Hukuk Fakültesi
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/20.500.12416/265
Browse
Browsing Hukuk Fakültesi by Department "Çankaya Üniversitesi, Hukuk Fakültesi, Hukuk Bölümü"
Now showing 1 - 20 of 112
- Results Per Page
- Sort Options
Book Part 2004 Tarihli 5216 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile 1984 Tarihli Eski 3030 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu nun Karşılaştırılması Üzerine Bir İnceleme(Ankara Barosu, 2012) Ayaydın, Dilhun; 103379; HukukBook 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu (818 Sayılı Borçlar Kanunu ile Karşılaştırmalı)(Ankara Barosu Yayınları, 2012) Badur, Emel; 52568; HukukArticle AB’nin ‘Dijital Tek Pazar Hedefi’ Çerçevesinde Coğrafi Engellemeler (Geoblocking) ile Mücadelesi(*) -2017/1128 Sayılı Sınır Ötesi Taşınabilirlik Tüzüğü ve 2018/302 Sayılı Haksız Coğrafi Engellemeler Tüzüğü’ne Genel Bakış(2020) Güven, Şirin; HukukAB Komisyonu, dijital çağın sunduğu ekonomik ve sosyal faydalardan daha fazla yararlanmak amacıyla AB TekPazarı’nı çevrimiçi ortama genişletmeye karar vermiş ve Avrupa İçin Dijital Tek Pazar Stratejisi’ni yayınlamıştır.Strateji’de öngörülen tedbirlerden bir tanesi, çevrimiçi hizmetlere erişimi engelleyen haksız coğrafi engellemeleriortadan kaldırmaktır. Bu amaçla Komisyon, sırasıyla, kapsamı daha dar olan Çevrimiçi İçerik Hizmetlerinin SınırÖtesi Taşınabilirliği Hakkında AB Tüzüğü ve sonrasında coğrafi engellemeleri daha genel bir çerçevede yasaklayan Haksız Coğrafi Engellemeler Hakkında Tüzüğü yayımlamıştır. Bununla birlikte, bu tür engellemelere en sıkbaşvurulan görsel-işitsel hizmetlerin kapsam dışında bırakılması nedeniyle Haksız Coğrafi Engellemeler HakkındaTüzük’ün, konuya yeni bir yaklaşım ya da çözüm getirmediği, bu nedenle Dijital Tek Pazar’ın oluşumuna önemli birkatkıda bulunmadığı söylenebilir.Article Adli yargıda makul süre felsefesi ve matematiği(2015) Yücel, Mustafa T.: Genelde, yönetim sisteminde performansın bir kısmı olarak adli mahkemelerin faaliyetleri değerlendirme konusu olmaktadır. Bu çalışmamızda yargılama ve sonrası geçen süre itibariyle bir değerlendirmeye tanık olunacaktır. Bu konu özünde adli işlerin organizasyonu için optimum sürenin saptanması sorusunu gündeme getirmektedir. Bu saptama kuşkusuz, adalete güven duygusunun yerleşmesi için atılacak ilk adımdır. Bu çalışmada yapılan ceza/hukuk davalarının her evresine özgü ortalama süreler(gün) olarak sergilenmiştir. Geneldeki görüntü ötesinde bireysel davalara bakıldığında beş yıl ve fazla süren davaların sayısal değeri küçümsenmeyecek orandadır. Bu süre aşımını etkileyen ve yapay iş yaratan değişkenler arasında adli kırtasiyecilik yer almaktadır. Adalet kırtasiyeciliği, kuşkusuz, adaletin kendisi değildir.Article Agency Agreements In American Law;Comparısıon With Turkish Civil Law(2003) Efem, Gül; 233446; HukukAgency is a relationship between two persons whereby one of them (the agent) is authorized to act for and on behalf of the other (the principal). Within the scope of authority the principal grants the agent. Agency relationship is one of the most common legal relationships. By virtue of agency device, one person can make contracts at numerous places with many different parties at the same time. Thus disputes based upon contract law and tort law may arise out of transactions or work done by others. In the article agency in American Law is given much more detailed because of the differences from theTurkish Law.Article Anayasa Hukukunda “yalancı” alf ross paradoksu(Çankaya Üniversitesi, 2011) Turhan, MehmetFelsefi veya mantıksal paradokslara verilebilecek en iyi örneklerden biri “Yalancı Paradoksu”dur.“Yalancı Paradoksu”nda, “Bu cümle yanlıştır” ifadesi şaşırtıcıdır; çünkü eğer cümle yanlışsa doğru, doğruysa yanlış olmaktadır. Bu tür cümleler rasyonel çözümlemelere direnen bir ifadelerdir. Alf Ross’a göre kendine atıfta bulunan normlar anlamsızdır; bunun nedeni kendine atıfta bulunan cümlelerin anlamsız olmasıdır. Bazı hukuk kuralları başka hukuk kurallarının nasıl değiştirileceğini düzenler. Ama bu “değiştirmeyle ilgili kurallar” da çoğunlukla daha üstte yer alan ve bu kuralların nasıl değiştirileceğini düzenleyen kurallar tarafından değiştirilebilir. Anayasa değişikliğini düzenleyen kural gibi, değişikliği düzenleyen kural, kendi sistemi içinde en üstte yer alıyorsa, bu kural sadece bu kuralın getirdiği usule uyularak değiştirilebilecektir. Alf Ross paradoksu anayasada anayasa değişikliğini düzenleyen hükmün kendisi, bu hükmün değiştirilmesinde kullanıldığında ortayla çıkmaktadır. Ross’a göre anayasa değişikliğini düzenleyen hükmün kendisinin değiştirilmesi kavramsal ve mantıksal güçlüklerle dolu olduğundan, bu paradoksun çözümü için değiştirilemeyen ve yazılı olmayan temel bir normun varlığının varsayılması gerekmektedir. Bu yazıda Alf Ross’un paradoksu incelenmiş ve bulduğu çözüm eleştirilmiştir. Peter Suber’in doğrudan kabul teorisi bize hiçbir kuralın mutlak olarak değiştirilemez olamayacağını göstermektedir. Gerekli kabul sağlandıktan sonra halk her türlü yasayı değiştirebilir.Article Anayasa Hukukunda Hükümet Sistemi Tartışmaları(2012) Turhan, Mehmet; 5382Hiç kuşkusuz yapılması düşünülen yeni anayasanın felsefî temelinin demokratik, özgürlükçü, çoğulcu ve açık toplum anlayışına uygun olması gerekir. Bu ise 1982 Anayasasının arkasında yatan düşüncenin tam karşıtı bir düşünceyle anayasa hazırlamak demektir. Bunu açıklamak gerekirse şunlar söylenebilir: 1982 Anayasasının tam tersine yeni anayasa ideolojik bakımdan tarafsız olmalıdır. Bu ilke anayasanın felsefî-ideolojik nitelikli herhangi bir projeyi onaylamaması ve hiçbir felsefî-dinî-ahlâkî anlayışa karşı önyargı içermemesini gerektirir. Yeni anayasada devleti herhangi bir etnik-kültürel toplulukla özdeşleştiren veya etnik imaları olan hiçbir ifadeye de yer vermemek doğru olacaktır. Yine yapılacak olan anayasada 1924 anayasasında yer alan özgürlük” tanımına yer verilmelidir. 1924 Anayasasının özgürlük tanımı şöyleydi: “Hürriyet, başkasına muzır olmayacak her türlü tasarrufta bulunmaktır. Hukuk-u tâbiiyeden olan hürriyetin herkes için hududu başkalarının hudud-u hürriyetidir.” O hâlde yeni anayasada da özgürlüklerin doğal hukuktan kaynaklandığı belirtilmeli ve devletin bu hakları tanımak zorunda olduğu vurgulanmalıdır. Kişilerin haklarının anayasada yazılı olanlardan ibaret olmadığı özellikle belirtilmelidir.1 Hangi hükümet sistemi tercihi edilirse edilsin, o hükümet siteminin yukarıdaki felsefî görüşe uygun olması gerekir.Article Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolu başlarken beklentiler ve risklerir(Çankaya Üniversitesi, 2012) Uzun, Cem Duran; 19006; HukukAnayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolu 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan referandumla Kabul edildi ve 23 Eylül 2012 tarihinden itibaren başvurular kabul edilmeye başlandı. Bu makalede öncelikle bireysel başvuruya ilişkin beklentilerin neler olduğu incelenecek. Sonrasında ise Anayasadaki ve Kanundaki bireysel başvuru ile ilgili sorunlar ve riskli alanlar tespit edilmeye çalışılacaktır. Son olarak beklentilerin karşılanması için gerekli bazı önerilerde bulunulacaktır.Article Anayasanın ön varsayımlarını değiştirmek: Frederick Schauer’in hukuk sisteminin hukuksal olmayan veya hukuk dışı temellerinin değişimi konusundaki görüşleri(Çankaya Üniversitesi, 2011) Turhan, Mehmet; 5382Frederick Schauer anayasaya kendi temelleriyle ilgili ölçütleri elde etmek için bakmanın temel bir hata olduğunu iddia etmektedir. Schauer’e göre anayasalar “anayasallıklarını” mantıksal ve siyasal olarak kendilerine takaddüm eden koşullara borçludurlar. Bu açıdan baktığımızda anayasaların kısmı veya bütünüyle değiştirilmeleri daha ziyade ampirik olgu sorunu olmaktadır. Belirli bir toplum bazı değişiklikleri anayasa değişiklikleri olarak tanımakta ve ona göre de davranışlarını yapılandırmakta mıdır? Hukuksal yorumlar bir şeyi anayasal olarak kabulünden sonra başlar. Bu nedenle ülkemizde de anayasa değişikliklerine anayasa içi bir sorun olarak bakmamak gerekir. Bu anayasaların bütünüyle veya kısmen değiştirilmelerinin yazılı anayasa dışında gerçekleşebileceği anlamına gelir.Article Anayasanın yorumlanmasında felsefi yaklaşım: Ronald Dworkin’e göre anayasanın ahlaksal okunuşu(Çankaya Üniversitesi, 2012) Turhan, Mehmet; 5382Bu yazıda ilk olarak anayasalarda yer alan kuralların çok önemli olduğu ve bu nedenle iyi yazılmış bir anayasaya sahip olmanın gerekli¤inin inkar edilemeyeceği; ama anayasalarda yer alan kuralların yorumlanışlarının öneminin de yadsınamayacağı belirtilmiştir. Bu makalede Ronald Dworkin’in anayasaların ahlaksal okunuşuyla ilgili görüşleri açıklanmaya çalışılmıştır. Dworkin anayasal metne sadık kalırken, metnin yorumlanması yoluyla toplumdaki değişikliklerin yakalanabileceğini ileri sürmüştür. Bunu yazar “kavram” ve “anlayışı” arasındaki farklılıkla gerçekleştirmektedir. Yazara göre Amerika Birleşik Devletleri Anayasasında yer alan soyut hükümler belirli “anlayışları” değil belirli bir “kavramları” göstermektedir. Bu nedenle bu soyut hükümler kurucuların o hükümlerle ilgili anlayışlarına göre yorumlanmamalıdır. Ahlaksal okuma bizlerin bu soyut hükümleri adalet ve siyasal ahlak konusunda çağrışımda bulunduğu ahlaksal ilkeler anlayışı temelinde yorumlayıp uygulamamızı önermektedir. Ahlaksal okuma siyasal ahlaki anayasa hukukunun kalbine yerleştirmektedir. Bu ise ahlak felsefesiyle anayasa hukukun birleşmesini gerektirmektedir. Dworkin’in felsefi yaklaşımına yöneltilen eleştiriler incelendikten sonra, bu yazıda bu yaklaşımın ülkemiz açısından değerlendirilmesine çalışılmıştır. Yazıda anayasaların ahlaksal okunuşlarının sağlıklı bir biçimde gerçekleşebilmesi için Amerika Birleşik Devletleri Anayasası gibi kısa, ayrıntılara girmeyen ve soyut ahlaksal ilkelerden oluşan bir anayasanın var olması gerektiği sonucuna varılmıştır.Article Anayasaya Aykırı Anayasa Değişiklikleri(1976) Turhan, Mehmet; 5382Article Apartmanlarda Evcil Hayvan Beslenmesi Bina Yönetim Planına Konulan Hükümle Yasaklanabilir mi?(2014) Bilici, Nurettin; Bilici, Nurettin; 8285; HukukBook Avrupa Birliği-Türkiye İlişkileri (Temel Bilgiler, İktisadi-Mali Konular)(2007) Bilici, Nurettin; 8285; HukukArticle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin hak ve özgürlükleri sınırlandırma sistemi(Çankaya Üniversitesi, 2011) Turhan, Mehmet; 53822010 anayasa değişikliğine göre herkes anayasada güvence altına alınmış hak ve özgürlüklerinden birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesine başvurabilecektir. Ancak böyle bir başvuruda bulunabilmek için o hakkın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki bir hak olması gerekmektedir. Bu nedenle Türk Anayasa Mahkemesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin sınırlandırma hükümlerini bilmesi önemlidir. Bu makalede Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin hak ve özgürlükleri sınırlandırma sistemi incelenmiştir. Davaların büyük bir çoğunluğu sınırlandırmanın “demokratik toplum bakımından zorunlu” olup olmadığı hususunda dönmekte ve taraf devletlerin değerlendirme marjı denetlemenin kalbinde yer almaktadır. Bu noktada da ölçülülük ölçütü oyuna girmektedir. Bu iki doktrin birbiriyle içe geçmiş durumdadır ve ölçülük ilkesi taraf devletin kendisine tanınan değerlendirme marjını aşıp aşmadığını belirlemede kullanılmaktadır. Bundan sonra sırasıyla 17. maddede düzenlenen hakların kötüye kullanımının yasaklanması ve 18. maddede düzenlenen hakların kısıtlanmasının sınırları da bu makalede incelenmiştir.Book Part Bağımlı Eserler(2003) Öztan, FıratArticle Batılıların ve Türklerin Çağları(2019) Soyaslan, Doğan; 8060Article Bazı Yunan mahkeme kararları ışığında Kıbrıs sorununa ilişkin düşünceler(Çankaya Üniversitesi, 2012) Bayıllıoğlu, Uğur; 19327; HukukKıbrıs Sorunu Türk dış politikasının en önemli sorunlarından biridir. 1974 Kıbrıs Barış harekatı ise Kıbrıs Sorununun önemli bir dönüm noktasını teşkil etmektedir. Kıbrıs’ta, Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios’a karşı gerçekleştirilen 15 Temmuz 1974 tarihli, Yunan–Rum darbesi ise Kıbrıs Barış Harekâtı için Garanti Andlaşması bağlamında, hukuki bir neden teşkil etmiştir. Atina Temyiz Mahkemesi, bazı kararlarında, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni kuran çok taraflı andlaşmalara atıf yaparak, Yunan hükümetinin darbeyi icra ederek, ilgili andlaşmaları ihlal ettiğini ve buna mukabil gerçekleştirilen Türk tedbir hareketinin hukuka uygun oldu¤unu teyit etmiştir. Bu çalışmada söz konusu kararlar aktarılacak ve Yunanistan’ın Ada’daki mevcut durumdan sorumluluğuna değinilecektir.Book Belçika'da Bir Doktora Öğrencisi(2016) Bilici, Nurettin; 8285; HukukArticle Borç Krizleri veya Borç Kerizleri (!)(2016) Bilici, Nurettin; 8285; HukukKamu borçları ve dış borçlar önemli makroekonomik göstergelerdendir. Bu çalışmada, Adalet ve Kalkınma Partisi yönetiminde geçen (2002-2015) dönemi kamu borçları ve dış borçlardaki gelişmeler değerlendirilmektedir. Değerlendirmeler, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin borç yükleri göz önünde bulundurularak yapılmaktadır. Çalışmada, yeniden bir borç krizinine doğru gidilip gidilmediği ortaya konmaktadır.Book Borçlar Hukuku Genel Hükümler(1999) Önen, Turgut; Hukuk