Özel Hukuk Bölümü Tezleri
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.12416/71
Browse
Browsing Özel Hukuk Bölümü Tezleri by Department "Çankaya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Özel Hukuk Anabilim Dalı"
Now showing 1 - 20 of 28
- Results Per Page
- Sort Options
Master Thesis Alacağın temlikinin hüküm ve sonuçları(2011) Diren, DuyguAlacağın temliki kurumu, Borçlar Kanunu’nun Birinci Kısmı’nı oluşturan “Genel Hükümler” kısmı içerisinde hükme bağlanmış; alacaklı, borçlu ve üçüncü kişi arasında meydana gelen bir müessesedir. Farklı amaçlara dayanarak uygulanabilen alacağın temlikinin; alacaklıya, amacını gerçekleştirebilmesi için büyük bir imkân sağlaması ve bu niteliği nedeniyle uygulamada çok sık kullanılan bir kurum olması, bu çalışmanın hazırlanmasının başlıca nedeni olmuştur. Bir borç ilişkisinde, ilişkinin tarafları, alacaklı ve borçludur. Bu ilişkinin pasif tarafını borçlu; aktif tarafını ise alacaklı oluşturmaktadır. Alacağın temlikin de ise bu taraflara bir de üçüncü kişi dâhil olmakta; aktif olan alacaklı taraf değişmektedir. Çalışmamız giriş, üç ana bölüm ve sonuçtan oluşmaktadır. Konuya giriş yapıldıktan sonra birinci bölümde, konunun zeminini oluşturan alacağın temliki kavramının tanımı yapılmış, türleri, şartları saptanmış; temlik etme vaadi, temlik edilemeyen alacaklar ve alacağın temlikine ilişkin saklı tutulan hükümler üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde, alacağın temliki kurumunun, benzer diğer kurumlarla olan ilişkisi ve bu kurumlarla arasındaki farklar inceleme konusu yapılmıştır. Üçüncü bölümde ise, ana konuya girilerek, alacağın temliki işleminin asli ve tali sonuçları üzerinde durulduktan sonra, alacağın temlikinin, ilgili taraflar açısından doğurduğu hüküm ve sonuçlar ayrıntılı olarak incelenmiştir. Sonuç bölümünde ise, çalışma sonucunda elde edilen sonuçlar, özet halinde sunulmuştur.Master Thesis Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi(2009) Karaman, ŞeymaArsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi borçlar kanunu’nda özel olarak düzenlenmiş olan bir sözleşme tipi değildir. Borçlar kanunu’nda düzenlenmiş olan istisna (eser) sözleşmesi ile taşınmaz satım sözleşmesinin unsurlarını barındıran karma nitelikli bir sözleşmedir. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde sözleşmenin taraflarından arsa (iş) sahibi arsanın belirli paylarını müteahhide devretmek borcu altına girmekte, müteahhit ise arsa üzerine inşa edeceği binanın belirlenen bağımsız bölümlerini arsa sahibine teslim etme borcunu üstlenmektedir. Dolayısıyla tarafların karşılıklı olarak sözleşmeden doğan hak ve yükümlülükleri mevcuttur. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde eserin ayıplı olması halinde müteahhidin ayıba karşı tekeffül borcu doğar ve arsa sahibi bundan doğan haklarını kullanabilir. İmkansızlık hallerinde sözleşme sona ereceği gibi sözleşmeye aykırı davranan veya edimini ifada temerrüde düşen taraf hakkında edim alacaklısı sözleşmeyi feshedebilir.Master Thesis Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden hak kazanan üçüncü kişinin hukuki durumu(2009) Coşkun, GürkanÇalışmamızın konusu, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden hak kazanan üçüncü kişilerin hukuki durumudur. Çalışmamız üç bölüm altında incelenmiştir. Çalışmanın birinci bölümünde, üçüncü kişinin kazanımının dayanağını oluşturan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi incelenmiştir. Bu incelemeye dayanılarak, üçüncü kişinin hak kazanım biçimleri tespit edilmiş ve bunların sonuçları değerlendirilmiştir. İkinci bölümde, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin sona ermesi durumunun üçüncü kişiler bakımından sonuçları incelenmiştir. İlk olarak, uygulamada sıklıkla görülen yüklenicinin temerrüdü nedeniyle sözleşmenin sona ermesinin sonuçları ve üçüncü kişinin kazanım biçimi de göz önüne alınarak, üçüncü kişinin kazanımı sorunu üzerinde durulmuş; ikinci olarak ise ifa imkansızlığının üçüncü kişinin kazanımına etkileri değerlendirilmiştir. Üçüncü bölümde ise, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin Şekil koşuluna ve geçersizliğine değinildikten sonra, Şekil eksikliği nedeniyle geçersiz sözleşmenin geçerli bir sözleşme gibi sonuç doğurması durumu incelenmiş ve söz konusu durumların üçüncü kişi bakımından sonuçları belirlenmiştir.Master Thesis Avukatın malpraktis sorumluluğu(2011) Boz, OnurBu çalışmada, yargının bir parçası olarak, müvekkiline hukuki yardımda bulunmak ve onu temsilen hukuki işlem yapma yetkisine sahip olan avukatın, mesleki ve hukuk kurallarına uymayarak müvekkiline maddi veya manevi zarar getirmesi ve bunun sonuçları üzerinde durulmuştur. Çalışmanın ilk bölümünde, avukatlık mesleğinin özellikleri, vekalet sözleşmesi, avukatlık sözleşmesi ile vekalet sözleşmesi arasındaki farklar ve avukatın sorumlulukları anlatılacaktır. Çalışmanın ikinci kısmında ise, malpraktis kavramı, avukatın özen yükümlülüğü ve avukatın malpraktisine bağlanan sonuçlar ve Avukatlık Mesleki Sorumluluk Sigortası incelenecektir.Master Thesis Boşanmada yoksulluk nafakası(2008) Perktaş, HaticeTezin Konusu “Yoksulluk Nafakası” dır. Yoksulluk nafakası, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan ve boşanmada kusuru daha ağır olmayan eş lehine mali durumu daha iyi olan eş tarafından, mali gücü oranında süresiz olarak yardım edilmesin öngören, boşanma mali sonuçlarına ilişkin bir kurumdur. Yoksulluk nafakası, nafaka türlerinden bakım nafakası için de yer olmaktadır. Yoksulluk nafakası evlilik birliği devam ettiği sürece söz konusu olan yardımlaşma ve bakım yükümlülüğünün, sosyal ve ahlaki düşüncelerle, evlilik birliğinin sona ermesinden sonrada koşulların varlığı halinde, devamı niteliğindedir. Evlilik birliği sona erdikten sonra, yoksulluğa düşecek olan eşi koruma amacına yönelik olarak düzenlenmiştir. Yoksulluk nafakasın ilişkin düzenleme sosyal ve ahlaki gerekçelere dayanmaktadır. 4721 Sayılı Medeni Kanun eşitlik ilkesi gereği, karı ve kocaya eşit koşullarda yoksulluk nafakası talep etme imkanını sağlamış, Eski Medeni Kanundaki erkeğin kadından yoksulluk nafakası isteyebilmesi için “kadının refah halinde olması” Şartı kaldırılmıştır. Ayrıca 4721 Sayılı Medeni Kanun ile, istem halinde hakimin nafakanın gelecek yıllarda taraflarına sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayacağı hüküm altına alınmış ve bu düzenleme ile tarafların maruz kaldıkları masrafa ve zaman kaybı önlenmek ile tarafların maruz kaldıkları masraf ve zaman kaybı önlenmek istenmiştir. Bu tez çalışmasında, özellikle yoksulluk nafakası kavramı, koşulları, hükümleri, maddi tazminatla olan ilişkisi, yoksulluk nafakasına ilişkin düzenlemeler, 4721 Sayılı Medeni Kanun ile değiştirilen hükümler doktrin ve yargı kararları doğrultusunda incelenmiştir. 