninin diğer kişi ve mallara verdiği zararlardan doğan sorumluluğunu(Haksız Fiil Sorumluluğu) belirtebiliriz. Bu çalışmada Türk Sivil Havacılık Kanunu‘nun taşıyanın ve İşletenin sorumluluklarına ilişkin hükümlerini inceledim. Bu hükümler Kanun‘un Dördüncü kısmında iki Bölüm halinde 120 – 140‘ıncı maddeleri arasında düzenlenmiştir. Türk Sivil Havacılık Kanunu‘nun Dördüncü Kısmı‘nın Birinci Bölümü‘nde 120 – 132 maddeler arasında taşıyanın taşıma sözleşmesinden doğan sorumluluğu; İkinci Bölümü‘nde 133 – 140‘ıncı maddeler arasında ise uçaklar tarafından üçüncü kişilere verilen zararlar bakımından işletenin sorumluluğuna ilişkin hükümler düzenlenmiştir. Bu inceleme; 1929 yılında başlayan ve en son olarak ta 1999 yılında imzalanan Montreal sözleşmesi de dâhil olmak üzere Varşova/La Haye sisteminden ve üçüncü kişilere verilen zararların düzenlendiği 1952 tarihli Roma Konvansiyonundan da bahsedilmek suretiyle yapılmıştır. Ancak konudan daha önce hava aracı kavramından bahsedilmiş; Hava aracının tanımı, hukuki mahiyeti, tabiiyeti ve mülkiyeti gibi hususlar anlatılmıştır.thesis.listelement.badge Taşınmazlar Üzerinde Mülkiyeti Devir Amacı Güden İşlemlerde Muvazaa(2008) Çavuşoğlu, ErhanCompatibility of the will and its explanation, one of the most important components of the legal processes and transactions, directly affect the validity of the transaction. In this context, compatibility of the will and its explanation is a condition which is compulsory on establishing the transaction in a valid way. There is an incompatibility created deliberately by the owner of the will and the opposing party between the will and its explanation in collusion. The legal transaction constituting the subject matter of the collusion does not result in the judgment and conclusions. This situation is seen especially in the transactions which are aimed at transferring an immovable property and assets. That the transaction aimed at transferring an immovable property does not comply with the actual will of the parties is invalid due to the fact that the secret transaction is against the formal procedure. Collusion in transfer of immovable propertiesMaster Thesis Motorlu taşıtlar sektöründe rekabeti sınırlayan anlaşmalar (2005/4 sayılı grup muafiyeti tebliği çerçevesinde bir inceleme)(2008) Erturan, Elaİşbu çalışmada, motorlu taşıtlar sektöründe rekabeti sınırlayıcı anlaşmalar, Rekabet Kurulu’nun 2005/4 sayılı Motorlu taşıtlar Sektöründeki Dikey anlaşmalar ve Uyumlu Eylemlere ilişkin Grup Muafiyeti Tebliği çerçevesinde incelenmiştir. 2005/4 sayılı Tebliğ ve bu Tebliğ öncesinde yürürlükte olan 1998/3 sayılı Tebliğ, Kurul’un sektöre yönelik olarak muafiyet verdiği ilk grup muafiyeti Tebliği’dir. Çalışmamızın ilk bölümünde, motorlu taşıtlar sektörü, bu sektörde faaliyet gösteren kişiler, dağıtım sistemleri ve ekonomik durum açısından genel olarak incelenmiştir. Bu çerçevede özellikle, sektör içinde yer alan temel kişi ve kavramlar ile 2005/4 sayılı Tebliğ ile getirilen niteliksel ve niceliksel seçici dağıtım sistemleri üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde, rekabetin sınırlanması kavramından başlanarak, rekabete