Çankaya GCRIS Standart veritabanının içerik oluşturulması ve kurulumu Research Ecosystems (https://www.researchecosystems.com) tarafından devam etmektedir. Bu süreçte gördüğünüz verilerde eksikler olabilir.
 

Özel Hukuk Bölümü Tezleri

Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.12416/71

Browse

Recent Submissions

Now showing 1 - 20 of 155
  • Master Thesis
    Criteria for Poverty and Determining the Maintenance Payment Amount in Welfare Allowance
    (2024) Üstün, Figen; Oğuz, Cemal
    Tez çalışmamızın konusunu 'Yoksulluk Nafakasında Yoksulluk Kriterleri ve Nafaka Miktarının Belirlenmesi' hususları oluşturmaktadır. Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesinde yoksulluk nafakası kurumu düzenlenmiş olmakla birlikte hükmün içeriğinde yoksulluk nafakası talebinde bulunacak eşin hangi kıstaslara göre tarafına yoksulluk nafakası verilebileceği ve hangi kıstaslara göre tarafına yoksulluk nafakası verilemeyeceği ile ilgili bir düzenleme mevcut değildir. Aynı şekilde yoksulluk nafakası miktarının hesaplanması ile ilgili de kanun metninde belirli formül ve ölçütler belirlenmemiş yalnızca 'diğer taraftan mali gücü oranında' ibaresi kullanılmıştır. Kanundaki düzenlemeye göre yoksulluk nafakası; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan tarafın, diğer taraftan kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için mali gücü oranında süresiz olarak isteyebileceği ve miktarı hakim tarafından takdir edilen nafaka türüdür. Çalışmamızın içeriğinde doktrin ve Yargıtay eğilimi çerçevesinde yoksulluk kriterleri ve nafaka miktarının hesaplanması konuları değerlendirmeye tabi tutulmadan önce nafaka kavramı ve yoksulluk kavramları ile ilgili açıklamalar yapılmış, nafakanın hukuki niteliği ve nafaka kavramının genel özellikleri üzerinde durulmuştur. Türk Medeni Hukuk öğretisinde yoksulluk nafakası kavramının diğer nafaka türlerinden hangi nafaka türü içerisinde yer aldığına değinilmiş ve devamında yoksulluk nafakası talebinde bulunabilmek için Türk Medeni Kanunu 175. maddedeki hangi koşulların gerçekleşmesi gerektiği izah edilerek çalışmamızın asıl konusu olan yoksulluk nafakasında yoksulluk kriterleri ve nafaka miktarının belirlenmesi konularıyla ilgili başlıklar halinde bilgiler aktarılmış, doktrindeki görüşlere değinilmiş ve Yargıtay'ın bakış açısına ilişkin karar metinleri sunulmuştur. Nafaka miktarının belirlenmesi konusuyla ilgili; nafaka miktarının artırılması, azaltılması ve tamamen kaldırılması davalarından da bahsedildikten sonra nafaka miktarının hakim onayından geçerek anlaşmalı suretle de belirlenebileceği hususları üzerinde durulmuştur. Yoksulluk nafakası talebi, boşanma davasında veya boşanma davasından sonra açılacak ayrı bir dava ile ileri sürülebilmektedir. Ayrıca yoksulluk nafakası miktarının artırılması, azaltılması ve kaldırılması davaları da bir mahkeme sürecinden geçtiği için çalışmamızın son kısmında usul hükümlerine değinilmiş ve çalışmamız noktalanmıştır. Anahtar Kelimeler: Nafaka, Yoksulluk Nafakası, Yoksulluk Kriteri.
  • Master Thesis
    Conducting a Trial Execution in Civil Procedural Law Through the Transmission of Sound and Image
    (2024) Güzel, Fethi; Mazlum, İsmet
    Bilindiği üzere 22 Temmuz 2020 tarihinde HMK'da gerçekleştirilen önemli değişikliklerden bir tanesi de 149. Maddede yapılan değişikliktir. Esasen günümüzde yapay zeka sistemlerinde gerçekleştirilen devrimsel gelişmeler ile sanal gerçeklik alanına insanların üç boyutlu olarak girebilmeleri duruşmaların geleceğini kökten değiştirecektir. Hukuk normları her zaman olgular üzerine oluşturulmuşlardır. Olguların önümüzde ki on yıl içerisinde tüm alanlarda olduğu gibi hukuk normlarında da yenilenme ihtiyacı doğuracağı muhakkaktır. Her ne kadar e-duruşma ülkemizde ve dünyada dahi yeni sayılsa da geleceğin en büyük pratik uygulamaları arasında yer alacağı kuşkusuzdur. E-duruşma sadece tahkikat aşamasıyla sınırlı kalmayacak olup gerek kanun yollarına ve belki artık ülke sınırlarının bilgi bakımından önemsiz hale geldiği günümüz koşullarında uluslararası yargı alanına taşınacağı kanaatindeyiz.
