Özel Hukuk Bölümü Tezleri
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.12416/71
Browse
Browsing Özel Hukuk Bölümü Tezleri by Department "Çankaya Üniversitesi, Sosyal Bilimleri Enstitüsü, Özel Hukuk Bölümü"
Now showing 1 - 11 of 11
- Results Per Page
- Sort Options
Master Thesis Anlaşmalı boşanma ve sonuçları(2020) Turğut, Dilan SümerÇalışmamızda boşanma kavramı, anlaşmalı boşanma koşulları, anlaşmalı boşanma davasının hukuki niteliği ve sonuçları; 4721 sayılı TMK, Yargıtay içtihatları ve doktrindeki görüşler kapsamında incelenmiştir.Master Thesis Avukatlık sözleşmesinde genel işlem koşulları ve haksız şartlar(2019) İlgün, Ömer FarukAvukatlık hizmeti Avukatlık Kanununa göre bir kamu hizmeti sayılmaktadır. Avukat bu hizmeti ifa ederken her kamu hizmetinde olduğu gibi bazı kurallara uymak zorundadır. Bunun sonucu olarak da bu hizmetinin karşılığı olan ücretinin tespitinde bazı sınırlamalara tabi tutulmuştur. Avukatla iş sahibi arasındaki sözleşme vekalet sözleşmesi hükümlerine tabidir. Avukatlık sözleşmesine getirilen sınırlamalar bir yandan müvekkil ile avukat arasındaki hak ve çıkarları dengede tutmak diğer yandan, avukatlar arasında haksız rekabeti önlemek amaçlanmaktadır. Bu nedenle avukatlık sözleşmesine emredici nitelikteki hükümler ile sınırlamalar getirilmiştir. Avukatlık sözleşmesine getirilen en önemli sınırlama Avukatlık Kanununu yanında Türk Borçlar Kanunu hükümleridir. Bu sınırlamaya en son Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile önemli bir denetim ve sınırlamalar getirilmiştir. Avukatlar yüklendikleri görevleri hu görevin kutsallığıma yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene yakışır bir şekilde hareket etmekle yükümlüdür. TBK ve TKHK'nın, yürürlüğe girmeden önce avukatlık sözleşmelerinde denetim yürürlükten kalkan Borçlar Kanunu ve Medeni Kanun hükümleri gereğince yapılmaktaydı. Yargı kararlarında bu denetim gabin ve dürüstlük kuralları çerçevesinde bugüne kadar yapıla gelmiştir. Ancak TBK ve TKHK'nın yürürlüğe girmesiyle avukatlık sözleşmelerinde bu denetim daha sıkı ve ayrıntılı denetim içerisine alınmıştır. Özellikle tüketicinin taraf olduğu avukatlık sözleşmesinin denetiminde önemli değişiklikler olmuştur. Tüm getirilen değişiklikler iş sahipleri ile avukat arasında avukatlık sözleşmesinin yapılma şartları ve bundan doğan uyuşmazlıklarda denetimin nasıl yapılacağına ilişkin genel prensipler ortaya koymuştur. Avukatlık sözleşmesine getirilen bu denetim kurallarının sonucunda sözleşmede haksız şart ve genel işlem koşulu olacak hükümlerin neler olduğu önem arz etmiştir. Bunun sonucunda önce avukatın kendi müvekkili iş sahibi ile ortaya çıkacak uyuşmazlıklar daha sözleşme imzalanmadan önlenmek amaçlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Avukatlık Kanunu, Türk Borçlar Kanunu, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, Genel İşlem Koşulları, Haksız Şart.Master Thesis Destekten yoksun kalma tazminatı ve hukuki sonuçları(2017) Kaba, GizemDestekten yoksun kalma tazminatı zarar verici fiil sonucu ölüm olayının meydana gelmesi durumunda, ölen kişinin hayattayken yardımda bulunduğu veya ileride bulunacağı kişilerin mal varlıklarına yönelik meydana gelen zararların giderilmesini amaçlamaktadır. Bu tazminatın gündeme gelebilmesi için öncelikle tazminat talep eden kişi ile ölen kişi arasındaki destek ilişkisi tespit edilmelidir. Destek ilişkisinden söz edebilmek için düzenli ve devamlı yardımın mevcut olması veya ileride bu yardımların gerçekleşeceğinin kuvvetle muhtemel olması gerekir. Destekten yoksun kalma tazminatının özelliklerini bağımsız nitelik taşıması, mal varlığı zararı şeklinde gözükmesi ve yansıma zarar teşkil etmesi olarak sıralayabiliriz. Düzenli ve devamlı bir yardımın söz konusu olmasının yanı sıra, desteğin bakım gücüne sahip olduğunun ve destek görenin de bakım ihtiyacı içinde olduğunun kanıtlanması gerekir. Destekten yoksun kalma tazminatındaki zararın hesaplanabilmesi için öncelikle desteğin tazminata esas alınacak geliri belirlenir ve tazminat hukukunun genel prensipleri ışığında zarardan ve tazminattan indirilmesi gereken durumlar göz önünde tutulur. Son olarak belirlenen tazminat faiziyle birlikte irat veya sermaye şeklinde borçludan tazmin edilir.Hazırlanan bu çalışmada konu ile ilgili doktrindeki tartışmalara yer verilmiş olup, Yargıtay kararlarıyla desteklenmiştir.Master Thesis Edinilmiş mallara katılma rejiminin sona ermesinde sağ kalan eşin talep hakkı(2019) Efedayıoğlu, Kübra KamelyaKanun koyucu tarafından yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejimi, Türk Medeni Kanunu m. 225 hükmü gereğince eşlerden birinin ölümü, başka bir mal rejimine geçilmesi, evliliğin iptal veya boşanma sebebiyle sona ermesi yahut hâkimin mal ayrılığına geçilmesine karar vermesiyle sona erecektir. Mal rejiminin ölümle sona ermesi durumunda tasfiyenin talep edilmesi halinde, öncelikle mal rejiminin tasfiyesine gidilecek; daha sonra miras paylaşımı yapılacaktır. Bu durumda sağ kalan eşin miras hakkı da doğacağından ilk olarak "katılma alacağı" hesabı yapılacak; daha sonra "miras hakkı" tespit edilecektir. Bununla birlikte yasal mal rejimi ve diğer bütün seçimlik mal rejimleri ölüm ile sona ermişse TMK m. 652 hükmündeki koşulların gerçekleşmesi halinde aile konutu ve ev eşyasının sağ kalan eşe özgülenmesi mümkün olabilecekken TMK m. 240 hükmü, sadece edinilmiş mallara katılma rejiminin ölüm ile sona ermesinde aile konutu ve ev eşyasının sağ kalan eşe özgülenmesi imkânı tanımaktadır. TMK m. 240 hükmü, edinilmiş mallara katılma rejiminde hak sahibi olan eşin yalnızca alacak hakkına sahip olması kuralının istisnası olup ilgili hüküm edinilmiş mallara katılma rejiminin ancak ölümle sona ermesi halinde uygulanabilecek bir maddedir ve yasal mal rejiminin başka bir sebeple sona erdiği hallerde uygulanması hiçbir şekilde mümkün değildir.Master Thesis Ev başkanının hukuki sorumluluğu(2019) Akça, Delal NehirAile, toplumu oluşturan bireylerin birlikte yaşamak amacıyla kurduğu en küçük birimdir. Birlikte bir hayat sürdürülebilmesi, ailenin devamı ve sağlıklı var olabilmesi için koyulması ve uyulması gereken kurallar vardır. Bunu yaparken aynı zamanda aile üyeleri arasında adil davranmak ve aile üyeleri arasında iletişimi gözetmekle yükümlü bir ev başkanı görevlendirilmiştir. Ev başkanı, aile içi düzen ve kontrolü sağlamanın yanında, aile içindeki küçüklerin, kısıtlıların, akıl hastası veya akıl zayıflı olanları üçüncü kişilere karşı verdikleri zararlardan, sorumluluğunu kaldıracak kurtuluş kanıtı getirememek şartıyla kusursuz olarak sorumlu tutulmuştur.Çalışmamızda konu üç bölümde incelenmiştir. İlk bölüm de ev başkanı kurumunun takdimi, aile ve ev başkanı kavramlarının tanımları, ev başkanlığının tarihçesi, meydana gelmesi, şartları, yetki ve görevleri işlenmiştir. İkinci bölümde sorumluluk, kapsam ve sorumluluğun şartları ele alınmıştır. Üçüncü ve son bölümde ise sorumluluğun tazminat ve rücu gibi hüküm ve sonuçları yer almaktadır. Konuya ek yeni düzenlemelerin de işlendiği çalışmamızda Türk Medeni Kanunu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, yargı kararları, doktrin görüşleri ve zaman zaman 818 sayılı Türk Borçlar Kanunu çerçevesinde incelenmeye