4721 Sayılı Medeni Kanun ile Eski Medeni Kanun Hükümleri karşılaştırılmıştır.Master Thesis CMR sigortası(2011) Kargı, Ayşegül Gizemİş bu tezde, Orijinal adı “Convention Relative au Contrat de Transport International de Marchandises par Route” olan ve CMR olarak kısaltılan, Türkçe karşılığı “Karayolu ile Uluslararası Eşya Taşınmasına İlişkin Konvansiyon” kapsamında taşıyıcının sorumluluğunu teminat altına alınan CMR Sigortası incelenmiş ve değerlendirilmiştir. Tezimizin ilk bölümünde, sigorta himayesi kavramından hareketle, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nunda 1473üncü ve devamı maddelerde düzenlenen sorumluluk sigortalarına genel bakış ile kanunda ayrıca düzenlenmeyen, taşıyıcının kara, hava, deniz yoluyla yaptığı taşımalarda üstlendiği rizikoyu teminat altına alan taşıma sorumluluk sigortası üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde, Karayolu ile Uluslararası Eşya Taşınmasına İlişkin Konvansiyon'un (Convention on the Contract for the İnternatıonal Carrıage of Goods by Road-CMR) doğuşu, kapsamı ve Türk Hukukundaki yeri açıklanarak, Konvansiyon hükümlerine göre yapılacak bir taşıma işinde taşıma sözleşmesi ile bu sözleşmesinin taraflarından hareketle; Kovansiyon hükümlerine göre taşıyıcının sorumluluğunu doğuran haller ve ortadan kaldıran haller ele alınmıştır. Üçüncü bölümde tezimizin temeli olan CMR Sigortası genel olarak açıklandıktan sonra, bu sigortaya uygulanacak hükümler ile CMR Sigortasının uygulama şartları tek tek sayılmıştır. Akabinde bu sigorta ilişkisinin tarafları ve sigortalanabilen menfaatin niteliği üzerinde durulmuştur. Bu bağlamda; CMR Sigortasının Sigorta Hukuku içindeki yeri, Türk Ticaret Kanunu kapsamında Sorumluluk sigortası ve taşıyıcının mali sorumluluk sigortası ile birlikte değerlendirilmiştir. Dördüncü ve son bölümde de tezimizin konusu olan CMR Sigortası Yargı kararları ışığında değerlendirilmiştir. Tezimiz genel değerlendirme ve sonuç bölümü ile tamamlanmıştır.Master Thesis Elektronik sözleşmelerin tüketicinin korunması açısından değerlendirilmesi(2010) Gümgüm, Behice BengiElektronik sözleşmeler Borçlar Kanunu’nda özel olarak düzenlenmiş olan bir sözleşme tipi olmadığından a tipik bir sözleşmedir. Bu nedenle de Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve ilgili yönetmeliklerle gerekli düzenlemeler yapılarak tüketicinin korunması sağlanmaktadır. Elektronik sözleşmelerde sözleşmenin taraflarından alıcı (tüketici) satın almış olduğu Şeyin parasını ödemek borcu altına girmekte, satıcı ise parası ödenen Şeyi tüketiciye teslim etme borcunu üstlenmektedir. Dolayısıyla tarafların karşılıklı olarak sözleşmeden doğan hak ve yükümlülükleri mevcuttur. Elektronik sözleşmelerde taraflar sözleşmenin kurulması sırasında karşılıklı hazır olmadıkları için tarafların bir takım yükümlülükleri de bulunmaktadır. Öncelikli edim yükümlüsü alıcı yani tüketici olduğu için tüketicinin korunmasına ilişkin tedbirler ve tüketicinin hakları da bu açıdan önem arz etmektedir.Master Thesis Eser sözleşmesinde ayıplı ifa nedeniyle iş sahibi ve yüklenicinin karşılıklı sorumlulukları(2009) Hatipoğlu Ünsal, AyşeGünümüz ticari hayatının en önemli hukuksal düzenlemelerinden olan Eser sözleşmesi (istisna Akdi), iş sahibi ile yüklenici (müteahhit) arasındaki İlişkileri düzenlemektedir. İş sahibine teslim ederin çeşitli nedenlerden dolayı Ayıplı olması, Eser sözleşmesi kapsamında ele alınan önemli bir konu başlığıdır. Bu tez çalışmasının esas konusu, Eser sözleşmesi kapsamında, iş sahibi ve Yüklenici ayıplı ifa nedeniyle karşılıklı sorumluluklarıdır. İş sahibi ve Yüklenicinin karşılıklı sorumlulukları, kapsamlı bir literatür taraması, yargı Kararları ve doktrindeki görüş ayrılıkları bağlamında incelenmektedir.Master Thesis Eser sözleşmesinde işin kabulü ve yüklenicinin sorumlulukları(2011) Yücesoy, EbruBu çalışmada Eser Sözleşmesinde işin Kabulü ve Yüklenicinin Sorumlulukları konusu ele alınmıştır. Konu beş ana bölüm başlığı altında incelenmiştir. Birinci bölümde Eser Sözleşmesinin tanımına, hukuki niteliğine, unsurlarına ve diğer benzer sözleşmelerden farklarına değinilmiştir. ikinci bölümde yüklenicinin sözleşmeden doğan borçları, üçüncü bölümde yüklenicinin ayıptan doğan borçları ele alınmıştır. Dördüncü bölüm yüklenicinin ayıptan sorumluluk borcunun sona ermesi ana başlığı altında incelenmiş olup son bölüm olan beşinci bölümde ise, 01 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girecek olan 6098 Sayılı Yeni Türk Borçlar Kanunu’na göre Eser Sözleşmesi uyuşmazlıklarına uygulanacak zaman aşımı sürelerine yer verilmiştir.Master Thesis Fikir ve sanat eserleri hukukunda lisans sözleşmesi(2010) Tunçer, Ramazan OnurLisans sözleşmesi Fikir ve Sanat Eserleri Hukuku’nda özel olarak düzenlenen sözleşme tipleri arasında yer almamaktadır. Sözleşme, sağladığı yetkinin kapsamına göre, “basit lisans” ya da “tam lisans” olarak isimlendirilmektedir. Lisans sözleşmesi, genellikle her iki tarafa da borç yükleyen ve taraflar arasında sürekli borç ilişkisi kuran sui generis bir sözleşmedir. Lisans sözleşmesinde lisans veren taraf, gayri maddi hakkın kullanımını karşı tarafa devrederken, lisans alan taraf da kural olarak bir bedel ödeme yükümlülüğü altına girer. Lisans sözleşmesi, diğer sözleşmeleri de sona erdiren genel sebeplerle sona erebileceği gibi, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda düzenlenen bir takım özel sebeplerle de sona erebilir.Master Thesis Haksız fiil halinde müteselsil sorumluluk(2010) Akdoğaner, ElvanHaksız Fiil Sorumluluğu; sözleşme dışı, hukuka aykırı, kusurlu bir davranışla bir kimseye verilen zararın giderilmesini düzenler. Hukuka aykırı olarak bir kimsenin şahsına veya mal varlığına zarar veren fiile haksız fiil denir. Haksız fiil borç kaynaklarından birisi kabul edilmiş olup, zararı veren zararı tazminle sorumludur. Haksız fiil sorumluluğu, akit dışı, hukuka aykırı, kusurlu bir davranışla bir kimseye verilen zararın giderilmesidir, Haksız fiilin unsurları; davranış, zarar, uygun nedensellik bağı kusur ve hukuka aykırılığın oluşturur. Borçlar Kanunu haksız fiilin borç kaynağı olması ile ilgilenmiş olup buna göre “tazminat isteyen zararını ispat etmeye mecburdur.” kuralı getirilmiştir. BK m.50‟de birlikte zarara neden olan birden fazla kişinin sorumluluğu düzenlemiştir. Buna göre ortada bir zararın mevcut olması ve bu zarardan eylemcilerin müteselsilen sorumlu tutulabilmeleri için asıl eylemci, kışkırtıcı veya yardımcı ilişkisi içinde davranmış olması gerekmektedir. BK m. 50‟den doğan sorumluluğun kapsamında müteselsil sorumluluk kavramı, zarara birlikte neden olan kişilerin sorumluluğu bir zarara birlikte neden olmanın hüküm ve sonuçları anlatılmaya çalışılmış ve zararın giderilmesini talep için zaman aşımı süreleri belirtilmiştir.Master Thesis Kefalet sözleşmesinde kefilin sorumluluğunun kapsamı ve kefalet sözleşmesinin benzer hukuki ilişkilerden farkları(2011) Doğan, GözdeBu çalışma kefalet sözleşmesinde kefilin sorumluluğunun kapsamı ve kefalet sözleşmesinin benzer hukuki ilişkilerden farkları hakkındadır. Bu bağlamda öncelikle kefilin sorumluluğunun kapsamı Borçlar Kanunu’nun konuyla ilgili 490. ve 484. hükümlerinin ışığı altında incelenmiş ardından kefalet sözleşmesinin benzer hukuki ilişkilerden farkları ele alınmıştır.Master Thesis Kentsel dönüşüm ve gelişimi, sosyal boyutu, kentsel dönüşümden doğan hukuki sorunlar(2014) Saraç, MuratSanayileşme sonrasında yaşanan hızlı iç göç sonucunda kentlerde çarpık yapılaşma ve çöküntü alanları meydana gelmiştir. Çöküntü alanlarının dönüştürülmesi ve yeniden kazanımı kentsel dönüşüm ile mümkündür. Bu çalışmada, kentsel dönüşüm tanımlanmakla birlikte, sosyal ve hukuki boyutları da incelenmiştir. İnceleme dahilinde kentsel dönüşüm yapılan alanlarda yaşayan kişiler ve dönüşümü gerçekleştiren belediyelerle iletişime geçilerek saha çalışması yapılmıştır. Özellikle 6306 sayılı “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi” kanunu incelenmiş ve eksikliklerinin tespit edilmesine de odaklanılmıştır. Kentsel dönüşüm uygulaması yapanların bu çalışmadan faydalanması amaçlanmıştır.Master Thesis Konut finansmanı (mortgage) sözleşmesi tüketicinin korunması hakkında kanun kapsamında bir inceleme(2009) Özyılmaz, GülşenKonut finansmanı sistemi ülkemizde 5582 Sayılı Konut Finansmanı Sistemine ilişkin çeşitli Kanunlarda değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 21.02.2007 Tarihinde yürürlüğe girmesi ile uygulama alanı bulmuştur. Konut finansmanı sözleşmesi hukuki niteliği itibariyle, tüketicinin konut edinmesi amacı ile kredi veren kurumun kredi temin ettiği, temin edilen kredi nedeniyle tüketicinin kredi veren kuruma borçlandığı ve bu borca karşılık kredi veren kurum lehine, sözleşmeye konu olan gayrimenkul üzerine ipotek tesis edildiği tam iki tarafa borç yükleyen bir tüketici kredisidir. Konut finansmanı sözleşmesinin tüketici ve konut finansmanı kuruluşu olmak üzere iki tarafı bulunmaktadır. 5582 Sayılı Kanun ile tarafların hak ve yükümlülükleri düzenlenmiş, bu sayede sisteme işlerlik kazandırmak amaçlanmıştır. Konut finansmanı sözleşmesi, sözleşmenin taraflarca eksiksiz olarak ifa edilmesi, ölüm, fiil ehliyetinin kaybı, iflas ve sözleşmenin feshi ile sona ermektedir. Sözleşmenin sona ermesi ile tarafların birbirinden olan tüm hak ve alacakları sona ermektedir. Konut finansmanı sözleşmesi bir tüketici kredisi niteliğinde olduğundan sözleşme nedeniyle taraflar arasında çıkacak uyuşmazlıklarda görevli mahkeme tüketici mahkemeleridir. Konut finansmanı sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklarda yetkili mahkeme ise kural olarak davalının ikametgahı mahkemesidir. Ancak sözleşme ile konut finansmanı sözleşmesinden doğacak uyuşmazlıklarda yetkili mahkemenin belirlenmesi de mümkündür. 5582 Sayılı Kanun ile yapılan düzenlemelerle konut finansmanı sisteminin sağlıklı bir Şekilde uygulanması amaçlanmıştır. Ancak konut finansmanı sisteminin ülkemizde başarı ile uygulanabilmesi ülkedeki ekonomik istikrarın varlığı ile doğru orantılıdır.Master Thesis Kredi kartı sözleşmesi(2010) Yalçın, Ali OnurBu çalışmada, günümüzdeki ekonomik gelişmelere bağlı olarak ülkemizde yaygın bir uygulama alanı bulan ve toplumun neredeyse her kesimini doğrudan ilgilendiren kredi kartı sözleşmeleri incelenmiş; kredi kartı sözleşmelerinin uygulanması sırasında taraflar arasında ortaya çıkan sorunlar üzerinde durulmuştur. Çalışmada, sözleşmenin kanunun öngördüğü Şekil Şartlarına aykırı olarak akdedilmesine bağlanan sonuçlar ile anlaşma unsurunun sağlanmadığı durumlara bağlanan sonuçlar irdelenmiştir. Kredi kartı sistemini oluşturan tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülükleri, Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve Borçlar Kanunu kapsamında incelenmiş; ilgili yerlerde kefilin sorumluluğuna değinilmiştir.Master Thesis Küçüklerin evlat edinilmesi(2013) Şahin, OnurBu çalışmanın amacı; küçüklerin evlat edinilmesi müessesesini yasalarımız ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararları çerçevesinde ele alarak incelemek ve küçüklerin evlat edinilmesiyle ergin ve kısıtlıların evlat edinilmesini karşılaştırmaktır. Bu çalışma kapsamında; genel olarak evlat edinme, küçüklerin evlat edinilmesinin şartları ve küçüklerin evlat edinilmesinin hüküm ve sonuçları üzerinde durulmuştur. Evlat edinme, soybağının kurulması yollarından birisidir. Bunun yanında evlilik, tanıma ve babalık hükmü gibi yollarla da soybağı ilişkisi kurulabilmektedir. Evlat edinmenin diğerlerinden farkı; kurulan soybağının kan bağına değil, mahkeme kararına dayanması ve yapay soy bağı olmasıdır. Eski zamanlardan beri, çeşitli hukuk sistemlerince kabul olunmuş ve özel düzenlemelere tâbi tutulmuş evlât edinme müessesesi, Türk Hukukuna ilk olarak, 743 sayılı eski Türk Medeni Kanunu ile girmiştir. Bu müessese, 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu ile yeniden düzenlenmiştir. Üzerinde çalışmış olduğum küçüklerin evlat edinilmesi müessesesinin en önemli amacı korunmaya muhtaç çocukları korumak ve aile ortamında yetişmelerini sağlamaktır. Zira evlat edinmenin en önemli ve olmazsa olmaz şartı evlat edinilen küçüğün yararına olmasıdır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu bunun dışında da birçok şart aramıştır ve bu şartlar tez içerisinde detaylı bir şekilde izah edilmiştir. Bunun yanında ayrıca evlat edinme gerçekleştikten sonra ortaya çıkan hüküm ve sonuçlarda anlatılmaya çalışılmıştır.Master Thesis Medeni hukukumuzda taşınmazların açık arttırma suretiyle satımı(2011) Üstübdağ, Mustafa EmirAçık artırma prosedürü günümüzde oldukça hızlı bir şekilde gelişmektedir. Aynı zamanda internet aracılığıyla da açık artırmalar gerçekleştirilmektedir. Açık artırmalar sözleşme özgürlüğü çerçevesinde gerçekleşebileceği gibi zorla da gerçekleşebilirler. İkincisi sadece satım sözleşmesi olmaktan öte bir devlet işlemidir. Ben bu çalışmamda açık artırma hukukunu tüm yönleriyle ele almaya çalıştım. Özellikle bir açık artırmanın batıl olduğu durum üzerinde durdum. Bunun dışında bir açık artırmanın sonucunda mülkiyetin geçiş anını irdeledim ki mülkiyetin geçiş anı ihtiyari açık artırma ile cebr-i artırma arasında ince bir fark arz etmektedir.Master Thesis Medeni usul hukukunda belge ve senet ayrımı(2012) Mazlum, İsmet6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 199’uncu maddesinde yapılan düzenleme ile belge kavramı tanımlanmıştır. Bir ispat aracının Hukuk Muhakemeleri Kanunu anlamında belge sayılabilmesi için iki unsur önem taşımaktadır. Bunlardan ilki belge bir bilgi taşıyıcısı olmalıdır. Ancak belgenin bilgi taşıyıcısı olması tek başına yeterli olmamakta ve bunun yanında uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli olması aranmaktadır. Yani bu iki unsurun bir belge üzerinde kümülatif olarak bulunması gereklidir. İlk defa hukukumuzda belge kavramı ile senet kavramı birbirinden ayrılmıştır. Belge, senet kavramını da içine alacak şekilde bir üst kavram olarak kabul edilmiştir.Master Thesis Motorlu taşıtlar sektöründe rekabeti sınırlayan anlaşmalar (2005/4 sayılı grup muafiyeti tebliği çerçevesinde bir inceleme)(2008) Erturan, Elaİşbu çalışmada, motorlu taşıtlar sektöründe rekabeti sınırlayıcı anlaşmalar, Rekabet Kurulu’nun 2005/4 sayılı Motorlu taşıtlar Sektöründeki Dikey anlaşmalar ve Uyumlu Eylemlere ilişkin Grup Muafiyeti Tebliği çerçevesinde incelenmiştir. 2005/4 sayılı Tebliğ ve bu Tebliğ öncesinde yürürlükte olan 1998/3 sayılı Tebliğ, Kurul’un sektöre yönelik olarak muafiyet verdiği ilk grup muafiyeti Tebliği’dir. Çalışmamızın ilk bölümünde, motorlu taşıtlar sektörü, bu sektörde faaliyet gösteren kişiler, dağıtım sistemleri ve ekonomik durum açısından genel olarak incelenmiştir. Bu çerçevede özellikle, sektör içinde yer alan temel kişi ve kavramlar ile 2005/4 sayılı Tebliğ ile getirilen niteliksel ve niceliksel seçici dağıtım sistemleri üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde, rekabetin sınırlanması kavramından başlanarak, rekabete aykırı anlaşmalar ve bu anlaşmaların 4054 sayılı Kanun’un 4. Maddesindeki yasaktan grup olarak muaf tutulmasının Şartları belirlenmiştir. Bu çerçevede, muafiyet sistemi anlatıldıktan sonra, motorlu taşıt sektöründeki grup muafiyeti düzenlemeleri ele alınmıştır. Üçüncü ve son bölümde, 2005/4 sayılı Tebliğ’deki muafiyetten yararlanılmasının genel Şartları ile ağır sınırlamalar ve özel hükümler tek tek incelenmiştir.Master Thesis Noterin noterlik hizmetinden doğan hukuki sorumluluğu(2011) Uluğ, Ali SedatTezin Konusu ‘Noterin Noterlik Hizmetinden Doğan Hukuki Sorumluluğu’dur. Noterlik mesleği, hukuki güvenliği sağlamak ve anlaşmazlıkları önleme için işlemlere resmiyet kazandıran, hukuk devletinin vazgeçilmez bir kurumudur. Noterlikler toplumsal, ekonomik ve ticari hayatın olmazsa olmaz kurumlarından biridir. Bu nedenle, noterlik kurumunun tarihi gelişimi, noterlik mesleği, noterliklerde yapılan iş ve işlemler, noterlerin yetki ve sorumlulukları ve noterliklerde yapılan işlemler nedeniyle meydana gelebilecek zararlardan dolayı noterlerin sorumluluklarının bilinmesi zorunluluğu vardır. Sorumluluk genel anlamda Borçlar Kanunu m. 41-60 arasında düzenlenmiştir. Bu maddeler hem haksız bir eylemden kaynaklanan sorumluluğu hem de hukuka uygun eylemler sonucu meydana gelen zarar ile kusursuz sorumluluk esasına dayanan durumlardan doğan zarar ile ilgili sorumluluğu düzenlemiştir. Noterlerin bir kamu hizmeti görmeleri nedeniyle kendilerine yüklenen sorumluluk oldukça ağırdır. Bu, noterlik kurumunun işlevinden, noterliklerde yapılacak işlemlerin eksik ya da yanlış yapılması halinde çok büyük zararlar doğması tehlikesinden ve noterlik işlemlerinin her zaman doğru ve sağlam yapılacağı yolunda noterlik kurumuna duyulan güvenden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle Kanun Koyucu, Borçlar Kanunundaki sorumluluk ile ilgili genel düzenlemelerin yanı sıra Noterlik Kanunu ile ayrı bir düzenleme yaparak, Borçlar Kanunundaki sorumluluktan çok daha ağır bir sorumluluk getirmiştir. Noterlik Kanunu m. 162/I fıkrasında noterlerin kendi eylemlerinden ve yardımcılarının eylemlerinden sorumlu tutulabilmeleri için kusur şart kılınmamış, kurtuluş kanıtı sunma hakkı da tanınmamıştır. Bu nedenle buradaki sorumluluk ağırlaştırılmış bir kusursuz sorumluluk halidir. Bu tez çalışmasında Borçlar Kanunu ve Noterlik Kanunu anlamında sorumluluk incelenmiş, noterin görevleri ile noterin hukuki sorumluluğunun kapsamı, niteliği, hangi şartlar altında sorumluluğunun doğacağı yargı kararları ışığı altında incelenmeye çalışılmıştır.