  • Master Thesis
    Court Supervision of Medicine Supply Protocol General Terms and Conditions
    (2024) Ankara, İbrahim; Oğuz, Cemal
    Ülkemizde tüketiciye yönelik perakende ilaç tedariği, sadece eczaneler aracılığıyla yapılmaktadır. Eczacılar, işbu ilaç tedarik süreci için Sosyal Güvenlik Kurumu ile özel hukuk sözleşmesi niteliğinde olan İlaç Temin Sözleşmesi'ni imzalamaktadırlar. İlaç Temin Sözleşmesi'nin bir tarafı kamu kurumu niteliğine haiz Sosyal Güvenlik Kurumu, diğer tarafı ise tacir sıfatını haiz eczacılardır. İlaç Temin Sözleşmesi müzakere sürecinde eczacılar adına 6643 sayılı Kanun kapsamında Türk Eczacılar Birliği yetkili kılınmıştır. Türk Borçlar Kanunu ile yürürlüğe giren genel işlem koşulları denetiminin kişi bakımından uygulama sınırı belirlenmediği için tacir olan eczacıların da bu korumadan yararlanması gerekmektedir. İlaç Temin Sözleşmesi, standart sözleşme niteliğinde olup mahkeme denetimine tabidir. Bu kapsamda ilgili sözleşme hükümleri; yürürlük, yorum ve içerik denetiminden geçecektir. Çalışmamız genelinde; taraf hak ve yükümlülükleri, mahkeme kararları, denetim süreçleri ve eczacıların genel işlem koşulları karşısında korunabilmeleri değerlendirilmiştir. Çalışmamızın sonuç bölümünde ise ulaşılan kanaat, öneri ve sonuçlara yer verilmiştir.
  • Master Thesis
    Completion of the Final Judgment in Law of Civil Procedure
    (2024) Aksungur, Mervenur; Mazlum, İsmet
    Yargılama neticesinde verilen hükümlerin eksiksiz olması gerekmektedir. Ancak bazen tarafların talepleri veya hükümde kendiliğinden yer verilmesi gereken hususlardan biri veya birkaçına ilişkin kararın, dikkatsiz davranılarak unutulması söz konusu olabilir. Hükmün tamamlanmasına ilişkin düzenlemeden önce hükümdeki eksikliklerin giderilmesi sadece hükme karşı kanun yollarına başvurulması veya bu hususta yeni bir dava açılması ile mümkündü. Ancak artık yargılama neticesinde verilen hükümlerde bir eksiklik bulunması halinde taraflar, tamamlama talebinde bulunarak bu eksikliğin çok daha hızlı ve masrafsız bir şekilde giderilmesini sağlama imkânına sahip olmuştur. 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen 305/A düzenlemesi sayesinde davadan el çekmiş olan hâkim tarafların eksikliğin giderilmesine ilişkin talebi neticesinde davayı sadece bu hususta inceleme yapmak üzere ele alabilecek ve vereceği ek karar ile hükmü tamamlayacaktır. Hükmün tamamlanmasına ilişkin düzenleme sayesinde medeni yargılamanın en önemli ilkelerinden biri olan usul ekonomisine de katkı sağlanacaktır.
