Çankaya GCRIS Standart veritabanının içerik oluşturulması ve kurulumu Research Ecosystems (https://www.researchecosystems.com) tarafından devam etmektedir. Bu süreçte gördüğünüz verilerde eksikler olabilir.
 

Güvenç, Özge

Loading...
Profile Picture
Name Variants
Job Title
Dr. Öğr. Üyesi
Email Address
ozgeguvenc@cankaya.edu.tr
Main Affiliation
İngiliz Dili ve Edebiyatı
Status
Current Staff
Website
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID

Sustainable Development Goals Report Points

SDG data could not be loaded because of an error. Please refresh the page or try again later.
Scholarly Output

6

Articles

10

Citation Count

0

Supervised Theses

1

Scholarly Output Search Results

Now showing 1 - 6 of 6
  • Article
    William Blake and William Wordsworth’s Reactions to the Industrial Revolution
    (2014) Güvenç, Özge; 18329; İngiliz Dili ve Edebiyatı
  • Doctoral Thesis
    Configuration of alternative spaces through performative and nomadic acts in Doris Lessing's short fiction
    (Çankaya Üniversitesi, 2018) Güvenç, Özge; İngiliz Dili ve Edebiyatı
    Doris Lesing farklı konuları deneysel yazı biçimleriyle ele alarak kendini sürekli keşfeden ve geliştiren çok yönlü bir yirminci yüzyıl yazarıdır. Eserlerindeki içerik ve biçim zenginliği aynı zamanda yaşadığı mekanlara nasıl değer verdiğini de gösterir. Yazarın çoğu roman ve öykülerinin Afrika ve İngiltere'de geçiyor olması yazarın hem bir çocuk hem de bir yetişkin olarak bu iki ülkedeki deneyimleriyle yakından ilgilidir. Lessing, Afrika kıtasında bulunan vahşi doğa, ekilen sömürge toprakları ve çiftlik evleri ile Avrupa şehirlerindeki geçici mekanlarda geçen öykülerinde sömürgecilik, ırkçılık, ulusallık, sınıf ve cinsiyet konularını tartışır. Bu açıdan yaklaşıldığında, öykü kitaplarının – Burası Yaşlı Şefin Ülkesiydi, The Sun Between Their Feet (Ayaklarının Arasındaki Güneş), On Dokuz Numaralı Oda, Jack Orkney'nin Günaha Çağrılışı ve Londra Gözlemleri: Öyküler ve Taslaklar – mekan ve cinsiyet ilişkisi çerçevesinde incelenmesinin mümkün olduğu görülmektedir. Bu tez her iki cinsiyetin, özellikle de kadın kahramanların, performatif ve göçebe eylemler yoluyla, özel ve kamu alanları ve geçici yerleri nasıl sınırları olan kısıtlayıcı mekan anlayışından alternatif mekanlara dönüştürdüklerini, Henri Lefebvre ve Edward Soja'nın mekan, Judith Butler'ın performatif cinsiyet ve Rosi Braidotti'nin göçebe kimlik kuramları kapsamında tartışmayı amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda, her bölümde ele alınan kitaptaki öyküler mekan açısından sınıflandırıldıktan sonra aynı kitaptan bir öykü seçilerek ayrıntılı olarak incelenecektir. Analiz için seçilen öykülerdeki farklı mekanlar sadece günlük aktivitelerin gerçekleştirildiği yerlerin fiziksel özellikleriyle birlikte insanların davranışlarını ve sosyal ilişkilerini şekillendiren toplumsal norm ve değerleri yansıtmakla kalmaz, aynı zamanda bu mekanların nasıl yeni biçimlerde yaratılabileceğini gösterir. Bununla beraber, bu tez ev kavramının öyküden öyküye nasıl aşamalı bir şekilde değiştiğini tartışacaktır. Afrika öykülerinden "The De Wets Come to Kloof Grange" başlıklı öykü, aileye ait özel bir evin İngiltere'deki gibi yapılandırılmasını gösterirken, "Getting off the Altitude" böyle bir evin çocuklar, ergenler ve yetişkinler için nasıl sosyal bir mekana dönüştüğünü sergiler. İngiltere'de geçen öyküler ise ev anlayışının kapalı ve özel mekandan açık mekanlara doğru evrildiğini inceleyecektir. "A Woman on a Roof" başlıklı öykü bir kadının apartman çatısını evi gibi kullanarak kişiselleştirdiğini anlatırken, "An Old Woman and Her Cat" ev kavramının aidiyet duygusundan arındırılıp geçici bir barınma mekanına dönüştürüldüğünü sergiler. "Storms" adlı öykü ise taksi ve şehir gibi geçici mekanlarla insanlar arasındaki ilişkiyi ön plana çıkarır.
  • Article
    The Interrelatedness Of Character and Nature In Katherine Mansfield’s “prelude”
    (2017) Güvenç, Özge; İngiliz Dili ve Edebiyatı