çalışılmıştır.Master Thesis Evlilik birliği içerisinde diğer eşin rızasına bağlı hukuki işlemler(2019) Yüksel, ElifTezin konusu ''Evililik Birliği İçerisinde Diğer Eşin Rızasına Bağlı Hukuki İşlemlerdir.'' Tez giriş ve sonuç bölümleri dışında üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde; Türk Hukuk'unda fiil ehliyeti kavramı ve evli kişilerin ehliyet durumu açıklanmıştır. İkinci bölümde; Türk Medeni Kanunu'nda eşin rızasının arandığı haller dört başlığa ayrılmış, tasarruf yetkisinin kısıtlanmasına ilişkin hükmün uygulanmasında, evli erginlerin ve kısıtlıların evlat edinilmesi işleminde, paylı mülkiyet konusu malda pay üzerindeki tasarruf işlemlerinde üstün hak sahibi olan eşin bu hak sahipliğinin niteliğini ve söz konusu haklarını kullanırken hangi hukuki işlemlerin diğer eşin rızasını gerektireceği üzerinde durulmuştur. Mal rejimlerini ilgilendiren düzenlemelerin yanı sıra, aile konutu kavramının kabulü, geçerliliği eşin rızasına bağlanan hukuki işlemlerin kapsamını genişletmiştir. Aile konutunun mülkiyetinin eşlerden birine ait olması ya da kiralanmış olmasına göre eşin rızasına bağlanan hukuki işlemler çalışmada açıklanmıştır. Üçüncü bölümde; kefalet sözleşmesi akdedilmesi durumunda ve aile konutunun kira sözleşmesine konu olması durumunda diğer eşin rızasının alınması hususu incelenmiştir. Tez hazırlanırken konuyla doğrudan ve dolaylı olarak ilgili bulunan tüm eserler taranmaya çalışılmıştır. Bunun dışında, konuyla ilgili mahkeme kararları incelenmiş, konunun uygulamada ne tür uyuşmazlıklara neden olduğu hususuna dikkat çekilmiştir. Kanunun diğer eşin rızasının varlığını aradığı işlemlerde rızanın kapsamı her bir işlem için farklılık arz etmektedir. Bu sebeple her bir işlemde rızanın hukuki niteliği ve sonuçları ayrı ayrı incelenmelidir.Master Thesis İdarî yargıda bilirkişinin yasaklı olması ve reddi(2019) Aktuna, MehmetBilirkişi, yargı düzeni içerisinde hâkimin yerine geçmemekle birlikte hâkim tarafından yapılan görevlendirme çerçevesinde, teknik ve bilimsel hususlara ilişkin onun yetki alanına giren faaliyetin önemli bir kısmını üstlenerek alacağı kararda belirleyici ve etkin bir rol oynamaktadır. Bu itibarla bir "hâkim yardımcısı" konumunda olan bilirkişinin bağımsızlığı ve tarafsızlığı; mahkemenin bağımsızlığı ve tarafsızlığı anlamına gelmektedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 272. maddesinde; hâkimler hakkındaki yasaklılık ve ret sebepleriyle ilgili kuralların bilirkişiler bakımından da uygulanacağı düzenlenmiştir. İdarî yargının amacı; idareyi hukuk sınırları içinde tutmak ve idare karşısında kişinin, hak ve hürriyetlerini koruyarak hukuk devletini gerçekleştirmektir. Bu nedenle idarî yargıda, bilirkişinin bağımsızlığı ve tarafsızlığını sağlamak adına uygulanacak olan kurallar özel bir öneme sahiptir. İdarî yargıda uygulanacak olan 2577 sayılı İdarî Yargılama Usûlü Kanunu'nun 31. maddesinde; bilirkişiler hakkında 6754 sayılı Bilirkişilik Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı düzenlenmiştir. Tez çalışmamızda, idarî yargıda bilirkişiler hakkında uygulanacak yasaklılık ve ret sebepleriyle ilgili kurallar pozitif hukuk (de lege lata) ve olması gereken hukuk (de lege ferenda) bakımından ele alınmıştır.Master Thesis Kanuni önalım hakkı(2020) Suata, İlay ZeynepKanuni önalım hakkı, Türk Medeni Kanunu'nun 732., 733., 734. maddelerinde düzenlenmiştir; ancak açık bir tanımı yapılmamıştır. En genel tanımı ile önalım hakkı, paylı mülkiyette bir paydaşın payının tamamını ya da bir kısmını üçüncü bir kişiye satması halinde, diğer paydaşlara öncelikle satın alma yetkisi verir. Önalım hakkı yenilik doğuran haklardandır. Önalım hakkı ancak dava açılarak kullanılabilir. Bu hakkın kullanılabilmesi için öngörülen bildirim süreleri üç ay ve iki yıldır. Üç aylık süre satışın bildirilmesinden itibaren başlar. İki yıllık süre ise satış işleminden itibaren öngörülmüştür. Söz konusu süreler hak düşürücü niteliktedir. Hâkim kendiliğinden dikkate almaktadır.Master Thesis Kişilik hakları açısından unutulma hakkı(2019) Yıldız, TubaKate Winslet ve Jim Carrey'in baş rollerini paylaştığı "Sil Baştan/ Eternal Sunshine of the Spotless Mind" filmi gerçek mi oluyor? Bu filmde işlendiği gibi insanın hafızasını sildirmesi, kötü anılarını tamamen unutabilmesi mümkün mü? Sadece istediği anıları bırakarak, istemediklerini sildirmesi gibi bir imkân var mı? Bilimin günümüz şartlarında geldiği nokta düşünülürse, unutmanın artık bir hayal olmadığı anlaşılıyor. Bilim adamları, beyne uyguladıkları elektroşok ve manyetik teknolojiler ile unutturmayı başarabildikleri gibi nöron ağları arasında kurulan bir bağlantı sayesinde, unutulanın tekrar hatırlanmasını da mümkün kılmaktalar. Görünen odur ki unutmak mümkündür, fakat yüzde yüz değil! Teknolojideki gelişimler bilginin tutulmasını, saklanmasını kolaylaştırmış ve işlenmesini, paylaşılmasını, yayılmasını da baş döndürücü bir şekilde hızlandırmıştır. Bu durum kişisel verilerin korunması politikalarını gündeme getirmiştir. Mahremiyet, özel hayatın korunması, kişisel verilerin korunması hakları kapsamında gösterdiği gelişim ile bugüne gelen unutulma hakkı; teknoloji ile birlikte son şekli olan dijital dünyadaki kullanımına ulaşmış ve yeni bir temel hak olarak hukuk dünyasında varlık göstermeye başlamıştır. Unutulma hakkı, dijital dünyadaki izlerinin kişiyi takip etmemesini sağlar. Kişinin, internette olan ve kendisi ile bağlantısının kurulmasını istemediği içerikleri yönetebilmesini amaçlar. Kişiye, bu içerikler ile kendi isminin bağlantısının kesilmesini isteme hakkı verir. Böylece kişiyi geçmişin boyunduruğundan kurtararak, serbestçe ve özgürce geleceğini şekillendirebilmesine hizmet eder. Unutulma hakkının koruduğu menfaatler kişilik haklarına yönelik olsa da hakkın kullanılması demokratik toplumların olmazsa olmaz bazı temel hak ve değerlerinin kısıtlanabilmesine yol açmaktadır. Bunlar; ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, bilgi edinme hakkı, kamu yararı gibi unsurlardır. Hak temelli yaklaşımın benimsendiği Avrupa'ya nazaran ifade, basın, bilgi edinme özgürlüğünün sert ve katı Anayasal kurallarla desteklendiği Amerika Birleşik Devletleri'nde ise unutulma hakkı, temel haklara yönelik bir tehdit olarak algılanmaktadır. Tez çalışması ile yeni gelişmekte olan, henüz kapsam ve sınırları tam olarak belirlenememiş unutulma hakkının tanıtılması, diğer haklarla ilişkilerinin irdelenmesi, ülkelerin yaklaşım ve uygulama farklılıklarının hakkın gelişimine ne şekilde yansıdığının incelenmesi amaçlanmıştır.Master Thesis Markanın hükümsüzlüğü ve hukuki sonuçları(2017) Gökçen, GörkemBu çalışma, markanın hükümsüzlüğü ve hükümsüzlüğün hukuki sonuçlarını 22.12.2016 tarihinde TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen ve 10 Ocak 2017 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ile karşılaştırmak suretiyle incelemeyi amaçlar. Bu çalışmanın konusu olan "markanın hükümsüzlüğü ve hukuki sonuçları", incelenirken Giriş ve Sonuç bölümleri hariç Birinci Bölümde marka kavramı, markanın işlevleri, türleri ve sınıflandırılması ve marka hakkı; "Markanın Hükümsüzlüğü" başlıklı İkinci Bölümde; markanın hükümsüzlüğü kavramı, markanın hükümsüzlüğünün markanın iptalinden farkı, markanın hükümsüzlüğü sonucunu doğuran sebepler; "Hükümsüzlük Davası" başlıklı Üçüncü Bölümde; hükümsüzlük davası, hükümsüzlük davalarına ilişkin usul hükümleri, hükümsüzlük davalarının kötüniyetli olarak açılması sorunu; "Markanın Hükümsüzlüğünün Hukuki Sonuçları" başlıklı Dördüncü Bölümde ise; hükümsüzlüğün hukuki sonuçları, etkileri ve kapsamı, markanın rehninde, haczinde ve marka üzerinde intifa hakkının bulunduğu hallerde hükümsüzlüğün etkisi konuları konuya ilişkin olarak öğretide ileri sürülen görüşler ve Yargıtay kararları ışığında incelenmiştir.Master Thesis Türk ve İngiliz hukukunda değişiklik feshi(2019) Tomur, Irmak GökçeSosyal ve ekonomik gelişmeler çalışma hayatının dinamik yapıda olmasına sebep olmakta ve iş ilişkilerinin ihtiyaçlar karşısında devamlı değişikliğe açık olmasını gerektirmektedir. Ancak bu gerekliliğin işverene, kendi menfaatlerinin ve kazanımlarının önünü açmak amacıyla işçiyi daha ağır bir yük altına sokacak şekilde iş koşulları üzerinde sınırsız değişiklik yapma yetkisi verdiği söylenemez. İşçi ve işveren ilişkisi niteliği gereği çoğu zaman menfaat çatışmalarını beraberinde getirir. Bu nedenle işverenin yapmak isteyeceği değişikliklerin işçinin hak ve menfaatlerini olumsuz yönde etkilemesini engellemek ve bu konuda işverenin keyfiyetini sınırlandırmak için işçinin koşullarını ağırlaştıracak nitelikte olan değişiklikler belirli koşulların gerçekleşmesine ve en önemlisi de işçinin kabulüne tabi tutulmuştur. İşçi ve işveren arasındaki önemli uyuşmazlık konularından biri olan çalışma koşullarında esaslı değişiklik yapılması sorunu 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22. maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde ile işverenin esaslı bir değişikliği yapabilmesi işçinin açık ve yazılı kabul iradesini açıklaması halinde mümkün kılınmış; ancak belirli koşulların varlığı halinde, işçinin değişikliği kabul etmemesi halinde işverenin iş sözleşmesini feshedebileceği hükme bağlanmıştır. Bu çalışma kapsamında öncelikle çalışma koşullarının mahiyetinin ne olduğu ve bu kavrama hangi iş koşullarının dâhil olduğu belirlenmiş; sonrasında değişiklik önerisinin hangi şekilde yapılabileceği, işçi tarafından kabulü veya reddi halinde ne gibi durumlar ortaya çıkabileceği açıklanmış; bunların izahı sonrasında ise işverence değişiklik feshinin uygulanması koşulları ve uygulanması sonrasında işçilerin başvurabilecekleri hukuksal yollar ve bunun neticesinde haklı çıkmaları halinde muhtemel hak ve menfaatlerinin neler olabileceği iş güvencesine tabi olan ve olmayan işçiler açısından ayrı ayrı ele alınmıştır. Çalışmanın en son bölümünde ise çalışma koşullarındaki esaslı değişiklik hükümlerine ilişkin ülkemiz uygulaması ile İngiliz iş hukukundaki yaklaşım biçiminin kıyaslaması yapılmıştır. Çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Birinci Bölümde; çalışma koşulları ile ahde vefa ve sözleşme içeriği ile bağlılık ilkesi irdelenmiştir. İkinci Bölümde; Türk hukukunda çalışma koşullarında yapılan değişikliklerin neler olabileceği ve bu değişikliklerin türleri verilmiş, değişiklik feshi kavramsal olarak izah edilmiş, ilgili hükümlerin kapsamı ve koşullarına yer verilmiş, buna ilaveten değişiklik önerilerinin hukuki neticeleri ile çalışma koşullarında esaslı değişiklik hükümleri uyarınca iş sözleşmesinin işverence feshi ve fesih işlemi neticesinde doğabilecek hukuki sonuçlar ele alınmıştır. Üçüncü Bölümde ise; İngiliz hukukundaki fesih düzenlemeleri anlatılmış, iş sözleşmesinin değiştirilmesi ile ilgili Türk ve İngiliz hukuklarındaki temel benzerlik ve farklılıklar incelenmiştir.