  • Master Thesis
    Challenges of Excessive Hardship on Residential and Roofed Commercial Property Lease Agreements on the Part of the Tenant
    (2024) Bozkurt, Çağlar; Can, Mertol
    Taraflar arasında geçerli bir şekilde kira sözleşme kurulduktan sonra taraflarca öngörülemeyen ve öngörülmesi de beklenemeyen olağanüstü nitelikte değişiklikler meydana gelebilir. Bu değişiklikler sonucunda da sözleşmede başlangıçta var olan edimler dengesi bozulabilir veya taraflardan biri aleyhine katlanılamaz hale gelebilir. Bu hâlde ahde vefa ilkesi gereği tarafların sözleşmeyle bağlı kalması adalete, hakkaniyete ve dürüstlük kuralına aykırılık oluşturacağından sözleşmenin değişen şartlara uyarlanması gerekecektir. 818 sayılı Borçlar Kanunu döneminde uygulamada sıkça karşılaşan ve yargısal içtihatlarla varlığını koruyan aşırı ifa güçlüğü ve uyarlama kurumu 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 138. maddesi ile yasal bir düzenleme hâlini almıştır. Çalışmamızda da konut ve çatılı işyeri kiralarında sözleşmenin değişen koşullara uyarlanması hem doktrin hem de yargı kararları incelenerek değerlendirilmiştir. Bu kapsamda çalışmamızın ilk bölümünde ifa ve aşırı ifa güçlüğü kavramları ve aşırı ifa güçlüğünün benzer kavramlardan farkları üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde ise konut ve çatılı işyeri kavramlarından ve kiracının kira bedeli borcundan bahsedilmiştir. Çalışmamızın üçüncü bölümünde ise aşırı ifa güçlüğüne bağlı olarak uyarlamanın şartları ve sonuçları ile uyarlamaya hâkim olan ilkeler açıklanmıştır. Çalışmamızın son bölümünde ise uyarlamanın hukuki sonuçları, kira bedelinin tespiti kavramıyla ve olağanüstü sebeple fesih kavramıyla karşılaştırıldıktan sonra aralarındaki ilişki incelenmiştir.
  • Master Thesis
    Penalty Clause in Turkish Private Law
    (2024) Sönmez, Canan; Oğuz, Cemal
    Çalışmamızın konusunu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 179. ve 182. maddeleri arasında düzenlenen ceza koşulu oluşturmaktadır. Ceza koşulu, borçlu üzerinde baskı oluşturarak mevcut ve geçerli asıl borcun ifasını; asıl borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi halinde ise alacaklının doğması muhtemel zararının tazminini güvence altına alan ekonomik değere sahip, ayrı ve bağımsız olmakla birlikte fer'i nitelik taşıyan bir edimdir. Kural olarak taraflar, sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ceza koşulunu serbestçe belirleyebilirler. Ancak, serbestçe kararlaştırılan ceza koşulunun miktarı bazı hallerde hakkaniyeti zedeleyecek düzeyde aşırılık taşıyabilmektedir. Bu gibi hallerde, borçlunun ekonomik yönden sömürülmesini önlemek ve sözleşme adaletini sağlamak amacıyla sözleşme özgürlüğü ilkesi; hâkime, aşırılığa müdahale ederek ceza koşulunu indirme yetkisi verilmek suretiyle sınırlandırılmıştır. Çalışmamızda, ceza koşulu kavramı ve aşırılığı halinde ceza koşulunun indirilmesi; öğretide yer alan görüşler ve Yargıtay kararları kapsamında incelenmiştir. Çalışmamızın birinci bölümünde, ceza koşulu kavramı ele alınmış, bu doğrultuda ceza koşulunun tanımı, amacı, hukuki niteliği, unsurları ve türleri incelenmiş; ceza koşulunun kusur ve zarar ile ilişkisi ve benzer kavramlardan farkı açıklanmıştır. İkinci bölümde, ceza koşulunun indirilmesinin amacı, hukuki niteliği, şartları ve tacir sıfatını haiz borçlu bakımından ceza koşulunun indirilmesi ele alınmıştır. Çalışmamızın üçüncü bölümünde ise ceza koşulunun indirilmesine ilişkin usuli işlemlere yer verilmiştir. Anahtar Kelimeler: Ceza koşulu, Ceza Koşulunun İndirilmesi, Aşırı Ceza Koşulu, Ceza Koşulunun Ahlaka Aykırılığı
  • Master Thesis
    Authorization of the Workers' Union To Conclude Collective Bargaining Agreements Under the Scope of Law Numbered 6356
    (2024) Demirdir, Yeşim; Çopuroğlu, Göksun Çağlar
    Bu çalışma 6356 sayılı kanun kapsamında işçi sendikalarının yetkisini inceleyen bir çalışmadır. Yetkinin daha iyi izah edilebilmesi için konuyla sınırlı olacak şekilde toplu iş sözleşmesi ile ilgili temel kavramlara yer verilmiştir. Kapsamlı bir literatür taraması yapılarak ve Yargıtay kararlarına da yer verilerek yetki sürecinin yasal boyutu, önemi, sürece ilişkin eksiklikler ve yetki sürecinin etkisiz hale getirilmesi ele alınmış, eksikliklerin doktrin ve Yargıtay tarafından yorumlanması ve giderilmesi incelenmiştir.