    Katherine Mansfield’s contribution to the development of short story genre is related to her use of nature imagery, through which the characters are revealed. Many of her stories use the garden as setting and dwell on the difference between the outer and inner space, focusing specifically on the experience of female characters. In her short story “Prelude”, which recounts the story of the Burnell family’s move from town to a new house with a garden in the country, Mansfield emphasizes the interrelatedness of character and nature. Through the juxtaposition of wild nature with nature created by human beings, particularly the garden and the aloe tree in this story, she shows the inner states of her characters as well as the different relationships between the individual and the place s/he lives in. Ecofeminism, which correlates issues of nature and environment to the situation of women, emphasizes that characters cannot be thought in isolation from their physical surroundings. Hence, in this paper I will analyze Mansfield’s story “Prelude” from an ecofeminist perspective by highlighting the analogy between nature/woman and culture/man to show how the writer puts more emphasis on the former of the dualisms through the valorization of women and nature.
  • Article
    The mysteries of udolpho: Ann Radcliffes gothic eutopiafor the female of the eighteenth century
    (2014) Koç, Ertuğrul; Koç, Ertuğrul; Güvenç, Özge; Güvenç, Özge; 6497; 18329; İngilizce Mütercimlik ve Tercümanlık; İngiliz Dili ve Edebiyatı
    Tarihsel, Marksist, ve feminist bakış açıları ile yorumladığımızda, Ann Radcliffein Udolphonun Gizemleri adlı romanında, tarihin feodal sistemden kapitalist düzene ilerleme sürecinde kadının durumunu ana tema yaparak, bu geçiş dönemini tasfir ettiği söylenebilir. Radcliffe eski sistemi Apollonian (yani akıl ve uyum) olarak kabul ederken, yeni düzeni de Dionysian (yani içgüdü ve karmaşa) ile bağdaştırmıştır. Yazarın yarattığı outopiada (olmayan yer) ana karakter Emily ve diğer iyi karakterler yerleşik feodalitenin doğrularını temsil ederken, Montoni ve arkadaşları ise onsekizinci yüzyılın gelişmekte olan kapitalizmini ve bu yapının yıkıcılığını anlatmaktadır. Romanın sonunda eski sistemin yeni düzene karşı kazandığı zaferin üzerinde önemle durulmasına rağmen, Radcliffein önerdiği çözüm tatmin edici değildir; çünkü ana kahraman Emily basmakalıp bir karakter olarak kalmış, aidiyet hissettiği erkek-egemen toplumda halen bir erkeğin korumasına muhtaç, savunmasız bir genç kız tiplemesinden öteye gidememiştir. Bu yüzden Radcliffe, kendine güveni yüksek, devrimci bir karakter yaratamamış ve dolayısıyla kadın kimliğini koruyup destekleyen daha gelişmiş bir kültürel yapıyı eserinde ortaya koyamamıştır.
  • Article
    SUBVERSION OF THE BINARIES BASED ON CLASS AND GENDER IN KATHERINE MANSFIELD’S “THE GARDEN PARTY"
    (2016) Güvenç, Özge; Güvenç, Özge; 18329; İngiliz Dili ve Edebiyatı
    Katherine Mansfield bir karakterin düşünce ve gözlemlerine odaklanan anlatı tarzıyla İngiliz edebiyatında kısa öykü türünün gelişimine önemli katkıda bulunmuştur. \"The Garden Party\" (Bahçe Partisi) adlı öyküsünde Mansfield, zengin sınıfından Sheridan ailesinin bahçe partisi hazırlıklarını öykünün baş karakteri Laura'nın gözünden anlatır. Hazırlıklar için gelen işçilerle karşılaştığı andan itibaren, Laura sınıf ve cinsiyet ayrımclığını sorgulamaya başlar. Komşuları olan alt sınıftan Mr. Scott'ın ölüm haberi ve Laura'nın cenaze evini ziyareti ile karakterin sınıf ayrımına dair sorgulamaları gittikçe artar. Zenginfakir karşıtlığını genç bir kadının gözünden aktararak Mansfield yalnızca burjuva sınıfının ikiyüzlülüğünü eleştirmekle kalmaz, aynı zamanda kadına atfedilen cinsiyet rollerini de sorgular. Bu makalenin amacı, Mansfield'in \"The Garden Party\" adlı öyküsünü yapıbozum kuramı çerçevesinde inceleyerek, yazarın sınıf ayrımı ve toplumsal cinsiyet rolleri konusundaki ikili karşıtlıkları nasıl eleştirdiğini göstermektir
  • Article
    Configuration of Alternative Spaces in Doris Lessing’s “The De Wets Come to Kloof Grange”
    (2017) Güvenç, Özge; Güvenç, Özge; İngiliz Dili ve Edebiyatı
    Doris Lessing'in This Was the Old Chief's Country başlıklı kısa öykü kitabından alınan \"The De Wets Come to Kloof Grange\" adlı öykü, binbaşı Gale ve eşinin Rodezya'daki tek düze çiftlik hayatlarının beyaz Afrikalı yeni yardımcıları De Wet'lerin gelmesiyle nasıl değiştiğini anlatmaktadır. Bu çalışma iki kültür arasındaki hibritleşmenin yalnızca fiziksel mekan boyutunda gerçekleşebildiğini ve kadın karakterlerin ev, bahçe ve doğal çevre gibi alanları nasıl sınırları olan kısıtlayıcı mekan anlayışından alternatif mekanlara dönüştürdüklerini, Edward Soja ve Homi Bhabha'nın Thirdspace / Third Space ve Rosi Braidotti'nin gezgin kuramları kapsamında incelemeyi amaçlamaktadır.