aykırı anlaşmalar ve bu anlaşmaların 4054 sayılı Kanun’un 4. Maddesindeki yasaktan grup olarak muaf tutulmasının Şartları belirlenmiştir. Bu çerçevede, muafiyet sistemi anlatıldıktan sonra, motorlu taşıt sektöründeki grup muafiyeti düzenlemeleri ele alınmıştır. Üçüncü ve son bölümde, 2005/4 sayılı Tebliğ’deki muafiyetten yararlanılmasının genel Şartları ile ağır sınırlamalar ve özel hükümler tek tek incelenmiştir.Master Thesis Boşanmada yoksulluk nafakası(2008) Perktaş, HaticeTezin Konusu “Yoksulluk Nafakası” dır. Yoksulluk nafakası, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan ve boşanmada kusuru daha ağır olmayan eş lehine mali durumu daha iyi olan eş tarafından, mali gücü oranında süresiz olarak yardım edilmesin öngören, boşanma mali sonuçlarına ilişkin bir kurumdur. Yoksulluk nafakası, nafaka türlerinden bakım nafakası için de yer olmaktadır. Yoksulluk nafakası evlilik birliği devam ettiği sürece söz konusu olan yardımlaşma ve bakım yükümlülüğünün, sosyal ve ahlaki düşüncelerle, evlilik birliğinin sona ermesinden sonrada koşulların varlığı halinde, devamı niteliğindedir. Evlilik birliği sona erdikten sonra, yoksulluğa düşecek olan eşi koruma amacına yönelik olarak düzenlenmiştir. Yoksulluk nafakasın ilişkin düzenleme sosyal ve ahlaki gerekçelere dayanmaktadır. 4721 Sayılı Medeni Kanun eşitlik ilkesi gereği, karı ve kocaya eşit koşullarda yoksulluk nafakası talep etme imkanını sağlamış, Eski Medeni Kanundaki erkeğin kadından yoksulluk nafakası isteyebilmesi için “kadının refah halinde olması” Şartı kaldırılmıştır. Ayrıca 4721 Sayılı Medeni Kanun ile, istem halinde hakimin nafakanın gelecek yıllarda taraflarına sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayacağı hüküm altına alınmış ve bu düzenleme ile tarafların maruz kaldıkları masrafa ve zaman kaybı önlenmek ile tarafların maruz kaldıkları masraf ve zaman kaybı önlenmek istenmiştir. Bu tez çalışmasında, özellikle yoksulluk nafakası kavramı, koşulları, hükümleri, maddi tazminatla olan ilişkisi, yoksulluk nafakasına ilişkin düzenlemeler, 4721 Sayılı Medeni Kanun ile değiştirilen hükümler doktrin ve yargı kararları doğrultusunda incelenmiştir. 4721 Sayılı Medeni Kanun ile Eski Medeni Kanun Hükümleri karşılaştırılmıştır.Master Thesis Konut finansmanı (mortgage) sözleşmesi tüketicinin korunması hakkında kanun kapsamında bir inceleme(2009) Özyılmaz, GülşenKonut finansmanı sistemi ülkemizde 5582 Sayılı Konut Finansmanı Sistemine ilişkin çeşitli Kanunlarda değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 21.02.2007 Tarihinde yürürlüğe girmesi ile uygulama alanı bulmuştur. Konut finansmanı sözleşmesi hukuki niteliği itibariyle, tüketicinin konut edinmesi amacı ile kredi veren kurumun kredi temin ettiği, temin edilen kredi nedeniyle tüketicinin kredi veren kuruma borçlandığı ve bu borca karşılık kredi veren kurum lehine, sözleşmeye konu olan gayrimenkul üzerine ipotek tesis edildiği tam iki tarafa borç yükleyen bir tüketici kredisidir. Konut finansmanı sözleşmesinin tüketici ve konut finansmanı kuruluşu olmak üzere iki tarafı bulunmaktadır. 