  • Master Thesis
    İşçi sendikası yöneticiliği ve güvenceleri
    (2023) Bilgi, Ömer
    Tarihsel süreç içinde sanayi devrimi, küreselleşme gibi gelişmeler karşısında çalışma koşulları ağırlaşan işçiler, örgütlenmeleri halinde haklarını daha iyi koruyabilecekleri düşüncesi ile sendikalaşma hareketlerini başlatmıştır. Başlangıçta çeşitli baskılara maruz bırakılan sendikalaşma hareketleri zamanla yasal zemine kavuşmuş; çalışma bilincinin artmasıyla daha da güçlenmiştir. İşçiler sendikaya üye olmanın yanı sıra sendikanın faaliyetlerine ve yönetimine katılma hakkına sahiptir. Demokratik örgütler olan sendikalarda, sendikanın temsil ve iradesini üstlenen yönetim kurulunun üyeleri kural olarak seçimle göreve gelir. Ancak işçilerin yönetime katılma hakkını tam anlamı ile kullanabilmeleri için birtakım güvencelere sahip olması gerekmektedir. Çalışmanın ilk bölümünde; sendika kavramından başlayarak sendikalara ilişkin temel kavramlar, sendika türleri, sendikalara ilişkin ilkeler incelenerek sendikal özgürlük incelenecektir. İkinci bölümünde, sendika yöneticiliği kapsamlı olarak ele alınarak, sendika yöneticisi olma koşulları, türleri ve yöneticiliğin sendikalardaki fonksiyonu incelenecektir. Üçüncü bölümde sendika yönetim kurulunun oluşumu, seçilebilme yeterliliği, seçimlere ilişkin hususlar ele alınacaktır. Son bölümde ise sendika yöneticilerine tanınan güvenceler ve sonuçları emsal yargı kararları doğrultusunda değerlendirilecektir. Çalışmanın amacı, işçi sendikası yöneticiliği ve güvencelerini ayrıntılı bir biçimde ele alarak, sendikal bilincin artırılmasına katkı sağlamaktır.
  • Master Thesis
    Singapur Sözleşmesi kapsamında arabuluculuk sonucunda yapılan milletlerarası sulh anlaşmalarının icra edilebilirliği
    (2023) Çetin, Ercan
    Arabuluculuk, gelişen dünya düzeninde yaşanacak uyuşmazlıkları en kısa zamanda çözüme kavuşturabilecek bir alternatif çözüm yollarından birisidir. Arabuluculuk sonucu yapılan milletlerarası nitelik taşıyan sulh anlaşmalarının başta devletlerde icra edilebilirliğini sağlamak üzere "Arabuluculuk Sonucunda Yapılan Uluslararası Sulh Anlaşmalarına Dair Birleşmiş Milletler Sözleşmesi" kabul edilmiştir. Singapur Sözleşmesi olarak da bilinen bu sözleşme, alternatif çözüm yöntemlerinden biri olan arabuluculuğun milletlerarası platformda geliştirilmesini sağlayacak bir sözleşme olarak görülmektedir. Bu çalışma ile Singapur Sözleşmesinin uygulamada yaşanabilecek fayda ve eksikleri incelenmeye çalışılacaktır.
  • Master Thesis
    Edinilmiş mallara katılma rejiminin sona ermesi halinde değer artış payı ve artık değere katılma
    (2023) Şahin, Alperen
    01/01/2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin kural yani yasal mal rejimi olacağını düzenleyerek 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin düzenlemiş olduğu yasal mal rejimi olan mal ayrılığından vazgeçmiştir. Yapılan bu değişiklik ile özellikle eve emeğiyle katkı sağlayan kadın eşin bu emeğinin karşılığını mal rejimi sona erdikten sonra alabilmesi amaçlanmıştır. Eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejimi eşlerden birinin ölümü, eşlerin boşanmaları, evliliğin iptali veya eşlerin başka bir mal rejimini seçmeleriyle sona erecektir. Eşler arasında uygulanan edinilmiş mallara katılma rejimi sona erdiği takdirde eşlerin birbirlerinden talep edebilecekleri alacak kalemleri ortaya çıkacaktır. Edinilmiş mallara katılma rejimi devam ederken eşlerin diğer eşin malvarlığında bulunan bir mala yönelik olarak o malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına katkıda bulunması halinde 227. maddede düzenlenmiş olan değer artış payı alacağına hak kazanacak ve bu alacağına mal rejiminin tasfiyesi sonucunda ulaşabilecektir. Edinilmiş mallara katılma rejiminin sona ermesi halinde eşlerin talep edebilecekleri bir diğer alacak kalemi olan artık değere katılma alacağı için gerekli olan tek şart ise eşler arasında bu mal rejiminin uygulanmış olmasıdır. Edinilmiş mallara katılma rejiminin sona ermesi halinde artık değere katılma alacağına hak kazanacak eşin değer artış payı alacağında olduğu gibi doğrudan doğruya bir katkısının olması gerekmemektedir. Bu durum edinilmiş mallara katılma rejiminin en önemli özelliğidir. Anahtar Kelimeler: Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi, Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminin Sona Ermesi, Değer Artış Payı Alacağı, Artık Değere Katılma Alacağı.
