Yüksek Lisans Tezleri
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.12416/9486
Browse
Browsing Yüksek Lisans Tezleri by Issue Date
Now showing 1 - 20 of 41
- Results Per Page
- Sort Options
Master Thesis Obligations of the Administrative Agencies To Medication Use in the Field of Health Law(2024) Balbay, Mustafa Yücel; Ayaydın, Dilhun; 04.01. Hukuk; 04. Hukuk Fakültesi; 01. Çankaya ÜniversitesiBir sosyal hak olan sağlık hakkı, uluslararası sözleşmelerin taraf devletlere yüklediği sorumluluklar bağlamında yoruma açık bir alan oluşturmaktadır. Çalışmada özellikle idarenin sağlık kamu hizmetinden doğan sorumluluğu ilk olarak bu yönüyle ele alınmıştır. İdarenin ilaç kullanımına ilişkin sorumluluğu ise ana konu olması itibariyle özellikle tıbbi müdahalenin hukuka uygunluk koşulları ile bağlantı kurularak ilk olarak hekimin ilaç tedavisi ve tedavi sonrası yükümlülükleri daha sonra idarenin ilaç temininde ve klinik ilaç araştırmalarındaki yetkisinin dayandığı niteliği ve klinik ilaç araştırmalarının usul ve esasları yönüyle değerlendirilmiştir.Master Thesis The Impact of Digital Transformation on E-Commerce in International Trade and Logistics(2024) Sinan, Mustafa; Nakip, Mahir; 03.06. Uluslararası Ticaret ve Finansman; 03. İktisadi ve İdari Birimler Fakültesi; 01. Çankaya ÜniversitesiGünümüzün küresel rekabet ortamında, dijital dönüşüm, uluslararası ticaret ve lojistik sektörlerinde önemli bir rol oynamaktadır. Dijitalleşmenin hızla yayılması, işletmelerin geleneksel iş yapış biçimlerini dönüştürmekte ve bu süreç, ticaret ve lojistik operasyonlarının dijital platformlara taşınmasını teşvik etmektedir. Özellikle e-ticaretin yaygınlaşması, ticaretin sınırlarını ortadan kaldırarak, küresel pazarlara erişimi kolaylaştırmakta ve lojistik süreçlerin daha verimli ve hızlı bir şekilde yönetilmesine olanak tanımaktadır. Dijital dönüşüm, bilgi teknolojilerinin yoğun bir şekilde kullanılmasıyla işletmelerin operasyonel verimliliklerini artırmasını, maliyetlerini düşürmesini ve müşteri taleplerine daha hızlı ve etkili bir şekilde yanıt vermesini sağlamaktadır. Bu dönüşüm, sadece lojistik süreçlerin optimizasyonunu değil, aynı zamanda müşteri deneyimlerini de yeniden şekillendirmektedir. E-ticaretin küresel pazarlarda hızla büyümesi, ticaret ve lojistik sektörlerinde dijitalleşme ihtiyacını daha da artırmıştır. Bu araştırmada uluslararası ticaret ve lojistikte dijital dönüşümün e-ticarete olan etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmada, Türkiye'deki çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren işletmelerden toplanan veriler kullanılmıştır. Bu veriler, işletmelerin dijitalleşme seviyeleri, dijital dönüşüm süreçleri, strateji geliştirme yöntemleri, e-ticaret faaliyetleri ve finansal işlemleri hakkında bilgi sağlamıştır. Veriler, çeşitli istatistiksel analiz yöntemleriyle değerlendirilmiştir. Araştırma bulguları, dijital dönüşüm düzeyinin işletmelerin strateji geliştirme süreçlerine anlamlı bir katkı sağladığını göstermiştir. Bu sonuç, işletmelerin dijital dönüşüm süreçlerini etkin bir şekilde yönetmeleri durumunda stratejilerinin daha esnek, yenilikçi ve rekabetçi hale geleceğini ortaya koymaktadır. Bu araştırmanın bulguları, dijitalleşme ve dijital dönüşümün işletmelerin stratejik ve operasyonel süreçleri üzerindeki önemli etkilerini vurgulamaktadır. İşletmelerin dijitalleşme ve dijital dönüşüm süreçlerine yatırım yapmaları, stratejik karar alma, e-ticaret performansı ve genel işletme verimliliği üzerinde olumlu etkiler yaratmaktadır. Bu bağlamda, dijital dönüşüm ve dijitalleşme süreçlerinin işletmelerin sürdürülebilir rekabet avantajı elde etmeleri için kritik olduğu sonucuna varılmıştır. Anahtar Kelimeler: Dijital dönüşüm, E-ticaret, LojistikMaster Thesis The Effect of Managers Leadership Styles on the Formation of an Occupational Safety Culture: an Application on Occupational Safety Leadership(2024) Dündar, Yasin; Akan, Aslı Er; 05.02. Mimarlık; 05. Mimarlık Fakültesi; 01. Çankaya ÜniversitesiHer alanda önemli bir yeri olan liderlik konusunun İş Sağlığı ve Güvenliği gibi çok boyutlu ve multidisipliner bir alandan ayrı düşünülmesine imkân yoktur. Yapılan araştırmalar, fiziki koşulların iyileştirilmesi ve koruyucu ekipmanların geliştirilmesi hususunda alınan önlemlerin tek başına yeterli olmadığını bunun yerine 'güvenlik kültürü' ve 'güvenlik liderliği' kavramlarına daha çok odaklanılması gerektiğini göstermektedir. Bu araştırmada, Ankara ilinde bulunan bir fabrikada 393 çalışana, iş güvenliği farkındalıklarını ve yöneticilerinin iş güvenliği liderliğini değerlendirebilecekleri ölçekleri içeren bir anket çalışması yapılmıştır. Çalışma ile güvenlik kültürünün oluşmasında ve çalışanların iş güvenliği uygulamalarını benimsemesinde yöneticilerin liderlik özellikleri ve davranışlarının önemli etkisinin olduğu ortaya konulmuştur. Ayrıca literatürde yeni sayılan 'Güvenlik Liderliği' ve 'Güvenlik Odaklı Liderlik' kavramlarının anlaşılması sağlanarak yönetici pozisyonundaki kişilerin iş güvenliği odaklarını ve liderlik özelliklerini geliştirmeye yönelik öneriler oluşturulması hedeflenmiştir.Master Thesis Gender in the Context of the Middle East: the Case of the Taliban Rule in Afghanistan(2024) Polat, Olcay; Ataç, Cemile Akça; 03.05. Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler; 03. İktisadi ve İdari Birimler Fakültesi; 01. Çankaya ÜniversitesiBu çalışma, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bir ülkenin gelişimine ve kalkınmasına etkisini açıklamak amacıyla ortaya konmuştur. Çalışmanın konusunu ise, kadınlara yönelik eğitim imkânlarının kısıtlanması ve istihdamın sağlanamaması sonucunda toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin artması ve bu durumun Afganistan'ın ekonomisine etkisi oluşturmaktadır. Ekonomik etki, büyümenin bir göstergesi olan Gayri Safi Yurt İçi Hâsıla oranı üzerinden açıklanmıştır. Ek olarak, çalışma kişi başına düşen Gayri Safi Yurt İçi Hâsıla ve enflasyon oranlarıyla desteklenmiştir. Özellikle 2021 yılında yönetimi ele geçiren Taliban, kadınlara yönelik sosyal, ekonomik ve siyasi yönden birçok karar almış ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği artmıştır. Günümüzde toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin fazla olduğu ülkelerden biri olan Afganistan'da, yıllar boyunca süren savaşlar, mücadeleler kalkınmayı etkilemiş, iş gücü bakımından önemli potansiyeli ola kadınlar geri planda kalmıştır. Bu durum kendisini ekonomik anlamda göstermiş ve istenilen büyüme gerçekleşememiştir.Master Thesis Evalution of Construction Technologies and Architectural Features of Antalya Battery Factory Campus(2024) Ünlü, Nazlı; Akan, Aslı Er; 05.02. Mimarlık; 05. Mimarlık Fakültesi; 01. Çankaya Üniversitesi1960'lı yıllarda Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde Makine Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) tarafından üretim tesisleri kurulmaya başlanmıştır. Bunlardan biri olan MKE Antalya Pil Fabrikası Yerleşkesi, 1974 yılında Antalya'da kurulmuştur. Cumhuriyet Dönemi'ne ait birçok yapının yıkıldığı ve diğerlerinin de özgün niteliklerini kaybettiği bir dönemde, Antalya Pil Fabrikası Yerleşkesi dikkate değer bir yenilik örneği olarak öne çıkmaktadır. Modern mimarinin kent düzeyinde somutlaştığı bir alan, işçilerin tüm ihtiyaçlarının karşılandığı bir merkezdir. Aynı zamanda yeniden yapılanan üretim ve tüketim ilişkilerine uyum sağlayan bir yerleşim yeri olarak tasarlanan kampüs çağdaş sosyal alanlara da sahiptir. Bu nedenle bu çalışmanın amacı Antalya Pil Fabrikası Yerleşkesi' nin mimari özelliklerini incelemek, döneminin yapım teknolojilerini değerlendirmektir. Araştırma yöntemi olarak vaka çalışması yöntemi kullanılmış olup Devlet Arşivlerinde ve Makine Kimya Endüstrisi Kurumu Arşivinde araştırmalar yapılmıştır. Çalışmanın sonuçlarının günümüzde işlevini sürdürmeyen Antalya Pil Fabrikası Yerleşkesi' nin mimari ve yapısal özelliklerinin literatürde yer almasına katkı sunacağı beklenmektedir.Master Thesis Health Employees Coping Methods for Dealing With Violence: an Example of a University Hospital(2024) Karaboğa, Gülay; Şener, İrge; 03.04. İşletme; 03. İktisadi ve İdari Birimler Fakültesi; 01. Çankaya ÜniversitesiHer gün binlerce sağlık çalışanı şiddete maruz kalmakta; bu durum hem çalışanlara hem de hastalara zarar vermektedir. Sağlık sektöründeki şiddet, sağlık çalışanlarına yönelik fiziksel, psikolojik, sözel veya cinsel saldırılardır. Bu şiddet olayları, çalışanlar, toplum ve örgütler açısından birçok olumsuzluğa yol açmaktadır. Bu olumsuzlukları önlemek için şiddetle baş etme yöntemlerini etkili bir şekilde kullanmak, bu yöntemleri örgüt kültürü haline getirmek ve toplumda şiddete karşı farkındalık oluşturmak önemlidir. Kurumsal anlamda sağlık sektöründe şiddetle baş etme için ilk adım, şiddeti önlemektir. İkinci adım ise şiddet olayları sırasında ve sonrasında çalışanlara destek sağlamaktır. Bu çalışma, Ankara'daki bir Üniversite hastanesinde çalışan sağlık personelinin şiddete maruz kalma durumlarını ve baş etme yöntemlerini incelemektedir. 