5582 Sayılı Kanun ile tarafların hak ve yükümlülükleri düzenlenmiş, bu sayede sisteme işlerlik kazandırmak amaçlanmıştır. Konut finansmanı sözleşmesi, sözleşmenin taraflarca eksiksiz olarak ifa edilmesi, ölüm, fiil ehliyetinin kaybı, iflas ve sözleşmenin feshi ile sona ermektedir. Sözleşmenin sona ermesi ile tarafların birbirinden olan tüm hak ve alacakları sona ermektedir. Konut finansmanı sözleşmesi bir tüketici kredisi niteliğinde olduğundan sözleşme nedeniyle taraflar arasında çıkacak uyuşmazlıklarda görevli mahkeme tüketici mahkemeleridir. Konut finansmanı sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklarda yetkili mahkeme ise kural olarak davalının ikametgahı mahkemesidir. Ancak sözleşme ile konut finansmanı sözleşmesinden doğacak uyuşmazlıklarda yetkili mahkemenin belirlenmesi de mümkündür. 5582 Sayılı Kanun ile yapılan düzenlemelerle konut finansmanı sisteminin sağlıklı bir Şekilde uygulanması amaçlanmıştır. Ancak konut finansmanı sisteminin ülkemizde başarı ile uygulanabilmesi ülkedeki ekonomik istikrarın varlığı ile doğru orantılıdır.Master Thesis Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi(2009) Karaman, ŞeymaArsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi borçlar kanunu’nda özel olarak düzenlenmiş olan bir sözleşme tipi değildir. Borçlar kanunu’nda düzenlenmiş olan istisna (eser) sözleşmesi ile taşınmaz satım sözleşmesinin unsurlarını barındıran karma nitelikli bir sözleşmedir. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde sözleşmenin taraflarından arsa (iş) sahibi arsanın belirli paylarını müteahhide devretmek borcu altına girmekte, müteahhit ise arsa üzerine inşa edeceği binanın belirlenen bağımsız bölümlerini arsa sahibine teslim etme borcunu üstlenmektedir. Dolayısıyla tarafların karşılıklı olarak sözleşmeden doğan hak ve yükümlülükleri mevcuttur. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde eserin ayıplı olması halinde müteahhidin ayıba karşı tekeffül borcu doğar ve arsa sahibi bundan doğan haklarını kullanabilir. İmkansızlık hallerinde sözleşme sona ereceği gibi sözleşmeye aykırı davranan veya edimini ifada temerrüde düşen taraf hakkında edim alacaklısı sözleşmeyi feshedebilir.Master Thesis Tıbbi müdahale ve tedavide malpraktisten doğan hukuki sorumluluk(2009) Günday, RezzanBu araştırma, tıbbi müdahale ve tedavinin her basamağındaki tıbbi malpraktisin incelenmesini içerir. Tıbbi malpraktiste asıl sorumluluk doktor’a ait olmakla birlikte adam çalıştırma sorumluluğu ile yardımcı personele ya da hizmet kusuru ile sağlık hizmeti sunucusuna gitmenin hukuki yolları araştırılmıştır. İlk bölümde Tıbbi Müdahale Tedavi’nin tanımı ve tarihinde sonra sözleşmedeki yerine değinilmiştir. Sağlık hizmeti sunucusunun özel ya da kamu hizmeti olması durumundaki değişen sorumluluklar anlatılmıştır. İkinci bölümde tıbbi malpraktisin tanımı, tarihi gelişimi ve hukukumuzdaki yeri incelenmiştir. Araştırmamızın asıl konusu olan tıbbi malpraktisin her basamaktaki hukuki sorumluluk ayrı ayrı incelenmiştir. Doktorun hukuki sorumluluğunun paylaştırılması esasında ilaç üreticisinin ve eczacının sorumluluğuna gidilmesinin esasları değerlendirilmiştir. Tıbbi malpraktiste “aydınlatılmış Onam” tüm ayrıntılar ve