  • Master Thesis
    Transport documents in the law of transportation
    (2023) Keskin, Elif
    Eşya taşımalarında kullanılan taşıma belgeleri, taşımaya ve yüke ilişkin önemli bilgileri içerdiğinden taşımanın sorunsuz ve güvenli bir şekilde gerçekleşip gerçekleşmediği söz konusu belgelerden anlaşılır. Bu sebeple, belgelerin tam ve doğru bir şekilde hazırlanması ile doğru kullanılması son derece önemlidir. Aksi takdirde taşıma ilişkisinin taraflarının sorumluluğu gündeme gelebilir. Birinci bölümde, Taşıma Hukukunun genel esasları; taşıma kavramı, taşıma türleri, eşya taşıma sözleşmesinin unsurları, tarafları ve hukuki niteliği irdelenmiştir. İkinci bölümde, taşıma belgelerinin milletlerarası Konvansiyonlarda ve Türk Hukukunda düzenlenme biçimleri karşılaştırmalı olarak açıklanmıştır. Bu açıklama yapılırken taşıma türleri dikkate alınmış ve kara, demir, deniz ve hava yolu taşımalarına ilişkin taşıma belgeleri farklı başlıklar altında incelenmiştir. Üçüncü bölümde, taşıma belgelerinden doğan sorumluluk ve sorumluluktan kurtuluş halleri, ikinci bölümdeki sistematik takip edilerek incelenmiştir. Anahtar Kelimeler: Taşıma Hukuku, Eşya Taşıma Sözleşmesi, Taşıma Belgeleri, Taşıyıcı, Gönderen, Taşıyan, Taşıtan.
  • Master Thesis
    Rekabet Kurulunun ve Avrupa Toplulukları komisyonunun bilgi isteme ve yerinde inceleme yetkileri
    (2013) Gürs Karaçadır, Birgül
    4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun?un 14. maddesinde düzenlenen Rekabet Kurulu?nun bilgi isteme ve 15. maddesindeki yerinde inceleme yetkisi ile ilgili olan bu çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde; inceleme ve araştırmanın başlaması, delillerin toplanması aşaması, sözlü savunma ve karara karşı gidilecek yargı yolu hakkında genel açıklamalarda bulunulmuştur. İkinci bölümde; Rekabet Kurulu?nun bilgi isteme ve yerinde inceleme yetkileri incelenmiştir. Üçüncü bölümde ise Avrupa Toplulukları Komisyonu?nun bilgi isteme ve yerinde inceleme yetkileri açıklanmış, bununla birlikte çalışma içerisinde Danıştay kararlarına da yer verilmiştir. Gerek uygulamadaki durum gerekse doktrin ele alınmış, yazarların konuyla ilgili düşüncelerine yer verilmiştir. Ayrıca kanuna eleştiriler getirilerek önerilerde bulunulmuş, Rekabetin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı?na da yer verilmiştir. Her ne kadar bilgi isteme ve yerinde inceleme ile ilgili kanundaki eksiklikler tasarıya alınmış olsa da bu konuyla ilgili yeterince kaynak olmaması nedeniyle tezin içeriği yönünden genel bir çerçeve çizilmeye çalışılmıştır.
