Bankacılık ve Sigortacılık Bölümü
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/20.500.12416/4376
Browse
Browsing Bankacılık ve Sigortacılık Bölümü by Language "tr"
Now showing 1 - 8 of 8
- Results Per Page
- Sort Options
Article Citation Count: ALtıntaş, Kadir Murat, "Belirlenmiş katkı esaslı emeklilik planlarında finansal eğitimin önemi: Katılımcıların finansal okur yazarlığı çerçevesinde alternatif bir yatırım modeli", Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Vol. 5, No. 9, pp. 151-176, (2009).Belirlenmiş katkı esaslı emeklilik planlarında finansal eğitimin önemi: Katılımcıların finansal okur yazarlığı çerçevesinde alternatif bir yatırım modeli(2009) Altıntaş, Kadir Murat; 17561Belirlenmiş katkı esaslı emeklilik planında katılımcıların finansal okur yazarlığının artırılması veya katılımcılarda asgari finansal yatırım kültürünün oluşturulması, toplumun sosyo ekonomik gelişimi için stratejik öneme sahip bir süreçtir. Çünkü, gelişmiş ve gelişmekte olan pek çok ülkede yapılan akademik ve sosyal araştırmaların büyük çoğunluğu, belirlenmiş katkı esaslı emeklilik planı katılımcılarının yeterli finansal okur yazarlığının bulunmadığına işaret etmektedir. Bu çalışmanın amacı, belirlenmiş katkı esaslı emeklilik planlarında, katılımcılar açısından yatırım eğitiminin gerekliliğini (bireylerin finansal bilgi birikimi ve donanımı çerçevesinde) ortaya çıkarmak, diğer bir ifadeyle belirlenmiş katkı esaslı emeklilik planlarının muhtemel katılımcılarının finansal okur yazarlığının ölçülmesi ve temel yatırım eğitimine ilişkin alternatif çözüm uygulamaları geliştirmektir. Araştırma sonucunda elde edilen verilerin analizinden, yatırım eğitimi programının deneklerin finansal bilgi birikimi ve donanımlarını dikkat çekici ölçüde artırdığı gözlenmiş ve bu durum yapılan istatistiksel analiz yardımıyla da doğrulanmıştır.Conference Object Citation Count: Uçar, Nuri; Güler, Hüseyin. "Doğrusal Olmayan Bootstrap Koentegrasyon Testleri: OECD Ülkeleri için Satın Alma Gücü Paritesi Üzerine Bir Uygulama", 19. Uluslararası Ekonometri, Yöneylem Araştırması ve İstatistik Sempozyumu, İstanbul: Marmara Üniversitesi, pp. 95-96, 2018.Doğrusal Olmayan Bootstrap Koentegrasyon Testleri: OECD Ülkeleri için Satın Alma Gücü Paritesi Üzerine Bir Uygulama(2018) Uçar, Nuri; Güler, Hüseyin; 189073Bu çalışmanın doğrusal olmayan panel eşbütünleşme testleri önermesinin dışında ekonometri literatürüne ikinci katkısı ise, doğrudan eşbütünleşme testleri elde etmek yerine, uzun dönem denklemden elde edilen hata tahminlerinin hata düzeltme modellerine uzun dönem değişken olarak eklenip, doğrusal olmayan panel eşbütünleşme testlerini bu modeller üzerinden geliştirecek bootstrap yöntemi öne sürmesidir. Uygulamada, Bootstrap hipotez testleri, Monte Carlo yöntemiyle kritik değerler üretilip, bu kritik değerlere göre değerlendirilmiştir. Bootstrap tahminler için -hem parametre hem de istatistikler- Matlab da kod yazılmıştır. Üretilen eşbütünleşme testleri OECD ülkeleri için, Satın Alma Gücü Paritesi için uzun dönem ilişkinin olup olmadığını test etmek için kullanılmışlardır. Bu uygulamadan elde edilen sonuçlara göre, "diğer ülkelerde" uzun dönem ilişki varken, G7 ülkelerinde ise gözlemlenmemiştir. Satın Alma Gücü Paritesinin iki gurup arasında farklılaşması, ilginç bir sonuçtur. Veri seti oluştururken 2008 krizi dikkate alınarak oluşturulmuştur. Krizin 5 yıl öncesi ve sonrası veri setine dâhil edilmiştir. Buradaki amaç kriz şokunu ortak bir faktör olarak düşünmek ve bu faktörün yatay kesitte bağımlılığa neden olduğunu dikkate alarak bootstrap yaklaşımı ile parametre tahminlerini gerçekleştirmektir. Ayrıca, kriz öncesi dönemi kapsayan veriler içinde Satın Alma Gücü Paritesi araştırılmıştır. Tüm ülkeleri dikkate aldığımızda, kriz dönemini içeren 2003.01-2013.01 dönemi ile kriz öncesi dönem farklılaşmaktadır. Kriz öncesi doğrusal olmayan eşbütünleşme gözükürken, kriz döneminde böyle bir şey söz konusu değildir. Krizin neden olduğu ekonomik şokun ülke ekonomilerinde enflasyon ve döviz kuru verilerinde birlikte kırılmalara (co-breaking) neden olması bu değişkenler arasında doğrusal olmayan