bu belgedeki doktor, hastane, yardımcı personelin kusurları ayrı ayrı değerlendirilmiştir. Doktorun sorumsuzluğuna neden olan tıbbi bir kavram olan komplikasyon incelenerek, hangi durumlarda kusur, hangi vakalarda komplikasyon ile kusursuzluğa gidileceğine değinilmiştir.Tıbbi malpraktisin önlenmesinde hem hukuki hem de ekonomik gerekçeler incelenmiştir. Ülkemizde henüz tam anlamıyla yerine getirilmeyen, raporlama ve kayıt sisteminin gerekliliği, tıbbi malpraktis sigorta sisteminin aşama ve usulleri V. Bölümde yer almıştır. Tüm dünyada tıbbi malpraktisin minimuma indirilmesinde öngörülen sigortalama sistemine değinilmiştir.Master Thesis Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden hak kazanan üçüncü kişinin hukuki durumu(2009) Coşkun, GürkanÇalışmamızın konusu, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden hak kazanan üçüncü kişilerin hukuki durumudur. Çalışmamız üç bölüm altında incelenmiştir. Çalışmanın birinci bölümünde, üçüncü kişinin kazanımının dayanağını oluşturan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi incelenmiştir. Bu incelemeye dayanılarak, üçüncü kişinin hak kazanım biçimleri tespit edilmiş ve bunların sonuçları değerlendirilmiştir. İkinci bölümde, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin sona ermesi durumunun üçüncü kişiler bakımından sonuçları incelenmiştir. İlk olarak, uygulamada sıklıkla görülen yüklenicinin temerrüdü nedeniyle sözleşmenin sona ermesinin sonuçları ve üçüncü kişinin kazanım biçimi de göz önüne alınarak, üçüncü kişinin kazanımı sorunu üzerinde durulmuş; ikinci olarak ise ifa imkansızlığının üçüncü kişinin kazanımına etkileri değerlendirilmiştir. Üçüncü bölümde ise, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin Şekil koşuluna ve geçersizliğine değinildikten sonra, Şekil eksikliği nedeniyle geçersiz sözleşmenin geçerli bir sözleşme gibi sonuç doğurması durumu incelenmiş ve söz konusu durumların üçüncü kişi bakımından sonuçları belirlenmiştir.Master Thesis Eser sözleşmesinde ayıplı ifa nedeniyle iş sahibi ve yüklenicinin karşılıklı sorumlulukları(2009) Hatipoğlu Ünsal, AyşeGünümüz ticari hayatının en önemli hukuksal düzenlemelerinden olan Eser sözleşmesi (istisna Akdi), iş sahibi ile yüklenici (müteahhit) arasındaki İlişkileri düzenlemektedir. İş sahibine teslim ederin çeşitli nedenlerden dolayı Ayıplı olması, Eser sözleşmesi kapsamında ele alınan önemli bir konu başlığıdır. Bu tez çalışmasının esas konusu, Eser sözleşmesi kapsamında, iş sahibi ve Yüklenici ayıplı ifa nedeniyle karşılıklı sorumluluklarıdır. İş sahibi ve Yüklenicinin karşılıklı sorumlulukları, kapsamlı bir literatür taraması, yargı Kararları ve doktrindeki görüş ayrılıkları bağlamında incelenmektedir.Master Thesis Olumlu miras sözleşmesi(2010) Özbey, SerapOlumlu miras sözleşmesi, miras bırakanın mirasını veya belirli malını sözleşme yaptığı kimseye ya da üçüncü bir kişiye bırakma yükümlülüğü altına girdiği bir ölüme bağlı tasarruftur. Olumlu miras sözleşmesi hukuki niteliği itibariyle sözleşmedir. Sözleşmenin konusu olabilecek başlıca tasarruflar, mirasçı atama ve belirli mal bırakmadır. Ayrıca sözleşme koşullu ve yüklemeli de