  • Master Thesis
    Bir kamu vesayeti organı olarak vasi ve vasinin hukuki sorumluluğu
    (2022) Tuncay, Burak
    4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun Aile Hukuku kitabının üçüncü kısmında düzenlenmiş olan vesayet kurumu, esas itibariyle velayet kurumunun kanun yoluyla ihdas edilmiş hukuki bir ikamesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Kişisel ve ekonomik menfaatlerini koruma gücünden mahrum ve velayet koruması altında bulunmayan küçükler ile ergin olmakla birlikte velayet altına alınamayan korunmaya muhtaç durumdaki kişilerin korunmasını amaçlayan vesayet kurumu, koruma görevini birtakım organlar vasıtasıyla yerine getirmektedir. Bu çalışmada genel itibariyle vesayet kurumu ve vesayet hukukuna egemen olan ilkelere ilişkin değerlendirmelerin yanı sıra vesayet kurumunun asli nitelikli organı olarak vasi ve vasinin görevlerine ilişkin açıklamalara yer verilmiştir. Bu bağlamda TMK'da detaylı şekilde düzenlenmiş olan vasinin görevlerinin yanı sıra anılan görevlerden dolayı vasinin hukuki sorumluluğu incelenmeye çalışılmıştır. Ayrıca kanun koyucu tarafından ihdas edilmiş olması ve bu bakımdan bir kamu hukuku kurumu olmasından dolayı devletin hukuki sorumluluğuna dair değerlendirmelere de yer verilmiştir. Uygulamada vasi ile vesayet altına alınan kişi arasındaki akrabalık ve benzeri nitelikteki organik bağlar nedeniyle vasinin hukuki sorumluluğunun etkili şekilde uygulanması söz konusu olmamaktadır. Bununla birlikte devletin sorumluluğu hususu vesayet hukuku bağlmanıda en etkin sorumluluk türü olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu surette çalışmanın sonuç kısmında vesayet kurumunun TMK'da öngörüldüğü şekilde etkin bir işlevselliğe kavuşturulması için önerilere de yer verilmiştir.
  • Master Thesis
    Eser sözleşmesinde eksik ifa ve hukuki sonuçları
    (2021) Karademir, İrem
    Eksik ifa, Türk Hukukunda açıkça belirtilmemekle birlikte, öğretide yüklenici tarafından, sözleşmede kararlaştırılan ya da dürüstlük kuralı gereği yapılması gereken işlerin bir kısmının hiç yapılmaması şeklinde tanımlanmaktadır. Çalışmamızda, eser sözleşmesi ve yüklenicinin borçları incelendikten sonra eksik ifanın açıklanabilmesi için eksik ifanın kavramı, benzer kavramlar ile karşılaştırması, eksik eserin teslim edilip edilemeyeceği meselesi, eksik ifa halinde eksikliklerin tabi olacağı hükümler, eksik ifaya rağmen teslimin gerçekleştiği hallerde iş sahibinin sahip olacağı haklar incelenmiştir. Eksik ifa kavramı bakımından özel bazı haller ve öğretide yer alan tartışmalı görüşler ile uygulamada sıkça eksik ifa kavramının daha çok ayıplı ifa karıştırılması nedeniyle ortaya çıkan farklılıklar incelenmiştir. Çalışmamız ile amaçlanan eksik ifa nedeniyle iş sahibi lehine ortaya çıkan hak ve alacaklar hakkında, yargı kararları çerçevesinde uygulanan hükümlere göre açıklık getirmektir.