eşbütünleşmenin varlığı yönünde beklentiye neden olabilir. Bu doğrusal olmayan yapının "diğer ülkelerde" varlığını göstermesi fakat "G7" ülkelerinde ise eşbütünleşmenin gözlemlenmemesi, bu ülkelerin bu süreçte birbirlerinden ayrıştıklarını da göstermektedir Ekonometri teorisi açısından, bu çalışmada ortaya atılan testlerin istatiksel ve asimptotik özellikleri geliştirilmeye açıktır. Ayrıca, burada önerilen doğrusal olmayan testler uygulama açısından sadece bootstrap yaklaşımı ile değil, diğer yatay kesit bağımlılığını dikkate alan panel veri analizi içerisinde de geliştirilmeye uygundur. Uygulama aşamasında ise, döviz kurundaki değişen varyans problemini dikkate alan test istatistikleri ışığında Satın alma Gücü Paritesi geliştirilebilir.Conference Object Citation Count: Uçar, Nuri. "Doğrusal Olmayan Panel Eş bütünleşme Testleri Kullanılarak Fisher Etkisinin OECD Ülkeleri İçin Araştırılması", 2.Uluslararası Ekonomi Araştırmaları ve Finansal Piyasalar Kongresi, 2018.Article Citation Count: OMAY, T., (2008). Enflasyon ve büyüme belirsizliklerinin enflasyon ve büyüme ile olan ilişkileri: Türkiye örneği. Çankaya Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Journal of Arts and Sciences, Sayı:10Enflasyon ve büyüme belirsizliklerinin enflasyon ve büyüme ile olan ilişkileri: Türkiye örneği(Çankaya Üniversitesi, 2008) Omay, Tolga; 19320Çalışmada iki değişkenli Genelleştirilmiş Otoregresif Koşullu Değişen Varyans modeli yardımıyla büyüme, enflasyon oranı ve belirsizliklerinin arasındaki Granger nedensellik ilişkileri incelenmiştir. Türkiye ekonomisine uygulanan çalışma, 1986:6-2007:1 dönemini kapsamakta ve bu dönem 3 farklı alt döneme (1986:6-1994:3/1994:5-2001:1/2003:3-2007:1) ayrılarak analiz genişletilmektedir. Tam dönem ve alt dönemler itibari ile elde edilen sonuçlar doğrultusunda, merkez bankasının fiyat istikrarını korumasına yönelik politika duruşunun optimal olduğu sonucuna varılmıştır.Article Citation Count: Uslu, Naime (2020). "Finansal Yatırım Kararında Duygusal Faktörlerin Rolü: Bir Literatür Taraması", Muhasebe ve Finansman Dergisi, No. 87, pp. 255-238.Finansal Yatırım Kararında Duygusal Faktörlerin Rolü: Bir Literatür Taraması(2020) Uslu, NaimeModern finans teorisine göre yatırımcılar yatırım kararlarını verirken piyasa bilgisine eksiksiz sahip olup, bu bilgiyi doğru analiz edip, sonuç olarak beklediği faydayı maksimize edecek şekilde karar verir. Bu fayda riske göre getiridir. Dolayısı ile temel varsayımı “rasyonel yatırımcılar” ve “beklenen fayda teorisi” olan bu bakış açısı, yatırımcının belli bir riske göre getirisini maksimize edecek yatırım kararını vereceğini öngörür. Davranışsal finans ise yatırımcıların getiri ve risk dışında başka faktörlerden de etkilenebileceğini, bu sebeple rasyonellikten, hem mikro seviyede birey olarak hem de makro seviyede piyasaları etkileyecek şekilde sapabileceğini savunur. Bu çalışma, irrasyonel yatırımcı davranışlarıyla ilgili literatüre genel bir bakış atıp, özellikle duygusal faktörlerin etkisine dikkat çekerek “duygu hevristiği” ve yatırım kararına olan etkisi ile ilgili yeni çalışmaları desteklemeyi hedeflemektedir. Nispeten bakir olan bu alanda, disiplinler arası bakış açısıyla, psikoloji, sosyoloji ve pazarlama gibi diğer sosyal bilimlerden de katkı alarak yeni çalışmalar yapılmasının, yatırım kararlarında duygusal faktörlerin etkisinin anlaşılması açısından faydalı olacağı öngörülmektedir.Article Citation Count: Kılıç, Tamer; Saygılı, İhsan (2019). "Örgütsel İletişimin Örgütsel Sessizliğe Etkileri: Havacılık Bakım Merkezlerinde Bir Uygulama/The Effects of Organizational Communication on Organizational Silence: An Investigation in Aviation Maintenance Centers, Vol. 28, No. 1, pp. 111-125.