yapılabilmektedir. Olumlu miras sözleşmesi resmi şekilde kurulabilmektedir. Sözleşmeyi yapabilmek için ayırt etme gücüne sahip olmak, ergin olmak ve kısıtlı olmamak gerekmektedir. Olumlu miras sözleşmesi kural olarak iki tarafın anlaşması ile sona erdirilebilmektedir. Genel kural bu olmakla birlikte, Kanun’da düzenlenen bazı hallerin gerçekleşmesi durumunda, miras bırakanın sözleşmeden dönmesi de mümkündür. Sözleşmenin sakat olması durumunda ise, sözleşme miras bırakan tarafından iptal ettirilebilmektedir. Olumlu miras sözleşmesinin ile saklı paya sahip mirasçıların payları ihlal edilmişse, tenkis davası açılabilmektedir. Bazı hallerde, mirasçılar tarafından iptal davası açılabilmektedir. Nihayet miras bırakanın olumlu miras sözleşmesindeki yükümlülüğü ile bağdaşmayan ölüme bağlı tasarruflarına veya bağışlamalarına karşı, diğer tarafın dava açarak itiraz etme hakkı bulunmaktadır.Master Thesis Fikir ve sanat eserleri hukukunda lisans sözleşmesi(2010) Tunçer, Ramazan OnurLisans sözleşmesi Fikir ve Sanat Eserleri Hukuku’nda özel olarak düzenlenen sözleşme tipleri arasında yer almamaktadır. Sözleşme, sağladığı yetkinin kapsamına göre, “basit lisans” ya da “tam lisans” olarak isimlendirilmektedir. Lisans sözleşmesi, genellikle her iki tarafa da borç yükleyen ve taraflar arasında sürekli borç ilişkisi kuran sui generis bir sözleşmedir. Lisans sözleşmesinde lisans veren taraf, gayri maddi hakkın kullanımını karşı tarafa devrederken, lisans alan taraf da kural olarak bir bedel ödeme yükümlülüğü altına girer. Lisans sözleşmesi, diğer sözleşmeleri de sona erdiren genel sebeplerle sona erebileceği gibi, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda düzenlenen bir takım özel sebeplerle de sona erebilir.Master Thesis Kredi kartı sözleşmesi(2010) Yalçın, Ali OnurBu çalışmada, günümüzdeki ekonomik gelişmelere bağlı olarak ülkemizde yaygın bir uygulama alanı bulan ve toplumun neredeyse her kesimini doğrudan ilgilendiren kredi kartı sözleşmeleri incelenmiş; kredi kartı sözleşmelerinin uygulanması sırasında taraflar arasında ortaya çıkan sorunlar üzerinde durulmuştur. Çalışmada, sözleşmenin kanunun öngördüğü Şekil Şartlarına aykırı olarak akdedilmesine bağlanan sonuçlar ile anlaşma unsurunun sağlanmadığı durumlara bağlanan sonuçlar irdelenmiştir. Kredi kartı sistemini oluşturan tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülükleri, Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve Borçlar Kanunu kapsamında incelenmiş; ilgili yerlerde kefilin sorumluluğuna değinilmiştir.Master Thesis Haksız fiil halinde müteselsil sorumluluk(2010) Akdoğaner, ElvanHaksız Fiil Sorumluluğu; sözleşme dışı, hukuka aykırı, kusurlu bir davranışla bir kimseye verilen zararın giderilmesini düzenler. Hukuka aykırı olarak bir kimsenin şahsına veya mal varlığına zarar veren fiile haksız fiil denir. Haksız fiil borç kaynaklarından birisi kabul edilmiş olup, zararı veren zararı tazminle sorumludur. Haksız fiil sorumluluğu, akit dışı, hukuka aykırı, kusurlu bir davranışla bir kimseye verilen zararın giderilmesidir, Haksız fiilin unsurları; davranış, zarar, uygun nedensellik bağı kusur ve hukuka aykırılığın