TR-Dizin İndeksli Yayınlar Koleksiyonu
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.12416/8652
Browse
Browsing TR-Dizin İndeksli Yayınlar Koleksiyonu by Title
Now showing 1 - 20 of 804
- Results Per Page
- Sort Options
Article 12 EYLÜL DOĞRUDUR(2016) Bilici, Nurettin; 8285; HukukArticle 19. Yüzyıldan Günümüze Değişen Ve Dönüşen Bir Kültür Mirası Olarak Konya Alâeddin Tepesi(2015) Önge, Mustafa; 17578; MimarlıkAlâeddin Tepesi, Konya şehrinin gelişim süreci boyunca her dönemde önemini korumuş bir alandır. Önemli bir kültür mirası olarak Alaeddin Tepesinde meydana gelen değişiklikler sokak dokusu, mahalleler, mimari ve arkeolojik miras bileşenleri dikkate alınarak tartışılmıştır. Bu tartışma için bir zaman periyodu belirlenmiş olup, bu periyot, koruma fikrinin ve ölçütlerinin ortaya çıktığı 19.yüzyıldan başlayıp, günümüze kadar uzanmaktadır. Tartışma, demiryolunun şehre bağlanması sayesinde gelişen ekonomik durumun şehirde neden olduğu değişimler ve bunun Alâeddin Tepesine etkisi ile başlamaktadır. Bunun ardından bu bölgenin fiziksel ve sosyal durumunu etkilemiş olan kayıplar ve göçlere bağlı mülkiyet değişiklikleri gibi, savaş ve yeniden yapılanma sürecindeki değişimler incelenmiştir. Şehir ölçeğindeki değişiklikleri anlamaya yönelik olarak Alâeddin Tepesine etkileri bağlamında Konya şehrinin planlı gelişim sürecinin incelenmesi sonraki etapta ele alınmaya çalışılmıştır. Son bölümde kültür mirasının korunan ve kaybedilenlerini ortaya koymaya yardımcı olacak olan koruma ölçütlerinin gelişmesi ve Alâeddin Tepesinin bu süreç kapsamında ne kadar korunabildiği tartışılmıştır. Çalışmanın sonunda, yukarıda bahsi geçen bileşenler dikkate alınarak Alâeddin Tepesinin korunmuşluk durumu hakkında bir değerlendirme sunulmaktadır.Article 1980 Sonrası Türkiye’de Uygulanan Teknoloji Politikaları ve Türkiye Açısından Teknolojik Gelişme Göstergeleri(2020) Dinç, Dilek Temiz; 52039Günümüzde sürdürülebilir bir büyüme ve kalkınma için iyi planlanmış ve uygulanmış bilim ve teknoloji politikalarına ihtiyaç duyulmaktadır. Özellikle 1980 sonrasında dışa açılmayla birlikte teknolojik gelişmelere daha fazla önem verilmeye başlanmasından dolayı, bu çalışmada ilk olarak 1980 sonrası Türkiye’de uygulanan teknoloji politikaları beş yıllık kalkınma planları çerçevesinde incelenmiştir. Bilim ve teknoloji politikaları bir girdi olarak kabul edilirse, teknolojik gelişme göstergeleri bir çıktı olarak kabul edilebilir. Bu bakımdan çalışmanın ikinci kısmında, Türkiye için teknolojik gelişme göstergeleri bağlamında genel bir değerlendirme yapılması amaçlanmıştır. Çalışmadan, Türkiye’nin diğer dünya ülkeleriyle rekabet gücünü artırması yolunda, üniversite-sanayi işbirliklerine daha çok önem vermesi, Gayri Safi Yurtiçi Hasıladan (GSYH) Ar-Ge faaliyetlerine daha çok pay ayırması, Ar-Ge araştırmacı sayısını arttırması, patent sayılarını arttırabilmek için bu konudakiteşvik uygulamalarının yeniden ele alınması ve bütün bunlar içinde öncelikle kurumsallaşmış, gelişmelere ve değişmelere hızla uyum sağlayabilecek bilim ve teknoloji politikalarının oluşturulması ve hayata geçirilmesi gerekliliği sonucuna ulaşılmıştır.Article Citation - WoS: 01999 Depremlerinin Ardından Planlama Mevzuatı Üzerine Bir Değerlendirme(Kare Publ, 2022) Orhan, Ezgi; 34038; Şehir ve Bölge PlanlamaFollowing the 1999 Earthquakes stricken Marmara Region, as the most populated, urbanized and industrialized region of the country, large-scale recovery efforts have been initiated; and in addition to central and local administrations, many institutions and civil societies have become the part of these studies. However, in the face of the devastating effects of the 1999 Earthquakes, significant steps have been taken in legal framework due to its limitedness in guiding disaster policies. Besides, development of the risk management approach at the international level has triggered countries to review their policies and legal regulations shaping their disaster management. Based