TR-Dizin İndeksli Yayınlar Koleksiyonu
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.12416/8652
Browse
Browsing TR-Dizin İndeksli Yayınlar Koleksiyonu by Publication Category "Diğer"
Now showing 1 - 20 of 52
- Results Per Page
- Sort Options
Other Alzheimer Hastalığına Bilişsel Süreçler ve Klinik Çerçeveden Bakış: Şahsiyet Dizisinin Kritik İncelemesi(2019) Kaynak, Hande; Nazlıgül, Merve Denizci; 10109Şahsiyet (Saylak, 2018), İstanbul Beyoğlu’nda yaşayan Agâh Beyoğlu’nun değişen yaşamını anlatan 12 bölümlük bir kısa dizidir. Alzheimer hastalığı tanısı aldıktan sonra Agâh Beyoğlu seri cinayetler işlemeye başlar. Bu makalenin ilk bölümünde, dizinin ana karakterleri ve hikâye örüntüsü genel hatlarıyla özetlenmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde ise dizinin ana karakteri ekseninde Alzheimer hastalığında gözlemlenen bilişsel süreçlerdeki bozulmalar aktarılmaktadır. Bu kapsamda bellek süreçleri ve kişilikte ortaya çıkan değişimler, bilişsel psikoloji ve nöroloji disiplinlerinin bulguları ışığında tartışılmaktadır. Makalenin üçüncü bölümünde, ana karakterin yaşamı ve hastalığıyla olan ilişkisi klinik çerçeveden ele alınmıştır. Bu bağlamda, Agâh Bey’in kişilerarası ilişkileri varoluşçu psikoloji çerçevesinden incelenmiştir. Ayrıca, Agâh Bey’in Alzheimer hastalığı tanısını aldıktan sonra geliştirebileceği düşünülen savunma mekanizmaları ele alınmıştır. Özetle, bu çalışmada kişinin Alzheimer hastalığı tanısı almasıyla bilişsel süreçlerindeki bozulmaları nasıl deneyimleyebileceği sunulmuştur. Ayrıca, Alzheimer hastalığı tanısı aldıktan sonra, Agâh Bey’in yaşayabileceği olası varoluşsal kaygılar ve kişilerarası çatışmalar tartışılmıştır.Book Review An Autobiography of Hilmi Çelik(2007) Dener, Hasan Işın; İşletmeOther Avukatlık Meslek Etiğine Kriminolojik Bir Yaklaşım(2008) Yücel, Tören MustafaOther Baro seçimlerinde "Mecburi oy" kuralı ve seçme hakkının demokratik ilkeleri(2008) Zabunoğlu, Yahya K.; Kayaçağlayan, MetinResearch Project Biyomedikal Uygulamalar için Gözenekli Ti6al7nb İmplant Alaşımlarının Hidrotermal Yöntemlerle Yüzey Aktivasyonu ve Karakterizasyonu(2015) Yılmaz, Emre; Bütev, Ezgi; Yeni, Elif Eda; Bağ, Esra; Esen, ZiyaBiyomedikal malzemeler insan vücudundaki kemik, organ ya da dokuların işlevlerini yerine getirmek veya desteklemek amacıyla vücudun birçok bölgesinde kullanılmaktadır. Son zamanlardaki medikal alanlardaki ilerlemelerle birlikte insanların ortalama ömrü yükselmiş, dolayısıyla uzun ömürlü ve vücuda uyumlu biyomedikal malzeme arayışları artmıştır. Yükselen ortalama insan ömrü ile özellikle vücutta değişik yüklere maruz kalan diz ve kalça gibi eklem bölgelerinde ve yapay diş kökleri ile protezlerinde kullanılan biyomedikal malzeme ihtiyacı ivmelenerek artmaktadır. Kullanılan biyomedikal malzemeler arasında polimerik malzemeler düşük mekanik dayanımlarından, seramik malzemeler de düşük kırılma tokluğuna bağlı olarak kırılgan olmalarından dolayı yüke maruz kalan bu bölgelerde kullanılamamaktadır. Bu tür uygulamarda titanyum, titanyum alaşımları, Co-Cr alaşımları ve paslanmaz çelik gibi metalik esaslı biyomalzemeler tercih edilmektedir. Biyomedikal uygulamalarda kullanılan metalik malzemelerin yüksek aşınma, korozyon ve yorulma dayancına sahip olması, biyouyumluluğun