oluşturur. Borçlar Kanunu haksız fiilin borç kaynağı olması ile ilgilenmiş olup buna göre “tazminat isteyen zararını ispat etmeye mecburdur.” kuralı getirilmiştir. BK m.50‟de birlikte zarara neden olan birden fazla kişinin sorumluluğu düzenlemiştir. Buna göre ortada bir zararın mevcut olması ve bu zarardan eylemcilerin müteselsilen sorumlu tutulabilmeleri için asıl eylemci, kışkırtıcı veya yardımcı ilişkisi içinde davranmış olması gerekmektedir. BK m. 50‟den doğan sorumluluğun kapsamında müteselsil sorumluluk kavramı, zarara birlikte neden olan kişilerin sorumluluğu bir zarara birlikte neden olmanın hüküm ve sonuçları anlatılmaya çalışılmış ve zararın giderilmesini talep için zaman aşımı süreleri belirtilmiştir.Master Thesis Elektronik sözleşmelerin tüketicinin korunması açısından değerlendirilmesi(2010) Gümgüm, Behice BengiElektronik sözleşmeler Borçlar Kanunu’nda özel olarak düzenlenmiş olan bir sözleşme tipi olmadığından a tipik bir sözleşmedir. Bu nedenle de Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve ilgili yönetmeliklerle gerekli düzenlemeler yapılarak tüketicinin korunması sağlanmaktadır. Elektronik sözleşmelerde sözleşmenin taraflarından alıcı (tüketici) satın almış olduğu Şeyin parasını ödemek borcu altına girmekte, satıcı ise parası ödenen Şeyi tüketiciye teslim etme borcunu üstlenmektedir. Dolayısıyla tarafların karşılıklı olarak sözleşmeden doğan hak ve yükümlülükleri mevcuttur. Elektronik sözleşmelerde taraflar sözleşmenin kurulması sırasında karşılıklı hazır olmadıkları için tarafların bir takım yükümlülükleri de bulunmaktadır. Öncelikli edim yükümlüsü alıcı yani tüketici olduğu için tüketicinin korunmasına ilişkin tedbirler ve tüketicinin hakları da bu açıdan önem arz etmektedir.Master Thesis Alacağın temlikinin hüküm ve sonuçları(2011) Diren, DuyguAlacağın temliki kurumu, Borçlar Kanunu’nun Birinci Kısmı’nı oluşturan “Genel Hükümler” kısmı içerisinde hükme bağlanmış; alacaklı, borçlu ve üçüncü kişi arasında meydana gelen bir müessesedir. Farklı amaçlara dayanarak uygulanabilen alacağın temlikinin; alacaklıya, amacını gerçekleştirebilmesi için büyük bir imkân sağlaması ve bu niteliği nedeniyle uygulamada çok sık kullanılan bir kurum olması, bu çalışmanın hazırlanmasının başlıca nedeni olmuştur. Bir borç ilişkisinde, ilişkinin tarafları, alacaklı ve borçludur. Bu ilişkinin pasif tarafını borçlu; aktif tarafını ise alacaklı oluşturmaktadır. Alacağın temlikin de ise bu taraflara bir de üçüncü kişi dâhil olmakta; aktif olan alacaklı taraf değişmektedir. Çalışmamız giriş, üç ana bölüm ve sonuçtan oluşmaktadır. Konuya giriş yapıldıktan sonra birinci bölümde, konunun zeminini oluşturan alacağın temliki kavramının tanımı yapılmış, türleri, şartları saptanmış; temlik etme vaadi, temlik edilemeyen alacaklar ve alacağın temlikine ilişkin saklı tutulan hükümler üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde, alacağın temliki kurumunun, benzer diğer kurumlarla olan ilişkisi ve bu kurumlarla arasındaki farklar inceleme konusu yapılmıştır. Üçüncü bölümde ise, ana konuya girilerek, alacağın temliki işleminin asli ve tali sonuçları üzerinde durulduktan sonra, alacağın