Kamu Hukuku Bölümü Tezleri
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.12416/62
Browse
Recent Submissions
Master Thesis Hukuka itaat yükümlülüğü ve sivil itaatsizlik(2023) Ulusoy, Zeynep ÖzgeBu tez, hukuka itaat yükümlülüğü ve sivil itaatsizlik arasındaki bağlantıyı Sokrates'in felsefi düşüncelerine de başvurarak anlamayı amaçlamaktadır. Sokrates'in Savunması, hukuka olan bağlılığın sınırlarını ve adaletin nasıl sağlanması gerektiğini sorgulamaktadır. Tez, hukuka itaat yükümlülüğünün önemini vurgularken, sivil itaatsizliğin adaleti arama ve toplumsal değişim taleplerini dile getirme hakkını temsil ettiğini göstermektedir. Ayrıca, toplum sözleşmesi, minnettarlık anlayışı ve fair play düşüncesi gibi kavramlar da bu bağlamda ele alınmaktadır. Bu tez, hukuka itaat yükümlülüğü ve sivil itaatsizlik arasındaki karmaşık ilişkiyi anlamak ve adaletin sağlanması için nasıl hareket edilmesi gerektiğini tartışmak amacıyla yapılmış bir çalışmadır.Master Thesis Yargı kararları ışığında vergi hukukunda tebligat(2023) Kürüm, Veysel KeremMaster Thesis Mülkiyet hakkının sınırlandırılma nedenlerinden biri olarak kamu yararı(2023) Eser Kapçak, Merve MüzeyyenMülkiyet hakkı, insanoğlunun en temel haklarından birisidir. Mülkiyet hakkına getirilecek olan sınırlandırmaların keyfiliğini önlemeyi teminen bu hak anayasa, kanun ve uluslararası sözleşmelere taşınmıştır. Çalışmamızda mülkiyet hakkı incelenerek mülkiyet hakkının sınırlandırılmasında sıkça kullanılan "kamu yararı" kavramının ne olduğuna, yasalardaki ve uluslararası mahkeme ve uluslararası sözleşmelerdeki yerine değinilmek suretiyle kamu yararının sınırları belirtilmiştir. Mülkiyet hakkının sınırlandırılmasının anayasalar, Anayasa Mahkemesi kararları, Yargıtay ve Danıştay kararlarındaki yeri ortaya konulmuş ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu konudaki tutumu incelenmiştir. AİHM' nin mülkiyet hakkına yapılan müdahalelerde kullanmış olduğu üç kural analizine yer verilerek devletlerin mülkiyet hakkının korunması yönündeki yükümlülükleri ele alınmıştır. Ayrıca AİHM tarafından devletlere tanınan geniş takdir marjı incelenerek, AİHM' nin tutumuna yer verilmiştir. Çalışmamızın sonunda, hukuk devleti ilkesinin bir gereği olarak yasaların kamu yararı amacı için yapılması gerektiği sonucuna ulaşılmış ve hukuk devleti olarak yasama işlemlerinin kamu yararını amaçlaması gerektiği tespitine varılmıştır. Bu hususun Anayasa Mahkemesi tarafından hukuk devletinin unsurlarından biri olarak kabul edildiği ortaya konulmuş olup AİHM tarafından devletlere tanınan geniş takdir marjının sınırsız olmadığı, iç hukukumuzda takdir yetkisinin yasal sınırlar içinde ve gerekçeli, eşitlik ilkesine uygun olarak kamu yararı amacıyla kullanılması gerektiği, takdir yetkisinin kullanımının idari işlemin yetki, sebep, konu, maksat ve şekil unsurlarının hukuka aykırı olup olmaması bakımından yargısal denetime tabi olduğu sonucuna varılmıştır. Anahtar Kelimeler: Mülkiyet hakkı, kamu yararı, hukuk devleti.Master Thesis Türk-Amerikan hukukunda olası kast kavramı(2023) Özel, YusufOlası kasıt failin, davranışı nedeniyle suçun kanuni tanımındaki maddi unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen bunların gerçekleşmesini kabullenerek veya kayıtsız kalarak davranışını gerçekleştirmesidir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda olası kasıt ile bilinçli taksirin isteme unsuru yönünden ayrıldığı kabul edilmiştir. Ancak olası kasıt ile bilinçli taksirin ayırt edilebilmesi bakımından hukuki güvenliği sağlayacak şekilde adil bir kıstas getirilememektedir. Söz konusu ayrım esasında gerçeklikle uyuşmayan yapay bir ayrımdır. Bu ayrımın kaldırılması ve olası kasıt ile bilinçli taksirin tek bir manevi unsur türü altında öngörme unsuru bağlantısıyla ortak bir şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir. Amerikan ceza hukukundaki pervasızlık kavramı, failin önemli ve haksız bir riskin farkında olmasına rağmen, bunu göz ardı ederek davranışını gerçekleştirmesini ifade eder. Pervasızlıkta göz ardı edilen risk derece ve mahiyet bakımından öyle bir risktir ki, bu riskin göz ardı edilmesi, kanunlara uyan bir kişinin failin yerinde olması durumunda izleyeceği davranışlardan büyük bir sapma teşkil etmelidir. Bu şekilde failin davranışı hakkında normatif bir değerlendirme yapılmaktadır. Model Ceza Kanununda pervasızlık kompleks ve ayrıntılı bir şekilde tanımlanmıştır. Pervasızlığın tanımı içerisinde, aslında Türk ceza hukukunda suçun hukuka aykırılık unsuru altında incelenen hususlara dahi yer verilmiştir. Amerikan ceza hukuku ve Türk ceza hukukunun yaptırım teorileri arasında düşünsel farklılıklar bulunmaktadır. Ayrıca, pervasızlık kavramının henüz güçlü bir teorik altyapısı bulunmamaktadır. Söz konusu kavramın, bu haliyle Türk ceza hukukuna iktibas edilmesi doğru olmayacaktır. Bunun yerine, salt öngörme unsurundan oluşan bir manevi unsur türüne yer verilerek olası kasıt ile bilinçli taksir ortak bir şekilde ele alınabilir.Master Thesis İran İslam Cumhuriyeti'nde idari teşkilatın yapısallığı: İran İslam Cumhuriyeti'nde idari teşkilatın yapısı ve temelleri(2012) İslami, AylinKamu hukuku, hükümetler ile halk arasındaki ilişkilere değinir. Hukukbiliminin bu bölümünde, devletin dış ve iç ilişkileri incelenir. Kamu hukukudüşünceleri yaklaşımı, egemenlik alanında değerli ideallerin yansıması ilesonuçlanarak, halk kendi kaderlerini çizmekte önemli rol oynamaya başladı. Erklerayrışımı, seçimler ve halk denetimi bu bilimin önemli başarılarındandı. Ama MeşruteHarekâtı ve İslam cumhuriyeti İran'ın siyasi ve idari alanında köklü değişimlerdensayılabilir. Son siyasal değişimler sonucu kamu hukuku da, İran'da köklüdeğişimlere sahne oldu ve İslam Cumhuriyeti sistemi cumhuriyet ve İslam'ınkarışımı yaklaşımıyla, dini düşünce ve halkın demokratik egemenliğinde yeni birsimge ortaya çıkardı. Bu oluşum dünyadaki mevcut siyasal değişimlerle çatışmada,medeniyet ve cumhuriyette benzerlikler taşımaktaydı. Bu çalışmada İran İslamCumhuriyeti'nin yapısı siyasal kurumlar ve idare hukukuna dayanarak anayasaekseninde üç bölümde incelenerek, İran İslam Cumhuriyeti'ndeki kamu hukukununköklü değişimlerine bir pencereden bakarak, bazı durumlarda çatışmalar vebenzerlikler ortaya konur.Anahtar Kelimeler: Kamu hukuku, Temel Haklar, İdare Hukuku, İran İslamCumhuriyetiMaster Thesis Türk Ceza Hukukunda haksız tahrik(2015) Kendir, Muhammet KürşatHaksız tahrik, failin suç oluşturan eyleminin hukuka aykırılık ve diğer unsurları yanında onu suça sürükleyen ruh halinin de dikkate alınması sonucunda ortaya çıkmış bir kavramdır. Modern ceza hukukunda insan ruhuna etki eden bu durumun ortaya çıkardığı neticeye hukuken değer tanınarak failin cezası indirilmektedir. Başka bir ifadeyle haksız tahrik, haksız bir fiilin neden olduğu hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işlenmesi ve bu sebepten dolayı failin cezasının belli oranlarda indirilmesi ha lidir. 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 51. maddesinde düzenlenmiş olan haksız tahrik kurumu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun "Ceza Sorumluluğunu Kaldıran veya Azaltan Nedenler" başlığı altında 29. maddede yerini korumuştur. Her iki kanunda da ge nel hükümler içerisinde düzenlenen haksız tahrik kurumu, failin kusurluluğuna yaptığı etki dolayısıyla failin cezasından indirim yapılmasını öngörmüştür. 5237 sayılı Yeni Türk Ceza Kanunu'nun kabul edilmesiyle birlikte ağır - hafif tahrik ayrımı kaldırılmış, tahrik dolayısıyla yapılacak indirim oranları artırılmıştır. vi Yine Kanun'un gerekçesi ile töre ve namus cinayetlerindeki yanlış uygulamaların önün e geçilmeye çalışılmıştır. Biz bu çalışmamız da haksız tahrik müessesini eski ve yeni kanun düzenlemelerini karşılaştırarak doktrin ve Yargıtay kararlarından yararlanmak suretiyle açıklamaya ve konuyu ayrıntıları ile ele almaya çalıştık. Bu çalışma ile amacımız, haksız tahrik müessesesinin daha iyi kavranabilmesini sağlamak ve yanlış uygulamaların önüne geçilmesi suretiyle uygulama ve doktrine faydalı olabilmektedir.Master Thesis Ceza muhakemesi hukukunda tanıklık(2022) Altundiş, CangülCeza muhakemesi hukukunun amacı maddi gerçeği ortaya çıkarmaktır. Maddi gerçeği ortaya çıkarmak için kullanılan araçlara delil denir. Tanık beyanı en çok başvurulan delil çeşitlerindendir. Bu çalışmanın ilk bölümünde, ceza muhakemesi hukukunda ispat ve delillere değinildikten sonra tanıklık incelenmiş, ceza muhakemesi hukukunda tanık, tanık beyanı, tanığın hakları ve yükümlülükleri anlatılmıştır. İkinci bölümde tanığın çağrılması, dinlenmesi ve tanık beyanının delil değeri incelenmiştir. Üçüncü bölümde ise tehlike altındaki tanıkların korunması ve tanık koruma tedbirleri anlatılmıştır. Anahtar Kelimeler: Delil, İspat, Tanık, Tanık beyanı, Tanık koruma tedbirleri.Master Thesis 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa göre gümrük kaçakçılığı suçları(2022) Ertem, CihanKaçakçılık, kanun koyucu tarafından alım satımı belli usullere bağlanmış, bazı aşamalarda vergilendirilmiş veyahut tamamen yasaklanmış ürünlerin öngörülen sistem dışında ticari faaliyetlere konu edilmesi, ülkeye sokulması, ülke dışına çıkarılması veya bulundurulmasıdır. Kaçakçılık, sınırları belli organize bir güç olarak devlet veya devlet benzeri yapıların olduğu her yerde geçmişten beri var olagelmiştir. Temelinde ekonomik gerekçelerin olduğu kaçakçılığın otoritelerce yasaklanması da son derece olağandır. Kaçakçılık tarihin her döneminde var olmuş, sosyolojik ve ekonomik tabanlı bir olgudur. Devletlerin ekonomik politikalarının doğru işletilmesi, vergi gelirlerinin toplanması, uluslararası yükümlülüklerin yerine getirilmesi, iç piyasa parametrelerinin korunması ve adil rekabet ortamının var olması için bazı fiiller 5607 sayılı kanunla yaptırım altına alınmıştır. Kaçakçılığın konusuna göre bazı eylemleri kaçakçılık olarak niteleyen pek çok kanuni düzenleme bulunmaktadır. Bu çalışmada 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 3'üncü maddesi en güncel haliyle her bir suç açısından korunan hukuki değer, maddi ve manevi unsur ve özel görünüş şekilleri incelenmiştir.Master Thesis Cumhuriyet savcısının soruşturma evresindeki görev ve yetkileri(2022) Karagöz, Furkan BatuhanCumhuriyet Savcısının Soruşturma Evresindeki Görev ve Yetkileri başlıklı tez çalışmamızda Cumhuriyet savcısının tarihsel süreçteki doğuşu ve gelişimi, savcının hukuki niteliği, savcılık teşkilatının özellikleri, yapısı ve görevleri ve savcının soruşturma aşamasında haiz olduğu diğer tüm yetkiler birbirleriyle bağlantılı olarak incelenmiştir. Ceza muhakemesi, bir suç işlendiği şüphesiyle birlikte başlamaktadır. Bu noktada soruşturma evresi de yetkili makamlarca suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evreyi ifade etmektedir. Maddi hakikate ulaşma amacıyla faaliyet gösterilen ceza muhakemesinde, hiç kuşkusuz ki, bu amaca hizmet etmek maksadıyla gerçekleştirilen en önemli faaliyetler soruşturma aşamasında yapılmaktadır. Cumhuriyet savcısı, delil serbestliği ve delillerin serbestçe değerlendirilmesi ilkeleri kapsamında eldeki somut olayı değerlendirerek suç teşkil eden bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediği, şayet gerçekleştiyse bu olayı gerçekleştiren kişinin şüpheli olup olmadığı hususunda bir değerlendirme yapmaktadır. Bu değerlendirme soruşturma aşaması devam ederken toplanan deliller vasıtasıyla yapılmaktadır. Yani esasında savcının değerlendirme yetkisinin kapsamını, somut olay bağlamında toplamış olduğu tüm deliller oluşturmaktadır. Ancak hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen deliller, bu serbestinin sınırını çizmektedir. Bir suç işlendiği şüphesiyle başlayan soruşturma aşamasında savcının birbirine karışmış yetki, görev ve sorumlulukları çalışmamızda anlatılmaya çalışılmıştır. Ancak burada bahsetmek gerekir ki, savcının yetkilerinin birbirinden kesin çizgilerle ayrılması olanaksızdır. Zira savcı henüz ortada bir soruşturma dahi olmadan delilleri değerlendirmeye başlamakta ve bu surette başlangıç şüphesinin oluşup oluşmadığını tespit etmeye çalışmaktadır. Nihayetinde de kamusal iddia makamı olarak görev yapan ve soruşturma evresinin patronu olarak anılan Cumhuriyet savcısının soruşturma aşamasını sonlandıran kararları incelenmiştir. Çalışmamızda; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay kararlarına da yer verilmiştir. Anahtar Kelimeler: Cumhuriyet Savcısı, Soruşturma Evresi, Savcının Hukuki Statü, Savcının Görev, Yetki ve Sorumlulukları, Savcının Soruşturmayı Sonlandıran Kararları.Master Thesis Ceza Muhakemesi Hukukunda tanıklık(2022) Çetin, Handan PelinTanık delili, geçmişte olduğu gibi günümüzde de kendisinden vazgeçilememiş olan bir delildir. Tanıklık görgüye dayalı olabileceği gibi duyuma dayalı da olabilir. Tanığın olayı doğru bir şekilde algılayıp algılamadığının tespitine yönelik olarak uygulamada belli başlı soru kategorileri kullanılmaktadır. Bunun yanı sıra tanık beyanlarının çelişkili olduğuna kanaat edildiği durumlarda önceki beyanlarının yüzüne karşı okunması sağlanarak çelişkinin giderilmesi kendisinden istenmektedir. Mahkemece gerektiğinde sanık ile tanık yüzleştirilerek maddi gerçeğe ulaşılmaya çalışılmaktadır. Üç bölümden oluşmakta olan bu çalışmada, birinci bölümde delil kavramı üzerinde durulmuş olup, delil çeşitlerine kısaca değinildikten sonra, tanık delili ayrıntılarıyla ele alınarak İslam hukukundaki tanıklık kurumuna da yer verilmiş olup, doğrudan soru yöneltme ile çapraz sorgunun farklı olduğu noktalar üzerinde durulmak suretiyle tanığa tanınmış olan hak ve yükümlülükler incelenmiştir. İkinci bölümde tanık olarak dinlenebilecek kişiler ile tanıkların korunması kapsamında gizli tanıklık kurumu incelenmiştir. Son bölümde ise yalan tanıklık suçu üzerinde durulmuştur. Çalışmamızda tanıklık ile ilgili olarak, en başta Ceza Muhakemesi Kanunu, Tanık Koruma Kanunu ve Türk Ceza Kanunu'ndaki düzenlemelerden faydalanılmış olup, ayrıca doktrindeki görüşlere, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına yer verilmiş ve karşılaştırmalı hukukla kıyaslama yapılarak inceleme yapılmıştır.Master Thesis Türk Ceza Kanununda uyuşturucu veya uyarıcı madde suçları(2021) Demirel, ÜmitBu çalışma, Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Suçları konusunu içermektedir. Uyuşturucu ve uyarıcı madde suçları-Suçun unsurları-Suçun nitelikli halleri-Suçun özel görünüş biçimleri-Uyuşturucu ve uyarıcı maddeler-Keyif verici maddeler-Bağımlılık-Mücadele politikaları-Etkin pişmanlık-Suçun önlenmesi-Cezanın caydırıcılığı konularının önemine yer verilmiştir. Konu altında; Uyuşturucu ve Uyarıcı Maddeler, Uyuşturucu İmal ve Ticaret Suçu, Uyuşturucu Madde Kullanmayı Kolaylaştırma Suçu, Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanma Suçu, Aynı zamanda; Uyuşturucuyla Mücadele-Uyuşturucuyla Mücadele Politika ve Trendlerine bakılmıştır. Yine bu çalışmada yaratılacak farkındalığın ve hayır diyebilme yeteneğinin geliştirilmesine de değinilmiştir. Uyuşturucu suçları ve uyuşturucu mücadele politikalarında yapılması gerekenler de tavsiye olarak belirtilmiştir.Master Thesis Sosyal medya yoluyla işlenen hakaret suçu(2020) Şengül, Mustafa BuğraTürk Ceza Kanunu'nda hakaret suçu kişilerin onur ve şerefini koruma altına almaktadır. İnsan onuru Anayasa'da ve ceza kanunlarımızda korunmakla birlikte evrensel olarak da korunan bir değerdir. Onur ve şeref kavramı insan için en önemli manevi kavramlardan olup ihlallerin engellenmesi bizim için büyük önem arz etmektedir. Sosyal medya; internet erişimi olan, çocuk, genç, yaşlı her kesimden, her kültürden, her eğitim seviyesinden insanın kullandığı günümüzde en yaygın kullanılan iletişim aracıdır. Toplumda her zaman rastlanan ve suç tanımına uyan davranışlar, artık sosyal medyaya taşınmış ve Türk Ceza Kanunu'nda belirtilen suçların birçoğu sosyal medya vasıtasıyla işlenebilir hale gelmiştir. Hakaret suçu kanunda ilk düzenlendiğinde sadece yüz yüze, telgraf, telefon veya mektupla işlenebilirken teknolojinin ilerlemesi ve internet kullanımındaki artışla çoğunlukla sosyal medya üzerinden işlenir hâle gelmiştir. Bu durum nedeniyle kanunda günümüzün şartlarına uygun düzenlemeler yapılması gerekmektedir. Sosyal medya üzerinden işlenen hakaret suçunun işleniş şekli, delillerin toplanması, suçlunun tespiti, usul, ispat ve maddi hukuk açısından birçok farklılık içermektedir. Bu durum da uygulamada ciddi sorunlara yol açmaktadır.Master Thesis 2023 hedefleri kapsamında ekonomi bakanlığının ekonomiye müdahalesi(2016) Sönmez, Taner20'nci yüzyıl ekonomi bilimi açısından sıra dışı gelişmelere sahne olmuştur. Bu yüzyılda yaşanan büyük ekonomik krizlere çeşitli çözümler üretilmiş, bu süreçte devletler ekonomilere değişik yollarla müdahalelerde bulunmuş, bu müdahalelerinin çeşitli sonuçları olmuştur. Özellikle, 1990'lı yıllarda dünya ekonomilerinde gözlemlenen değişimler, etkisini Türkiye'de de göstermiş, devletin ekonomideki rolü ve ekonomiye müdahale biçiminin yeniden sorgulanmasına neden olmuştur. 2008 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde özellikle konut sektöründe yaşanan çöküşün öncelikle Amerikan ekonomisinde ardından da dünya ekonomilerinde oluşturduğu derin kriz müdahale konusunu, müdahalenin nasıl olması gerektiği noktasına taşımıştır. Müdahale kavramı ilk bakışta olumsuz özellikleri içerisinde barındıran bir algı oluştursa da aslında kelime anlamından da anlaşılacağı üzere dahil olma durumunu ifade etmektedir. Bu nedenle müdahale kavramının, öncelikle amaçsal bir yorumla incelenerek değerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Günümüz ekonomik sistemlerinde etkisini değişik düzeylerde gösteren ekonomiye müdahale kavramı ile devletlerin ekonomik sistem içerisinde girişimleri ile yer alması dışında, gerçekleştirdikleri koruma, yönlendirme, destekleme, oyun kurallarını belirleme gibi tüm faaliyetler de girmektedir. Türkiye Cumhuriyeti'nin 100'üncü kuruluş yıldönümü olan 2023 yılında, ekonomik ve sosyal açıdan gelişmişlik düzeyini arttıran, küresel dünya ticaretinde aldığı payı genişleten bir Türkiye hedeflenmektedir. Bu hedefler, 2023 Türkiye İhracat Stratejisi ve Eylem Planı ile somut hale getirilmiştir. Bu kapsamda Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın yeniden yapılandırılması ile kurulan Ekonomi Bakanlığı'nca, ekonomiye değişik biçimlerde müdahalede bulunulmaktadır. Bu müdahalelerin; maliye politikaları kullanılarak gerçekleştirilen müdahaleler ve regülasyonlar yoluyla gerçekleştirilen müdahaleler şeklinde iki ana başlık altında incelenmesi mümkündür.Master Thesis Mülkiyet hakkı ve Anayasa Mahkemesinin mülkiyet hakkına bakışı(2016) Tabak, BahadırhanBirey tarafından eşya üzerinde kurulan hakimiyetin bir ifadesi olan mülkiyet tarihsel süreç içerisinde yer, zaman ve ihtiyaca bağlı olarak değişik şekillerde insanoğlunun yaşamının bir parçası olagelmiştir. Bugün geldiğimiz noktada mülkiyet kavramı taşınır ve taşınmaz malların yanında, gayri maddi malvarlığı değerleri ve alacak haklarını da kapsayacak şekilde geniş yorumlanarak temel hak ve özgürlüklerden bir tanesi olan mülkiyet hakkının konusunu oluşturmaktadır. Mülkiyet hakkı aynı zamanda hem Anayasamızın 35. maddesinde hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ek 1 numaralı protokolünün 1. maddesinde düzenlenmiş olması sebebiyle 2010 yılında gerçekleştirilen Anayasa değişikliği ile hukuk sistemimizdeki yerini almış bulunan bireysel başvuru yolunun konusunu teşkil eden temel hak ve özgürlüklerin arasında yer almaktadır. Bireysel başvuru yolunun yürürlüğe girdiği 2012 yılından itibaren geçen 4 yıla yakın süreçte ihlal kararı sayıları bakımından mülkiyet hakkının "adil yargılanma hakkı" ve "kişi hürriyeti ve güvenliği" ardından üçüncü sırada geldiği görülmektedir. Çalışmamızda Anayasa Mahkemesi'nin bireysel başvuru mesaisinde önemli bir yer tutan mülkiyet hakkının tarihsel geçmişi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin mülkiyet hakkına bakışı ve bireysel başvuru kararları başta olmak üzere Anayasa Mahkemesi kararları ışığında Türkiye'de mülkiyet hakkı incelenecektir.Master Thesis Anayasa Mahkemesi iptal kararlarının geriye yürümezliği(2016) Kenger, MüberraDünya ülkeleri tarafından hangi tip anayasa yargısı sistemi benimsenmiş olursa olsun, hukuk devleti ve onun önemli bir unsuru olan anayasa yargısı, demokrasinin temel şartlarından biri olmuştur. Bağımsız ve güçlü bir anayasa yargısının bulunmadığı bir düzende, devleti teşkil eden yasama, yürütme ve yargı erklerinin etkin bir şekilde işlemesi de mümkün değildir. Ülkemizde anayasa yargısının gün geçtikçe daha da etkin rol üstlenmesi, demokratikleşmeye önemli katkılar sağlamaktadır. Yasama işlemlerini denetleme hususunda asli görevli olan AYM, bunun yanında fertlerin ve aynı zamanda tüm devlet kurum ve kuruluşları da dahil olmak üzere anayasal sınırlar içerisinde kalması noktasında da önemli görevler üstlenmiştir. Temel hak ve özgürlüklerin, kuvvetler ayrılığının, mahkemelerinin bağımsızlığının ve yargısal denetimin olmadığı bir yönetim, hukuk devleti ilkesini temel ilke olarak benimsediğini beyan etmiş olmakla hukuk devleti niteliğini kazanamaz. Bu nitelik ancak belirtilen unsurların tamamen etkin hale getirilmesi ile kazanılabilir. Çalışmamız üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde genel olarak, AYM'nin anayasanın koruyucusu olarak üstlendiği rol, anayasaya aykırılığın ne tür bir yaptırımla karşı karşıya olduğu, AYM kararlarının süjeler ve süre bakımından etkileri üzerinde durulmuştur.İkinci bölümde, AYM'nin iptal kararlarının geriye yürüyüp yürümemesi hususunun dayandığı hukuki esaslar, öncelikle hukuki güvenlik ve kazanılmış hak kavramı çerçevesinde incelenmiş, geriye yürümenin ve geriye yürümezlik ilkesinin dayandığı hukuki esaslar, gai ve lafzi yorum yolu ile ele alınmıştır. Karşılaştırmalı hukukta durum değerlendirmesi yapıldıktan sonra somut ve soyut norm denetimi başlığı altında hukuk sistemimiz yönünden incelenmiştir. Son bölümde ise, AYM tarafından verilen iptal kararlarının hukuki sonuçları, kararların geriye yürümezliği ilkesi kapsamında, yargı kararları ve doktrindeki görüşler ışığında; yasama, yürütme, yargı organları ile idare, ceza ve özel hukuk alanında tek tek değerlendirilmiştir. İptal kararlarının vergi hukukuna bakan yönü geriye yürümezliğin etkisi boyutuyla, kesinleşmiş kararlar ve yürürlükten kaldırdığı yasalar ise AYM ve Danıştay kararları kapsamında ele alınmıştır. İptal kararlarının zaman bakımından ne gibi bir etki yarattığı konusuna, verildikleri tarihten itibaren ve gelecekteki etkisi başlıkları altında kısaca değinilmiştir. Anahtar Kelimeler: Anayasa Yargısı, Anayasa Mahkemesi, Demokratikleşme, Kuvvetler Ayrılığı, Hukuk Devleti, İptal Kararları, Geriye Yürümezlik.Master Thesis Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu(2016) Selbes, EceÇalışmamızın konusunu Türk Ceza Kanunu'nda düzenlenen uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu (TCK m.188) oluşturmaktadır. Uyuşturucu ve uyarıcı madde bağımlılığı insan ve toplum sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle önemlidir. Konu ile ilgili olarak mevzuatımızda Türk Ceza Kanununda ve özel kanunlarda yapılan düzenlemeler ile gerekli denetimler yapılmaktadır. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçları için ağır yaptırımlar öngörülmüştür. Uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanımının artarak yaygınlaşmasını önlemek amacıyla söz konusu maddelerin imal ve ticaretinin denetlenmesi önemlidir. İlk bölümde uyuşturucu veya uyarıcı madde kavramı, tanımı, çeşitleri incelenmekte, ilgili uluslararası sözleşmeler, örgütler ve iç hukukumuzda yer alan düzenlemeye değinilmektedir. İkinci bölümde uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu kapsamında, hukuki konu, maddi konu, suçun faili ve mağduru ve suçun kanuni unsuru, maddi unsuru, manevi unsuru ve hukuka aykırılık unsuru incelenmiştir. Üçüncü bölümde suçun özel görünüş biçimleri, suçun nitelikli halleri, yaptırım, etkin pişmanlık, zamanaşımı, soruşturma ve kovuşturma konuları incelenmiştir. Sonuç kısmında çalışmamızda yer alan konular genel olarak özetlenmiş ve değerlendirilmiştir.Master Thesis Türk Ceza Hukukunda hakaret suçu(2016) Onar, Ali OsmanHakaret suçu, kişisel onur ve saygınlığı korumak amacındadır. Bu sebeple 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun " Kişilere Karşı Suçlar" adlı ikinci kısmının sekizinci bölümünde "Şerefe Karşı Suçlar" olarak 125 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu hakaret suçu bakımından 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'ndan önemli farklılıklara sahiptir. Bu farklılıklardan birisi de "hakaret" ve "sövme" ayrımının ortadan kalkmasıdır. Demokratik hukuk sistemlerinde kişiler ifade hürriyetine sahiptir. Eleştiri ve hiciv de bu kapsamdadır. Ancak ifade hürriyetinin de bir sınırı vardır. Bu sebeple ifade hürriyeti ve hakaret suçu arasındaki denge birçok Avrupa İnsan Hakları Mankemesi kararlarının temasını oluşturmaktadır.Master Thesis Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçu(2022) Sağlam, IrmakSuçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerinin meşru hale getirilmesi olan aklama kavramının tarihi, çok eskilere dayansa bile günümüzdeki anlamı ile ortaya çıkışı yirminci yüzyılın sonlarında olmuştur. Aklama, önceleri uyuşturucu kaçakçılığı, bugün ise terör dahil örgütlü şekilde işlenebilen tüm suçlardan elde edilen gelirin, yasal ekonomik sisteme sokulması ve meşru hale getirilmesidir. Aklama suçunun işlenebilmesi için ilk olarak öncül bir suçun bulunması ve gelir elde edilmesi zorunludur. Bu gelirin, vergi cennetleri, kıyı bankacılığı, alternatif havale yöntemleri gibi yöntemler kullanılarak öncül suçla bağlantısının kesilmesi ve mali ya da finansal sisteme katılması ile aklama süreci tamamlanır. Çalışmamızda aklama kavramı, aklamanın aşamaları ve yöntemleri ele alınacak ve aklamanın önlenmesine ilişkin ulusal ve uluslararası mevzuat ve kuruluşlar incelenecektir. Daha sonra 5237 sayılı Türk Ceza Kanunum.282/1'de düzenlenen "Suçtan Kaynaklanan Malvarlığı Değerlerini Aklama Suçu" nun hukuki konusu, korunan değer, öncül suç, suçun fail ve unsurları ile incelenecektir.Master Thesis Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti suçları(2022) Oğuzhan, Hasan ErdemHukuk dünyasında hem ulusal hem de uluslararası düzeyde birçok suçla karşı- laşılmaktadır. Bu çalışmada ise sınır aşan nitelikleriyle öne çıkan iki suç tipi ele alın- maktadır. Sınır aşan olarak kastedilen suçlar Türkiye'de göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti suçları olarak belirlenmiş bulunmaktadır. Söz konusu suçlara açıklık getirebil- mek adına ilgili suçlara ilişkin kitap, makale, tez çalışması, yayınlar ve ulusal-ulusla- rarası çapta ortaya konulan raporlar ışığında analizlerde bulunulmuştur. Çalışmamızda göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti suçlarına ilişkin temel kavramlardan başlamak üzere, söz konusu suçların oluşum süreçleri ve yapıları, benzer ve farklı yanlarının yanı sıra diğer başka suçlarla da kıyaslanmak suretiyle bu suçların aydınlatılması, maddi-hukuki konu, yaptırım gibi özellikleri ile bu suçlarda ortaya çıkan sorunlar Yar- gıtay kararları eşliğinde ve uluslararası düzenlemeler de dikkate alınarak konu edinil- miştir. Çalışmada üç bölüm yer almaktadır: Birinci bölümde, göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti temel kavram ve bilgileri yer alırken ikinci bölümde göçmen kaçakçılığı kanuni düzenlemeler ve karşılaştırmalı hukuk verileri dikkate alınarak detaylıca ince- lenmiştir. Üçüncü bölümde ise yine hem ulusal hem de uluslararası düzenlemeler ışı- ğında ve içtihatlar göz önünde bulundurularak insan ticareti suçu ele alınmış bulun- maktadır. Anahtar Kelimeler: Göçmen Kaçakçılığı, İnsanlığa Karşı Suçlar, İnsan Ticareti, Kanuni Kapsam, Suç, Sınıraşan Suçlar.Master Thesis Bilişim sistemine girme suçu(2022) Öztekin, AlpTCK md. 243'te iki ayrı suç birlikte düzenlenmiştir. Maddenin ilk üç fıkrasında yetkisiz erişim suçu, dördüncü fıkrasında ise araya girme suçu düzenlenmiş olup her iki suç da 765 s. mülga TCK'da tam karşılığı bulunmayan, esas olarak 5237 s. TCK'da ilk olarak yürürlüğe konulmuş suçlardır. Bu düzenlemeler, Türkiye'nin de tarafı olduğu ve yürürlükte bulunan Avrupa Siber Suçlar Sözleşmesi'nin ikinci ve üçüncü maddelerindeki düzenlemeler ile tamamen paraleldir. Yetkisiz erişim suçu ile korunması amaçlanan hukuksal değer, bilişim sistemleri üzerindeki yetkili olma durumundan kaynaklı haklar ve buna bağlı dokunulmazlıktır. Araya girme suçu ile korunması amaçlanan hukuksal değer ise veri trafiğinin gizliliğine dair haktır. Fail ile mağduru herkes olabilen ve neticesi harekete bitişik durumdaki bu suçlarda; yetkisiz erişim suçu yönünden hedef sisteme erişimin gerçekleşmiş olması, araya girme suçu yönünden de veri nakillerinin teknik araçla araya girilerek izlenmesi neticesinde illiyet bağı da kurulabiliyor ise objektif tipiklik oluşacaktır. Sistemdeki verilerin yahut nakil halindeki verilerin içerdiği bilgilerin öğrenilmesi ise suçun objektif tipikliğinin oluşumu açısından gerekmemektedir. Maddede düzenlenen her iki suç yönünden de teşebbüs mümkündür. Yetkisiz erişim suçunun konusu bilişim sistemi olup, araya girme suçunun konusu ise nakil halindeki verilerdir. Yetkisiz erişim suçunun konusu bedeli karşılığı yararlandırılan bilişim sistemleri ise bu durumda maddenin ikinci fıkrasında yer alan hafifletici sebep düzenlemesi tatbik edilecektir. Maddenin üçüncü fıkrasında ise kast + taksir kombinasyonu teşkil eden gerçek bir neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç düzenlemesine gidilmiş ve yetkisiz erişim suçunun, verilerin yok olması veya değişmesi neticesine bağlı neticesi sebebiyle ağırlaşmış hali oluşturulmuştur. Her iki suç yönünden de sübjektif tipikliğin oluşumu için kast ve hukuka aykırılık bilinci gerekli olup, failde belirli bir saikin mevcudiyeti aranmamaktadır. Yetkisiz erişim suçu ile TCK'da yer alan bütün yazılı hukuka uygunluk sebepleri bağdaşmakta ise de meşru savunma yönünden kesin bir teorik çıkarım yapılamamaktadır. Araya girme suçu yönünden ise meşru savunma dışındaki hukuka uygunluk sebeplerinin gündeme gelmesi mümkündür. Suçların kınanabilirlik unsuru yönünden ise tartışılabilecek herhangi bir özel durum bulunmamaktadır. Hacking olayları sonucunda meydana gelebilen bu suçlarda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün olup, suçların işlenmesi sırasında farklı suçların meydana gelme olasılığı da kuvvetli olduğundan, bu suçlara yönelik içtima noktasında titiz bir inceleme yapılması gerekmektedir. TCK md. 243'te düzenlenen yetkisiz erişim ve araya girme suçları işlendiği sırada sair suçlara da sebep olunması durumunda fikri içtima durumu değerlendirilmeli, fikri içtimanın şartları oluşmuyor ise daima gerçek içtima uygulanmalıdır. Zira bu suçların bileşik suç niteliğinde değerlendirilebileceği bir düzenleme maddi ceza hukukumuzda bulunmamaktadır. Bu suçların sübut bulması halinde tüzel kişiler hakkında da gerçek kişiler ile birlikte güvenlik tedbirlerine hükmedilmesi mümkün olup, bu noktada eşya müsaderesi ve bilişim sistemlerinin müsadere uygulamalarına konu edilmesi olanak dahilindedir.