282 anket verisi doğrultusunda, kadın sağlık çalışanlarının erkeklere göre daha fazla şiddete maruz kaldığı, hekimlerin diğer meslek gruplarına göre sözlü ve fiziksel şiddete, hemşirelerin ise sözlü ve cinsel şiddete daha fazla uğradığı belirlenmiştir. Ayrıca, şiddet olayları sırasında katılımcıların bireysel baş etme yöntemleri kullandıkları ve kurumsal desteğin yetersiz olduğu ortaya çıkmıştır. Katılımcılar kurumsal bilinç durumuna sahip olsalar bile, şiddet olaylarını bildirdiklerinde sonuç alacaklarını düşünmemektedirler. Şiddet sonrası hekimlerin daha pasif baş etme yöntemlerini seçtiği, hemşireler ve diğer sağlık personelinin (hasta bakıcı, tıbbi sekreter, anestezi teknikeri, radyoloji teknikeri, eczacı, laborant, sağlık memuru) ise sosyal destek arayışında olduğu sonucuna varılmıştır.Master Thesis Electronic Tender by Public Procurement Law No: 4734(2024) Özbakır, Anıl Fatih; Ayaydın, Dilhun; 04.01. Hukuk; 04. Hukuk Fakültesi; 01. Çankaya ÜniversitesiKüresel çapta sürekli gelişen teknolojik gelişmeler neticesinde hukuk alanında çok çeşitli değişimler yaşanmıştır. İlgili değişimler arasında kamu harcamalarını ilgilendiren kamu ihaleleri de yer almaktadır. Kamu İhale Hukuku kendi içerisinde köklü bir değişime giderek çok sayıda değişim ve yeniliğe uğramıştır. Dijitalleşen toplum düzeninin ihtiyaçlarının kamu nezdinde karşılanması ve kamu hizmetlerinin sürekliliği açısından daha modern bir sistem olan Elektronik Kamu Alımları Platformu (EKAP) kurulmuştur. İlgili bu çalışmada ülke çapında gerçekleştirilen tüm kamu harcamalarını ilgilendiren ihalelere etkisi bulunan bu köklü değişim neticesinde klasik ihale dönemine oranla nelerin yaşandığı 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve ilgili yönetmelikler doğrultusunda negatif ve pozitif yönleri ile ele alınarak değerlendirilecektir. Söz konusu değişimin, pozitif yönlerinin tespiti sağlanarak bu etkinin süreklilik arz etmesi amaç edinilecek olup; negatif yönlerin tespiti ile beraber ilgili sorunlara karşı çözüm arayışına gidilmiş olacaktır. Kamu İhale Hukuku bir bütün halinde ele alınarak klasik ihale dönemi ile elektronik ihale döneminin kıyası mahkeme kararları ve Kamu İhale Kurumunun yayınlamış olduğu karar ve raporlar doğrultusunda ilgili değişimin yeterliği eksileri ve artılarıyla değerlendirilecektir. Çalışmamızın son kısmında ise günümüz popülerliği ile ön plana çıkan yapay zekânın tavsiye niteliğinde sunacak olduğumuz şekilde kamu ihale hukukuna uygulanması ele alınacaktır.Master Thesis Fundamental Change in Working Conditions and Legal Consequences(2024) Ulaş, Erdem Berker; Çopuroğlu, Göksun Çağlar; 01. Çankaya Üniversitesiİş sözleşmesiyle ani edimli borç ilişkilerinden farklı olarak tarafların karşılıklı edimlerini devamlı olarak ifa ettikleri sürekli bir borç ilişkisi kurulmuş olur. İş ilişkisinin sürekliliği nedeniyle sözleşme kurulduğu sırada mevcut olmayan ekonomik, toplumsal, teknolojik, işletmesel ya da işçiden kaynaklı yeni durumlar ortaya çıkması kaçınılmazdır. Ortaya çıkan bu yeni durumlar ise tarafların iş sözleşmesini akdederken üzerinde anlaştıkları çalışma koşullarında bir takım değişiklikler yapılması ihtiyacını doğurabilir. İşçinin korunmasını temel amaç edinen iş hukuku ise ortaya çıkan değişiklik ihtiyacına işletmelerin devamlılığını sağlamak amacıyla bir cevap vermeli ve bu kapsamda ahde vefa ilkesi ile değişiklik ihtiyacı arasında bir denge kurmak zorundadır. Bu dengeyi kurmak amacıyla 4857 sayılı İş Kanunu'nun 'Çalışma koşullarında değişiklik ve iş sözleşmesinin feshi' başlıklı 22. maddesinde mevzuatımıza yeni bir düzenleme getirilmiş ve iş ilişkisi devam ederken işveren tarafından çalışma koşullarında yapılmak istenen esaslı değişiklikler bir usule bağlanmış, değişikliğin işçi tarafından kabul edilmemesi halinde ise işverene belirli şartlar çerçevesinde iş sözleşmesini feshetme hakkı tanınmıştır. Çalışmamızın amacı, çalışma koşulu kavramı ve kanunda yer verilen esaslı değişiklik teriminden ne anlaşılması gerektiği hususlarını açıklamak, uygulamada çalışma koşullarında esaslı değişiklik oluşturan haller ile değişiklik yapma usul ve yöntemlerini inceleyerek yapılan esaslı değişikliğin iş ilişkisinde ortaya çıkardığı hukuki sonuçları doktrin görüşleri ve yargı içtihatlarıyla birlikte değerlendirmektir.Master Thesis Evaluation of Occupational Diseases From the Perspective of Occupational Health and Safety(2024) Altun, Gizem; Akan, Aslı Er; 05.02. Mimarlık; 05. Mimarlık Fakültesi; 01. Çankaya ÜniversitesiBu çalışma, Türkiye'deki kömür ve linyit çıkarılması ile bina inşaatı sektörlerinde meslek hastalıklarının yaygınlığını ve bu hastalıkların iş sağlığı üzerindeki etkilerini incelemektedir. Araştırmanın amacı, bu sektörlerde çalışan işçilerin karşılaştığı sağlık risklerini belirlemek ve mevcut iş sağlığı ve güvenliği mevzuatının bu riskleri önlemedeki etkinliğini değerlendirmektir. Çalışmada, veri toplama ve analiz süreci kapsamında ilgili literatür taranmış, mevcut mevzuat incelenmiş ve Türkiye ile Avrupa'daki uygulamalar