temlikinin, ilgili taraflar açısından doğurduğu hüküm ve sonuçlar ayrıntılı olarak incelenmiştir. Sonuç bölümünde ise, çalışma sonucunda elde edilen sonuçlar, özet halinde sunulmuştur.Master Thesis Avukatın malpraktis sorumluluğu(2011) Boz, OnurBu çalışmada, yargının bir parçası olarak, müvekkiline hukuki yardımda bulunmak ve onu temsilen hukuki işlem yapma yetkisine sahip olan avukatın, mesleki ve hukuk kurallarına uymayarak müvekkiline maddi veya manevi zarar getirmesi ve bunun sonuçları üzerinde durulmuştur. Çalışmanın ilk bölümünde, avukatlık mesleğinin özellikleri, vekalet sözleşmesi, avukatlık sözleşmesi ile vekalet sözleşmesi arasındaki farklar ve avukatın sorumlulukları anlatılacaktır. Çalışmanın ikinci kısmında ise, malpraktis kavramı, avukatın özen yükümlülüğü ve avukatın malpraktisine bağlanan sonuçlar ve Avukatlık Mesleki Sorumluluk Sigortası incelenecektir.Master Thesis CMR sigortası(2011) Kargı, Ayşegül Gizemİş bu tezde, Orijinal adı “Convention Relative au Contrat de Transport International de Marchandises par Route” olan ve CMR olarak kısaltılan, Türkçe karşılığı “Karayolu ile Uluslararası Eşya Taşınmasına İlişkin Konvansiyon” kapsamında taşıyıcının sorumluluğunu teminat altına alınan CMR Sigortası incelenmiş ve değerlendirilmiştir. Tezimizin ilk bölümünde, sigorta himayesi kavramından hareketle, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nunda 1473üncü ve devamı maddelerde düzenlenen sorumluluk sigortalarına genel bakış ile kanunda ayrıca düzenlenmeyen, taşıyıcının kara, hava, deniz yoluyla yaptığı taşımalarda üstlendiği rizikoyu teminat altına alan taşıma sorumluluk sigortası üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde, Karayolu ile Uluslararası Eşya Taşınmasına İlişkin Konvansiyon'un (Convention on the Contract for the İnternatıonal Carrıage of Goods by Road-CMR) doğuşu, kapsamı ve Türk Hukukundaki yeri açıklanarak, Konvansiyon hükümlerine göre yapılacak bir taşıma işinde taşıma sözleşmesi ile bu sözleşmesinin taraflarından hareketle; Kovansiyon hükümlerine göre taşıyıcının sorumluluğunu doğuran haller ve ortadan kaldıran haller ele alınmıştır. Üçüncü bölümde tezimizin temeli olan CMR Sigortası genel olarak açıklandıktan sonra, bu sigortaya uygulanacak hükümler ile CMR Sigortasının uygulama şartları tek tek sayılmıştır. Akabinde bu sigorta ilişkisinin tarafları ve sigortalanabilen menfaatin niteliği üzerinde durulmuştur. Bu bağlamda; CMR Sigortasının Sigorta Hukuku içindeki yeri, Türk Ticaret Kanunu kapsamında Sorumluluk sigortası ve taşıyıcının mali sorumluluk sigortası ile birlikte değerlendirilmiştir. Dördüncü ve son bölümde de tezimizin konusu olan CMR Sigortası Yargı kararları ışığında değerlendirilmiştir. Tezimiz genel değerlendirme ve sonuç bölümü ile tamamlanmıştır.Master Thesis Zorunlu unsur doktrini ve fikri mülkiyet haklarına etkisi(2011) Doğan, GülmelahatSözleşme yapma yükümlülüğü kapsamında değerlendirilen “zorunlu unsur doktrini” hakim durumdaki teşebbüsün sahip olduğu ve rakiplerinin ilgili pazarda faaliyet gösterebilmesi için zorunluluk arz eden varlığın kullandırılmasının reddi hallerini kapsamaktadır. Zorunlu unsur doktrini sözleşme özgürlüğünün istisnasını oluşturmaktadır. Bu sebeple çalışmada sözleşme yapma yükümlülüğü genel anlamda ve Anayasa Hukuku ile Borçlar Hukuku kapsamında incelenmiştir. Çalışmada öncelikle zorunlu unsur doktrininin fiziksel varlıklar konusunda uygulanması incelemesi yapılmış, devamında gayri maddi varlıklar olan fikri mülkiyet hakları konusunda uygulama alanı bulması Türk ve Avrupa Rekabet Hukuku kapsamında incelenmiştir. Doktrinin ortaya çıkışı ve uygulaması Komisyon, İDM, ATAD, Rekabet Kurulu kararları ile olduğundan çalışmada doktrinin somutlaştırılabilmesi için birçok karar incelemesine yer verilmiş, kararlar hukuki mahiyetlerine göre başlıklandırılmıştır. Özellikle zorunlu unsur doktrini gibi uygulama kriterleri somut olayın özelliklerine göre değişkenlik gösteren bir konunun kararlar tek tek incelenmeden izahı mümkün değildir. Avrupa Topluluğunu Kuran Antlaşmanın, Avrupa Birliğinin İşleyişi Hakkında Antlaşma olarak değiştirilmesi sebebiyle ATA 82. ve ABİHA 102. maddelerine çalışmada yer verilmiş, ATA 82. maddenin içeriğinde esaslı bir değişikliğe gidilmediği tespit edilmiştir. Çalışmada Amerika Hukukunda zorunlu unsur doktrininin tarihçesine değinilmiş, Avrupa Rekabet Hukuku doktrinine, uygulamasına ilişkin kararlara ve Türkiye uygulamasına yer verilmiştir. Fikri mülkiyet hukuku ile rekabet hukukunun birbirlerinin tamamlayıcısı olduğu, fikri mülkiyet hukuku teknolojik yenilik sağlarken, rekabet hukukunun ekonomik gelişmeyi ve tüketici refahını arttırmayı amaçladığı şeklindeki bakış açısı çalışmayı şekillendirilmiştir.Master Thesis Eser sözleşmesinde işin kabulü ve yüklenicinin sorumlulukları(2011) Yücesoy, EbruBu çalışmada Eser Sözleşmesinde işin Kabulü ve Yüklenicinin Sorumlulukları konusu ele alınmıştır. Konu beş ana bölüm başlığı altında incelenmiştir. Birinci bölümde Eser Sözleşmesinin tanımına, hukuki niteliğine, unsurlarına ve diğer benzer sözleşmelerden farklarına değinilmiştir. ikinci bölümde yüklenicinin sözleşmeden doğan borçları, üçüncü bölümde yüklenicinin ayıptan doğan borçları ele alınmıştır. Dördüncü bölüm yüklenicinin ayıptan sorumluluk borcunun sona ermesi ana başlığı altında incelenmiş olup son bölüm olan beşinci bölümde ise, 01 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girecek olan 6098 Sayılı Yeni Türk Borçlar Kanunu’na göre Eser Sözleşmesi uyuşmazlıklarına uygulanacak zaman aşımı sürelerine yer verilmiştir.Master Thesis Medeni hukukumuzda taşınmazların açık arttırma suretiyle satımı(2011) Üstübdağ, Mustafa EmirAçık artırma prosedürü günümüzde oldukça hızlı bir şekilde gelişmektedir. Aynı zamanda internet aracılığıyla da açık artırmalar gerçekleştirilmektedir. Açık artırmalar sözleşme özgürlüğü çerçevesinde gerçekleşebileceği gibi zorla da gerçekleşebilirler. İkincisi sadece satım sözleşmesi olmaktan öte bir devlet işlemidir. Ben bu çalışmamda açık artırma hukukunu tüm yönleriyle ele almaya çalıştım. Özellikle bir açık artırmanın batıl olduğu durum üzerinde durdum. Bunun dışında bir açık artırmanın sonucunda mülkiyetin geçiş anını irdeledim ki mülkiyetin geçiş anı ihtiyari açık artırma ile cebr-i artırma arasında ince bir fark arz etmektedir.