  • Master Thesis
    Toplu iş sözleşmelerinde işçi sendikalarının yetkisi
    (2019) Yeniay, Onur Özcan
    Bu çalışma Türk iş hukukunda işçi sendikalarının yetkisini mevzuat üzerinden inceleyen bir çalışmadır. Sendikal örgütlenme modelleri ve bunun yansıması olan yetki sürecinin yasal boyutu, tüm güncellemeleri ile ele alınmış ve kapsamlı bir literatür taraması yapılmış, Yargıtay kararları ile desteklenmiştir. Bu çalışmada mevzuat değişiklikleri kronolojik sıra ile takip edilmiş ve torba yasalar ile hukuk sistemine dâhil edilen tüm süreçler izlenmiş, işkolları farklı sendikaların işyeri ve işletmelerle imzaladığı bazı toplu iş sözleşmesi örnekleri incelenerek son hali verilmiştir. Anahtar kelimeler: İş Hukuku, Toplu İş Sözleşmesi, Sendika, Yetki Sözleşmesi, İşçi
  • Master Thesis
    Kuruluştan doğan eksiklikler sebebiyle anonim şirketin feshi
    (2016) Ulukaya, Özge
    6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 353. maddesine göre anonim şirketin yokluğuna veya butlanına karar verilmesi mümkün değildir. Bu düzenlemenin temel amacı anonim şirketin geçmişe etkili olacak şekilde sona ermesini engellemek böylece işlem güvenliğini sağlamaktır. Kuruluştan doğan eksiklikler sebebiyle açılacak anonim şirketin feshi davası da aynı maddede tescilin iyileştirici etkisinin istisnası olacak şekilde düzenlenmiştir. Söz konusu dava şirketin kurulmasında kanun hükümlerine aykırı hareket edilmesi ile birlikte alacaklıların, pay sahiplerinin veya kamunun menfaatlerinin önemli bir şekilde tehlikeye düşürülmüş veya ihlal edilmesi şartıyla, yönetim kurulu, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ve ilgili alacaklılar veya pay sahipleri tarafından açılabilir. Bu çalışmanın temel amacı anonim şirketin tescil edilmesi ile birlikte gündeme gelecek iyileştirici etki ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığının anonim şirketlere ilişkin yetkilerine değinilerek kuruluştan doğan eksiklikler sebebiyle açılacak fesih davasını tüm yönleriyle incelemektir. Anahtar Kelimeler: Anonim Şirket, Çıkar Grupları, Devletin Etkisi, İyileştirici Etki, Fesih Davası.
  • Master Thesis
    Elektrik sözleşmelerinin hukuki niteliği ve Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası'nda işlem görmesi
    (2012) Zengin, Yasemin
    Özellikle 1980'li yıllardan sonra dünyada enerji alanında büyük oranda serbestleştirme ve özelleştirme çabaları başlatılmış olup elektrik enerjisi de bu dönüşümden nasibini almıştır. Liberal piyasaların gerektirdiği rekabet ortamının elektrik piyasalarında tahsis edilmesiyle sistem verimliliğinin artışının sonucu olarak, rekabetçi ortamda belirlenen fiyatlar insan merkezli yapıda belirlenen fiyatlara nispeten daha düşük olmakta, ancak belirsizlikler neticesinde büyük dalgalanmalar görülebilmektedir. Görülen bu fiyat dalgalanmaları neticesinde elektrik üreticileri, tüketicileri ve tüccarları gibi elektrik piyasası katılımcıları önemli riskler yüklenmektedir. Elektrik vadeli sözleşmeleri, bu katılımcıların rekabetçi elektrik piyasalarında risklerden korunmalarına ya da riskleri yönetmelerine imkân tanımaktadır. Birçok mal ve hizmet için 100 yılı aşkın bir süredir yaygın bir şekilde kullanılan vadeli işlemler, elektrik sektöründe 1990'lı yıllardan itibaren kullanılmaya başlanmasına rağmen kısa süre içerisinde büyük bir gelişme kaydederek piyasa katılımcılarının tercih ettikleri bir risk yönetimi aracı olmuştur.Bu çalışmada, gerek elektrik enerjisinin üretimden tüketiciye sunulmasında oluşan hukuki durum, gerekse de elektrik sözleşmelerinin vadeli işlem sözleşmesi olarak işlem gördüğünde oluşan hukuki durum irdelenmiş ve hem ülkemiz hem de elektrik sektörü için yeni olan bu konuda, ilgilisi için önemli bir kaynak oluşturulmaya çalışılmıştır.
  • Master Thesis
    Milletlerarası Özel Hukukta haksız fiil bağlamında kişisel verilerin korunması
    (2022) Coşkun, Cemrenur
    Kişisel veri, kimliği belli bir kişi ile ilişkilendirilebilen her türlü bilgidir. Kişisel veriler, günümüzde ekonomik bir değer taşımakta olup gelişen teknoloji karşısında kişisel verilerin işlenmesi giderek kolaylaşmaktadır. Bu sebeple de işlenen kişisel veri miktarı katlanarak artmaktadır. Bu durum kişisel verilerin korunması ile ilgili düzenlemelerin getirilmesini gerekli kılmıştır. Kişisel verilerin korunması hakkı, Türk hukukunda kişilik hakkı kapsamında yer almaktadır. Kişisel verilerin işlenmesi suretiyle gerçekleşen kişilik hakkının ihlâli, haksız fiil sorumluluğunu doğurabilmektedir. Dijitalleşme ile kişisel verilerin uluslararası dolaşımı gün geçtikçe artmakta ve bu durum haksız fiil bağlamında kişisel verilerin korunması hakkı ihlâllerinden kaynaklanan yabancı unsurlu uyuşmazlıkları da arttırmaktadır. Kişisel verilerin işlenmesinden kaynaklanan yabancı unsurlu uyuşmazlıklara uygulanacak hukuk, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecektir. Kişisel verilerin işlenmesi veya kişisel veriler hakkında bilgi alma hakkının sınırlandırılması yolu ile kişilik hakkı ihlâline uygulanacak hukuka ilişkin bağlama kuralı, MÖHUK m. 35/3 hükmü ile özel olarak düzenlemiştir. Bu tür uyuşmazlıklarda, Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi ise MÖHUK m. 40 gereğince, Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisinin iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarına göre tayin edilecektir.