yüksek olması ve vücut kemiğine benzer mekanik özellikler sergilemesi beklenmektedir. Co-Cr alaşımları ve paslanmaz çelikler kemiğe nazaran yüksek elastik modülleri nedeniyle vücutta mekanik uyumsuzluğa neden olmaktadırlar. Bu tür biyomalzemelerin vücutta kullanılmaları durumunda implant ve kemik farklı miktarlarda yük taşımakta, az yük taşıyan kemik zamanla zayıflayarak kemik dokusu kaybı yaşanmaktadır. Bu yüzden elastik modülleri kemiğe (1-40 GPa) daha yakın titanyum ve Ti6Al4V alaşımı (105-110 GPa) gibi titanyum alaşımlarının kullanımı artmıştır. Fakat, klinik deneyler Ti6Al4V alaşımında uzun vadede vanadyum salınımının olabileceğini gösterdiği için bu alaşımın yerine yeni nesil Ti6Al7Nb alaşımları geliştirilmiştir. Her ne kadar titanyum ve titanyum alaşımlarının mekanik özellikleri vücut kemiğine yakınlık gösterse de tam olarak bir uyum sağlanamamaktadır. Son zamanlarda titanyum ve alaşımlarının gözenekli yapıda üretimi ile vücut kemiğinin mekanik değerlerine ulaşılabildiği görülmüştür. Genellikle toz metalurji tekniklerinin kullanıldığı bu çalışmalarda yapıdaki düşük erime noktasına sahip üre veya polimerik tozların uçurulmasıyla gözenekli yapı elde edilmekte ile gözenek miktarı ile de mekanik özellikler ayarlanabilmektedir. Bunun yanında implantta açık hücreli gözenekli yapının varlığı vücut sıvılarının akışına imkan sağlamakta ve kemik hücrelerinin büyümesine olanak sağlamaktadır. Fakat, kemik hücrelerinin yüzeye tutunması ve sıkı bir implant-kemik dokusu oluşumu için tek başına gözenekler yeterli değildir. Bu yüzden gözenekli malzemelerde kemik hücrelerinin yüzeye tutunmasını sağlayan farklı yapılarda ve kalınlıklarda TiO2 fazının veya farklı titanat fazların oluşumunu sağlayan ve sıklıkla gözenekli titanyum numunelerde kullanılan kimyasal yöntemlerle yüzeyler aktive edilmektedir. Bu çalışmada ise vücut kemiği mekanik özelliklerine benzer, kemik büyümesine uygun gözenek büyüklüğü ve miktarına sahip gözenekli Ti6Al7Nb alaşımlarının toz metalurji ile üretimi ve gözenekli yüzeylerin kemik hücrelerinin büyümesine olanak sağlayacak şekilde hidrotermal yöntemlerle aktive edilmesi planmaktadır. Gözenekli Ti6Al7Nb alaşımlarının üretiminde kullanılan lazer şekillendirme veya gevşek toz sinterleme yöntemlerinden farklı olarak boşluk yapıcı toz metalurji tekniği kullanılacaktır. Proje yürütücüsü tarafından patenti alınan, saf titanyum, Ti6Al4V ve TiNi alaşımlarında gözenek oluşturmak için kullanılmış olan bu yöntemin önerilen proje kapsamında gözenekli Ti6Al7Nb alaşımının üretiminde kullanılması bu anlamda bir yenilik olacaktır. Boşluk yapıcı olarak magnezyum tozunun kullanılacağı yöntemde, preslenerek şekil verilen Ti6Al7Nb-magnezyum toz karışımlarından magnezyum tozunun düşük sıcaklıkta sistemden uzaklaştırılmasıyla gözenekli yapı oluşturulacak ve yüksek sıcaklıkta sinterleme işlemi yapılacaktır. Bu aşamada vücut kemiği elastik modüllü değerleri olan 1-40 GPa arasında elastik modülüne sahip numunelerin üretimi hedeflenmektedir. Ayrıca, kemik hücrelerinin büyümesi ve vücut sıvısı transferine olanak sağlayacak şekilde gözenek miktarı ve büyüklüğü sırasıyla %40-70 ve 200-500 μm arasında değişen gözenekli Ti6Al7Nb numunelerinin üretilmesi için çalışmalar yürütülecektir. Üretilen gözenekli malzemelerin yüzeyleri ise kemik hücrelerinin yüzeyde tutunmasını sağlayacak şekilde hidrotermal yöntemler kullanılarak aktive edilecektir. Boşluk yapıcı yöntemle üretilmiş gözenekli Ti6Al7Nb alaşımlarında ilk defa uygulanacak olan yöntemde numuneler değişik sıcaklıklarda sodyum hidroksit ve CaCl2 sulu çözeltilerinde bekletilip ek ısıl işlemlerle gözenekli yüzeyler aktive edilecektir. Bu işlemlerde gözenekli yüzeylerde kemik büyümesine olanak veren sodyum titanat ve kalsiyum titanat fazlarının oluşturulması üzerine çalışılacaktır. Yüzeylerde oluşturulan titanat fazlarının apetit oluşturma potansiyelleri ise yapay vücut sıvısında test edilerek farklı tiatanat tabakalarının kemik büyümesine uygunluğu karşılaştırılacaktır. Hidrotermal işlemlerde genellikle numune iç yapısı dikkate alınmamakta ve iç yapının oksit ve titanat gibi fazların oluşumuna etkisi bilinmemektedir. Bu yüzden önerilen projede literatürden farklı olarak değişik iç yapıların (katmanlı yapı, martensit, vb.) hidrotermal işlemlerde titanat fazlarının oluşumuna etkisi araştırılacak ve bu maksatla gözenek oluşturma işleminden sonra numunelere farklı ısıl işlemler uygulanacak ve ayrıca bu fazların gözenekli numunelerin mekanik özelliklerine etkisi belirlenecektir. Ek olarak yüzeyde oluşturulan titanat tabakalarının kararlılıkları nemli ortamda test edilerek kemik büyümesine en uygun titanat tabakası özellikleri belirlenecektir. Özet olarak proje kapsamında üretilecek ve hidrotermal yöntemle yüzeyi aktive edilecek gözenekli Ti6Al7Nb malzemeler biyomedikal alanda birçok boşluğu dolduracak ve problemleri çözebilecek niteliktedir. Malzemedeki gözenek miktarı ile mekanik özellikler kemiğe benzer şekilde hassas olarak ayarlanabilecek, açık hücreli gözenekler sayesinde de vücut sıvılarının malzeme içinde akışına imkan sağlanabilecektir. Ayrıca, aktive edilmiş yüzeylerde kemik hücrelerinin tutunup büyümesine imkan verilerek çok daha kısa sürede kemik-impant bağı oluşturulabilecektir. Bu kapsamda üretilen gözenekli Ti6Al7Nb alaşımları dişçilikte yapay diş kökü olarak ve kalça, diz protezleri gibi alanlarda implant malzemesi olarak uygulama alanı bulabilecektir.Other Can US Wage Increases be Regarded as a Leading Indicator for Bond Rates?(2020) Acar, Elif Oznur; Özşuca, Ekin Ayşe; 237965; 48566; Uluslararası Ticaret ve FinansmanAfter the subprime meltdown, the Federal Reserve focused its attention on US non-\rfarm payroll data in order to pave the way for its fund rate hikes. As time went by,\rthe Federal Reserve deemed particularly one sub-component of this data, namely the\rincrements on average weekly wage growth as a proxy for in\ration and thus a plausible\rexplanation for raising the interest rates. In that aspect, we decide to elaborate on this\rissue further and examine whether this implemented strategy indeed had a re\rection in\rthe real market. For doing so, we intend to determine whether there is any causality\rrelation in either direction between US average weekly wage increases and 10-year\rTreasury Bond rates. We utilize the Toda-Yamamoto causality approach and come\rup with a statistically signicant result between wages and bond rates. For robustness,\rwe also consider the unemployment rate and consumption expenditures as independent\rvariables.Other Çayırhan yeraltı işletmesinde kılavuz açma çalışmalarının mekanizasyonu(2002) Bölükbaşı, Naci; Eyyuboğlu, E. Mustafa; 166981Mekanize galeri açma yöntemi ile gerçekleştirilebilen yüksek ilerleme hızı bu yöntemin klasik delme-patlatma yöntemine karşı en önemli üstünlüğüdür. Açılacak galerinin toplam uzunluğunun fazla olması mekanize kazının uygulabilmesindeki en önemli önşarttır. Uzunayak oluşturmak için açılan kılavuz uzunluklarının genellikle kısa olması mekanize yöntemlerin uygulanmasını sınırlamaktadır. Ancak madencilik teknolojisindeki gelişmelere parelel olarak artan ayak uzunlukları kılavuzların mekanize açılması gerekliliğini de artırmaktadır. Bu çalışmada, Çayırhan Yeraltı İşletmesinde ayak montaj kılavuzlarının mekanize olarak açılmasına yönelik yapılan çalışmalar, elde edilen sonuçlar ve bu sonuçların klasik yöntemle karşılaştırılması anlatılmaktadır. Sonuçlar, mekanize yöntemin klasik yönteme göre önemli üstünlükler sağladığını göstermektedir.Book Review Cynthia Enloe (2017). the Big Push: Exposing and Challenging the Persistence of Patriarchy (Büyük İtiş: Ataerkinin Süredurumunun İfşası Ve Meydan Okuma). Oakland: University of California Press. 208 Sayfa. Isbn-10, 13: 9780520296893, 978-0520296893(2019) Baştan, Şebnem AçelyaCynthia Enloe, ismini Karolina Larusdottir’in kadınların erkekleri devirdiği‘büyük itiş’ adlı resminden alan kitabına, bu çalışmayı kaleme almaamacının sadece dünya siyaset gündemini meşgul eden Donald Trumpolmadığını belirterek başlıyor.Research Project Damlacık Tabanlı, Entegre, Yüksek Çıktılı, Çip-üstü, Çoklu İlaç Tarama Sistemlerinin Geliştirilmesi, Gerçekleştirilmesi ve Test Edilmesi(2017) Külah, Haluk; Gündüz, Ufuk; Yıldırım, Ender; Özgür, EbruBu projede, aynı tip tekil hücreler üzerinde birden fazla ilacın etkisinin gözlenebileceği bir entegre çip üstü laboratuvar (lab-on-a-chip: LOC) sisteminin geliştirilmesi üzerine çalışılmıştır. İlaç-hücre etkileşimi geleneksel olarak ilacın hücre kültürü üzerine uygulanması yoluyla gözlenmektedir. Bu durumda hücre popülasyonunun ilaca tepkisi gözlenebilirken hücrelerin her birinin ayrı ayrı verdiği tepkinin gözlenmesi mümkün olamamaktadır. Hücrelerin her birinin davranışını inceleyebilmek için tekil hücre analizi yapılması gerekmektedir. Bunun için, yüksek çıktı sağlaması nedeniyle damlacık tabanlı mikro akışkan sistemler tercih edilmektedir. Bu yöntemde, pikolitre hacimli ilaç damlacıkları içerisinde hapsedilen hücrelerin zaman içerisinde ilaca verdiği tepki gözlenebilir. Diğer yandan, özellikle kanser gibi kombinatoryal kemoterapi ile tedavinin gerekli olduğu durumlarda, birden fazla ilacın etkisinin tek bir sistem üzerinde gözlenebilmesi önemlidir. Bu projede geliştirilen entegre LOC sistemi ile tekil kanser hücreleri üzerinde iki farklı ilacın etkisinin gözlenebilmesini sağlamak amaçlanmıştır. Projede öncelikle, hedeflenen LOC sisteminin her bir bileşeni analiz edilerek eniyilenmiştir. Bu kapsamda, homojen bir ilaç-hücre karışımı elde edebilmek için bir mikro karıştırıcı geliştirilmiş ve deneysel olarak karakterize edilmiştir. Deneyler sırasında, mikro karıştırıcının, %70’in üzerinde karıştırma verimine ulaşabildiği belirlenmiştir. Ayrıca, tekil hücrelerin içerisinde hapsedildiği damlacıkların oluşturulması için bir akış odaklayıcı geliştirilmiş ve test edilmiştir. Akış odaklayıcının, deneysel olarak 100 Hz civarındaki hızlarda yaklaşık 200 μm çaplı damlacık oluşturabildiği belirlenmiştir. Diğer yandan, mikro karıştırıcı tasarımının tekil hücre hapsetme başarımını iyileştirdiği ve oluşan damlacıkların %42’sinde tekil hücre hapsedildiği gözlenmiştir. LOC üzerinde farklı ilaçların akış odaklayıcıya yönlendirilerek farklı damlacıklar oluşturulabilmesini sağlamak amacıyla, önceden tasarlanmış olan elektrostatik mikrovalfler, optik geçirgenliği sağlayacak şekilde iyileştirilmiş ve buna uygun olarak bir MEMS üretim yöntemi geliştirilmiştir. İyileştirilen mikrovalflerin, -10 kPa basınç altında 150 V uygulanarak çalıştırılabildiği gözlenmiştir. Sonrasında, tüm bu bileşenler entegre edilerek, LOC sistemi üretilmiştir. Uygulama için seçilen kronik miyeloid lösemi hücreleri (K562) üzerinde iki farklı ilaç doxorubicin ve imatinibin etkin olduğu konsantrasyonlar tespit edilmiş ve bu ilaçlar belirlenen konsantrasyonlarda uygulanarak damlacık içerisinde hücrelere olan etkileri gözlenmiştir.Research Project Depremde Hasar Görmüş Az Katlı Betonarme Çerçeve Binaların Artçı Sarsıntı Etkisiyle Göçme Riskinin Derecelendirilmesi(2017) Yazgan, Ufuk; Gülkan, Hakkı PolatDepremde hasar görmüş binaların güvenilirliğinin değerlendirilmesi deprem mühendisliğinin en zorlu problemlerinden birisidir. Yıkıcı depremlerin ardından farklı hasar seviyelerine sahip binaların kısa bir süre içerisinde değerlendirilmesi, deprem sonrasındaki sürecin etkili şekilde yönetilebilmesinde kritik önem taşır. Hasarlı binalarla ilgili kararların akılcı ve tutarlı şekilde verilebilmesi için binanın göçme potansiyeli ve maruz kalabileceği artçı deprem tehlikesiyle ilgili belirsizliklerin kapsamlı şekilde göz önüne alınması gerekir. Proje kapsamında, belirli bir depreme maruz kalmış bir grup hasarlı binanın deprem güvenilirliğinin derecelendirilmesi için binaların göçme riskini temel alan yeni ve tutarlı bir yöntem geliştirilmiştir. Geliştirilen bu yöntemde, artçı deprem tehlikesi ve yapının göçmesine yol açabilecek sarsıntı şiddeti her yapı için ayrı ayrı değerlendirilmektedir. Yapılan çalışmalarda, geliştirilen yöntemin temel bileşenleri olan artçı deprem tehlikesi ve hasarlı binaların göçme kapasiteleri detaylı şekilde incelenmiştir. Artçı deprem tehlikesinin belirlenmesi amacıyla artçı deprem oluşum sıklığı modellerinin Türkiye?de kaydedilmiş artçı deprem kümeleri göz önüne alınarak kalibrasyonu yapılmıştır. Artçı deprem tehlikesinin olasılıksal analizindeki belirsizliklerin azaltılması için ana deprem sırasında kaydedilmiş ivme kayıtlarının ve gözlenen makrosismik şiddetin değerlendirildiği yeni bir yaklaşım geliştirilmiştir. Yürütülen çalışmalarda, ana deprem sırasında hasar görmüş binaların artçı deprem etkisi altındaki göçme kırılganlıkları detaylı şekilde incelenmiştir. Ana deprem sırasında hasar görmüş binaların göçme sınır durumlarına hangi sarsıntı seviyelerinde ulaştıkları, zaman tanım analizleriyle belirlenmiştir. Bu sayede, hasarlı binaların göçme olasılığının, hasarın seviyesine göre ne şekilde farklılık gösterdiği değerlendirilmiştir. Bu analizler, farklı kat adedine sahip binalar için tekrar edilerek, bina kat adedinin, artçı deprem etkisi altında göçme olasılığı üzerindeki etkisi belirlenmiştir. Benzer incelemeler, yetersiz süneklik kapasitesine sahip binalar için de tekrar edilmiştir. Elde edilen sonuçlar ışığında, hasarlı binaların belirli artçı deprem seviyelerinde göçme olasılıklarıyla taşıyıcı sistem özellikleri arasındaki ilişki belirlenmiştir. Proje kapsamında geliştirilen risk derecelendirme yaklaşımının hasarlı yapıların değerlendirilmesinde kullanılabilecek akılcı ve tutarlı bir stratejidir.Research Project Elastik Sinir Ötesi Davranan Kayma Çerçeveleri için Kat Arası Yer Değiştirme Spektrumu(2014) Gülkan, Hakkı Polat; Etemadi, AliResearch Project Elektro Erozyon ile İşlemede Döner Elktrot ile Küçük Çaplı Delik Delmede Dielektrik Sıvısına Karıştırılan Tozların ve Isıtmanın Yüzey Pürüzlülüğüne Etkisinin Deneysel Araştırılması(2013) Erdem, Oguz; Uslan, İbrahim; Urtekin, Levent; Ozerkan, Hacı Bekır; Çoğun, CanBook Review Ermeniler ve Armenia Bölgesi'nin Eskiçağ Tarihi(2011) Katmerci, CansuArticle Citation - Scopus: 8Evolutionary Mathematical Science, Fractional Modeling and Artificial Intelligence of Nonlinear Dynamics in Complex Systems(Akif AKGUL, 2022) Baleanu, Dumitru; Karaca, Yeliz; 56389; MatematikComplex problems in nonlinear dynamics foreground the critical support of artificial phenomena so that each domain of complex systems can generate applicable answers and solutions to the pressing challenges. This sort of view is capable of serving the needs of different aspects of complexity by minimizing the problems of complexity whose solutions are based on advanced mathematical foundations and analogous algorithmic models consisting of numerous applied aspects of complexity. Evolutionary processes, nonlinearity and all the other dimensions of complexity lie at the pedestal of time, reveal time and occur within time. In the ever-evolving landscape and variations, with causality breaking down, the idea of complexity can be stated to be a part of unifying and revolutionary scientific framework to expound complex systems whose behavior is perplexing to predict and control with the ultimate goal of attaining a global understanding related to many branches of possible states as well as high-dimensional manifolds, while at the same time keeping abreast with actuality along the evolutionary and historical path, which itself, has also been through different critical points on the manifold. In view of these, we put forth the features of complexity of varying phenomena, properties of evolution and adaptation, memory effects, nonlinear dynamic system qualities, the importance of chaos theory and applications of related aspects in this study. In addition, processes of fractional dynamics, differentiation and systems in complex systems as well as the dynamical processes and dynamical systems of fractional order with respect to natural and artificial phenomena are discussed in terms of their mathematical modeling. Fractional calculus and fractional-order calculus approach to provide novel models with fractional-order calculus as employed in machine learning algorithms to be able to attain optimized solutions are also set forth besides the justification of the need to develop analytical and numerical methods. Subsequently, algorithmic complexity and its goal towards ensuring a more effective handling of efficient algorithms in computational sciences is stated with regard to the classification of computational problems. We further point out the neural networks, as descriptive models, for providing the means to gather, store and use experiential knowledge as well as Artificial Neural Networks (ANNs) in relation to their employment for handling experimental data in different complex domains. Furthermore, the importance of generating applicable solutions to problems for various engineering areas, medicine, biology, mathematical science, applied disciplines and data science, among many others, is discussed in detail along with an emphasis on power of predictability, relying on mathematical sciences, with Artificial Intelligence (AI) and machine learning being at the pedestal and intersection with different fields which are characterized by complex, chaotic, nonlinear, dynamic and transient components to validate the significance of optimized approaches both in real systems and in related realms.Other Gümrük birliği ile birlikte Türkiye’nin dış ticaretinde yapısal değişimler oldu mu?(2009) Temiz, Dilek; 52039; Uluslararası Ticaret ve FinansmanBu çalışmada, 1992:1-2007:3 döneminde, “Gümrük Birliği’nin Türkiye’nin net ihracatı üzerindeki etkisi”, kurulan ampirik bir model ile ekonometrik yöntemler kullanılarak test edilmektedir. Bu etkinin varlığının ampirik olarak arastırılmasının yanı sıra, GB’nin Türkiye ekonomisi üzerinde meydana getirdiği statik ve dinamik etkileri ortaya koyabilmek adına Türkiye’ye ait dış ticaret rakamları değerlendirilmekte ve ayrıca literatürde yer alan Gümrük Birliği’nin Türkiye ekonomisi üzerine etkileri konusunda yapılmış diğer çalışmalara da yer verilmektedir. Bu çalışmada kullanılan veriler, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Devlet Planlama Teskilatı (DPT) ve T.C. Merkez Bankası (TCMB) Elektronik Veri Dağıtım Sistemi (EVDS) internet sitesinden temin edilmiştir. İlk olarak, çalışmada kullanılan değişkenlerin birim köke sahip olup olmadıkları Genişletilmiş Dickey-Fuller (ADF) ve Phillips-Perron birim kök testleriyle sınanmış ve değişkenlerin seviyelerinde durağan olmamakla birlikte birinci farklarında durağan hale geldikleri görülmüştür. Daha sonra, durağan serilerle kurulan ampirik modele, Gümrük Birliği’nin başlangıç yılı olan 1996 yılına bir kukla değişken konularak En Küçük Kareler (EKK) yöntemi uygulanmış ve yapılan tahmin sonucunda, “GB’nin Türkiye’nin net ihracatını etkilediği” sonucuna ulaşılmıştır. Türkiye ile AB arasındaki dış ticaret rakamları, EKK tahmininde elde edilen bu sonuçla birlikte değerlendirildiğinde, Gümrük Birliği sonrasında ticaret hacminde bir artış olmasının yanı sıra net ihracatta da bir düşüş gözlendiği görülmüştür.Other Güncel gelişmeler ışığında elektronik sözleşmelerin kurulması(2015) Bayram, Aziz Erman; 224220; HukukÖzet: Elektronik sözleşmeler, günümüzde oldukça yaygın hâle gelmiştir. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte, elektronik sözleşmele- rin kuruluşuna ilişkin irade beyanlarının elektronik ortamda iletilme yöntemleri de çeşitlenmiştir. Son dönemde mevzuatımızda elektro- nik sözleşmeleri yakından ilgilendiren önemli değişiklikler meydana gelmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ve 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun yürürlüğe girmiştir. Bu ça- lışmada, elektronik sözleşmelerin kurulması konusu, teknolojideki gelişmeler ve mevzuatta gerçekleşen değişiklikler ışığında, Avrupa Birliği düzenlemeleri de dikkate alınarak incelenmiştir.Research Project İntermodal Yük Taşımacılığı ile Sürdürülebilir İnsani Yardım Lojistiği(2016) Ertem, Mustafa Alp; Ertem, Mustafa AlpProje, intermodal yük taşımacılığı ille sürdürülebilir insani yardım lojistiği konusunda bir araştırma projesidir.Research Project Kanserin Erken Teşhisi için Yapısal Aydınlatma Tekniğine Dayanan Floresan Etiketlemeli On-Chip Görüntüleme Platformunun Geliştirilmesi(2016) Baykal, Yahya Kemal; Özcan, Aydoğan; Arpali, Serap Altay; Arpali, ÇağlarBu projede kanser hastalıklarının erken tanısında kullanılmak üzere yapısal aydınlatma tekniğine dayanan floresan etiketlemeli on-chip görüntüleme sistemi geliştirilmiştir. Geliştirilen bu görüntüleme platformu ile kan değişik türde ki bir ışık paterniyle hızlı bir şekilde taranmakta ve floresan boya ile etiketlenmesi yapılmış düşük yoğunluktaki kanser hücreleri tespit edilebilmektedir. Bu sistem, aydınlatma tekniği, görüntüleme yöntemi, optik tasarım ve kan analizi için biyo-kanal geliştirilmesi bakımından bir dizi yenilik içermektedir. Bu projede klasik aydınlatmanın (düzlem dalga) yerine Gauss ve Bessel gibi yeni türde yapısal ışık kaynakları kullanılmıştır. Bu ışık paternleri, kan gibi yoğun ve saçıcı ortamlarda kanser hücrelerine ulaşarak ışık aktarımını mümkün kılmaktadır. Bu platform, görüntüleme yöntemi açısından klasik sistemlerden farklı olup kan örneği direk olarak görüntüleme sensörü CCD (charge coupled device) üzerine konulmaktadır (On-Chip). Ayrıca görüntüleme platformlarının yaşadığı düşük Sinyal Gürültü Oranı (SNR) problemini çözmek için özel bir algoritmayla görüntünün iyileştirilmesi hedeflenmiştir. Yapısal ışık paterninin üretilmesi ve kanın taranması, tasarladığımız optik bir sistem tarafından yapılmaktadır. Lazer uzamsal ışık modülatörüyle (UIM) modüle edilmekte ve özel algortimalar aracılığıyla ışık yapısal forma dönüştürülmektedir. Daha sonra bu ışık bir lens sistemi tarafından içinde kanın bulunduğu biyo-kanal üzerine aktarılmaktadır. Bu projede yüksek hacimde kanı (2 ml ye kadar) içine alabilen ve geniş yüzeyi sayesinde yaklaşık 9 cm2 lik bir alanda tarama yapmayı mümkün kılan tek kullanımlık ve maliyeti düşük bant temelli biyo-kanallar üzerinde çalışılmış ve üretimi gerçekleştirilmiştir. Bu görüntüleme platformuyla etiketlemesi yapılmış değişik oranlardaki Beyaz Kan hücreleri ve K562 Kornik Myleoid Lösemi hücreleri kan içinde tespit edilmiştir. Son aşamada elde edilen sonuçlar klasik mikroskopla elde edilen deney sonuçlarıyla kıyaslanarak geliştirilen sistemin başarım oranı raporlanmıştır. Bu projede ayrıca, küresel, düzlem ve yapısal Gauss ışık kaynaklarının kan ve doku gibi biyolojik ortamlarda yayılması neticesinde ortaya çıkan ışık şiddeti salınımları (sintilasyon), zayıf türbülanslı yumuşak doku için formüle edilmiş ve doku uzunluğu, kırılma endeksindeki rastgele değişimler ve dalga boyu gibi parametrelere göre de kıyaslanmıştır.
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »