TR-Dizin İndeksli Yayınlar Koleksiyonu
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.12416/8652
Browse
Browsing TR-Dizin İndeksli Yayınlar Koleksiyonu by Language "tr"
Now showing 1 - 20 of 565
- Results Per Page
- Sort Options
Article 12 EYLÜL DOĞRUDUR(2016) Bilici, Nurettin; 8285; HukukArticle 19. Yüzyıldan Günümüze Değişen Ve Dönüşen Bir Kültür Mirası Olarak Konya Alâeddin Tepesi(2015) Önge, Mustafa; 17578; MimarlıkAlâeddin Tepesi, Konya şehrinin gelişim süreci boyunca her dönemde önemini korumuş bir alandır. Önemli bir kültür mirası olarak Alaeddin Tepesinde meydana gelen değişiklikler sokak dokusu, mahalleler, mimari ve arkeolojik miras bileşenleri dikkate alınarak tartışılmıştır. Bu tartışma için bir zaman periyodu belirlenmiş olup, bu periyot, koruma fikrinin ve ölçütlerinin ortaya çıktığı 19.yüzyıldan başlayıp, günümüze kadar uzanmaktadır. Tartışma, demiryolunun şehre bağlanması sayesinde gelişen ekonomik durumun şehirde neden olduğu değişimler ve bunun Alâeddin Tepesine etkisi ile başlamaktadır. Bunun ardından bu bölgenin fiziksel ve sosyal durumunu etkilemiş olan kayıplar ve göçlere bağlı mülkiyet değişiklikleri gibi, savaş ve yeniden yapılanma sürecindeki değişimler incelenmiştir. Şehir ölçeğindeki değişiklikleri anlamaya yönelik olarak Alâeddin Tepesine etkileri bağlamında Konya şehrinin planlı gelişim sürecinin incelenmesi sonraki etapta ele alınmaya çalışılmıştır. Son bölümde kültür mirasının korunan ve kaybedilenlerini ortaya koymaya yardımcı olacak olan koruma ölçütlerinin gelişmesi ve Alâeddin Tepesinin bu süreç kapsamında ne kadar korunabildiği tartışılmıştır. Çalışmanın sonunda, yukarıda bahsi geçen bileşenler dikkate alınarak Alâeddin Tepesinin korunmuşluk durumu hakkında bir değerlendirme sunulmaktadır.Article 1980 Sonrası Türkiye’de Uygulanan Teknoloji Politikaları ve Türkiye Açısından Teknolojik Gelişme Göstergeleri(2020) Dinç, Dilek Temiz; 52039Günümüzde sürdürülebilir bir büyüme ve kalkınma için iyi planlanmış ve uygulanmış bilim ve teknoloji politikalarına ihtiyaç duyulmaktadır. Özellikle 1980 sonrasında dışa açılmayla birlikte teknolojik gelişmelere daha fazla önem verilmeye başlanmasından dolayı, bu çalışmada ilk olarak 1980 sonrası Türkiye’de uygulanan teknoloji politikaları beş yıllık kalkınma planları çerçevesinde incelenmiştir. Bilim ve teknoloji politikaları bir girdi olarak kabul edilirse, teknolojik gelişme göstergeleri bir çıktı olarak kabul edilebilir. Bu bakımdan çalışmanın ikinci kısmında, Türkiye için teknolojik gelişme göstergeleri bağlamında genel bir değerlendirme yapılması amaçlanmıştır. Çalışmadan, Türkiye’nin diğer dünya ülkeleriyle rekabet gücünü artırması yolunda, üniversite-sanayi işbirliklerine daha çok önem vermesi, Gayri Safi Yurtiçi Hasıladan (GSYH) Ar-Ge faaliyetlerine daha çok pay ayırması, Ar-Ge araştırmacı sayısını arttırması, patent sayılarını arttırabilmek için bu konudakiteşvik uygulamalarının yeniden ele alınması ve bütün bunlar içinde öncelikle kurumsallaşmış, gelişmelere ve değişmelere hızla uyum sağlayabilecek bilim ve teknoloji politikalarının oluşturulması ve hayata geçirilmesi gerekliliği sonucuna ulaşılmıştır.Article Citation - WoS: 01999 Depremlerinin Ardından Planlama Mevzuatı Üzerine Bir Değerlendirme(Kare Publ, 2022) Orhan, Ezgi; 34038; Şehir ve Bölge PlanlamaFollowing the 1999 Earthquakes stricken Marmara Region, as the most populated, urbanized and industrialized region of the country, large-scale recovery efforts have been initiated; and in addition to central and local administrations, many institutions and civil societies have become the part of these studies. However, in the face of the devastating effects of the 1999 Earthquakes, significant steps have been taken in legal framework due to its limitedness in guiding disaster policies. Besides, development of the risk management approach at the international level has triggered countries to review their policies and legal regulations shaping their disaster management. Based on this need, the study examines the legislation that shapes the disaster policies and guides spatial planning in our country and its change in the meantime. The legal regulations that have been added to the urban planning legislation in the last 20 years for the purpose of risk mitigation have been discussed. To this end, Article 73 of the "Municipality Law" (no. 5393), "Law on Conservation of Deteriorating Historic and Cultural Property through Renewal and Re-use" (no. 5366), "Law on the Transformation of Areas at Disaster Risk" (no. 6306), and Temporary Article 16 of Development Law (no. 3194) (Peace of Reconstruction) are determined as the main regulation shaping policies for reducing urban risks, and evaluated within the scope of the study. Therefore, this study puts forward the problems and criticisms regarding the implementation of legal arrangements established for the purpose of mitigating urban risks as well as recovery of the disaster-prone areas.Article 25. Yılında Liberal Düşünce Topluluğu: Eleştirel Bir Değerlendirme(2018) Demirel, Tanel; 4812; Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkilerBu makale Türkiye’de liberal düşünce ve liberal düşüncenin önde gelen savunucusu olarakLDT’nin halihazırda olduğundan daha etkili olabilmesi için bir dizi fikri tartışmaya açmayıamaçlıyor. Tek bir liberalizmden ya da liberal gelenekten söz etmenin yanıltıcı olduğu vurgu-lanıyor. Belli zaman ve mekanın ürünü olan, dolayısıyla o zaman ve mekanın dertleri, bakışaçıları ve kısıtları ile şekillenmiş farklı liberal gelenekler var. Bu farklı liberal gelenekler, birkaççok temel ilke dışında her zaman her yerde geçerli “evrensel” reçeteler sunmuyorlar. İkincisiTürkiye’ye dair analiz ve okumalarımızın karşılaştırmalı tarih ve sosyal bilimler birikimindenbeslenirken aynı zamanda hakiki bir yerellik kaygısı taşıması gerektiği de iddia ediliyor. Venihayet, topluluk çevresinin siyasi aktörlerle mesafeyi koruma, kendi bünyesindeki çoğulculuğukoruma ve geliştirme, yerleşik LDT ve liberal algısının dönüştürülmesi ve ayrıca LDT âdâbı dadiyebileceğimiz bir kurumsal kültürün pekişmesi için daha fazla gayret göstermesi gerektiğide savunuluyor.Article 6102 sayılı TTK’ nun haksız rekabete dair düzenlemelerinin amacı ve koruduğu menfaatler çerçevesinde dürüst ve bozulmamış rekabet kavramı(2012) Güven, Şirin; 174196102 sayılı Türk Ticaret Kanununun (TTK) haksız rekabete dair hükümleri(TTK m. 54vd.), 1986 tarihli İsviçre Haksız Rekabete Karşı Kanunundan esinlenilerekkaleme alınmıştır. Buna göre, haksız rekabete ilişkin hükümlerin amacı, bütünkatılanların lehine dürüst ve bozulmamış rekabetin temin edilmesidir. \"Bütün katılanlar\"dan, rekabet oyununa doğrudan ya da dolaylı olarak katılan herkesin haksız rekabethükümlerinin sağladığı korumanın süjesi olarak kabul edilmesi ve böylece haksız rekabet hükümlerinin rakipler arası ilişkilere özgülenmemesi gerektiği anlaşılmalıdır. Korunan menfaatler ise, piyasaya katılan herkesin ve toplumun, işleyen bir rekabetinayakta tutulmasından dolayı sağlayacağı menfaatlerdir. \"Dürüst ve bozulmamış rekabet\" kavramları ise, korumanın konusu olup; genel ilkeyi ortaya koymakta, rekabetinniteliğini belirtmekte ve hukuken tanımlanabilir bir rekabeti vurgulamaktadır. Somutlaştırmak gerekirse, dürüstlük ilkesine aykırı ve rekabete karşı olarak ya da rekabettenbeklenen olumlu sonuçların elde edilmesini, özellikle de rekabetin işlerliğini engellemek için yapılan her davranış, haksız rekabet olarak nitelendirilecektir.Article 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu Çerçevesinde Anonim Şirketlerin Sona Ermesi ve Tasfiyesi(2016) Güven, Şirin; 216636; Hukuk6335 sayılı Kanun ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile anonim şirketlerin sona ermesi ve tasfiyesikonularında pek çok değişiklik yapılmış ve yeni hükümler getirilmiştir. Bu değişiklik ve yeniliklerin ortaya çıkışında uzun süreden beri öğretide savunulan görüşler ve yargı kararları dikkate alınmıştır. Şüphesiz, getirilen yeni hükümler, mevcut ihtiyaçları karşılamaya yönelik kaleme alınmıştır. Bununla birlikte, halen yoruma muhtaç olan, açık olmayan hükümlere de rastlanılmaktadır. Dolayısıyla, anonim şirketlerin sona ermesi ve tasfiyesi bakımından önümüzdeki zamanda verilecek mahkeme kararlarının söz konusu düzenlemelerin yorumlanmasında önemli katkıları olacaktır.Article 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu Uyarınca Birleşmede Ayrılma Akçesi(2018) Koşer, Nihal; HukukAyrılma akçesi, Türk hukukunda ilk kez 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda düzenlenmiştir. Ticaret şirketlerinin birleşmeleri bakımından iki yönlü işleve sahip olan bu kurum ile birleşmeye katılmak istemeyen ortaklara paylarının gerçek değerini alarak çıkma hakkı tanınmasının yanı sıra şirket içi huzuru bozan azınlık pay sahiplerinin de çoğunluk kararıyla çıkarılması mümkün kılınmıştır. Bu makale kapsamında ayrılma akçesi tüm yönleriyle; hukuki niteliği, çeşitleri, tespiti ve ödenmesi başlıkları altında inceleme konusu yapılmıştır.Article 6356 sayılı sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun grev ve lokavta ilişkin düzenlemeleri(2013) Çopuroğlu, ÇağlarToplu iş ilişkilerini düzenleyen 2821 sayılı Sendikalar Kanunu ve 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu’nun yerini alan 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu, önceki iki düzenlemeyi tek bir kanun altında toplamış ve yeni kanunla birlikte toplu ilişkilerde bazı değişiklikler söz konusu olmuştur. Yeni düzenlemelerde, grev yasakları bakımından daralma söz konusudur ve greve ilişkin süreler, konut hakları, eylem ve propaganda gibi haklar işçi lehine genişletilmiştir. Lokavt da greve karşı bir işveren hakkı olarak yine yasada yer bulmuştur. Bununla birlikte grev hakkı başlı başına bir hak olmaktan ziyade, yine toplu iş sözleşmesi sistemi içerisinde düzenlenmiş olup, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün ülkemize öteden beri yöneltmekte olduğu eleştirilerinin yeni düzenlemelerle büyük ölçüde karşılanmadığı görülmektedir.Article Citation - WoS: 7A Housing Satisfaction Study in an Area of Urban Transformation: The Case of the Turk-is Apartment Blocks(2017) Kahraman, Zerrin Ezgi; Özdemir, Suna Senem; 50343; 25219; Şehir ve Bölge PlanlamaBu çalışmada bir işçi kooperatifi tarafından inşa edilmiş, Ankara Altındağ Belediyesi Altınpark Mahallesi sınırları içinde bulunan Türk-işBlokları’nda konut memnuniyeti ve kentsel dönüşüme ilişkin eğilim incelenmiştir. Alan 2013 yılında riskli alan ilan edilmiştir. Dönüşümüsözkonusu olan alandan ve mevcut konutlardan hangi unsurlar dolayısıyla memnun olunup olunmadığı ve kullanıcıların kentsel dönüşümü isteyip istemedikleri yapılan saha araştırması ile ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Araştırmanın veri toplama yöntemini alanda yaşayanlarla gerçekleştirilen derinlemesine mülakatlar ve anketler oluşturmaktadır. Çalışmada konuta, konut çevresine ve konut kullanıcılarınadair nitelikler açısından bir sorgulama gerçekleştirilmiştir. Bulgular yaşanılan konutlardan ve alandan memnun olanların oranının oldukçayüksek olduğunu, bu memnuniyetin yaş ve oturma süresi arttıkça arttığını göstermektedir. Nüfusun homojen ve istikrarlı oluşu konutlarınıihtiyaçlarına göre düzenlemelerine, alanda mekânsal, sosyal ve duygusal bir bağ kurulmasına imkân vermiştir. Mahalle kimliğine sahipalanın en güçlü yanları komşuluk ilişkileri, kentsel hizmetlerin erişilebilirliği, yeterliliği ve yeşil alan dokusudur. Konutlarda tesisat, alandaise spor/kültür tesislerinin yetersizliği ve son zamanlarda gündeme gelen güvenlik ve otopark sorunu dışında memnun olunmayan birkonu yoktur. Alanda kentsel dönüşüm isteyenlerin oranı istemeyenlerin oranından düşüktür. Dönüşümün gerçekleşmesini isteyenlerin isedönüşümden beklentileri oldukça yüksektir. Mevcuttaki mekânsal imkânların korunması kaydıyla dönüşümün alandaki ve konutlardakitüm sorunları çözeceği, konforlu ve lüks bir yaşam sunacağı ve haksahiplerinin ekonomik pozisyonlarını iyileştireceği algısı yaygındır.Article A theoretical study on the concept of risk in enterprises, dynamics of risk in international business, investing in Turkey & evaluation of macro risks abstract(2014) Gökmen, Aytaç; 17660; Uluslararası Ticaret ve FinansmanRisk yönetimi, uluslararası işletmecilikte her zaman öneme sahip olmuştur. Bu kavram, en yalın tanımı ile işletmenin karşılaşabileceği belirsizliklerin bertaraf edilmesidir. Bununla beraber, hem içerden, hem de dışardan kaynaklanabilecek belirsizlikleri içerir. Dahası, risk yönetimi, politik, kültürel, finansal ve ekonomik risklerin hem işletme içi, hem de işletme dışı kaynaklar açısından değerlendirilmesini kapsar. Türkiye Avrasya’nın kesişme noktasında önemli bir ülkedir. Birçok pazara yakın ve gelecek vaat etmektedir. Ancak, pek çok ekonomik etkenden dolayı önemli derecede belirsizliğe maruzdur. Bu çalışmanın amacı ise, risk ve risk yönetimini kuramsal anlamda ulusal ve uluslararası kaynaklara dayanarak incelemek ve de durumu Türkiye açısında değerlendirip, çeşitli önerilerde bulunmaktır.Article Ab Rekabet Hukuku Perspektifinden Haksız Coğrafî Engellemeler Tüzüğü’nün Değerlendirilmesi(2020) Güven, SırınAB Komisyonu’nun, Dijital Tek Pazar Hedefi doğrultusunda, sınır ötesi ticarette, çevrimiçi erişime yönelik haksız coğrafî engellemeleri ortadan kaldırmak ve diğer ayrımcı uygulamaları önlemek amacıyla kabul ettiği, 2018/302 sayılı Haksız Coğrafî Engellemeler ve Diğer Ayrımcılık Türleri Hakkında Tüzük, 3 Aralık 2018 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Öğretide, coğrafî engelleme ve diğer ayrımcı uygulamaların rekabet hukukunu da ilgilendiren sonuçlar doğurabileceği; ancak Haksız Coğrafî Engellemeler ve Diğer Ayrımcılık Türleri Hakkında Tüzük ’ün, AB rekabet hukuku düzenlemelerine göre daha özel nitelikte bir düzenleme olduğu, bu nedenle uygulama alanının sınırlarının daha anlaşılır hale getirilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.Article AB’nin ‘Dijital Tek Pazar Hedefi’ Çerçevesinde Coğrafi Engellemeler (Geoblocking) ile Mücadelesi(*) -2017/1128 Sayılı Sınır Ötesi Taşınabilirlik Tüzüğü ve 2018/302 Sayılı Haksız Coğrafi Engellemeler Tüzüğü’ne Genel Bakış(2020) Güven, Sırın; 17419; HukukAB Komisyonu, dijital çağın sunduğu ekonomik ve sosyal faydalardan daha fazla yararlanmak amacıyla AB TekPazarı’nı çevrimiçi ortama genişletmeye karar vermiş ve Avrupa İçin Dijital Tek Pazar Stratejisi’ni yayınlamıştır.Strateji’de öngörülen tedbirlerden bir tanesi, çevrimiçi hizmetlere erişimi engelleyen haksız coğrafi engellemeleriortadan kaldırmaktır. Bu amaçla Komisyon, sırasıyla, kapsamı daha dar olan Çevrimiçi İçerik Hizmetlerinin SınırÖtesi Taşınabilirliği Hakkında AB Tüzüğü ve sonrasında coğrafi engellemeleri daha genel bir çerçevede yasaklayan Haksız Coğrafi Engellemeler Hakkında Tüzüğü yayımlamıştır. Bununla birlikte, bu tür engellemelere en sıkbaşvurulan görsel-işitsel hizmetlerin kapsam dışında bırakılması nedeniyle Haksız Coğrafi Engellemeler HakkındaTüzük’ün, konuya yeni bir yaklaşım ya da çözüm getirmediği, bu nedenle Dijital Tek Pazar’ın oluşumuna önemli birkatkıda bulunmadığı söylenebilir.Article AB’nin Bağımsız Bir Güvenlik Ve Savunma Politikası Geliştirme Düşüncesi Ve Stratejik Pusula(2023) Akşemsettinoğlu, Gökhan; 104466; Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkilerSoğuk Savaş döneminde Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve NATO odaklı bir güvenlik ve savunma politikası benimsemek zorunda kalan Avrupa Birliği (AB), üzerinde uzun zamandır tartıştığı bağımsız bir güvenlik ve savunma politikası geliştirme düşüncesini hayata geçirme fırsatı bulamamıştır. Ancak, Soğuk Savaş sonrası dönemde uluslararası sistemin yapısının değişmesi, tehditlerin farklılaşması ve AB’nin özellikle son on yıl içinde yaşadığı iç ve dış krizler, üye devletlerin bağımsız bir güvenlik ve savunma politikası geliştirme konusundaki girişimlerini önemli ölçüde artırmıştır. Bu çalışmanın amacı, AB’nin bağımsız bir güvenlik ve savunma politikası geliştirme düşüncesini, zaman içinde duyurduğu stratejiler çerçevesinde hangi düzeyde hayata geçirebildiğini araştırmaktır. Çalışma, AB’nin bağımsız bir güvenlik ve savunma politikasını ABD ve NATO’ya rağmen değil, ABD ve NATO ile işbirliği içinde gerçekleştirebileceğini ortaya koymaktadır. Çalışma, bu varsayımı desteklemek için de kısa süre önce duyurulan Stratejik Pusula ile açıklanan yeni yaklaşıma vurgu yapmaktadır. Nitel araştırma metodu içinde yer alan nitel veri toplama yöntemlerinden doküman/metin analizini kullanan bu çalışma sonuç olarak, Stratejik Pusula ile duyurulan yeni anlayışın AB’nin bağımsız bir güvenlik ve savunma politikası geliştirme düşüncesini, ABD ve NATO ile işbirliği içinde ileri taşıyabileceğini ortaya koymaktadırArticle Ab’nin normatif kapasite sorunu, Akdeniz için birlik ve Türkiye(2012) Ataç, Cemile Akça; 17826; Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkilerGenel kanının aksine, 2008 yılında 43 ülkenin katılımı ile Barselona Süreci’nin yeni ayağı olarak başlatılan Akdeniz için Birlik (AiB) henüz Avrupa Birliği (AB) ve Akdeniz’deki muhatapları için tam anlamıyla başarısızlıkla nihayetlenmiş değil. Akdeniz ülkelerinin bile gündeminden düşen, finansal açıdan Barselona Süreci’nin 2006-2013 bütçesindeki payı ile yetinmek zorunda olan ve toplantıları katılım azlığı nedeniyle üst üste ertelenen AiB’nin mevcut haliyle üyeleri için parlak bir gelecek vaat etmediği kesin. Ancak, AB’nin Akdeniz Politikası tartışmalarının yarattığı ilgisizlik, bıkkınlık ve güvensizlik duygularından arındırılmış içeriğe odaklı bir bakış açısı, AiB’den ümit kesilmemesi, bu girişimin bölgeye uyum ve istikrar adına somut başarılar getirebileceği üzerine daha özenli düşünmemizi sağlayacaktır. “Arap Baharı” sonucunda gerçekleşmesi öngörülen politik ve ekonomik dönüşümün de AiB’in önemini arttırması beklenmelidir. Bu çalışma, somut projeler aracılığı ile yaratılan faydanın ölçülebilmesi ilkesi üzerine kurulan AiB’nin, onbeş yıllık Barselona Süreci’ne gereksinim duyduğu taze kanı sağlama olasılığının AiB ülkeleri, dolayısıyla Türkiye tarafından göz ardı edilmemesi gerektiğini savunmaktadır. Bu bağlamda, AB’nin normatif aktörlük kapasitesine referansla AiB’nin içeriği, nitelikleri ve potansiyeline odaklanarak Türkiye’nin sürece, sürecin Türkiye’ye katkılarını değerlendirmeyi amaçlamaktadır.Article Açılı CFRP Ankrajlı Şeritler ile Beton Yüzey Arasındaki Gerilme Deformasyon Davranışı için Yeni Bir Model Önerisi(2020) Özgür, A. C. Anıl; Ghoroubi, Rahim; Mercimek, ÖmerBetonarme, çelik veya yığma yapılar birçok farklı nedenden dolayı güçlendirilmeleri veya onarılmaları gerekmektedir. Karbon takviyeli elyaf kumaşlar (CFRP) deprem performansı yetersiz yapıların onarım ve güçlendirme çalışmalarında son 20 yıldır yaygın olarak kullanılmaktadır. CFRP ile geliştirilen onarım ve güçlendirme detaylarında önemli olan tasarım kriterlerinden biri CFRP elemanların yüzeyden soyulmalarını geciktirmektir. Bu amaçla CFRP ile geliştirilen güçlendirme detaylarında ankrajların kullanılması artış göstermiştir. Güçlendirme detaylarında kullanılan fan tipi CFRP ankrajlı CFRP şeritler ile ilgili gerilme-kayma deplasmanı modellerinin ankrajsız CFRP şeritlere göre çok daha sınırlı sayıda olduğu görülmektedir. Bu konudaki sınırlı sayıdaki çalışmada ankrajlar CFRP şeritlere uygulanan eksenel çekme kuvvetine göre 90o açılı olacak şekilde yerleştirilmiştir. Yapılan literatür taramasında eksenel yüke göre değişik açılarda yerleştirilen ankrajlı CFRP şeritlerin eksenel kuvvet taşıma gücü ve gerilme kayma deplasmanı modelleri ile ilgili bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bu nedenle deneysel bir çalışma düzenlenmiş ve 28 adet beton yüzeyine yapıştırılan açılı ankrajlı CFRP şerit deney elemanı eksenel çekme kuvveti etkisinde yazarlar tarafından tasarlanan bir deney düzeneği kullanılarak test edilmiştir. Deneysel çalışmada incelenen değişkenler CFRP şerit genişliği ve CFRP şeritler üzerindeki CFRP fan tipi ankrajların açılarıdır. Deneysel çalışma sonucunda açılı ankrajlı CFRP şeritlerin maksimum taşıma gücü değerlerinin hesaplanması için bir denklem ve yeni bir gerilme kayma deplasmanı modeli önerilmiştir.Article Citation - WoS: 1Addressing Earthquake Risk and Climate Crisis together in Spatial Planning(Kare Publ, 2021) Peker, Ender; Orhan, Ezgi; 34038; Şehir ve Bölge PlanlamaCities' vulnerability to natural and man-made threats are ever increasing. Cities are under the threat of both natural disasters such as earthquakes, avalanches and landslides; and climate-driven challenges such as excessive precipitation, heatwaves and droughts. This calls for a need of handling natural and human systems together for the future of cities. However, climate and earthquake action plans which naturally present a direct link to spatial planning, are often produced separately in the Turkish planning practice. This study advocates that strategies for combating earthquake and climatic challenges should be harmonized together within the spatial planning system, and respectively, aims at presenting a holistic planning approach. For this purpose, the study first examines the ways in which disaster and climate issues are addressed in the current laws and national action plans. Then, in line with the 'Regulation on the Preparation of Spatial Plans', it examines the spatial planning scales with an aim of determining the potential areas in which disaster and climate issues could be planned together. Taking this as a point of departure, the paper presents a set of planning strategies responding to earthquake risk and climate crisis at regional, city, neighbourhood and building scales. It discusses synergies and conflicts among these strategies at different scales. This study targets to develop a holistic perspective for earthquake and climate change induced disasters, for the decision-makers and practitioners operating in spatial planning processes.Article Adi Konkordatoda Geçici Mühlet Kararının “Derhâl” Verilmesi Sorunu(2021) Mazlum, İsmet; 17756; Adalet Meslek Yüksekokuluİcra ve İflâs Kanunu’nun 287’nci maddesinin birinci fıkrasında, mahkemenin geçici mühlet kararını nasıl vereceğineilişkin olarak açık bir düzenleme yer almamaktadır. Anılan düzenlemede, sadece mahkemenin İcra ve İflâs Kanunu’nun286’ncı maddesinde sayılan belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunun tespiti halinde derhâl geçicimühlet kararının verileceği ifade edilmiş olup; söz konusu maddede geçen “derhâl” ifadesinden ne anlaşılması vebu ifadenin kapsamının ne olduğu açık bir şekilde gösterilmemiştir. Bir başka ifadeyle, geçici mühlet kararınınderhâl verilmesinden ne anlaşılması gerektiği önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle, öncelikle,çalışmamızda, geçici mühlet kararının verilebilmesi için gerekli şartların neler olduğu incelenecektir. Gerekli şartlarınsağlanması durumunda, geçici mühlet kararı verilirken mahkemenin dikkate alması gereken unsurlar TürkHukuku ve İsviçre Hukuku açısından değerlendirilmeye çalışılacak ve geçici mühlet kararının verilirken mahkemeninyapacağı incelemenin şekli ve kapsamı tespit edilmeye çalışılacaktır.Article Adî Konkordatoda Rehinli Malın Satış Yasağı Ve İstisnaları(2021) Konca, Nesibe Kurt; Selçuk, Seyhan; 467137101 sayılı Kanun ile İcra ve İflâs Kanunu’nun konkordatoya ilişkin maddelerinde önemli değişiklikler yapılmıştır. Bu değişikliklerden birisi konkordato mühleti içerisinde rehnin paraya çevrilmesi yasağını düzenleyen İİK m. 295/I hükmüdür. İlgili düzenlemeye göre, rehin alacaklısı konkordato mühleti içerisinde borçluya karşı rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatabilir ancak, rehinli mal muhafaza altına alınamaz ve satışı yapılamaz. Bununla birlikte 7327 sayılı Kanun ile İİK m. 295’e ikinci fıkra eklenmek suretiyle rehnin paraya çevrilmesi yasağına birtakım istisnalar getirilmiştir. Bu çalışmada, öncelikle konkordato mühleti içerisinde rehnin paraya çevrilmesi yasağı ve söz konusu yasağın geçerli olacağı zaman aralığı üzerinde durulmuştur. Daha sonra ise, yasağın kapsamına giren rehinli alacaklılardan ne anlaşılması gerektiği belirtilmiştir. Son olarak, mühlet içerisinde rehnin paraya çevrilmesi yasağının istisnaları, satışa izin verilmesi ve satışın ne şekilde yapılacağı ile satıştan elde edilen gelirin nasıl ödeneceği konuları ele alınmıştır.Article Adli Sosyal Hizmet Anlayışında Gerçekçi Yaklaşım(2016) Yücel, Mustafa T.Ispanyolca dilinde cümlenin başında (¿) ters dönmüş bir soru işareti ilebaşlarken ben de tebliğimi doğru soru işaretleri ile başlamak istiyorum.1. Adalet sistemine ait her özel niteliğin şu iki yönlü soru ile irdelenipirdelenmediği: Hangi işleve hizmet için var olduğu? Ve bu işlev yerinegetiriliyor mu? Örneğin Cezaevleri genel müdürlüğü web sitesindeArdınç programı çerçevesinde psiko-sosyal eğitici amaçlı on beşyayının de facto gerçekliği var mıdır?2. Adli sistemdeki sosyal hizmet anlayışı/uygulaması/ biçimsel görüntüötesinde işlevsel gerçekliği hiç sorgulandı mı?3. Sosyal hizmet uzmanları doğru bildiklerini uygulayabilmeolanaklarına sahip olabildiler mi? Adli sistemdeki aktörlerle semboliketkileşime girebiliyorlar mi? Yeni Türk Ceza Siyaseti miladı olan 2005yılından bu tarihe dek aktörlerin zihniyet kalıplarında bir değişiminetanık olundu mu?4. Yeni bir vizyon/köklü çözüm/hukuk fakültelerinde klinik çalışmalar/mevcut klinik çalışmaların niteliğinin terapötik hukukuygulamasındaki katkısı irdelendi mi?