Örgütsel İletişimin Örgütsel Sessizliğe Etkileri: Havacılık Bakım Merkezlerinde Bir Uygulama(2019) Kılıç, Tamer; Saygılı, İhsan; 261218The purpose of this study is to investigate the relationship between organizational communication and organizational silence. In that context, the interaction of organizational communication and organizational silence and its sub-dimensions (acquiescent/accepted silence, defensive silence, prosocial silence) were explored. With this aim, an empirical study was conducted on 324 employees working in aircraft maintenance centers in Ankara. According to the results of the study, it is proved that there is a significant negative association between organizational communication and organizational silence. It’s also determined that there is a significant negative relationship between organizational communication and accepted silence & defensive silence. On the other hand, the results indicated that there is a significant positive relation between organizational communication and prosocial silence (which is the other sub-dimension of organizational silence).Article Citation Count: Kılıç, Tamer; Saygılı, İhsan (2019). "Örgütsel İletişimin Örgütsel Sessizliğe Etkisinde Örgütsel Bağlılığın Aracı Değişken Rolü: Görgül Bir Araştırma/The Mediator Role of Organizational Commitment in the Effects of Organizational Communication on Organizational Silence: An Empirical Research", Uluslararası İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Vol. 5, No. 1, pp. 1-22.Örgütsel İletişimin Örgütsel Sessizliğe Etkisinde Örgütsel Bağlılığın Aracı Değişken Rolü: Görgül Bir Araştırma(2019) Kılıç, Tamer; Saygılı, İhsan; 261218Bu çalışma; örgütsel iletişim ve çalışanların örgütsel sessizlik davranışları arasındaki ilişkide örgütsel bağlılığın aracı değişken rolünü incelemek amacıyla yapılmıştır. Araştırmada “örgütsel iletişim” bağımsız değişken, “örgütsel bağlılık ve örgütsel sessizlik” ise bağımlı değişkenler olarak incelenmiştir. Bu kapsamda örgütsel iletişim “dikey iletişim, bilgi paylaşımı ve yönetici davranışları” alt boyutlarıyla, örgütsel bağlılık “duygusal bağlılık” alt boyutuyla, örgütsel sessizlik ise “kabullenici sessizlik, savunma amaçlı sessizlik ve örgüt yararına sessizlik” alt boyutlarıyla ele alınmıştır. Çalışma için Ankara’da faaliyet gösteren havacılık bakım merkezlerinde görevli 324 çalışana anket uygulanmıştır. Araştırma sonucunda, örgütsel iletişimin çalışanların duygusal bağlılığını olumlu yönde etkilediği tespit edilmiştir Diğer taraftan “örgütsel iletişim ile örgütsel sessizlik” arasında ve “duygusal bağlılık ile örgütsel sessizlik” arasında negatif yönlü anlamlı ilişkiler olduğu belirlenmiştir. Modelde yer alan örgütsel iletişim ile örgütsel sessizlik arasındaki ilişkide örgütsel (duygusal) bağlılığın aracı değişken rolü tespit edilmiş, bu kapsamda duygusal bağlılığın örgütsel iletişim-örgütsel sessizlik ilişkisini negatif yönlü anlamlı şekilde etkilediği görülmüştür.Article Citation Count: OMAY, T., (2010). Türkiye için reaksiyon fonksiyonunun doğrusal olmayan modelle tahmin edilmesi. Çankaya University Journal of Humanities and Social Sciences, 7/2 (Kasım 2010), ss.467–490. ISSN 1309-6761Türkiye için reaksiyon fonksiyonunun doğrusal olmayan modelle tahmin edilmesi(Çankaya Üniversitesi, 2010) Omay, Tolga; Hasanov, Mübariz; 19320In this paper we have estimated the monetary reaction function of the Central Bank of the Republic of Turkey. The originality of the paper is that we have used smooth transition functions (STR) that allow for proper modelling of nonlinearities and asymmetries in the relationship between variables under consideration. The estimated models suggest that the backward-looking instead of foreward-looking models best characterize the Central Bank’s reaction function, that is, the Central Bank reacted to past inflation rates rather than to future rates. This finding is in conformity with earlier research. We have found that the main purpose of expansionary policy of the Central Bank is to stabilize output whereas contractionary policies aimed only at reducing the inflation rate. The fact that the Central Bank has disregarded inflation in conducting expansionary policy and focused only on output stabilisation may explain why the Central Bank was not successful in fighting inflation. Besides, neither in expansionary policy regime nor in contractionary policy regime, real exchange rate is not targeted by the Central Bank. Moreover, budget deficit is targeted only in the contractionary policy regime