  • Master Thesis
    Sosyal medyada kişiliğin korunması
    (2022) Gülkanat, Melis
    Günümüzde teknolojinin gelişmesiyle beraber sosyal medya kullanımı artmıştır. Sosyal medya artık bir iletişim aracı, gelir kapısı, sosyalleşme ortamı haline de gelmiştir. Sosyal medya kullanımının artması ve bu platformlarda kişilerin fotoğraf, video, ses, yazı vb. içerikleri paylaşması nedeniyle kişilik hakkına saldırılar oluşmaya başlamıştır. Sosyal medya yoluyla yapılan saldırılar suç teşkil etmekle birlikte aynı zamanda haksız fiile de neden olmaktadır. Sosyal medya yoluyla kişiliğe karşı yapılan saldırılar kişilik hakkının ihlaline yol açmakta olup bu nedenle kişiler, Türk Medeni Kanun'un kişilik hakkının korunmasına ilişkin hükümlerine göre hukuki koruma yollarına başvurabilecektir. Bunun yanı sıra sosyal medya yoluyla kişilik hakkı ihlallerinde daha etkin bir koruma yolu sağlamak amacıyla 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun ile özel hükümler çerçevesinde de koruma altına alınmıştır. Sosyal medya ve sosyal medya platformlarında yapılan kişilik hakkı ihlalleri ve bu ihlallere karşı başvuru yolları güncel bir konu olması sebebiyle oldukça önem arz etmektedir. Bu nedenle 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun'da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 29 Temmuz 2020'de Meclis'te kabul edilmiş ve 31 Temmuz 2020'de Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. Uzun zamandır gündemde olan ve toplumda sosyal medya kanunu olarak anılan bu düzenleme ile birçok esaslı değişikliğe gidilmiştir. Bu çalışmada kişilik hakkının konusunu oluşturan değerler, sosyal medya ve süjeleri ve sosyal medya yoluyla yapılan kişilik hakkı ihlallerine karşı Türk Medeni Kanunu ve 5651 Sayılı Kanun kapsamında başvurulabilecek hukuki koruma yolları incelenmiştir. Anahtar Kelimeler: Sosyal Medya, Sosyal Medya Süjeleri, Kişilik Hakkı, Kişilik Hakkı İhlali, Kişiliğin Korunması, 5651 Sayılı Kanun
  • Master Thesis
    Yabancıların Türkiye'de çalışma hakkından yararlanma hak ve hürriyeti
    (2022) Eyibilen, Fatma Aslıhan
    Yabancıların çalışma izinleri, devletlerin egemenlik yetkisinin kapsamında yer alan bir konu olması nedeniyle her devletin konuyu düzenlemesi farklıdır. Türk hukukunda, bir yabancı eğer kanun ya da uluslararası sözleşme ile çalışma izni almaktan muaf tutulmamışsa, Türkiye'de çalışabilmek için çalışma izni ya da çalışma izni muafiyeti almak zorundadır. Yabancıların çalışma izinlerinin nasıl düzenleneceği, nasıl değerlendirileceği ve başvuru usullerinin nasıl olacağı konusunda 2016 yılında 6735 sayılı Uluslararası İşgücü Kanunu çıkartılmıştır. Kanun hem genel olarak başvuru usullerini düzenlemekte hem de gerek statüsü gerek yaptığı iş nedeniyle özellik arz eden yabancıların farklı hükümlere tabi olmasını öngörmektedir. Ayrıca uygulama açısından pek çok sıkıntıya sebebiyet veren çalışma izni almaksızın çalışan yabancıların, yabancılar hukuku bakımından hangi yaptırımlara tabi olacağını belirtmektedir.