on this need, the study examines the legislation that shapes the disaster policies and guides spatial planning in our country and its change in the meantime. The legal regulations that have been added to the urban planning legislation in the last 20 years for the purpose of risk mitigation have been discussed. To this end, Article 73 of the "Municipality Law" (no. 5393), "Law on Conservation of Deteriorating Historic and Cultural Property through Renewal and Re-use" (no. 5366), "Law on the Transformation of Areas at Disaster Risk" (no. 6306), and Temporary Article 16 of Development Law (no. 3194) (Peace of Reconstruction) are determined as the main regulation shaping policies for reducing urban risks, and evaluated within the scope of the study. Therefore, this study puts forward the problems and criticisms regarding the implementation of legal arrangements established for the purpose of mitigating urban risks as well as recovery of the disaster-prone areas.Article 25. Yılında Liberal Düşünce Topluluğu: Eleştirel Bir Değerlendirme(2018) Demirel, Tanel; 4812; Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkilerBu makale Türkiye’de liberal düşünce ve liberal düşüncenin önde gelen savunucusu olarakLDT’nin halihazırda olduğundan daha etkili olabilmesi için bir dizi fikri tartışmaya açmayıamaçlıyor. Tek bir liberalizmden ya da liberal gelenekten söz etmenin yanıltıcı olduğu vurgu-lanıyor. Belli zaman ve mekanın ürünü olan, dolayısıyla o zaman ve mekanın dertleri, bakışaçıları ve kısıtları ile şekillenmiş farklı liberal gelenekler var. Bu farklı liberal gelenekler, birkaççok temel ilke dışında her zaman her yerde geçerli “evrensel” reçeteler sunmuyorlar. İkincisiTürkiye’ye dair analiz ve okumalarımızın karşılaştırmalı tarih ve sosyal bilimler birikimindenbeslenirken aynı zamanda hakiki bir yerellik kaygısı taşıması gerektiği de iddia ediliyor. Venihayet, topluluk çevresinin siyasi aktörlerle mesafeyi koruma, kendi bünyesindeki çoğulculuğukoruma ve geliştirme, yerleşik LDT ve liberal algısının dönüştürülmesi ve ayrıca LDT âdâbı dadiyebileceğimiz bir kurumsal kültürün pekişmesi için daha fazla gayret göstermesi gerektiğide savunuluyor.Article 6102 sayılı TTK’ nun haksız rekabete dair düzenlemelerinin amacı ve koruduğu menfaatler çerçevesinde dürüst ve bozulmamış rekabet kavramı(2012) Güven, Şirin; 174196102 sayılı Türk Ticaret Kanununun (TTK) haksız rekabete dair hükümleri(TTK m. 54vd.), 1986 tarihli İsviçre Haksız Rekabete Karşı Kanunundan esinlenilerekkaleme alınmıştır. Buna göre, haksız rekabete ilişkin hükümlerin amacı, bütünkatılanların lehine dürüst ve bozulmamış rekabetin temin edilmesidir. \"Bütün katılanlar\"dan, rekabet oyununa doğrudan ya da dolaylı olarak katılan herkesin haksız rekabethükümlerinin sağladığı korumanın süjesi olarak kabul edilmesi ve böylece haksız rekabet hükümlerinin rakipler arası ilişkilere özgülenmemesi gerektiği anlaşılmalıdır. Korunan menfaatler ise, piyasaya katılan herkesin ve toplumun, işleyen bir rekabetinayakta tutulmasından dolayı sağlayacağı menfaatlerdir. \"Dürüst ve bozulmamış rekabet\" kavramları ise, korumanın konusu olup; genel ilkeyi ortaya koymakta, rekabetinniteliğini belirtmekte ve hukuken tanımlanabilir bir rekabeti vurgulamaktadır. Somutlaştırmak gerekirse, dürüstlük ilkesine aykırı ve rekabete karşı olarak ya da rekabettenbeklenen olumlu sonuçların elde edilmesini, özellikle de rekabetin işlerliğini engellemek için yapılan her davranış, haksız rekabet olarak nitelendirilecektir.Article 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu Çerçevesinde Anonim Şirketlerin Sona Ermesi ve Tasfiyesi(2016) Güven, Şirin; 216636; Hukuk6335 sayılı Kanun ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile anonim şirketlerin sona ermesi ve tasfiyesikonularında pek çok değişiklik yapılmış ve yeni hükümler getirilmiştir. Bu değişiklik ve yeniliklerin ortaya çıkışında uzun süreden beri öğretide savunulan görüşler ve yargı kararları dikkate alınmıştır. Şüphesiz, getirilen yeni hükümler, mevcut ihtiyaçları karşılamaya yönelik kaleme alınmıştır. Bununla birlikte, halen yoruma muhtaç olan, açık olmayan hükümlere de rastlanılmaktadır. Dolayısıyla, anonim şirketlerin sona ermesi ve tasfiyesi bakımından önümüzdeki zamanda verilecek mahkeme kararlarının söz konusu düzenlemelerin yorumlanmasında önemli katkıları olacaktır.Article 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu Uyarınca Birleşmede Ayrılma Akçesi(2018) Koşer, Nihal; HukukAyrılma akçesi, Türk hukukunda ilk kez 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda düzenlenmiştir. Ticaret şirketlerinin birleşmeleri bakımından iki yönlü işleve sahip olan bu kurum ile birleşmeye katılmak istemeyen ortaklara paylarının gerçek değerini alarak çıkma hakkı tanınmasının yanı sıra şirket içi huzuru bozan azınlık pay sahiplerinin de çoğunluk kararıyla çıkarılması mümkün kılınmıştır. Bu makale kapsamında ayrılma akçesi tüm yönleriyle; hukuki niteliği, çeşitleri, tespiti ve ödenmesi başlıkları altında inceleme konusu yapılmıştır.Article 6356 sayılı sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun grev ve lokavta ilişkin düzenlemeleri(2013) Çopuroğlu, ÇağlarToplu iş ilişkilerini düzenleyen 2821 sayılı Sendikalar Kanunu ve 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu’nun yerini alan 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu, önceki iki düzenlemeyi tek bir kanun altında toplamış ve yeni kanunla birlikte toplu ilişkilerde bazı değişiklikler söz konusu olmuştur. Yeni düzenlemelerde, grev yasakları bakımından daralma söz konusudur ve greve ilişkin süreler, konut hakları, eylem ve propaganda gibi haklar işçi lehine genişletilmiştir. Lokavt da greve karşı bir işveren hakkı olarak yine yasada yer bulmuştur. Bununla birlikte grev hakkı başlı başına bir hak olmaktan ziyade, yine toplu iş sözleşmesi sistemi içerisinde düzenlenmiş olup, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün ülkemize öteden beri yöneltmekte olduğu eleştirilerinin yeni düzenlemelerle büyük ölçüde karşılanmadığı görülmektedir.Article Citation - Scopus: 23A Caputo-Fabrizio Fractional-Order Cholera Model And İts Sensitivity Analysis(Mehmet Yavuz, 2023) Ahmed, I.; Akgül, A.; Jarad, F.; Kumam, P.; Nonlaopon, K.; 234808; MatematikIn recent years, the availability of advanced computational techniques has led to a growing emphasis on fractional-order derivatives. This development has enabled researchers to explore the intricate dynamics of various biological models by employing fractional-order derivatives instead of traditional integer-order derivatives. This paper proposes a Caputo-Fabrizio fractional-order cholera epidemic model. Fixed-point theorems are utilized to investigate the existence and uniqueness of solutions. A recent and effective numerical scheme is employed to demonstrate the model’s complex behaviors and highlight the advantages of fractional-order derivatives. Additionally, a sensitivity analysis is conducted to identify the most influential parameters. © 2023 by the authors.Article Citation - WoS: 0Citation - Scopus: 0A comparative research on space of women in prayer place interiors of celestial religions: Cases from istanbul(Gazi Univ, 2020) Disli, Gulsen; Ozcan, ZuhalCross-cultural comparison has been used in architecture mostly to discuss the components of culture, knowledge, and value systems, yet to date there is not a specific comparative study on gendered architecture in prayer places of celestial religions, namely Judaism, Christianity, and Islam. Hence, this study aims to reveal how attendance of women in prayer places with different national, historic, religious, and cultural characteristics shaped architectural space organization and to assess potential similarities and differences of women's section in prayer spaces of celestial religions by examining literature survey, archival and historic research, including field observations. In addition to general observations in building scale, some exemplary historic synagogues, churches, and mosques in Istanbul still in use have been chosen as case studies, and their plan typologies, as well as types and locations of women's galleries/sections have been discussed. Cross-cultural comparison parameters were; development of women's section in prayer places as a structured architectural space and basic architectural terminologies used to define women's section. The major conclusion of the study is that originally women had right to worship in prayer spaces without any physical separation in all three religions, yet in time the place of women had a more defined/divided/structured character especially in Islam and Judaism. The study also indicates that while at present day, gendered architecture is still the predominant approach in Islam and in Orthodox Judaism; mix congregation in a single-unsegregated space for both sexes is more common in contemporary society of Christianity.Article Citation - WoS: 7A Housing Satisfaction Study in an Area of Urban Transformation: The Case of the Turk-is Apartment Blocks(2017) Kahraman, Zerrin Ezgi; Özdemir, Suna Senem; 50343; 25219; Şehir ve Bölge PlanlamaBu çalışmada bir işçi kooperatifi tarafından inşa edilmiş, Ankara Altındağ Belediyesi Altınpark Mahallesi sınırları içinde bulunan Türk-işBlokları’nda konut memnuniyeti ve kentsel dönüşüme ilişkin eğilim incelenmiştir. Alan 2013 yılında riskli alan ilan edilmiştir. Dönüşümüsözkonusu olan alandan ve mevcut konutlardan hangi unsurlar dolayısıyla memnun olunup olunmadığı ve kullanıcıların kentsel dönüşümü isteyip istemedikleri yapılan saha araştırması ile ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Araştırmanın veri toplama yöntemini alanda yaşayanlarla gerçekleştirilen derinlemesine mülakatlar ve anketler oluşturmaktadır. Çalışmada konuta, konut çevresine ve konut kullanıcılarınadair nitelikler açısından bir sorgulama gerçekleştirilmiştir. Bulgular yaşanılan konutlardan ve alandan memnun olanların oranının oldukçayüksek olduğunu, bu memnuniyetin yaş ve oturma süresi arttıkça arttığını göstermektedir. Nüfusun homojen ve istikrarlı oluşu konutlarınıihtiyaçlarına göre düzenlemelerine, alanda mekânsal, sosyal ve duygusal bir bağ kurulmasına imkân vermiştir. Mahalle kimliğine sahipalanın en güçlü yanları komşuluk ilişkileri, kentsel hizmetlerin erişilebilirliği, yeterliliği ve yeşil alan dokusudur. Konutlarda tesisat, alandaise spor/kültür tesislerinin yetersizliği ve son zamanlarda gündeme gelen güvenlik ve otopark sorunu dışında memnun olunmayan birkonu yoktur. Alanda kentsel dönüşüm isteyenlerin oranı istemeyenlerin oranından düşüktür. Dönüşümün gerçekleşmesini isteyenlerin isedönüşümden beklentileri oldukça yüksektir. Mevcuttaki mekânsal imkânların korunması kaydıyla dönüşümün alandaki ve konutlardakitüm sorunları çözeceği, konforlu ve lüks bir yaşam sunacağı ve haksahiplerinin ekonomik pozisyonlarını iyileştireceği algısı yaygındır.Article A Hybrid Framework for Matching Printing Design Files to Product Photos(2020) Akagunduz, Erdem; Kaplan, Alper; 233834We propose a real-time image matching framework, which is hybrid in the sense that it uses both hand - crafted features and deep features obtained from a well -tuned deep convolutional network. The matching problem, which we concentrate on, is specific to a certain application, that is, printing design to product photo matching. Printing designs are any kind of template image files, created using a design tool, thus are perfect image signals. For this purpose, we create an image set that includes printing design and corresponding product photo pairs with collaboration of an actual printing facility. Using this image set, we benchmark various hand-crafted (SIFT, SURF, GIST, HoG) and deep features for matching performance. Various segmentation algorithms including deep learning based segmentation methods are applied to select feature regions. Results show that SIFT features selected from deep segmented regions achieves up to 96% product photo to design file matching success in our dataset. We propose a framework in which deep learning is utilized with highest contribution, but without disabling real-time operation using an ordinary desktop computer.Article Citation - WoS: 0A neo-structuralist perspective on architectural theory of post-truth era: Re-constructing the architect-subject(Yildiz Technical Univ, Fac Architecture, 2022) Cavdar, Rabia Cigdem; 237969The fundamental aim of the article is to scrutinise the transformations and yet pseudo-disappearance of architectural theory with an archi-theoretical gaze. It is an attempt to reread/ write the architectural theory of the 21st century in the shade of the claim that architectural theory was dead. It is obvious that not only in architecture but also in all social-life structures, free-floating meanings began to invade the totality; every concept that constitutes societal life was dislocated after the digital turn. Concepts began to be depicted with the prefix 'pose; such as post-historical, post-humanist, post-political, post-ideological, post-theory, and even, 'post-truth'. Under these circumstances, the main argument of the article is that architecture could be run as a 'point de capitone' -in Lacanian terminology-, between the subject -described as the sublime object of ideology by Zizek- and the ideology; the role of architecture is to work as a stabiliser on/between the liquid surfaces/grounds. In the context of the main argument, the article is structured on three conceptual domains, which are that ideology, subject and architecture. Architecture as a point de capitone has a significant role in the reconstitution of incommensurable dialectic in the 'redoubling procedure; which works for both recreating the lost otherness, and providing social antagonism.Article A new systematic and flexible method for developing hierarchical decision-making models(2015) Beldek, Ulaş; Leblebicioğlu, Mehmet Kemal; 59955; Mekatronik MühendisliğiAbstract: The common practice in multilevel decision-making (DM) systems is to achieve the final decision by going through a finite number of DM levels. In this study, a new multilevel DM model is proposed. This model is called the hierarchical DM (HDM) model and it is supposed to provide a flexible way of interaction and information flow between the consecutive levels that allows policy changes in DM procedures if necessary. In the model, in the early levels, there are primary agents that perform DM tasks. As the levels increase, the information associated with these agents is combined through suitable processes and agents with higher complexity are formed to carry out the DM tasks more elegantly. The HDM model is applied to the case study Fault degree classification in a 4-tank water circulation system . For this case study, the processes that connect the lower levels to the higher levels are agent development processes where a special decision fusion technique is its integral part. This decision fusion technique combines the previous level s decisions and their performance indicator suitably to contribute to the improvement of new agents in higher levels. Additionally, the proposed agent development process provides flexibility both in the training and validation phases, and less computational effort is required in the training phase compared to a single-agent development simulation carried out for the same DM task under similar circumstances. Hence, the HDM model puts forward an enhanced performance compared to a single agent with a more sophisticated structure. Finally, model validation and efficiency in the presence of noise are also simulated. The adaptability of the agent development process due to the flexible structure of the model also accounts for improved performance, as seen in the results.Article Citation - WoS: 0A Novel Hypercube-based Approach to Overlay Design Algorithms on Topic Distribution Networks(Gazi Univ, 2022) Yumusak, Semih; Layazali, Sina; Oztoprak, Kasim; Hassanpour, Reza; Yazılım MühendisliğiData communication in peer-to-peer (P2P) network requires a fine-grained optimization for memory and processing to lower the total energy consumption. When the concept of Publish/subscribe (Pub/Sub) systems were used as a communication tool in a P2P network, the network required additional optimization algorithms to reduce the complexity. The major difficulty for such networks was creating an overlay design algorithm (ODA) to define the communication patterns. Although some ODAs may perform worse on a high-scale, some may have better average/maximum node degrees. Based on the experimentation and previous works, this study designed an algorithm called the Hypercube-ODA, which reduces the average/maximum node degree for a topic connected Pub/Sub network. The Hypercube-ODA algorithm creates the overlay network by creating random cubes within the network and arranging the nodes with the cubes they belong to. In this paper, the details of the proposed Hypercube algorithm were presented and its performance was compared with the existing ODAs. Results from the experiments indicate that the proposed method outperforms other ODA methods in terms of lower average node degree (lowering the average node degree by up to 60%).Article A Novel Method For Performance Improvement of Slow Start Congestion Control Method In Packet Switched Networks(2019) Preveze, Barbaros; 17573; Elektrik-Elektronik MühendisliğiTüm akıllı ağlar, akıllı telefonlar, araç multimedya sistemleri giyilebilir teknolojiler ve IP TV'ler ile tanışılmasıyla birlikte internet bağlantılı cihaz ve uygulamaların sayısı da oldukça artmaktadır. Bu durum, paket anahtarlama ağlarında bant genişliği kullanımı miktarında artışa sebep olmuştur. Böylece, bant genişliğinin etkin kullanımı ve sistem performansı daha önemli hale gelmiştir ve literatürde ağ performansını iyileştirmeye çalışan çok sayıda çalışma bulunmaktadır. Ağ yapılarında finansal destek gerektiren donanım tabanlı modifikasyonlar yapmak yerine daha çok, kullanılan yöntemlerin yazılımsal modifikasyonları tercih edilmektedir. Bu çalışmada, daha iyi bir tıkanıklık kontrolü için paket anahtarlamalı ağlarda Eşiğe Geri Dön (RBT) adı verilen yeni bir yöntem önerilmiştir.Article A Qualitative Analysis of Human Resources Practices in Yacht Harbors and Marinas in Türkiye(2023) Kılıç, Tamer; Yavuzel, Emre; 261218; Çankaya Meslek YüksekokuluBu çalışmanın amacı; Türkiye'deki yat limanlarında ve marinalarda başta İnsan Kaynakları (İK) planlamaları olmak üzere İnsan Kaynakları Yönetimi (İKY) uygulamalarını analiz etmek ve iyileştirmeye dönük öneriler geliştirmektir. Araştırma evreninde Türkiye'nin Akdeniz, Ege ve Marmara Denizi kıyılarındaki 41 yat limanları ve marinalar bulunmaktadır. Araştırma kapsamında işletmelerin İK konusunda yetkili yöneticileriyle yarı yapılandırılmış görüşme gerçekleştirilmiştir. Araştırmada içerik analizi yöntemi kullanılmış, görüşme formundaki sorular üç ana tema altında toplanmış ve katılımcılardan alınan cevaplar aynı temalar altında veri setlerine dönüştürülmüştür. Bulgular, İK/personel departmanı olmasa da Türkiye'deki yat limanları ve marinaların çoğunluğunda İK uygulamalarının modern bir anlayışla gerçekleştirildiğini, bu kapsamda İK planlaması, personel tedariki, seçimi, performans değerlendirme, ücretlendirme, eğitim ve geliştirme dâhil önemli konularda İK bilgi sistemlerinin kullandığını ortaya koymuştur. Bazı yat limanı ve marinalarda teknik personel alımında karşılaşılan zorluklar nedeniyle, uygun adayların doğru yer ve zamanda istihdam edilmesinde sorunlar yaşandığı tespit edilmiştir. Sektöre ilişkin yükseköğrenim görmüş çalışanların işletmelere daha fazla katkı sağladıkları, bu nedenle işe alımlarda öncelikle tercih edildikleri görülmüştür. Araştırma neticesinde, Türkiye'deki yat limanları ve marinalarda; istihdam edilecek İK uzmanlarının katkılarıyla, başta İK planlamalarının verimliliği olmak üzere İKY ve açısından önemli iyileştirmeler yapılabileceği sonucuna varılmıştır.Article Citation - WoS: 0Citation - Scopus: 0A research on comparison of elevator traffic analysis methods in educational buildings(Gazi Univ, Fac Engineering Architecture, 2023) Deligoez, Dostcan; Harputlugil, Timucin; 40295; MimarlıkPurpose: Regarding elevator design in educational buildings; It is aimed to investigate the legal framework, to integrate dynamic simulation programs to design process, to compare traditional and dynamic simulation methods, to evaluate the adequacy of elevator features specified in the legislation and to determine the optimum scenarios according to the minimum requirements.Theory and Methods: Based on the findings of the literature review, which examines the issue of elevator traffic analysis together with the legislation and regulations, the carrying capacities of the elevators in the educational buildings designed by the Ministry of National Education (MNE) are tested. The stability of the system is tested by analyzing the conditions where only the disabled, disabled and building workers can be used together and all building users can use the elevators with the dynamic simulation method (with Elevate Software). The limits of the system are determined based on the waiting times during the peak usage periods. The findings of the study are evaluated according to the waiting times determined by CIBSE Guide D and the Chamber of Mechanical Engineers followed by the discussion of the outcomes.Results: The issue of elevator design has been overlooked in educational buildings, and a comprehensive elevator traffic analysis method has not been defined. For the effective use of all occupants, elevator design should be handled comprehensively with considering potentials of dynamic simulation method.Conclusion: According to the findings of the study, it is noted that the number and capacity of elevators in the legislation for educational buildings are determined only for minimum conditions and for disabled users. In addition, the legislation (considering calculation methodology) is not specific for educational buildings but related with buildings in general with public use. Considering the occupants, and their profiles of the educational buildings, a more comprehensive traffic analysis with the dynamic simulation method may enable the elevators to be designed and to be used more efficiently.Article A Revıew On Onlıne Reputatıon Management And Onlıne Reputatıon Components(2022) Şirzad, Nefise; 292276; Halkla İlişkiler ve Reklamcılıkİletişim ve bilgi teknolojilerindeki gelişmeler, kurumları gerçek dünyada olduğu kadar sanal dünyada da itibarlarının öneminin farkına varmalarını zorunlu kılmıştır. Sağlam bir itibara sahip şirketler, yatırımcılar ve müşteriler için daha çekicidir. Aynı zamanda güçlü bir kurumsal itibara sahip olan kurumlar krizleri daha başarılı yönetmektedir. İtibar yönetimi, halkla ilişkiler uygulamalarının temel işlevleri arasında yer almaktadır. Halkla ilişkiler uygulamalarının temel amaçlarından biri, kurumlar ve izleyicileri arasındaki ilişkileri yönetmek, hem gerçek hem de sanal dünyada güçlü bir itibar geliştirmek ve sürdürmektir. Bu makalede kurumsal itibar, online itibar, online itibar yönetimi kavramlarının tanımları ve bu kavramların müşteri ilişkileri, iletişim ve halkla ilişkilerdeki önemi anlatılmaktadır. Bu çalışma, sanal dünyada olumlu bir itibar oluşturan, geliştiren ve sürdüren bileşenleri tanımlamayı, bu bileşenler arasındaki ilişkileri incelemeyi ve bileşenlerin işlevlerini somut örneklerle açıklamayı amaçlamaktadır. Arama motoru optimizasyonu, sosyal medya faaliyetleri ve tüketiciler tarafından oluşturulan içerikler çevrimiçi itibar bileşenlerini oluşturmaktadır. Bu bileşenler arasındaki ilişkileri somutlaştırmak için Türkiye'nin iki e-ticaret web sitesi örnek olay incelemesi yöntemi ile incelenmiştir.