karşılaştırılmıştır. Elde edilen bulgular, Türkiye'de meslek hastalıklarının yaygın olmasının, mevzuatın yetersiz uygulanması ve denetim eksikliklerinden kaynaklandığını göstermektedir. Avrupa'da ise sıkı denetimlerin ve gelişmiş iş sağlığı politikalarının meslek hastalıklarını önemli ölçüde azalttığı tespit edilmiştir. Bu bağlamda, Türkiye'de iş sağlığı ve güvenliği politikalarının daha etkin uygulanması, denetimlerin sıkılaştırılması ve iş sağlığı eğitimlerinin yaygınlaştırılması önerilmektedir.Master Thesis Agreements of Authority in International Procedural Law(2024) Vural, Burcu Komut; Tanrıbilir, Feriha Bilge; 04.01. Hukuk; 04. Hukuk Fakültesi; 01. Çankaya ÜniversitesiMilletlerarası usul hukuku kapsamında taraflara, yabancılık unsur ihtiva eden özel hukuk uyuşmazlıklarının çözüm mercii olarak mahkeme belirleme serbestisi tanınmıştır. Bu serbesti doğrultusunda taraflar, aralarındaki hukuki ilişkiden doğmuş ya da doğabilecek uyuşmazlıklar bakımından yetkili mahkemeyi aralarında akdedecekleri yetki anlaşmaları ile belirlerler. Yabancılık unsuru ihtiva eden uyuşmazlıklar bakımında taraflar yabancı bir devlet mahkemesini yetkili mahkeme olarak belirleyebilecekleri gibi bir Türk mahkemesini de yetkili mahkeme olarak belirleyebilirler. Türk hukukunda yer alan kanuni düzenlemeler doğrultusunda taraflarca Türk mahkemelerinin yetkilendirilmesi halinde akdedilen yetki anlaşması Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 17 ve 18. madde hükümlerine tabi olacaktır. Taraflarca yabancı bir devlet mahkemesinin yetkilendirilmesi yönünde irade gösterilmesi durumunda ise Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 47. madde hükmü işlerlik kazanacaktır. Çalışmamızın birinci bölümünde milletlerarası yetki kavramı ve milletlerarası yetki kurallarına genel olarak değinilecek olup devamında yetki anlaşmalarının çeşitli yönlerden özellikleri hakkında bilgiler aktarılacaktır. İkinci bölümde yabancı mahkemelerin yetki anlaşması ile yetkilendirilmesi halinde yetki anlaşmasının sahip olması gereken hususlara yer verilecektir. Çalışmamızın son bölümü olan üçüncü bölümünde ise yabancı unsur içeren uyuşmazlıklarda Türk mahkemelerinin yetkilendirilmesini içeren geçerli bir yetki anlaşmasının yapılabilmesi için gerekli olan kanuni şartlardan bahsedilecektir.Master Thesis Determination Proceeding of Notaries Public(2024) Akbulut, Mehmet Emin; Tanrıver, Süha; 04.01. Hukuk; 04. Hukuk Fakültesi; 01. Çankaya ÜniversitesiNoterlik faaliyeti bir kamu hizmetidir ve noterlerin temel işlevi hukukî güvenliği sağlamaktır. Bu işlevini hukukî işlemleri düzenleyerek yapmasının yanı sıra tespit faaliyetinde bulunarak da yerine getirmektedir. Noterlerin tespit işleri, Noterlik Kanunu'nun 61. maddesinde düzenlenmiştir. Bu görev, noterlerin özel olarak yapacağı bir iş niteliğine sahiptir. Bu tespitler, delil tespiti niteliğinde değildir, daha ziyade adlî idarî bir faaliyet niteliğindedir. Noterler, yapmış oldukları tespit işleri ile hukukî fiilleri ve maddi vakıalar ile ilgililerin duygu ve tasavvur açıklamaları şeklindeki irade beyanlarını belgelendirmektedir. Bu tespit tutanakları resmî belge niteliğinde olmasına karşın kesin delil değildir. Mahkeme bu belgeleri diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirecektir. Ancak, bu belgelerin resmî nitelikte olması ve aksi sabit oluncaya kadar geçerli olması, tespit tutanaklarına delillerin değerlendirilmesi aşamasında özel bir önem yüklemektedir. Noterlerin yapmış oldukları tespitlerin kapsamı bakımından tartışma bulunmakla birlikte olması gereken hukuk (de lege ferenda) bakımından, noterler sadece özel hukuk alanına değil aynı zamanda ceza hukuku, idare hukukuna ve vergi hukukuna ilişkin tespit yapabilmelidir.Master Thesis Examination of the Implementation of Court Decisions in Administrative Jurisdiction in the Context of Judicial Decisions(2024) Vural, Ahmet Hüsrev; Ayaydın, Dilhun; 04.01. Hukuk; 04. Hukuk Fakültesi; 01. Çankaya ÜniversitesiBu çalışmada idari yargı mercilerince verilen kararların kimler tarafından hangi sürede uygulanması gerektiği, uygulanmamasının nasıl ortaya çıktığı, kararların uygulanmasına ilişkin hukuki güvencelerin neler olduğu ve kararların uygulanmaması durumunda buna sebep olanların sorumluğuna değinilecek, mahkeme kararlarının uygulanmamasının sebep olduğu zararların tazmin edilebilme koşullarının belirlenmesi ile buna ilişkin yargı kararlarının değerlendirilmesi ve kararlarda ortaya konulan ölçütlerin değerlendirilmesi amacıyla çalışma yapılacak olup buna ilişkin olarak karar ve mahkeme kavramı, kararların icrai şekli, meydana gelen zarar, zarar ile eylem veya eylemsizlik arasındaki illiyet bağı, konuyla ilgili yargı kararlarıyla belirlenen ölçütler, literatür taraması yapılarak bilimsel eserlerden, doktrinden ve yargı kararlarından yararlanmak suretiyle tez yazımı gerçekleştirilecektir.Master Thesis Hava Araçları için Optik Kablosuz Sistemler(2024) Çoşkun, İsmet Ekrem; Baykal, Yahya Kemal; 06.03. Elektrik-Elektronik Mühendisliği; 06. Mühendislik Fakültesi; 01. Çankaya ÜniversitesiHava araçları, içerisinde bir çok alt sistemi barındıran, bu sistemlerin birbiri ile koordineli biçimde çalışmasıyla görev yapabilen ulaşım ve askeri görev araçlarıdır. Fly-by-wire konseptinin ortaya çıkışından bu yana, uçuş kontrol, navigasyon, haberleşme, tanılama, itki ve iniş-kalkış sistemi gibi bir çok sistem, elektronik haberleşme altyapıları ile koordinasyon sağlamakta ve yine bir çok elektro-mekanik parça digital veriler ile kontrol edilmektedir. Hava araçlarındaki mevcut haberleşme teknikleri ya kablolu altyapılar ile ya da kablosuz radio frekansları ile sağlanmaktadır. Bu teknolojiler, günümüzde artan veri talebini karşılayamacak doygunluğa ulaşmış ve hava araçlarına yeni kabiliyetler kazandırmak giderek zorlaşmaya başlamıştır. Bu çalışmada, son yıllarda ivme kazanan Optik Kablosuz Haberleşme altyapıları incelenmiş, hava araçlarının kullandığı radio frekans'lı altyapılar ve aviyonik ekipmanların birbiri ile olan iletişimindeki altyapılar taranmış, buna bağlı olarak hava araçlarında aviyonik iletişimde mevcut sistemlerin yerini alabilecek optik kablosuz haberleşme sistemi ile elde edilebilecek kazançlar değerlendirilmiştir.Master Thesis Offense of Insulting the Signs of State Sovereignty (Article Tpc 300)(2024) Ağaoğlu, Eyüp Safa; Soyaslan, Doğan; 01. Çankaya ÜniversitesiDevletin egemenlik alametleri, bir devletin iç ve dış sahalarda olan bağımsızlığı ve kimliğini simgeleyen unsurlardır. Bu alametler; kültür, coğrafya, din ve tarih gibi etmenler nedeniyle ülkeler arası farklılıklar gösterse de genel manada kabul görenler milli bayrak, milli marş ve devlet armalarıdır. Egemenlik alametleri; devletin ulusal kimliği ve bağımsızlığını temsil eden unsurlar olarak büyük bir öneme sahiptir ve bunlara yönelik hakaret ve tahkirler, yalnızca hukuki manada bir suç değil, aynı zamanda kamu düzeni ve milli birliği tehdit eden eylemler olarak da değerlendirilmektedir. Bu tez çalışmasında, Türk Ceza Kanunu'nun 'devletin egemenlik alametlerini aşağılama' suçunu düzenleyen 300. maddesi; suçun maddi ve manevi unsurları üzerinden analiz edilerek, eski ve yeni Türk Ceza Kanunları arasındaki farklılıkları kapsamlı bir şeklide değerlendirilmiştir. Egemenlik kavramının tarihsel süreçteki değişimini de ele alarak bu alametlerin; devletin kurumsal yapısının gelişiminde oynadığı rolü, bu suçun hukuki çerçevesini, cezai yaptırımlarını, yargı içtihatlarını, mukayeseli hukukta nasıl ele alındığı ve tespit edilen ülkelerin iç yasal düzenlemeleri karşılaştırmalı olarak incelenmiştir Çalışma, devletin egemenlik alametlerine karşı işlenen suçların; demokratik bir hukuk devletinde, sadece sembolleri korumakla sınırlı kalmadığını, aynı zamanda toplumun devlete olan güvenini ve devletin uluslararası alandaki konumunu da güçlendirdiğini ortaya koymaktadır. Bu bağlamda, Türk Ceza Kanunu'nun 300. maddesinin, devletin egemenlik alametlerini koruma amacına hizmet eden önemli bir hukuki düzenleme olduğu ve bu düzenlemenin evrensel hukuk ilkeleri ve modern kanun yapma tekniği açısından neden geliştirilmesi gerektiği ifade edilmeye çalışılmıştır. Son olarak karşılaştırmalı hukuk bölümünde yapılan analizler, farklı ülkelerde benzer suçların düzenlendiğini ancak uygulama ve cezai yaptırımlar bakımından belirgin farklılıkların bulunduğunu tespit ederek, günümüzde bu tür suçları ifade özgürlüğü kapsamında değerlendiren ve dekriminalizasyon yoluna gitmeye çalışan ülkeler belirtilmiştir.Master Thesis Legal Status of the Persons (Blue Card Holders) Who Lost Turkish Citizenship With the Permission To Renounce Citizenship in Private International Law(2024) İbiş, Zeynep Berfin; Tanrıbilir, Feriha Bilge; 04.01. Hukuk; 04. Hukuk Fakültesi; 01. Çankaya ÜniversitesiTürk vatandaşlığı, yetkili makam kararıyla ya da seçme hakkının kullanılması yoluyla kaybedilmektedir. Yetkili makam kararıyla vatandaşlığın kaybı yollarından biri olan Türk vatandaşlığından çıkma, 5901 Sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 25-28. maddeleri arasında detaylı bir şekilde düzenlenmektedir. Konunun içeriğini doğumla Türk vatandaşı olup çıkma izni alarak vatandaşlığını kaybeden kişiler (mavi kart sahipleri) ve üçüncü dereceye kadar olan alt soyları oluşturmaktadır. Mavi kart statüsü, yaşam standartlarını yükseltme isteği, çalışma, evlilik gibi çeşitli sebeplerle yurt dışında kendine yeni bir hayat kurarak yaşayan Türk vatandaşlarını korumak ve yabancı statüsüne tabi tutmamak için getirilmiş bir sistemdir. Mavi kart sahip kişiler, Kanunda sayılan istisnalar haricinde Türkiye'de ikamet etme, eğitim, çalışma, sosyal güvenlik, miras gibi haklara sahip olmaktadırlar. Anahtar Kelimeler: Türk vatandaşlığından çıkma, Mavi kart, Özel statülü yabancılar, Türk Vatandaşlığı Kanunu m. 28Master Thesis Ekg Sinyalinin Aritmi Tespiti için Gürültüden Arındırılması(2025) Alag, Ali Khaleel Alag; Preveze, Barbaros; 06.03. Elektrik-Elektronik Mühendisliği; 06. Mühendislik Fakültesi; 01. Çankaya ÜniversitesiBu çalışma, elektrokardiyogram (EKG) sinyalleri üzerinden kalp rahatsızlıklarını tespit etmede karşılaşılan önemli zorluklardan biri olan gürültü azaltımını iyileştirerek çözüm bulmaya odaklanmaktadır. EKG sinyalleri, doğru analiz için gerekli önemli özellikleri gizleyebilecek taban sapması (baseline wander), elektrik hattı paraziti ve kas artefaktları gibi çeşitli gürültü kaynaklarına karşı hassastır. Bu araştırmada, MATLAB kullanılarak etkili bir filtreleme süreci uygulanması hedeflenmiş olup, daha pürüzsüz bir EKG sinyali elde edilmesi ve bunun da ileri teşhis uygulamalarında faydalı olması amaçlanmıştır. Çalışmada kullanılan veriler, analiz için uygun olan çeşitli EKG sinyalleri sağlayan PhysioNet ATM veri tabanından alınmıştır. Bu amaç doğrultusunda, bir dizi filtreleme yöntemi uygulanmıştır: Sonlu Darbe Tepkili (FIR) düşük geçiren filtre, Chebyshev filtreleri (Tip I ve Tip II) ve dalgacık tabanlı yöntem. FIR düşük geçiren filtre, yüksek frekanslı gürültüyü engellemek ve yalnızca sinyalin ana bileşenlerini korumak için tasarlanmıştır. Öte yandan, dalgacık filtreleme, önemli sinyal özelliklerine zarar vermeden geçici (transient) gürültüleri azaltmak için durağan olmayan bir yöntem sunar, Sinyal gürültüsü filtrelendikten sonra, aritmi tespitinde kullanılmak üzere R zirve (R peak) tespiti gerçekleştirilmiştir. Orijinal veriler ile taban sapması giderilmiş (BLW denoised) verilerin karşılaştırılması, aritmilerin ve diğer kalp hastalıklarının ,tanımlanması için gerekli veri işleme sürecini görselleştirmeye olanak tanımaktadır. MATLAB ortamında R zirveleri, 'findpeaks' fonksiyonu kullanılarak tespit edilmiştir, Sonuç olarak, her bir filtreleme yöntemi gürültüyü azaltma konusunda katkı sağlasa da, dalgacık eşikleme (wavelet thresholding), özellikle durağan olmayan gürültülerde bile sadık sinyal bilgilerini koruma açısından daha iyi sonuçlar vermektedir. EKG sinyallerindeki yeni özelliklerin kesin olmayan karakterizasyonu ve nicelendirilmesi rapor edilmiştir; elde edilen sonuçlar, egzersiz stres testi sırasında teşhis yorumlarını iyileştirme potansiyeline sahip gelişmiş filtreleme tekniklerinin daha fazla doğrulanması gerektiğine işaret etmektedir. Bu çalışmanın bulgularının, klinik ve araştırma ortamlarında daha sağlam EKG ön işleme yöntemlerinin geliştirilmesine katkı sağlaması beklenmektedir. Belirtilen tüm yöntemlerle iyileştirilmiş sinyal-gürültü oranı (SNR) elde edilmesi sayesinde, sonuçlar EKG analizinde yüksek doğruluk göstererek tıbbi teşhislerde daha güvenilir sonuçlar elde edilmesine olanak tanımaktadır.Master Thesis Conditional Obligation Relationship(2025) Üstün, Zehra; Oğuz, Cemal; 04.01. Hukuk; 04. Hukuk Fakültesi; 01. Çankaya ÜniversitesiBu çalışma koşula bağlı borç ilişkilerini konu edinmektedir. Koşul kavramının ayrıntılı incelemesine geçmeden önce tezin ilk bölümünde borç ilişkisinin temel ilkeleri ile tarafların hak ve yükümlülüklerine dair genel bir çerçeve çizilmiştir. Ayrıca koşul kavramının sıklıkla karıştırıldığı ceza koşulu ve bağlanma parası gibi bazı hukuki kurumlarla arasındaki farklar açık biçimde ortaya konulmuştur. Tezin odak noktasını oluşturan koşul, gelecekte meydana gelip gelmeyeceği belirsiz bir olaya bağlanan hukuki sonuçlar çerçevesinde ele alınmıştır. Bir koşulun hukuken geçerli sayılabilmesi için öncelikle bir hukuki işleme bağlanmış olması ve tarafların bu yönde açık bir irade beyanında bulunmuş olmaları gerekmektedir. Bunun yanında koşulun konu aldığı olayın geleceğe ilişkin olması ve gerçekleşip gerçekleşmeyeceğinin mevcut durumda objektif olarak belirsizlik arz etmesi geçerlilik için zorunludur. Koşulun hukuka ve genel ahlak kurallarına aykırı olmaması, baştan itibaren imkansız bir durumu içermemesi ve anlamsız ya da keyfi nitelikte olmaması gibi unsurlar da titizlikle değerlendirilmektedir. Başta geciktirici ve bozucu koşullar olmak üzere koşulun farklı türleri ile bu türlerin koşulun askıda olduğu kritik dönemde ve gerçekleşmesi ya da gerçekleşmemesi durumunda doğurduğu farklı hukuki sonuçlar ayrıntılı biçimde incelenmiştir. Dürüstlük kuralı çerçevesinde koşulun gerçekleşmesini engellememe yükümlülüğü ve koşulun zamanla imkansız hale gelmesi gibi hukuki durumlar da önemli başlıklar arasında yer almaktadır. Bu kapsamlı değerlendirme neticesinde koşula bağlı borç ilişkilerinin Türk Borçlar Hukuku içindeki yeri ve önemi konusunda bütüncül bir bakış açısı sunulması ve bu alandaki hukuki tartışmalara anlamlı bir katkı sağlanması amaçlanmaktadır. Anahtar Kelimeler: Borç, Borç ilişkisi, Koşul, Koşula bağlı borç ilişkisi, Borç ilişkisinde özel durumlar.Master Thesis Karanlık Hükümdar Olduğunda: Karanlık Kişilikler ve Kötüye Kullanan Yöneticiliğin İncelenmesi(2025) Bramley, Janette Elizabeth; Köse, Aslı Göncü; 01. Çankaya ÜniversitesiBu çalışmanın amacı, Karanlık Üçlü kişilik özelliklerinin – Makyevelizm, psikopati ve narsisizm – istismarcı yöneticilik niyeti üzerindeki etkilerini yarı deneysel bir tasarımla inceleyerek daha önce ele alınmamış aracı ve düzenleyici değişkenleri analiz ederek araştırmaktır. Çalışma, Paulhus ve Williams'ın (2002) Karanlık Üçlü Kişilik Teorisi'ne ve Morf ve Rhodewalt'ın (2001) narsisizmin Öz-Düzenleyici Modeli'ne dayanmaktadır. Narsisizmin çelişkili doğasını yakalamak için çift-faktörlü bir model kullanılmış ve büyüklenmeci ve kırılgan narsisizm alt türleri (Wink, 1991) birbirinden ayrıştırılmıştır. Bu yaklaşım, alanyazındaki çelişkili bulguları (Wisse & Sleebos, 2016; Finney ve diğerleri, 2021) göz önünde bulundurmakta ve narsisizmin istismarcı yöneticilik niyeti ile ilişkisine dair daha ayrıntılı bir anlayış sunmaktadır. Başarı tehdidi ve benlik saygısı tehdidi aracıdeğişkenler olarak öne sürülmüş, takipçilerin yöneticiye yönelik sapkın davranışları ise düzenleyici bir değişken olarak incelenmiştir. 303 katılımcıdan elde edilen veriler, tüm Karanlık Üçlü kişilik özelliklerinin istismarcı yöneticilik niyeti ile pozitif ilişkili olduğunu ortaya koymuştur, ancak motivasyonlar farklılık göstermiştir. Büyüklenmeci narsisizm, baskınlık odaklı davranışlarla ve algılanan tehditlere karşı dirençle ilişkilendirilirken, kırılgan narsisizm özellikle takipçilerin düşük ve orta düzeyde yöneticiye yönelik sapkın davranışları bağlamında başarı tehdidi ve benlik saygısı tehdidine karşı duyarlılığı artırmıştır. Psikopati, tüm takipçi sapkınlık düzeylerinde istismarcı yöneticilik niyetinin güçlü bir yordayıcısı olarak öne çıkmış ve dürtüsel ve duyarsız eğilimlerini vurgulamıştır. Makyevelizm ise adaptasyon göstermiş; yüksek düzeyde takipçi sapkın davranışlarında tehdit algısını artırmış ancak bu algıları nadiren açıkça istismarcı yöneticilik niyetine dönüştürmüştür. Aracılık analizleri, benlik saygısı tehdidinin, orta düzeydeki takipçi sapkınlık davranışı koşulunda Karanlık Üçlü kişilik özellikleri ile istismarcı yöneticilik niyeti arasındaki ilişkiyi kısmen açıkladığını, ancak düşük ve yüksek sapkınlık koşullarında doğrudan etkilerin baskın olduğunu göstermiştir. Bu bulgular, toksik liderlik modellerini genişleterek Karanlık Üçlü kişilik özelliklerinin farklı mekanizmalarını aydınlatmakta ve istismarcı yöneticilik davranışlarını şekillendiren bağlamsal ve kişilik temelli faktörlerin önemini vurgulamaktadır. Anahtar Kelimeler: istismarcı yöneticilik, Karanlık Üçlü kişilik özellikleri, takipçilerin yöneticiye yönelik sapkın davranışları, başarı tehdidi, benlik saygısı tehdidiMaster Thesis Avrupa Birliği'nde Toplumsal Cinsiyet Analizi ve Kadın Liderler: Finlandiya Örneği(2025) Dirican, Bilge Nisa; Ataç, Cemile Akça; 03.05. Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler; 03. İktisadi ve İdari Birimler Fakültesi; 01. Çankaya ÜniversitesiThis study aims to examine the role of gender in foreign policy within the framework of feminist international relations theory and to assess the impact of female leaders on international political processes. The first section explores the fundamental principles of feminist international relations theory. Followed by this, the second section presents an analysis of the behavioral traits attributed to female leaders and how these traits influence foreign policy. Within the framework of an evaluation from a feminist international relations perspective, the third section examines the European Union and Scandinavian countries in the context of gender and investigates the roles of female leaders in shaping EU policies, assessing whether true gender equality has been achieved. As part of this analysis, the study presents examples illustrating the role of gender in foreign policy within the EU, focusing on Ursula von der Leyen, the President of the European Commission, and Federica Mogherini, who served as the EU High Representative for Foreign Affairs and Security Policy between 2014 and 2019. Additionally, the foreign policies of Scandinavian countries are analyzed through a general assessment from a gender perspective. The final section evaluates Finland's foreign policy through the lens of feminist perspectives on gender. It specifically examines Sanna Marin, who served as Finland's Prime Minister between 2019 and 2023, and stands out as an unconventional example among female leaders. Her leadership traits are analyzed in this context, along with an assessment of the foreign policy during her tenure. The main objective of the study is to highlight the contributions of female leaders to both international and domestic politics and to draw attention to the role of gender in foreign policy. Furthermore, the study discusses whether the gender norms commonly associated with female leadership—often claimed to be inherent to women—apply to all female leaders. The key findings reveal not only the outcomes of the prevailing perceptions of gender and female leadership but also demonstrate that biases against female leadership persist even in the European Union, which is often regarded as a model of gender equality, and in Finland, which serves as a specific example in this field. Keywords: Feminist international relations, Gender equality in foreign policy, European Union, Finland, Sanna MarinMaster Thesis Su Alama Ağzında Düşey Hava-Girişli Çevirinti(2025) Al-Hakeem, Yasameen Mansoor A.; Yıldırım, Nevzat; Taştan, Kerem; 06.05. İnşaat Mühendisliği; 06. Mühendislik Fakültesi; 01. Çankaya ÜniversitesiHava girişli çevrinti su alma ağız yapılarında ve buna bağlı hidrolik yapılarda verim kayıplarına, yapılarda titreşimlere ve işletimlerinde aksaklıklara sebep olmaktadır. Havalı çevrinti üzerinde geçmişte çok sayıda çalışma yapılmış olmasına rağmen söz konusu çalışmaların her biri (bilhassa deneysel olanları) kendine özgü akım ve geometrik şartlar altında yapılmış olması nedeniyle genelde her çeşit akım ve geometrik şartlarda uygulanabilir değildir. Havalı çevrintinin çok karmaşık bir olay olması nedeniyle havalı çevrinti için geneli kapsayacak tek bir teorik kanun veya formül bulunamamıştır. Mevcut yarı-teorik çalışmalar yapıldıkları özel durumlar ve şartlar için geçerlidir. Diğer taraftan her ne kadar sayısal (nümerik) çalışmalar varsa da bu çalışmaların sağlaması için deneylerin yapılması ve bunlardan elde edilecek verilere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu tez çalışmasının ana hedefi yukarıda belirtilen zorlukların üstesinden gelmek ve su alma ağzında oluşacak hava-girişli düşey çevrintinin şekline ait yarı-teorik (ampirik) genel bir yöntem geliştirmektir. Bu amaç için hava-girişli olmayan düşey çevrintiye (askıda ki hava girişli olmayan düşey çevrintiye) ait mevcut yarı-teorik formülde gerekli düzenlemeler yapılmış olup söz konusu formülün genel olarak tüm hava-girişli düşey çevrintilere uygulanabileceği gösterilmiştir. Hava-girişli çevrintinin tüm düşey yüksekliği (hava-girişli çevrintinin su alma ağzı mansabındaki kısmının hayali olması nedeniyle) ölçülemediğinden ve bilinmeyen sayısının denklem sayısından fazla olması nedeniyle hava-girişli düşey çevrintinin şeklini veren ampirik formülün çözümünde 'deneme-yanılma' yöntemi kullanılmıştır. Uygulamaya kolaylık sağlamak için gerekli formül ve grafikler elde edilmiştir. Mevcut deney verileri ile bu tez çalışmasının neticeleri karşılaştırılmış olup aralarındaki uyumun iyi olduğu gösterilmiştir. Bu araştırma aşağıdaki ilerlemeleri ortaya koymaktadır. 1-Hava-girişli düşey çevrintinin geometrik şeklini veren yarı-teorik (ampirik) bir yöntem geliştirilmiştir. Hava-girişli olmayan düşey çevrinti için geliştirilmiş olan mevcut yarı-teorik formül hava-girişli düşey çevrinti için de kullanılabilir duruma getirilmiştir. Bulunan yarı-teorik formülün ve yöntemin mevcut deney verileriyle karşılaştırılması yapılmış olup söz konusu yöntemin gerçek hayatta uygulanabilirliği ispatlanmıştır. 2-Gerçek hayatta uygulamaya yönelik olarak mühendisler için kolaylık sağlayan formül ve grafikler geliştirilmiştir. 3-Deney verileriyle geçerliliğin ispatı – Bu tez çalışmasında bulunan yöntemin doğruluğunu göstermek ve kontrol etmek için bulunan formül ve yöntem daire kesitli su alma ağız yapılarında ki hava-girişli düşey çevrintiyle ilgili deney verileriyle karşılaştırılmış ve aralarındaki uyumun iyi olduğu görülmüştür. Bu tez çalışmasındaki bulgular uygulamada ki mühendislere su alma ağız yapılarında oluşan hava-girişli düşey çevrintiyle ilgili önemli bir katkı sağlamaktadır. Bu çalışmada geliştirilen yöntem gerçek hayatta hava-girişli düşey çevrintilerle ilgili sorunların çözümüne çok yardımcı olacaktır.
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »
